.......

.........
 
 
 
Görkem Büyüyor


Psk. Aylin İlden Koçkar*,  Dr. Selahattin Şenol**
* Uzm.; Gazi Üniv. Tıp Fak. Çocuk Sağlığı ve Ergen Psikiyatrisi, Beşevler, Ankara.
** Doç.; Gazi Üniv. Tıp Fak. Çocuk Sağlığı ve Ergen Psikiyatrisi, Beşevler, Ankara.

 Görkem'in son günlerde ateşi yükselmiş, iştahı kaçmıştı. Bulantı ve kusma oluyor, hiçbir şey yiyemiyordu. Çocuğun muayenesi ve boğaz kültürü sonucunda A grubu b hemolitik streptokok tonsilliti saptanmış ve penisilin tedavisi başlanması gerekmişti. Bulantı kusma nedeniyle antibiyotiğin enjeksiyon biçiminde uygulanması gerekmiş, bu ise Sultan'ı kaygılandırmıştı. Çocuğuna enjeksiyon yaptırmak onu oldukça zorlayacaktı. Daha önce inceleme amacıyla kan alınması bile sorun olmuştu. Bu nedenle Görkem'i bir başka enjeksiyon daha da korkutacak ve onu ikna edebilmek zorlaşacaktı. Sultan'ın korktuğu başına geldi. Artık Görkem'in yakınmaları giderek şiddetleniyordu ve ilaçtan söz etmek bile onun tepkilerini artırıyor ve Sultan'ı daha da üzüyordu.
   Sultan zorla da olsa çocuğunun sağlığı için bu tedaviyi uygulamak konusunda kararlıydı. Penisilin alerjisi ile ilgili kaygılarını bu konudaki doğru bilgileri alarak gidermişti. Ancak "iğne yapılmasına" karşı bu inatlaşma ve çocuğu zorlamaların onun ruh sağlığı üzerindeki etkilerini de merak ediyordu. Ne kadar zorlamalıydı? Acaba bu zorlamanın çocuğunun sonraki yaşamında ruhsal gelişimi üzerinde bir izi kalır mı? Bu zorlayıcı olayda ne yapabilir, etkisini nasıl hafifletebilirdi? 
Çocuk sürekli öğrenerek büyür. Tüm bu öğrenmeleri sırasında farkında olarak ya da olmayarak bir çok bilgi veririz. Çocuk bu bilgileri beyninde kodlar ve uygun zamanı gelince belleğinden çıkartıp kullanır. Öğrenme biçimleri arasında klasik şartlanma en çok bilinenidir. Burada öğrenme doğal bir uyaranın herhangi bir refleksi ortaya çıkararak bir koşullu uyaran yaratması ile gerçekleşir. Çocukların duygusal tepkileri bu durumun en sık görüldüğü durumdur. Örneğin korku tepkileri birçok uyaran tarafından doğal olarak ortaya çıkabilmektedir, bunlardan bir tanesi de ağrıdır. Doktora ilk kez giden bir çocuğu ele alalım. Doktor muayenehanesindeki uyaranlarının hepsi -doktor, muayenehane, aygıtlar vb.-  çocuk için doğal uyaranlardır, dolayısıyla da davranışları üzerinde bir etki yaratmazlar. Oysa bu muayene sırasında canı acıyan çocukta korku tepkisi ortaya çıkar. Oradaki tüm doğal uyaranlar ağrı ile eşleşir ve korku tepkisini ortaya çıkartır.
 Böylece çocuk doktordan korkmaya başlar. Buna benzer olarak çocukluktaki korkuların bir çoğu öğrenilmiş korkulardır. Uyaranların genellenmesi ile bu korkular daha sonra artarlar. 
 Örneğin çocuk yalnızca kendi doktorundan değil, tüm doktorlardan ve hatta beyaz önlük giyen herkesten korkmaya başlar. 
Buradaki tepkinin kaybolması olanaklıdır, çünkü bu koşullu, diğer bir deyişle öğrenilmiş olan tepkinin geri çevrilmesi de söz konusu olabilir. Bu koşullanmış öğretinin gücünü sürdürebilmesi için ağrı ile arasıra da olsa eşleşmesi gerekir. Oysa koşullanmış olan bu öğrenme (doktora gitmek) ağrı olmaksızın ortaya çıkabilirse zaman içinde etkinliğini yitirerek doğal bir uyaran durumuna gelecektir. 
