Siz Olsaydınız
Ağustos sayımızda
yayınladığımız dosya 18’i anımsatıp sizlerden gelen yanıtları ve TTB Yüksek
Onur Kurulu’nun kararını yayınlıyoruz.
Dosya: 18
Dr. B.A. kadın, pratisyen hekim, sağlık ocağında çalışıyor.
Dr. B.A. polis nezaretinde sağlık ocağına getirilen dört genci muayene eder ve
haklarında adli rapor düzenleyerek, darp ve cebir izine rastlanmadığını belirtir.
Cezaevine dönen tutuklular, Adli Tıp’a sevk için başvuruda bulunurlar. Üç
gün sonra sevk edildikleri Adli Tıp’ta görevli hekim, vücutlarında çeşitli yara,
sıyrık ve darp izlerine rastlandığını belirten bir rapor verir. Bunun üzerine,
tutuklular tabip odasına şikayette bulunurlar. Dr. B.A. hakkında soruşturma açılır.
Siz Olsaydınız, bu olayda kusur olup olmadığına, varsa derecesine nasıl karar
verirdiniz?
Dosya 18’e ilişkin yanıtlardan:
Yanıt 1: Dr. B.A., getirilen kişileri polislerin önünde muayene etmesi etik
kurallara aykırıdır. Ayrıca kendisi adli tabip olarak görevli olmadığı halde
muayeneye getirilen kişileri adli tıp kurumuna göndermesi gerekirdi. İnceleme sonunda
kişilerin üzerinde darp ve cebir izi var olup da raporuna darp ve cebir izi yoktur diye
belirtmesi tıp ahlakına uymayan bir davranıştır. Dr. B.A.’nın yapmış olduğu
incelemede bir art niyet olduğunu düşünmekteyim ve Dr. B.A. kesin suçludur.
Dr. R. Cenap Yıldırım/Kırıkkale
Yanıt 2: İnceleme amacıyla sağlık ocağına getirilen kişileri Dr. B.A.,
polis nezaretinde muayene etmesi, görevli olmadığı halde usulüne uygun olmayan bir
biçimde rapor hazırlaması, bu raporu resmi kayıtlara işlememesi ve kişilerde tespit
ettiği bulguları yazmış olduğu raporda belirtmemesi hekimlik adına sorumsuzca
yapılan bir davranıştır. Dr. B.A. mesleğini kurallarına uygun olarak yürütmemiş
ve kötüye kullanmıştır. Bu nedenlerden dolayı Dr. B.A. tıp ahlakı açısından
suçludur.
Dr. Uzay Soydal/Ankara
Yanıt 3: Dr. B.A’nın yapmış olduğu inceleme yanlıştır. Ancak kişinin
içinde bulunduğu ortamın da göz önüne alınması doğru bir yaklaşım olacaktır.
Çünkü bazı dönemlerde bu biçimde incelemeler hekimlere yaptırılmıştır. Bu
nedenle Dr. B.A.’nın yapmış olduğu inceleme detaylı olarak ele alınmalıdır.
Dr. Ahmet Kıran/Ankara
Tabip Odası Onur Kurulu Kararı ve
Gerekçesi:
Usül Yönünden:
1- Muayeneye getirilen kişileri, 1219 sayılı yasanın 72. maddesi gereği
protokol defterine kaydetmesi gerekirken kaytetmediği,
2- Kişileri toplu halde muayene edilmek üzere poliklinik odasına aldığı, bu
sırada polisin içeride kaldığı ve bunun bir baskı unsuru olduğu, tüm vücut
muayenesi yapmadığı, yalnız vücudun üst kısmını soydurarak baktığı,
3- Tek tek her kişi için ayrı ayrı rapor düzenlenmesi gerekirken dört kişi
hakkında toplu rapor düzenlendiği,
4- El yazısı ile düzenlediği bu raporun polislerce görüldükten sonra, polis
tarafından daktilo edilmek üzere gönderildiği, muhafazası gerekli el yazısı raporu
saklanmadığı,
5- Bu gibi durumlarda en azından adli hekime sevki gerekirken bizzat rapor verme
yolunu seçtiği, hekimin sözlü ve yazılı ifadelerin anlaşılmıştır.
Esas yönünden;
Darp ve cebir izi bulunmadığı belirtilen C.A.T. ve K.K’ye, üç gün sonra
verilen Adli Tıp raporunda sıyrık ve erozyonların bulunduğunun belirtildiği
anlaşılmıştır.
Yüksek Onur Kurulu Kararı: Onay
Gerçek dışı adli rapor olgularının klasik bir örneğini oluşturmaktadır.
Hekim hastaları topluca “muayene” etmiş, vücutlarındaki darp ve cebir izlerini
raporda belirtilmiş ve toplu rapor düzenlenmiştir. Ayrıca muayene sırasında
polisleri oda dışına çıkartmamış ve hastalar üzerinde psikolojik baskı
oluşturulmasına yardımcı olmuştur.
Dosya 20’ye ilişkin
görüşlerinizi bekliyoruz. Yanıtlarınızı ve TTB Yüksek Onur Kurulu’nun kararını
Aralık 2000’de yayınlayacağız
Dosya: 20
Dr. T.A. Erkek, 47 yaşında, genel cerrahi uzmanı, ... hastanesinde
çalışıyor.
Bir gasp olayının sanığı olduğu iddiasıyla gözaltına alınan Y.K. yoğun
biçimde işkence görür. Emniyet amirliğinden ağabeyi tarafından alınır ve ...
hastanesine götürülür. Burada, künt batın travması nedeniyle opere edilen Y.K.
ertesi gün yeniden gözaltına alınır. 10 gün boyunca kardeşinin nereye
götürüldüğünü bulmaya çalışan S.K. sonuda Y.K.'nin ... hastanesine teslim
edildiğini öğrenir. Y.K. "bağırsak düğümlenmesi, pankreas zedelenmesi ve iç
kanama" nedeniyle yeniden opere edilir, ancak bir gün sonra yaşamını yitirir.
İnsan Hakları Derneği her iki ameliyatı yapan Doç. Dr. T.A.'yı tabip odasına
şikayet eder. Tabip odası soruşturma açar ve Dr. T.A.'nın hastanın ölümünden
sonra ameliyat ekibindeki diğer bir hekime, hasta dosyası ve ameliyat defterinde
değişiklik yaparak, 2. ameliyat bulgu ve işlemlerini 1. ameliyat bulgu ve
işlemleriymiş gibi yazması için baskı yaptığı ortaya çıkar.
Siz
Olsaydınız, bu olayda kusur olup olmadığına, varsa derecesine nasıl karar
verirdiniz?
|