e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

15 Mart 2003  Sayı: 101

 

Türk Tabipleri Birliği, TMMOB, DİSK ve KESK’in 2003 yılı bütçesine ilişkin değerlendirmesi:

“IMF’nin bütçesi”

TTB, TMMOB, DİSK ve KESK, 2003 yılı bütçesinin “barışın  bedeli” biçiminde sunulmasına sert tepki gösterdi.

Tıp Dünyası - ANKARA - TTB, TMMOB, DİSK ve KESK asker gönderme ve bulundurma tezkeresinin 1 Mart’ta TBMM’de reddedilmesinin ardından açıklanan 2003 yılı  bütçesinin, “barışın bedeli” olarak sunulmaya çalışılmasına tepki göstererek, “Halkımıza çıkarılan 15.7 katrilyon lira tutarındaki bu maliyet, barışın değil, IMF programının maliyetidir” açıklamasını yaptı.

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB temsilcileri, 9 Mart 2003 Pazar günü düzenledikleri basın toplantısında, tezkerenin yanı sıra bütçeye ilişkin bir değerlendirme de sundular. Değerlendirmede şu tespitler yer aldı:

- Halkımıza çıkartılan 15.7 katrilyon TL turatırndaki bu maliyet, barışın değil, IMF programının maliyetidir.

- 3 Mart ek istikrar tedbirleri ve 2003 yılı bütçesi IMF mantığının somut bir ürünüdür. 2003 yılı bütçesi harcama toplamını, 147 katrilyon TL olarak, toplam vergi gelirlerini ise 86 katrilyon TL olarak belirlemiştir. Faiz harcama hedefi ise 65.5 katrilyon TL olarak öngörülmektedir.

- Faiz harcamaları hedefi, toplam vergi gelirleri hedefinin yüzde 76’sına karşılık gelmektedir. Dolayısıyla 2003 bütçesi de geçmiş senelerde olduğu gibi, rantiye sınıfına kaynak aktarma işlevinin bir aracı olmaya devam edecektir.

- Bütçe, IMF programlarının dogmatik bir inanç düzeyinde sürdürdüğü yüzde 6.5 düzeyinde “faiz dışı fazla yaratma” saplantısını yansıtmaktadır. 3 Mart’ta açıklanan daraltıcı önlemler, “tezkerenin reddedilmesi sonucu ortaya atılan mali tıkanıklığın” değil, IMF programlarının temel hedeflerinin doğrudan bir ürünüdür.

- Bu durum, 57. hükümet tarafından hazırlanan, ancak kadük kalan bütçe tasarısı ile mevcut bütçe tasarısının karşılaştırılmasında da açıkça belirmektedir.

- Mart iktisadi önlemleri ve 2003 bütçe tasarısı, emeği ile geçinen halka yeni yükler getirirken, sermaye gelirlerini ve özellikle finansal kazançları vergi dışında tutma konusundaki ideolojik tercihi sürdürmektedir. En adaletsiz vergi biçimi olduğu bilinen dolaylı vergilerin toplam vergiler içindeki payı yüzde 70’e ulaşırken, sermaye kesiminden alınan kurumlar vergisinin toplam vergi gelirleri içindeki payı sadece yüzde 10 düzeyinde kalmaktadır.

- IMF  programının ana hedefi esasen, Türkiye’nin dış ve borç yükümlülüklerinin sürdürülebilmesinin sağlanmasıdır. Bütçe ise, bu amaca yönelik “faiz ödeme aracı” haline getirilmiştir. Bunun da  yöntemi her zaman olduğu gibi, yükün emekçilere aktarılmasıdır.

- Hem bütçe kalemlerinin büyüklükleri hem de pakette yer alan önlemler yine yatırımsızlık, yine kamu çalışanlarının ve emeklilerin gelirlerinin düşürülmesi, yine sosyal devlet harcamalarının azaltılmasıdır. İşçilerin ikramiyesini ertelemeye kalkışan iktidar, rant gelirlerine dokunmama ve sermayeyi vergilendirmeme, kayıt dışı ekonomiyi kayıt altına almama konusunda kararlıdır.

- Bütçenin başka anlamı, bu siyasi iktidarın, eleştirdiği ve yerine geçtiği iktidarın bütçesine, yani  politikalarına sahip çıktığıdır.

- Bu bütçe bizim bütçemiz değildir. IMF’nin istekleri doğrultusuna hazırlanmıştır. Seçim öncesinde hazırlanan bütçeden farklı değildir. Hal böyleyken, bütçe sunuşunda “barışın bedeli vardır” denerek, halkımız yanıltılmaya çalışılmaktadır.

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön