e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

1 Mart 2003  Sayı: 100

 

Türk Tabipleri Birliği Genel Yönetim Kurulu’nun 22 Şubat 2003 tarihli toplantısında “savaş” gündemi öne çıktı

“Bu savaşı durdurmalıyız”

TTB Genel Yönetim Kurulu toplandı

"Hükümet faiz ödemeyi seçti"

1.gif (12541 bytes)Toplantıda, AKP’nin seçim öncesi ve hükümete geldikten sonraki belgeleri incelendi. 2003 bütçesi ve bütçeden sağlığa ayrılan pay ile sağlıkta nelerin yapılıp nelerin yapılamayacağının değerlendirilmesinin ardından 14 Mart Tıp Haftası etkinlikleri ele alındı. GYK, “Hekimlerin Savaş Karşıtı Bildirgesi”nin hazırlanarak 14 Mart etkinliklerinde okunmasını kararlaştırdı.

Tıp Dünyası - ANKARA - Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Yönetim Kurulu (GYK), 22 Şubat 2003 günü Ankara’da Merkez Konsey binasında toplandı. 58. hükümetin 3 aylık icraatının, 2003 yılı bütçesinin ve 14 Mart Tıp Haftası etkinliklerinin ele alındığı toplantıda, “savaş” gündemi öne çıktı. Kamuoyuna dönük bilgilendirme yapılmamasına karşın “el altından” ve “yoğun” biçimde sürdürülen savaş hazırlıklarına tepki gösten GYK, savaşa karşı yürütülecek bütün etkinliklere örgütten gelen güçle ve yüksek oranda katılmayı benimsedi. GYK, “savaşı durdurma kararlılığının” dalga dalga büyümesi için TTB ve tabip odalarında etkin bir koordinasyon merkezinin oluşturulması kararını aldı.

GYK toplantısına Aksaray, Ankara, Aydın, Balıkesir, Batman, Bolu, Denizli, Hatay, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kayseri, Kırıkkale, Kırklareli, Kırşehir, Manisa, Muğla, Niğde, Samsun, Uşak, Zonguldak tabip odalarının yası sıra, TTB Halk Sağlığı Kolu, TTB Pratisyen Hekimler Kolu, Genel Pratisyenlik Enstitüsü (GPE) ve TTB Hukuk Bürosu’ndan temsilciler katıldı.

TTB Genel Sekreteri Dr. Orhan Odabaşı’nın TTB’nin yürüttüğü çalışmalara ilişkin sunumunun ardından, Dr. Ata Soyer de 58. Hükümetin izleyeceğini açıkladığı politikaları ayrıntılarıyla değerlendiren bir sunum yaptı. Sunumla birlikte hükümetin 2003 bütçesi büyüklükleriyle nasıl bir sağlık öngörüsüne sahip olduğu ve bu politikaların Türkiye tıp ortamına getireceği olası sonuçlar değerlendirildi. GYK toplantısında yapılan tartışmalar ve katkıların ışığında bir grup çalışmasıyla oluşturulacak sunum materyalinin 14 Mart Haftası öncesinden başlanarak tabip odaları öncülüğünde düzenlenecek toplantılarla, hekimler başta olmak üzere, meslek örgütleri ve sendikaların da içinde yer aldığı geniş kesimlerle paylaşılması kararlaştırıldı.

2003 bütçesinin büyüklüklerinin açıklanıp TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşüldüğü süre içinde, 2003 bütçesinin “IMF’nin talimatları doğrultusunda hazırlanmış bir rant bütçesi olmaktan çıkarılması” ve bir sosyal devlet bütçesine dönüştürülmesi için, hekimlerin başta kendi il milletvekilleri olmak üzere, hükümetin ilgili tüm birimlerine tepkilerini iletme kararı alındı. Merkezi olarak da görüşmelerin yakından izlenerek, nasıl bir bütçe istendiğinin kamuoyuyla paylaşılması görüşü benimsendi.

“Biz bu savaşı durduracağız”

ABD’nin saldırısını ve Türkiye’nin savaşa girmesini önlemenin her zamankinden daha çok “şimdi” mümkün olduğu inancı ve kararlılığı ile kamuoyuna daha önce duyurulan tüm etkinliklere sahip çıkarak destek verme kararı alan GYK, bu etkinliklere katılımların en üst düzeyde olması ve “savaşı durduracak kararlılığın dalga dalga büyümesi için” TTB ve tabip odalarında etkin bir koordinasyon merkezinin oluşturulmasına da olur verdi.

GYK, “Savaşa Değil Sağlığa Bütçe” vurgusuyla “Hekimlerin Savaş Karşıtı Bildirgesi”nin hazırlanmasını, 58. Hükümetin sağlık politikalarındaki tercihlerinin, oluşturulan bütçenin, savaşa dair tutumunun yer alacağı bu bildirgenin 14 Mart’ta yapılacak etkinliklerde, tabip odalarınca belirlenecek ortamlarda okunmasını kararlaştırdı. GYK, buna bağlı olarak tüm hekmilerin katılacağı “Düşünme Eylemi” için de olanakların oluşturulmasına karar verdi.

