Sted’den

 

            Merhaba,

            Türk Tabipleri Birliği’nin hazırladığı “Hekimlerin Mali Haklarının İyileştirilmesine İlişkin Yasa Tasarısı Önerileri” hekimlerin değerlendirilmesine sunuldu. Hekimlerin özlük hakları genelinde öncelikle mali haklarında yaşanan olumsuzluklar artık dayanılmaz boyutlara ulaştı. Özellikle yalnızca kamuda çalışan hekimler temel yaşamsal gereksinimlerini karşılayamaz oldular. Alınan maaşlar ev kirası, elektrik, telefon, yol ve mutfak giderlerini karşılayamaz denli geriledi. Son yirmi yılda tüm çalışanların ücretlerinde oynanan oyunlardan sağlık çalışanları da payına düşeni aldı.

         Biliyoruz dergimizin Sted’den sayfasında pek görmeye alışık olmadığımız bir giriş yaptık yazımıza. Yüzyüze geldiğimizde tüm hekimlerin haklı olarak kısaca “geçinemiyoruz” diye söyledikleri yakınmaları ertelenemiyecek düzeye geldi. Aldığı maaşla temel gereksinimlerini karşılamayan hekimler ikinci, üçüncü işlere yöneliyorlar. Doğal olarak kendilerini yenileyecekleri bırakın okumayı, büyük şehirde yaşayan hekimler dinlenmeye zaman bulamıyorlar. Bütün bunlara karşına hiç de hoş olmayan durumlar yaşanıyor. Geceliği yedi sekiz milyona kazanç amaçlı özel polikliniklerde olmayacak muayene ücretlerine hasta bakılıyor. Nöbet ertesi yorgunluğuyla çalıştığı kurumlarda elverdiğince daha az çalışmanın olanakları sorgulanıyor. Denetlenmeyen, nerede ise denetlenmekten çekinilmeyen bir başı boşluk yaşanıyor. Her türlü irili ufaklı çıkar hesapları bir grup tarafından yapılabiliyor. Hekimlerin büyük bir kesimi de ne yazık ki bu çirkinliklere farklı gerekçelerle hoş bakabiliyor, en azından tepki göstermiyor. Sağlığa serbest piyasa girdi ve çıktılara bakınca utanılası müşteri-tezgahtar yaklaşımı bir kesimce yüksek sesle dillendirilebiliyor. Ülkemizin temel sağlık göstergelerinde gün geçtikçe kötüleşen tablo tedavi edici sağlık hizmetlerini öncüleyen anlayışın karşısına bütün çıplaklığıyla dikiliyor. Doğal olarak sağlık ocaklarının giderleri sağlık ocaklarında kurulan derneklere, vakıflara bırakılıyor.

            Temel insan hakkı olan “sağlıklı yaşam hakkı”nı temel sağlık göstergelerinin bu denli bozulduğu günümüzde çok daha kararlı ve yüksek sesle savunmanın zamanı olduğunun bilincindeyiz.

            Özlük haklarımızın yetersizliği, çalışma ortamımızda yaşadığımız olumsuzluklar, aldığımız tıp eğitimi ve mezuniyet sonrası sürekli eğitimimiz öncelikli ortak sorunlarımız.

 

            Tıp ortamında hemen şimdi ve bizden başlayan, başkasına bırakmayan, yarına ertelemeyen tek iken iki, iki iken daha çok olmaya becerikli, olanı mutlak bilmeyen, zor anlarda yaşamı tüketerek değil tercihler üzerinden kurabilen, daha güzeli düşleyen, yakınındaki güzelliğe gülümseyen, en azından somurtmayan, yaşanılası bir çabanın öznesi olmaya içtenlikli bir çağrı bu.

 

            Bilimsel ve dostça kalın.

 

 

.......