e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

1 Nisan 2003  Sayı: 102

 

dışarıdangöz...

Nail Güreli*

Savaş sanayii, tıp sanayi

Türk Tabipleri Birliği’nin yayınladığı “Tıp Dünyası”na bir yazı yazmamız istendiğinde, konuyu saptamak ve konuya başlangıç noktasını bulmak için bir hayli düşündük. Sonunda, eskiden iletişim fakültelerinde ve genç gazetecilere yönelik toplantılarda dile getirdiğimiz bir “meslekler tanımlamasıyla” başlamada karar kıldık.

Gazeteci adaylarına ve genç meslektaşlarımıza mesleklerini anlatmak için söylediklerimizi özetlemeye çalışalım.

Elbet her mesleğin işlevi önemlidir, her meslek değerli ve insanlar için gereklidir; her mesleğin sahibi saygındır. Ama dünyada dört meslek vardır ki, insanlarla doğrudan ilişkileri, insanlara birebir hizmet vermeleri bakımından bizce yeryüzünün en erdemli meslekleridir. Hemen her meslek gibi, bu meslekler de “doğru” ve “dürüst” olarak yapıldıklarında dünyanın en erdemli dört mesleğidir.

Bunların biri, tıp mesleğidir. Çünkü, insanların sağlığına doğrudan hizmet eder, insan yaşamının koruyucusudur.

İkincisi hukuk mesleğidir. Çünkü, insanların hakkını ve hukukunu korumaya hizmet eder; insanların güven içinde yaşamasının başlıca dayanağıdır.

Üçüncüsü, öğretmenlik mesleğidir. Çünkü, ilkokuldan üniversiteye kadar insana bilgi verir, eğitimin ve öğretimin yolunu göstererek donanımlı insan olarak yetişmesini sağlar.

Dördüncüsü ise, gazetecilik mesleğidir. Çünkü, insanları yöresinde, ülkesinde, dünyada olup bitenlerden haberdar eder. Onu toplumsal, sosyal ve kültürel, kısacası her alanda güncel bilgilerle donatmaya hizmet eder.

Bir kez daha yineleyeyim; bu meslekler doğru ve dürüst olarak, meslek ilkelerine özenle bağlı kalınarak yapıldığı zaman dünyanın en erdemli mesleklerindendir. Bu meslekleri doğru ve dürüst yapanların insanlara verdiklerini şöyle bir düşünün; sonucun ne kadar erdemli, gurur verici bir sonuç olduğunu kabul edersiniz.

Ama, madalyonun günümüzde giderek öne çıkan bir de öbür yüzü var. Bu meslekler doğru dürüst yapılmadığında, kendi meslek ilkelerine uyulmadığında, insanların zararına olmazlar mı? O mesleğin kurallarına uymayanları, kişisel çıkarlarını önde tutanları, çeşitli çıkar odaklarına alet olanları erdemsiz duruma düşürmezler mi?

Tıpta “Hipokrat Andı” ile ifadesini bulan meslek ilkelerine ve tıp mensuplarının doğru davranış kurallarına bağlılık, günümüzde büyük önem taşıyor.

Bizce, başka sektörlerde de görüldüğü gibi, tıp sektöründe de (sevmediğimiz bir sözcükle söyleyecek olursak) “etik” kuralları tehdit eden önemli bir olgu, büyük sermayenin oluşturduğu ve dönüşü pek olanaklı görülmeyen “tıp sanayii”dir.

Tıp sanayiinin egemenliği sonucunda, bu sanayiin çıkarlarına hizmet etme gerçeğinin, (elbet genelleme yapmadan söylüyoruz) kurumların ve bireylerin üzerine dayanılmaz bir ağırlıkta abandığı gözlemleniyor. Pek çok tıp mensubu bu olgudan yakınıyor ve bunun olumsuz gelişmelerine karşı mücadele veriyor.

Prof. Dr. Turgay Atasü, bu olguya “Sağlıklı Menapoz” kitabında (Özgür Yayın Dağıtım, İstanbul) şöyle değiniyor:

“Dünyada silah sanayiinden sonra en büyük sanayilerden biri haline geldiği söyleyen tıp sanayiini anımsatmak isteriz. Gereğinden fazla aygıt kullanımına ve aşırı ilaç tüketimine dayalı sağlık sömürüsüne karşı bilgili ve uyanık olunmalıdır. İlaç sanayiinin bu yoldaki özendirici girişimlerine ve baskılarına karşı doktorlar ve halk korunmalıdır. Bu da doğru bilgi edinme bilinciyle ve bu bilincin yaygınlaşmasıyla gerçekleşir.”

Hekimlere ve tüm tıp mensuplarına, elbet tabip odalarına bu konuda önemli sorumluluklar düşüyor. Onların işi çok zor, ama bir o kadar da erdemli.

*Gazeteci, yazar

 

 

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön