Kapalı Ortam Hava Kalitesi, Sağlığa Etkisi
Dr. Songül A. Vaizoğlu*, Dr. Ö. Faruk Tekbaş**, Dr. Didem Evci***
* Uzm.; Hacettepe
Ü. Tıp Fak. Halk Sağ. AD
**Yrd. Doç.;
GATA Halk Sağ. AD
*** Sağlık
Bakanlığı Temel Sağlık Hizm. Gen. Müd.
Kapalı ortamlar insanların zamanlarının yaklaşık %80-90'ını geçirdiği
konutlar, okullar, resmi binalar, kapalı spor salonları, eğlence yerleri ve taşıtlar
gibi mekanlardır. Kapalı ortamlarda ısı, ışık, gürültü gibi faktörler yanı
sıra ortam havasının da burada yaşayan kişilerin sağlıkları, rahatları,
verimlilikleri üzerine etkileri vardır. Ancak bu etkinin yeterince önemsenmemesinin
nedeni, kapalı ortam hava kirliliği etkilerinin genellikle uzun sürede ortaya
çıkması ve yaşamı ve sağlığı doğrudan ya da acil olarak tehdit etmemesidir.
Kapalı ortamlarla ilgili sorunların tanımlanması 70'li yılların başındaki
petrol krizi sonrası, enerji kısıtlamasının uygulandığı döneme rastlamaktadır.
Benzin fiyatlarındaki artış ile enerjinin gideri yükseldikçe, enerji tasarrufu
gündeme gelmiştir. Bunun için binalarda havalandırmanın azaltılması yoluna
gidilmiştir. Binalar, geçirgenliği hemen hemen hiç olmayan bir "kabuk" ile
kaplanmış ve pencereler sürekli kapalı tutulmuştur. Bu dönemde doğal ürünlerden
uzaklaşma başlamıştır. Ağaç, mermer ve doğal liflerin yerini sunta, sentetik
lifler ve plastikler almıştır. Bu yeni ürünler petrolün son ürünleridir ve
bunların çoğu kapalı ortam havasında dağılabilir ve birikebilirler. Nihayet
bilgisayar çağı da bir başka sorun yaratmıştır. Bilgisayarların gelişmesi ve
yaygın olarak kullanılmaya başlanması binaların ısı ve elektromanyetik radyasyon
yükünü artırmıştır. Aynı zamanda bu ısı bina içindeki relatif nemin de
azalmasına neden olmuştur.
Dış ortam hava kirliliği (karbon dioksit, su buharı, ozon, formaldehit, uçucu
organik bileşikler vb.), mikrobiyolojik etmenler (mantarlar, virüsler, bakteriler,
maytlar, algler ve diğer alerjenler), radon ve elektromanyetik radyasyon da kapalı ortam
havasını etkiler. Binalarda yaşayan kişilerin sigara içmek, yemek pişirmek ve
temizlik yapmak vb. etkinlikleri sonucunda da bazı kimyasal maddeler ve partiküller
kapalı ortam havasına eklenmektedir. Binanın kendisi, mobilyaları ve diğer
malzemeleri partikül ve kimyasal maddelerin artmasına katkıda bulunmaktadır. Bu
kirleticilerle tek tek uğraşmak için düzenlemeler yapmak, başarısız, pahalı ve
yetersizdir. Ev içinde bilinen yüzlerce kimyasaldan etkilenim düzeylerini belirlemek
çok zor bir iştir. Bu bileşikler arasındaki olası etkileşim bunu daha da
güçleştirmektedir. Hala ev içi hava kirliliğine neden olan maddelerden etkilenim
hassas olarak ölçülememektedir. Ancak hava kirliliğine neden olan maddeler için
geniş bir aralığı olan rehberler vardır. Bu tür rehberler incelenmeli ve her ülke
için uyarlanmalıdır. Kapalı ortam hava kalitesi rehberinde belirtilen değerler
aşırı duyarlı kişiler dışında hemen herkes tarafından kabul edilebilir
değerlerdir.
Kirleticiler ve Kaynakları
Çok sayıda hava kirleticisi kapalı ortamlarda bulunmaktadır. Bunlar yerleşim
yerlerine, binalardan binalara, hatta aynı ev içinde farklı odalarda bile değişiklik
göstermektedir. Bazı kapalı ortam kirleticileri temel olarak dış ortamdan
kaynaklanırken, bazılarının aynı zamanda ev içi kaynakları da vardır. Bunlar
arasında havada asılı solunabilen parçacıklar, kükürt dioksit (SO2), azot dioksit
(NO2), karbon monoksit (CO), fotokimyasal oksidanlar, kurşun ve bazı oksidanlar bunlar
arasında sayılabilir. Kapalı ortam kaynağı yoksa kapalı ortam/dış ortam
konsantrasyon oranı 0.7-1.3 arasında değişmektedir.