 

"Hükümet faiz ödemeyi seçti"

Dr. Ata Soyer, GYK toplantısında yaptığı değerlendirmede, AKP programının gerçekçi ve çağdaş olmadığını belirtirken, hükümetin temel görev olarak faiz ödemeyi seçtiğini ve gelir artırmayı düşünmediğini kaydetti.

2.gif (38126 bytes)Tıp Dünyası - ANKARA - Dr. Ata Soyer, 22 Şubat 2003 Cumartesi günü yapılan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Yönetim Kurulu (GYK) toplantısında, 58. Hükümetin görevdeki 3 ayını ve “sağlık reformu” olarak tanımladıkları düzenlemeyi değerlendirdi. AKP’nin seçimden önce açıkladığı parti programı ve seçimden sonra açıkladığı hükümet programı ile acil eylem planını ayrıntılı bir biçimde karşılaştıran Soyer, önceki hükümetlerden hiçbir farkı olmayan AKP hükümetinin de tercihini “zenginden” yana kullandığını belirtti.

Soyer, GYK üyelerine yaptığı sunumda AKP’nin parti programında, hükümet programında ve acil eylem planında, sağlık alanına ilişkin olarak “Aile Hekimliği”, “Genel Sağlık Sigortası”, “Sevk Sistemi” uygulamalarını gündeme getirdiğini, “özel sektörle işbirliği” ve “hastanelerin özerkleştirilmesi”nin zorunlu görüldüğünü anlattı. Tüm bunlara 5 noktada karşı çıktıklarını belirten Soyer, bu itirazları şöyle sıraladı:

“58. Hükümetin önerdiği formül yeni değil; 22 yıldır uygulanan politikaların kötü bir uzantısıdır. Gerçekçi ve çağdaş değildir. Ulusal değildir; IMF ve Dünya Bankası gibi örgütlerin dayatmasının bir sonucudur. Mevcut ekonomik durum ve sağlıktaki güçler mücadelesi değerlendirildiğinde olanaklı değildir. Küreselleşmenin etkisinden azade değildir.”

Soyer, AKP hükümetinin “sağlık reformu” olarak gündeme getirdiği ve geçmiştekilerin devamı olan modelin “sağlık ocağı sistemini çökerteceğine”, hastanelerin özerkleştirilmesinin “hastaneleri işletme haline getireceğine”, “personel arası ücret eşitsizliği”, “zor çalışma koşulları” ve “tekelleşme” gibi büyük olumsuzlukları yaratacağına dikkat çekti.

GSS’nin uygulanması mümkün değil

Hükümetin asıl sorununun “vergi toplayamamak” olduğunu belirten Soyer, GSS diye anılan Genel Sağlık Sigortası’nın da politikalar tartışılmadan bir “vergi sistemi” olarak getirildiğini anlattı. Soyer, Türkiye’de kırsal nüfusun çok olması, işsizliğin yüksek olması, kayıt dışı ekonominin büyük oranlarda olması gibi nedenlerle GSS’nin teknik olarak da uygulanmasının mümkün olmadığını söyledi.

Ata Soyer, GSS’nin Türkiye gibi az gelişmiş/gelişmekte olan ülkeler için Dünya Bankası’nın bulduğu bir formül olduğunu, genel bütçeden sağlığa daha çok kaynak ayırmak olanaklı olmadığı için de böyle bir yolun zorlandığını anlatarak, “Bütün bu sistemin temel tezi bu. ‘Biz zenginlerden vergi alamayacağız. Kamu gelirini artıramayacağız. Bu nedenle bu hizmeti almak isteyenler kendi ceplerinden verecekler.’ Bu sistemin özeti bu” diye konuştu.

Sigorta sisteminde “paranın kimden alınacağı” sorusunun yanıtının önemli olduğunu belirten Soyer, Avrupa ülkelerinde sigorta sistemine kamunun ve patronun katkısının büyük olduğunu ancak “politik bir güç meselesi olması nedeniyle” Türkiye’de bunun sağlanmasının olanaklı olmadığını kaydetti.

Batıda sigorta sisteminin tarihsel bir sürecin sonunda oluştuğunu anlatan Soyer, Türkiye’de böyle bir şeyin söz konusu olmadığına işaret etti. Soyer, Türkiye’de asıl amacın ek kaynak yaratma olduğunu vurguladı. Sağlık reformu diye anlatılan modelin genel ekonomik sisteme “dokunmaması” gerektiğini belirten Ata Soyer, hükümetin temel görev olarak faiz ödemeyi seçtiğini, seçimini “zenginden” yana yaptığını ve asıl yükün yine çalışanlara yükleneceğini söyledi.

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön