Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

.

15 Mart 2003  Sayı: 101

aradabir...

Dr. Mustafa Sütlaş

Farklı açılardan bakmak ve görmek

Tıp Dünyası için yazı yazmak çok önemli ve keyifli bir iş. Üstelik bu yazıyı Tıp Dünyası’nın hazırlandığı yerden, yani işin mutfağında yazmak çok daha keyifli. Diyeceğim o ki şu anda Ankara’dayım ve bu yazıyı Ankara’dan yazıyorum.

Ankara’ya sabah indim. Orta öğretimim boyunca yedi yılım bu kentte geçti. Bu sabah eskiden yaşadığım yerlerde dolaştım. Okulum, evim  herşey bana farklı geldi. Fark, geçen 35 yılda ve bu süre içinde o mekanlarda yaşanan değişikliklerden kaynaklanmıyor. Temel fark benim bakış açımda. En azından yaklaşık 1 metre daha yüksek bir konumdan bakıyorum. Şimdi daha büyük olduğum için uzaklıklar, hacimler, bana Gulliver’in cüceler ülkesinde hissettiklerini hissettirdi.

Bunları neden anlattım?

Ülkemizin sağlık ve tıp ortamına dışardan baktığımızda gördüğümüz resim güzel bir resim değil. Bunu herkes görüyor ve söylüyor. Ama içine girip bu resmin içindeki kişi ve kurumlarla o kurumların yöneticilerine tek tek sorduğumuzda herkes bu görüntünün kendisinin isteği dışında kötü olduğunu, değiştiremediği için de kabullendiğini söylüyor. Herkesin bir çok sorunu var ve o sorundan yakınıyor. Bunu yaparken sunduğu argümanlara bakarsak hepsine Nasrettin Hoca misali “Haklısın” demek zorunda kalıyoruz. Kendi meslektaşlarımız için de bu böyle. Dertlerini sıraladıklarında hemen hemen hepsinde haklı olduklarını kabul ediyoruz.

Haklısın demeye daha öğrencilerden başlıyoruz. Onlar yaşadıkları sorunlar, bunlara yol açan nedenler ve çözüm yolları önerileri noktasında haklılar. Onları eğiten öğretim üyeleri de benzer durumdalar ve haklılar. Pratisyen hekimler, asistanlar, uzman hekimler, şef muavinleri, şefler, şeflik sınavına girenler de, girmeyenler de haklılar. Muayenehanesi olan hekimler de kamuda çalışan hekimler de haklılar. Hatta çalışmayan, çalışamayan, başka işlerle yaşamını sürdüren hekimler de haklılar. İş yeri hekimliği kurslarına gidemeyen, sırada bekleyen, kursu alıp henüz iş yeri olmayan da, bir şekilde birden çok işyerinde çalışan hekimler de haklılar. Yönetici hekimler de, yönetilen hekimler de haklılar. Dahası odalarımızın, derneklerimizin, sendikalarımızın yönetiminde olan hekimler de, onların yönetimlerinden yakınan hekimler de haklılar. Haklı olanlar yalnız hekimler değil, o hekimlerle birlikte çalışan diğer sağlık çalışanları da pek çok konuda haklı. Dahası bizlerin ellerinden sağlık hizmeti alanlar da, alamayanlar da haklı.

Şimdi “ee sen de haklısın” dediğinizi duyar gibiyim. Gerçekten ben de haklıyım.

Bu haklıların haklı oldukları konulara baktığımda başka birşey görüyorum. Onlara “haklısın” dediğim konuların bir çoğunda aslında kendimle ve öncekilere söylediklerimle çelişmiş oluyorum.

Örneğin hem sağlık tek elden merkezi ve genel bütçeden verilsin diyenlere “haklısın” dediğimde; hem de “SSK’nın çökertilmesine karşı mücadele edenlere de “haklısın” dediğimde kendimle çeliştiğimi düşünüyorum.

Benzer olarak basamaklı hizmeti “haklı” bulup savunurken ve temel sağlık hizmetinin birinci basamağın, sağlık ocaklarının işi olduğunu kabul ederken bağımsız, dahası işverene bağlı bir iş yeri hekimliğini savunanlara “haklısın” dediğimde kendimle çeliştiğimi düşünüyorum.

Muayenehane hekimlerini “KDV”nin kalkması konusunda haklı bulmak istiyorum ama sağlık hizmetinin ücretli olmaması yolundaki düşüncelerim beni bağlıyor.

Bu çatışmaları hep yaşıyorum. Benim gibi bir çok hekimin de yaşadığını düşünüyorum. Sonra bir çok insanın söz ve talep ettiği “TTB’nin, tabip odalarının” ne olduğu yolundaki sorular aklıma geliyor. İşte o zaman tüm bunları içeren ve birbirini bütünleyen politikalarımızın oluşturduğu; eksiği olmayan güzel bir resmi ben de merak ediyor ve istiyorum.

Türk Tabipleri Birliği ve içinde emek verenlerin, kafa yoranların bilgi ve birikiminin bunu sağlayacak düzeyde olduğunu biliyorum. Önemli olan her zaman yaptığımız şeylere bir kere daha ve “farklı” bir yerden bakmak, bakabilmek...

Temel değerlerimizden, hekimliğe ve mesleğimize ilişkin ilke ve kurallarımızdan sapmadan bunu yapabilirsek gerçekte kimlerin haklı olduğunu daha iyi ortaya koyabiliriz kanımca.