 Bu tür pekiştirici etkiyi anne babalar ya da çocuğun bakımı ile ilgili çevresindeki kişilerin de oluşturabildiğini biliyoruz. 
 Disiplinle ilgili uygulamalarda anne babaların çocuğun o anki davranışlarını denetleyebilmek amacıyla "iğne yapılması", "doktora ya da dişçiye götürülmesi" gibi tehditler ile sağlamaya çalıştıkları görülmektedir. Oysa doğal bir uyaranı bu tür korkutucu geribildirimler ile çocuğa yansıtmak, daha sonra anne babayı başa çıkılması zor bir durumla karşı karşıya bırakabilecektir. 
 Bu tür korkularda diğer önemli bir etken ise çocukların bulundukları gelişimsel dönemdir. Çocuklar bu yaşlarda bedenlerine yapılacak herhangi bir girişimden korktukları için bu dönemde özellikle duyarlı davranılması gerekmektedir. Daha önce sünnet ile ilgili açıklamalarımızda 3-5 yaşları arasında çocukların bedenleri ile ilgili kaygılarının psikoseksüel gelişimin bir özelliği olduğunu belirtmiştik. Gelişimin bu fallik (cinsellik) döneminde sünnet ya da enjeksiyon gibi bedene yönelik uygulamalar çocukta kastrasyon (iğdiş edilme) ile ilgili kaygılara neden olmaktadır. Böylece çocukların bedene yönelik uygulamalara neden aşırı tepkiler verdiğini anlayabiliriz. Bu kaygıların rahatlatılması tepkileri azaltacak, daha sonraki ruhsal gelişime ilişkin etkileri de ortadan kaldırabilecektir. 
Bu tür korkularla baş etmek için uygulanabilecek yaklaşımlardan biri çocuğa doktor muayenehanesinde resim çizdirmek ya da oyun oynatmak olabilir. Çocuğun yapacağı resim doktorun uygulayacağı tedavi ile ilgili olabilir. Ebeveyni, neler yapılacağını gösteren bir resim çizerek çocuktan boyamasını isteyebilir. Ayrıca çocuğa muayenehanede olacaklarla ilgili net ve açık bir biçimde bilgi vermek, çocuğun kaygısını azaltacaktır. Bu yaştaki çocukların anne veya babasından ayrılmakla ilgili kaygıları olabileceği anımsanarak, bunların artmaması ve  denetlenebilmesi açısından ebeveyninin de muayene sırasında odada bulunması çocuğu rahatlatacaktır. Bu durumda diğer önemli bir konu ise doktor muayenesi öncesinde çocukla yapılan pazarlıklardır. "Eğer uslu durursan sana sevdiğin çikolatalardan alacağım; seni oyun salonuna götüreceğim" gibi yaklaşımlar bir sonraki sefer için yeniden bir pazarlık ve bir süre sonra pazarlıksız doktora gitmeme tepkisini uyandırabilir.
 Pazarlık yapılmaksızın doktorda "uslu durmuş" ve kendisinden istenilenleri yapmış olan çocuğun ödüllendirilmesi daha uygun olacaktır.
 Sultan ile bunları konuştuktan sonra kendisinin de Görkem'i zaman zaman "iğne yapar doktor amca" cümlesi ile korkutmuş olduğunu ve bunu bir daha asla yapmayacağını söyledi. Ayrıca çok fazla pazarlık yaptığını ve bunu durdurmanın zor olacağını ama artık buna bir son vermenin gerekli olduğunu anladığını belirtti.
 

 Kaynaklar:
 1.Lewis M (1996) Child and Adolescent Psychiatry A Comprehensive Textbook. Williams & Wilkins, Maryland, USA.
 2.Vasta R, Haith MM, Miller SA (1992) Child Psychology: The Modern Science. John Wiley & Sons, Inc. New York. pp.35-41.
 

................................................................