Karbon dioksit: Dış ortamda bulunan karbon dioksit miktarı 300-400 ppm
arasındadır. Çağdaş, uluslararası iş yerlerinde izin verilen en fazla karbon
dioksit miktarı 5000 ppm'dir. Ancak günümüzde genellikle kapalı ortamlarda 1000 ppm
düzeyine geldiğinde o ortamda yaşayanlarda yakınmaların başladığı
bildirilmektedir. Baş ağrısı, iştahsızlık, göz, burun ve boğaz irritasyonu, üst
solunum yolu irritasyon belirtileri ortaya çıkmaktadır.
Karbon monoksit: Bina içindeki karbon monoksitin ana kaynağı binaların
çevresinden içeriye giren eksoz dumanları ve havalandırma sistemi iyi olmayan
ocaklardan yayılan dumanlardır. Sigara içmeye bağlı olarak az miktarda
oluşmaktadır. EPA ve DSÖ tarafından önerilen değer: 8 saatlik 9 ppm, 1 saattte en
fazla alınabilecek doz ise 25 ppm olarak belirlenmiştir.
Uçucu Organik Bileşikler (Volatile Organic Compounds, VOC): Bunlar irritan,
nörotoksik ya da kanserojen özellikte olabilirler. Sudaki klordan evde kullanılan
cilaya, dış ortam havasından, ayakkabı boyasına kadar birçok nedenle ev ortamına
girebilmektedir. Ev dışında kullanılan pestisitler, konut ortamına girebildiği gibi,
konut içerisinde kullanılan pestisitler de tehlikeli partiküllerin oluşumuna yol
açabilirler.
Nikotin: İngiltere'de uzun dönemli etkilenimde izin verilen miktar 500 mg/m3 ,
kısa dönemli (10 dak) etkilenim için izin verilen miktar ise 1500 mg/m3 tür.
Formaldehit: Endüstride yaygın olarak kullanılmaktadır. Urea formaldehit
resinleri, bina endüstrisinde kullanılmaya başlandıktan sonra ev içi kirleticiler
arasına alınmıştır. Yer döşemesi, duvar ve tavan için kullanılan preslenmiş
ahşap ürünlerinde (sunta) ve laminatların yapıştırılmasında sıklıkla
formaldehitli yapıştırıcılar kullanılmaktadır. Prefabfik evler gibi havalanması
iyi olmayan evlerde yaşayan insanlar, çok yüksek oranda urea formaldehit izolasyon
materyali ile karşı karşıya kalmaktadır. DSÖ’nün önerdiği, 0.065 ppm kapalı
ortam için kabul edilebilir değerdir.
Radon: Radon ve yıkım ürünleri genel nüfusun yıllık toplam alfa radyasyon
maruziyetinin temel kaynağıdır. Kapalı ortamlarda radon maruziyetinin temel kaynağı
bölgenin coğrafik yapısına, binanın yapı malzemesine ve izolasyon sistemine göre
değişmektedir. Evler için izin verilen en yüksek değer 200 Bq/m3'dür.
Odun Dumanı: Ocak ve şöminelerden çıkan odun dumanının içerisinde çok
sayıda toksik madde bulunmaktadır. Bunlar arasında aset aldehit, asetik asit,
alüminyum, kalsiyum, karbon monoksit, klor, formaldehit, hidrokarbonlar nitrojen
oksitler, fenoller, kükürt oksitler sayılabilir. Bazı çalışmalar gelişmekte olan
ülkelerde odun dumanına maruziyet ile kronik akciğer hastalıkları arasında belirgin
bir ilişki olduğunu göstermektedir. Odun yanma ürünlerinin üst solunum yollarında
güçlü irritan etkisi vardır.
Asbest: Asbest, ısıya dayanıklı lifler halinde ayrışma özelliği gösteren
hidrosilikat mineral grubunu içermektedir. İnşaat endüstrisinde, ısı yalıtımında,
sürtünmeye direnci azaltmak için kullanılır. Gastrointestinal sistem ve akciğerlerde
kansere ve akciğerlerde asbestos olarak adlandırılan fibröz hastalığa yol
açmaktadır. Asbest için izin verilen en yüksek doz 1 lif/cm3 tür.
Kurşun: Konutlardaki kurşun konsantrasyonu, çevre havasının özellikle egzos
gazları ile kirlendiği durumlarda, duvarların kurşunlu boya ile boyandığında ve
kurşunlu maddelerle kaynak yapıldığında artmaktadır. Kurşun, içme suyu, yiyecek ve
havadaki tozlar aracılığı ile insan vücuduna girebilmektedir.
Ev tozları: Ev tozunda, yiyecek ve yiyecek hazırlama artıkları, insan ve
hayvanların kıl ve deri döküntüleri, dokuma lifleri, mobilya ve inşaat malzemesi
döküntüleri, temizleyiciler bulunmaktadır. Evlerde aerosollerin kullanımı özellikle
tehlikeli olabilmektedir. Aerosollerin içindeki maddelerin çoğu doğrudan temas ya da
solunum yoluyla alındığında toksik etki yapmaktadır. Ev içerininde aerosol
kullanımından kaçınmalı, aerosoller ancak iyi havalandırılan ortamlarda
kullanılmalıdır. Yüksek ısıda yemek pişirilmesi, polinükleer aromatik
hidrokarbonlar, heterosiklik aminler gibi karsinojenik bazı maddelerin konut ortamına
geçmesine neden olmaktadır. Bu nedenle pişirme ısısının azaltılması, ortamın iyi
havalandırılması ve pişirme sırasında aspiratör kullanılması ile bunlar en aza
indirilebilir.
Biyolojik kirleticiler: Konut ortamında mantar ve sporları, toksinleri,
bakteriler, virüsler, böcek ve akar dışkıları, hayvan atıkları, bitkilerden
kaynaklanan polenler patojen, toksik ve alerjik etki yapabilirler. Nem kontrolü ve
temizlik, bunların oranını büyük oranda düşürmektedir. Aşırı kalabalık ortam
ve kötü yaşama koşullarına bağlı olarak aynı kapalı ortamı paylaşan kişilerde
hastalıkların yayılımı daha kolay olmaktadır.
Küfler: Çok az sayıda ülke, sistematik olarak hangi evlerde küf oluştuğunu
bildirmektedir.
Bu özellikle izolasyonu iyi yapılmış, merkezi ısıtmalı evlerde daha büyük
sorun oluşturur.
DSÖ'nün kentsel çevre sağlığı raporunda azot oksit, karbon monoksit, radon,
formaldehit, sigara dumanı, mineral lifleri ve kükürt dioksit gibi hava kirleticilerin
kapalı ortamların etkili havalandırma yöntemleri ile azaltılması ile bazı solunum
sistemi hastalıkları, entoksikasyon ve kanserlerin azaltılabileceği bildirilmiştir.
Şöminelerde fosil yakıtların yakılması vb. ile ortaya çıkan çok çeşitli hava
kirleticilerinin çeşitli sorunlara yol açacağı düşünülmektedir. Yetersiz
havalandırma ile de bu risk daha da artmaktadır.
Güvenilir kapalı ortam hava kalitesini belirlemek için ilk basamak, bu alanları
uygun havalandırmamaktır. Kabul edilebilir düzeyde kapalı ortam hava kalitesi için
ventilasyonu en az gereksinim olarak belirlemelidir (Tablo 2).
Havalandırma hızının belirlenmesi, yerleşim yerine ve bu alanda yürütülmesi
tahmin edilen aktivitelere dayandırılmaktadır. 100m2ye düşen kişi sayısı da en
fazla 7 olmalıdır. Bu standart, ev içi hava kalitesi için gereklidir.
Bu değerler, karbon dioksit ve diğer kirleticileri kontrol etmek için
seçilmiştir. Bu ortamda değişik düzeylerde hareket olduğu ve orta derecede sigara
içildiği kabul edilmiştir. Bundan başka dış ortam havasının ısısı dikkate
alınmaksızın, bu alanın tüm zamanlarda dolu olduğu da kabul edilmiştir.
Binalarda hava kalitesini etkileyen faktörler aşağıdaki gibi sıralanabilir;
Binanın bakım sorununun olması,
Alçak tavanlar ve 2.4m'den yüksek tavanlar,
Binanın resmi bina ya da resmi sektör tarafından kullanılan bir bina olması,
Çok sayıda açık rafların olması ya da kağıtların ortada bulunması,
Şehir merkezinde iyi izolasyonu yapılmış bir bina olması,
2000 m2 ve daha büyük bir taban alanı olması,
Binanın havalandırma ve ısı kontrolünün belli bir merkezden yapılıyor
olması,
15 yıldan eski binalar,
Geniş alanlarda halı, dokuma yada yumuşak mobilya kullanılması,
Düşük oda nemi,
Dış ortam havasının içeriye az ya da çok fazla miktarda girmesi,
Kapalı ortamlarda sigara içilmesi,
Nem olması ve mantar üremesi,
Bina yapı malzemeleri, kullanılan temizlik malzemelerinden ortama salınan gazlar
ve uçucu organik bileşiklerdir.
Binalarda hava kalitesini artırmak amacı ile aşağıda belirtilen önlemler
alınabilir;
Uçuculuğu ve toksisitesi düşük bileşiklerden oluşan malzemeler kullanmak,
Yeni halıların ve yumuşak döşemelerin evlere, kapalı ortamlara
yerleştirilmeden önce, uçucu maddelerden temizlenmesini sağlamak,
Fibröz materyallerin kullanımını olabildiğince azaltmak ve silinebilen
yüzeyleri artırmak,
Dosya, kitap ve kağıtları kapalı dolaplarda saklamak,
Binaya yağmur vb. nedenlerle su sızıntısı. olmasını engellemek,
Özellikle işyerlerinde sigara yasağına uymak,
Kirli ve kokulu işlemleri ve alanları , işyerlerinden ve evlerden uzak yerlerde
ve basınç altında yapmak,
Binanın hava girişlerini, yoldan ve diğer kirlilik kaynaklarından uzağa
yapmak,
Havalandırma sistemlerinde etkinliği yüksek olan filtreler kullanmak,
Filtrelerin bakımını zamanında yaparak kirlenmelerini ve kirli havayı
geçirmelerini engellemek,
Havalandırma sisteminin içinin temiz kalmasını sağlamak.
Tablo 1. Bazı Kapalı Ortam Hava Kirleticilerinin Sağlığa Olan Etkileri
Kirletici
Sağlık Üzerine Olası Etkileri
Abest
Asbestosis, akciğer kanseri, mezotelyoma
Karbon
monoksit
Baş ağrısı, bulantı, letarji, bilinç kaybı, kardio
vasküler sisteme etkiler, ölüm
Çevresel
sigara dumanı Çocuklarda
solunum sistemi hastalıkları,
akciğer kanseri
Formaldehit
Göz ve üst solunum yolu irritasyonu,
başağrısı, bulantı, sensitasyon,
kanser(?)
Azot
oksitler
Baş ağrısı, bulantı, solunum sistemi etkileri ve
çocuklarda solunum sistemi hastalıkları
Uçucu
organik bileşikler Göz
ve solunum yolu irritasyonu, baş ağrısı,
bulantı, hedef organ toksisitesi, kanser
Biyolojik
partiküller
Alerjik reaksiyonlar, göz ve üst solunum yolu
(ev-tozu mantarları, mantar küfleri, polenler
bakteri ve virüsler
Radon
Akciğer kanseri
Tablo 2: Bazı Ortamlarda Kişi aşına Bulunması Gereken Hava Miktarları
Kişi başına
Kişi başına
düşen oda
taze hava
hacmi (m3)
(dk/m3)
Evlerde
oturma odaları 30
0.9
Evlerde
yatak odaları
20
0.4
Okul
kışla yatakaneleri
15
0.4
Bürolar
20
0.4
Lokantalar
9 0.8
Okullarda
dersaneler 6 0.9
Hasta
koğuşları
6
1.9
Kaynaklar
1- Amman H.M., Berry M.A., Health Effects
Associated with Indoor Air Pollutants, EPA 600-D-87, 324, 1987
2- Appleby P.H. Building Related Illness, British
Medical Journal, 313:674-677, 1996
3- Fishebein L., Henry J.C., methodology for
Assessing Health Risks From Complex Mixtures in Indoor Air, Environ. Health Pers. 95:3-5,
1991
4- Güler Ç., Çobanoğlu Z., Kapalı Ortam Hava
Kirlenmesi , Çevre Sağlığı Temel Kaynak Dizisi No:9, 1994
5. Harley N.H., Harley J.H., Potential Lung Cancer
Risk From Indoor Radon Exposure , Ca, A. Cancer Journal for Clinician, 265-275,
Sep-Oct1984
|