e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

1 Mart 2003  Sayı: 100

 

Avrupa Tabipler Birliği ve Dünya Sağlık Örgütü'nün ortaklaşa düzenlendiği toplantıya Türk Tabipleri Birliği adına Prof. Dr. Nural Kiper katıldı...

“Tükenmişlik sendromu” en fazla hekimlerde

EFMA ve WHO’nun 7-9 Şubat’ta Berlin’de gerçekleştirilen ortak toplantısında, telematik tıptan hekim ve ilaç/teknoloji ilişkisine, diploma denkliği ve kalite standardizasyonundan sigara karşıtı eylemlere, hasta haklarından hekimlerde “tükenmişlik sendromuna” uzanan konular tartışıldı.

4.gif (36979 bytes)Tıp Dünyası - ANKARA - Avrupa Tabipleri Birliği Forumu (EFMA) ve Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) ortaklaşa düzenlendiği toplantı 7-9 Şubat 2003 tarihleri arasında Berlin’de gerçekleştirildi.  30 ülkeden yaklaşık 100 katılımcının yer aldığı forumda “Hekimlerin ‘tükenmişlik’ sönmüşlük sendromu”, “Telematik tıp”, “Hekim-ilaç/teknoloji endüstri ilişkileri”, “Diploma denkliği ve kalite standardizasyonu”, “Sigara karşıtı eylemler”, “Avrupa’da sağlık politikası reformları-özelleştirmenin rolü”, “Hasta Hakları”, “Hatasızlık kapsamı (No-fault conpersation)” başlıkları tartışıldı. Foruma Türk Tabipleri Birliği (TTB) adına Merkez Konsey üyesi Prof. Dr. Nural Kiper katıldı. Toplantı gelecek yıl Hırvatistan’da gerçekleştirilecek.

Prof. Dr. Nural Kiper’in aktardığı bilgilere göre, EFMA/WHO ortak forumunda öne çıkan konular şöyle:

-Açılış programında söz alan WHO yetkilisi  Dr. Mila Garciz-Barbero tüm dünyada ve ülkeler içinde de gelir eşitsizliğinin artışı, çocuk ölüm oranlarının yüksekliği -bu iki gruba da örnek verilen ülkeler arasında gösterilen slaytlarda Türkiye’nin üst sıralarda yer alması dikkat çekti- kadın hakları, malnütrisyon, işsizlik, HIV/TB gibi başlıkların üzerinde durdu. Tüberküloz kontrol programlarından en etkilisi olduğu belirtilen DOTS’un (doğrudan gözlem tedavisi) uygulandığı ülkeler arasında Türkiye’nin de yer aldığını belirten Dr. Barbeno, 2002 yılı içinde, dünyada bir günde şiddete maruz kalan kadın sayısının 4 bin 400 olduğunu bildirdi.

-EFMA/WHO Forum Başkanı Dr. Rene Salzberg ise, önceki yıllarda alınan kararların sağlık ortamlarına olumlu etkileri olduğunu aktardı. Salzberg, EFMA/WHO toplantılarının 2004 yılında Hırvatistan, 2005 yılında Norveç, 2006 yılında da Macaristan’da yapılmasının planlanandığını belirtirken, 2007 yılı için aday ülke başvurularının beklendiği duyurusunu yaptı.

-“Burnour=tükenmişlik=sönmüşlük” sendromu çeşitli ülke sunumları ile yeniden gündeme getirildi. İsrail’den Dr. Thelma Kushnir hekimlerde son yıllarda giderek artan oranlarda ve şiddetle “tükenmişlik” sendromunun tanımını, ortaya çıkışını kolaylaştıran faktörleri özetledi. Kushnir, tıp bilimindeki, değişim ve teknolojide inanılmaz artış ve ilerlemenin hekimlerde başarısızlık (=yetersizlik) hissini kuvvetlendirdiğini, buna ilave olarak çalışma saatlerinin artmış olması ve doktorluk mesleğinde statü kaybının çok belirgin olarak hissettirilmesinin önemli bir yerinin olduğunu vurguladı.

-Hekimler arasında yapılan bir çalışmada 24-34 yaş grubunda, aile hekimlerinde (=genel pratisyenler) ve kamuda çalışanlarda daha çok ve yüksek şiddette görüldüğü sonucu katılımcılara sunuldu. Bu konu ile çeşitli ülke sunumlarından sonra son gün EFMA/WHO bildirisinde ayrı bir başlıkla tüm ülke tabip birlikleri ülkelerindeki hekimler adına, gerek tanımı, gerek görülme sıklığı araştırılması, gerekse önlemleri konusunda göreve çağrıldılar. Bildiri son gün oybirliği ile tüm katılan ülke tabip birliği temsilcileri tarafından kabul edildi.

-Hekimlerin çalışma saatleri de dahil olmak üzere (örneğin Almanya’da 56-58 saat/hafta) birçok olumsuz faktör yanyana geldiğinde “tükenmişlik” sendromunun gelişmiş ülkelerde de yüksek olduğu (Almanya’da yüzde 40, ABD’de yüzde 19, İngiltere’de yüzde 27 vb.) vurgulandı. Danimarka’da hekimler arasında diğer meslek gruplarına göre 1.7 kez daha fazla intiharın görüldüğü belirtildi.

-Forumun üzerinde yoğunlaştığı diğer bir başlık da “Telematik Tıp” konusu oldu. Hasta kayıtları, hasta tartışmaları, bilgilenme, bilgiye ulaşma, tıbbi öneriler, vb konularda birçok ülkede tıp alanına girmiş olan bilgisayarın “reklam” ve “tıp mesleği uygulamaları” alanlarında tartışılmaya açık çok yönü bulunduğuna dikkat çekilmiş, güvenilirliği ve kanuni yönleri ile birlikte finans sorunlarının da ayrıca detaylı bir araştırmaya muhtaç olduğu belirtilmiştir.

-Tıp eğitiminde yadsınamaz bir rolü olan telematik tıbbın, ev tedavilerinde Kuzey Avrupa ülkelerinde yavaş yavaş gündelik hayata girdği, yeni çalışma politikalarının oluşturulması ve bunun standardizasyonu konusunda alınacak daha çok yol bulunduğu İsveç’den Dr. H.H. Burner tarafından dile getirildi. Tıp mesleği uygulaması esnasında karşımıza çıkabilen ve çıkması büyük bir ihtimalle beklenen sakıncalar (acil durumlar, yüzyüze iletişimde bir eksiklik, sigorta kapsamı, güvenilirlik-emniyet-doğruluk ve kanuni sorumluluklar konusu) Finlandiya’dan Dr. M. Aarimaa tarafından tartışıldı. Bu konu ile ilgili tanıtıcı rehber hazırlığı yapmış olan ülkeler deneyimlerini aktardılar.

-Hekim-endüstri ilişkilerinden örneklerin sunulduğu konuşmasında Prof. Dr. J. Collie bu konunun tüm ülkelerde önemli bir sorun olduğunu vurgulamış bazı verilerle ülkelerdeki somut durumdan bahsetmiştir. ABD’de 2002’de yapılan bir nefroloji kongresinde konuşmacıların yüzde 40’ının ilaç endüstrisi tarafından desteklendiği, İngiltere’deki tıpla ilgili araştırmaların yüzde 76’sının endüstri destekli olduğunu vurguladı. Önlemler konusunda “jenerik isim” kullanımının önemini bir kez daha belirten Collie, “Ülkelerin araştırmalara para ayırmasını sağlayacak - hatırlatacak eylemlerde bulunması gereklidir” diyerek bu konunun tüm ülkelerin tabip birliklerinin ilgilenmesi gereken bir konu olduğu vurgusunu yaptı.

-8 Şubat 2003’de yapılan 2. gün oturumlarında ana başlıklardan “diploma denkliği ve hekimlerin serbest dolaşımı” konusu etraflıca tartışıldı. Ana problemler arasında finans, kanuni, mesleki, politik ve dil-kültür sorunları ve bu problemlerin çözümü konusunda görüşler sunuldu. Sürekli tıp eğitimi programları ve akreditasyonu ile resertifikasyonun sorunlarından bir kısmının çözümüne yardımcı olabileceği ancak politik ve kanuni çözümler için daha çok yol alınması gerektiği vurgulandı. Konuşmacılar bugün birçok ülkede gerçekleştirilen sürekli tıp eğitimi etkinliklerinin standardizasyonu ve AB ülkelerindeki ortak eğitim programları konusundaki sorunların çözümlerine yönelik örnekler sundular.

-İkinci gün tartışılan konular arasında sigara karşıtı eylemler ve son olarak da “hafif sigara” (light)  dahil hiçbir reklama izin verilmemesi ve gençlere yönelik spor da dahil olmak üzere sigara reklamlarının tümünün kaldırılmasının sonuç bildirgesinde yer alması gerektiği vurgulandı. Norveç’te bazı restoranlarda da sigaranın yasaklandığı bildirildi ve alkışlarla kutlandı. Sigara politikalarında, lobicilikte, sigara kesme programlarında, ülke çıkarlarına yön veren tabip birlikleri arasında Türkiye’nin yer aldığı, sigara karşıtlığı programlarında reklamlar da dahil olmak üzere TTB’nin aktif katkısı, gösterilen slaytlarda yer aldı. Almanya’da sigara içiciliğinin yüzde 35 olduğu, gençlerde yüzde 28’e varan artışın 1990 sonrası olduğuna dikkat çekildi.

-Son oturumda ise Avrupa’da sağlık politika reformlarında özelleştirmenin rolü Polonya, Macaristan, Çekoslovakya, Azerbaycan, Ukrayna, Rusya tarafından kısa sunumlarla örnekler verildi.

-9 Şubat 2003 yani son gün ise “nonfault conpensation”/”Hatasızlık Kapsamı” başlığı ile malpraktis ile ilgili ve hata oluşmadan ortaya çıkabilecek tıbbi sonuçlara yönelik yaklaşımlar üzerinde duruldu ve “Hatasızlık Kapsamı”na ait genel tanımların netleşmesine yönelik çalışmalara ihtiyaç olduğu Finlandiya tarafından vurgulandı.

-Sigara ve hekimlerde görülen “tükenmişlik” sendromu konusunda iki sonuç bildirisi oy birliği ile kabul edildi.

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön