e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

1 Mart 2003  Sayı: 100

 

Bir hekimin günlüğünden: Döner sermaye

Dr. Nihan Keysan

30.11.2001

Döner sermaye uygulamasına ilimizde Aralık ayında başlanacak. Bugün Sağlık Grup Başkanlığı’nın ayarladığı bir arabayla ilçemizin tüm sağlık ocaklarını temsilen yaklaşık on kişi Sağlık Müdürlüğü’ne toplantıya gittik. Toplantıda hepimize para alma kurallarının yazılı olduğu kağıtlar ve fiyat listesi dağıtıldı. Sunum yapan görevlilerin üslupları hem özendirici hem de tehditkardı. Sosyal güvenlik kapsamında olmayan vatandaşlarımızdan hangi durumlarda para alacağımıza dair hayati soruyu “adamın üstüne başına bakarsınız, çok kötü görünüyorsa para almazsınız, zaten bölgenizdeki insanları az çok tanıyorsunuzdur” şeklinde cevaplamaları onların da kafasının karışık olduğunu gösteriyordu. Salondan uğultular yükselmeye başlayınca müdür yardımcısı bey araya girerek “arkadaşlar, siz zaten bu paraları topluyorsunuz, bundan sonra paralar müdürlükte toplanacak, ocağınızın ihtiyaçları müdürlükten karşılanacak, bir maaş kadar da döner sermaye alacaksınız” dedi. Bir diğeri de “hastayı hastaneye sevk etmek yerine hastaneden sadece röntgen vs. isteyip hastaya kendiniz tanı koyup tedavi edebileceksiniz, böylece kendinize güveniniz gelecek” dedi.

Doğrusu müdürlüğün bu ince yaklaşımı yani bizlerin kendimize güven duyma konusunda problemlerimiz olduğunu fark etmeleri ve bunu çözme çabaları beni ziyadesiyle memnun etti. Arkasından heveslenen bir arkadaşımız “ocağa fotokopi makinesi alırsak oradan da kara geçebiliriz” dediyse de bu öneri pek pratik bulunmadı (şimdilik).

Toplantı alelacele bitirildi ve yukarı makbuzlarımızı almaya çıktık. Toplantıda konuşulmayanlar bahçede dile getirildi. “yeter artık ,TUS’u kazanıp gitmek lazım buralardan” dedi birisi, bir diğeri “ben günde 150 hasta bakıyorum, A köyündeki doktor 15 hasta bakıyor, ben şimdi o adamla aynı parayı mı alacağım?” dedi ve tesadüfen orada bulunan A köyünün doktoru, “madem öyle gel sen çalış köyde” diyerek diğer doktorun üzerine yürüdü, neyse ki araya girenler oldu da olay büyümeden kapatıldı.

Sorumluluklarımızı ne kadar artıracağını, insanların bu parayı vermekte nasıl zorlanacağını, hastalarla her gün kavga etmek zorunda kalacağımızı, ocağın ihtiyaçlarını karşılamakta bir sürü problem yaşayacağımızı konuştuk ardından.

Sonra bu endişeli karamsar topluluk ellerinde makbuzlar, sayman defterleri, fiyat listeleri ile dağıldı. Ama, içimizde en üzgün olanı bir sıtma savaş memuruydu, mutemet olarak görevlendirilmişti ve kadın içeride konuşulan Sayıştay denetimi, Maliye denetimi, DGM gibi sözler edildiğini duyunca telaşlanmıştı, biz ayrılırken o müdür yardımcılarına derdini anlatmaya çalışıyordu.

03.12.2001

Döner sermaye uygulamasına başladık. Sosyal güvencesi olmayanlardan para almamaya karar verdim ve bu kararımı personelime duyurdum. Hastaların fotokopi getirmeye alışması uzun sürdü, bizim tahakkuk fişi, makbuz ve sayman defteri doldurmayı öğrenmemiz daha uzun. Bu arada müdürlük makbuz dışındaki evrakları eser miktarda verdiği için belediyeden rica edip yüzlerce tahakkuk fişi fotokopisi çektirdik.

05.12.2001

Poliklinik odasında çoğu zaman yalnız olduğumdan poliklinik defteri, tahakkuk fişi, makbuz doldurmaktan reçete yazmayı unuttuğum oluyor, bir de çekmecede bozuk para bulundurmak gerekiyor.

20.12.2001

İşin en zor taraflarından birisi de para yatırma meselesi; tüm mutemetlerin 15 günde bir müdürlüğe gitmesi gerekiyor. Doğal olarak ben mutemet doktor dün müdürlüğe gidip sıra bekledikten sonra sayman beyin “aaa... Bu kadar mı para toplayabildiniz?” şeklindeki sözlerine ve kuşkulu bakışlarına maruz kaldım. Bir yolunu bulup müdürlüğe gitmeyeceğim bundan sonra.

02.01.2002

Döner sermaye ücretlerine zam geldi.

24.01.2002

Dün merkez sağlık ocaklarından birinde çalışan bir arkadaşım, kendilerine sağlık güvencesi olmayanlardan para alınması konusunda çok baskı yapıldığını, hastalara ancak fakirlik ilmuhaberi getirirlerse ücretsiz bakabildiklerini söyledi. Bölgelerinde bir bebek zamanında sağlık ocağına getirilemediği için ölmüş. Ailenin sağlık güvencesi yokmuş ve paralı olduğunu duyduklarından bebeği sağlık ocağına getirmeye çekinmişler, bebek kötüleşince ertesi gün komşular getirmiş, hemen acile sevk edilmiş, ancak aile parasızlıktan acile de götürememiş ve o günün akşamı bebek ölmüş. Olayı müdürlüğe bildirmiş arkadaşım, ancak “bu ailenin sorumsuzluğu, bizi ilgilendiren bir durum yok” demişler.

Evet, bizi ilgilendiren bir durum yok, hayat böyle diye iç geçirmeliyiz belki biz de, ama nedense yapamıyoruz, başka türlü olabileceğini düşünüyoruz hep. İçimizi kemiren hep bu düşünce.

20.02.2002

Sağlık Grup Başkanlığı’ndaki eski laborant yeni mutemet gülerek döner sermaye ücretlerine tekrar zam geldiğini haber verdi. Böylece muayene ücreti 4.400.000 TL, büyük pansuman 5.000.000 TL oldu. Bazı sağlık ocaklarında tansiyon ölçümü ve aşılardan da para alındığını duydum bugün ve “düşmenin sınırı yok” dedim içimden.

26. 03.2002

Nisan ayı başında paralarımızın verileceği haberleri gelmeye başladı.

Şimdi umutla bekliyoruz. Sağlık ocağına gelebilenlerin parasını. İlaçların birkaçını alıp birkaçını eczanede tezgahın üzerine bırakanların parasını. Şurupları iki-üç çocuğu arasında pay eden annelerin parasını. Yaşlı teyzelerin elleri titreyerek cüzdanlarından çıkardıkları pazar paralarını. “Umutla” bekliyoruz…

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön