Görkem Büyüyor

 

Dr. Selahattin Şenol*

*Doç.; Gazi Ü. Tıp Fak. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi AD

 

            Görkem bu eğitim yılında anasınıfına başlamıştı. Artık büyümüş ve okul öncesi eğitimin bu son bölümüne devam edecekti.

 

            Ondaki bu büyüme belirtilerini anne ve babası da fark ediyordu. Davranışları, düşünce biçimi bebekten daha çok çocuk düşüncesine benziyordu. Bu zihinsel gelişim açısından işlem öncesi dönemden işlem dönemine geçişin belirtileriydi. Artık kavramlar birbiri ile şekilendirilebiliyor, bağlantıları kurabiliyordu. Ancak bu işlemler henüz somut kavramları  değerlendirebilecek düzeydeydi.

 

            Soyut kavramlar ile ilgili zihinsel becerisi ise henüz gelişmemiş olduğundan fıkra ve atasözlerinin içeriğinden çok somut anlatımını  kavrayabiliyordu. Mecazi anlamlar, başkalarının hissettikleri, ahlaki ve toplumsal değerler, ölüm ve din gibi kavramları bir yetişkinin  zihinsel becerisi olmadığından elle tutulur gözle görülür, yani somut anlatımlarla öğrenmeye çalışıyordu.

 

            Sultan bu dönemle ilgili zorluklardan olan soyut kavramların çocuğunun anlayabileceği düzeyde açıklanması ile ilgili zaman zaman zorlandıklarını belirtti. Bu sorular nasıl dünyaya geldiği, neden onların çocuğu olduğu gibi doğum ve toplumsal rollerin belirlenmesi  gibi kavramlar ile anne babasının sağlığına yönelik kaygılardı.

 

            Görkem de yaşıtları gibi zihinsel gelişimdeki bu döneme özgü bağlantıları sorgulayarak kavramaya çalışıyordu. Zihinsel gelişimdeki bu tür önemli bir gelişme yaklaşık 11 yaşına doğru, çocuk düşünce sisteminin yerine ergen ve yetişken düşüncesi sitemine geçişin olduğu, Piaget'in gelişim dönemleri açısından ise soyut işlem dönemine geçilen yaşlarda olacaktı.

 

            Zihinsel gelişmedeki bu geçiş dönemleri çocuğun belirli becerileri kazanması yanında döneme özgü bazı zorlukları da getirebilirdu. Çocuk artık kuralların neden konduğunu biliyor, bunlara uyabiliyordu. Bu kreş döneminden farklı olarak bekleyebilme, öğretmenlerin isteklerini yerine getirme, arkadaşları ile daha uyumlu olmasını sağlamıştı.

 

            Bunlar eğitim için yani ilköğretim için gerekli olan becerilerdi. Görkem'in bu gelişimi ev ortamında da izleniyordu. Bu dönemde anne babaların en çok zorlandıkları alan çocukların soyut kavramları anlamaya yönelik sordukları sorulardır.

 

            Ülkemizde anne babalar özellikle çocuklarının cinsellik ile ilgili sorularını yanıtlamakta güçlük çekmekte, ayrıca ebeveynin kültürel, sosyal ya da ahlaki değerlerine göre diğer sorular da zorlayıcı olabilmektedir. Bu dönemdeki çocukların olağan sorgulamalarından olan "Neden siz benim annem ve babamsınız? Başka bir çocuğu neden istemediniz?" soruları özellikle çocuklarını evlat edinen ve bunu açıklamaktan sürekli kaçınan bir anne baba için "Acaba evlat edinildiğini anladı mı?" düşüncesini doğurabilmekte, çocukla ilişkilerinde beceriksizlikler başlamaktadır.

 

            Henüz başkalarının duygularının değerlendirilemediği ve ilişkilerin odağında kendini gören bu yaş çocuğunun bu özellikleri nedeniyle ben merkezciliğinin de sürdüğünü görüyoruz. Bu çocuğun sorularından kolayca anlaşılabilmektedir. Anne ya da babasına sık sık sağlıklarının nasıl olduğunu soran, onların basit bir sağlık sorunu ile yaşamını yitireceğinden korkan bir çocuğun "Sana bir şey olacak mı?" gibi bir soru ile aslında "Beni bırakacak mısın?" şeklinde ebeveynin durumundan çok kendine ne olacağını araştırdığını anlayabiliriz.

 

            Sultan, Görkem'deki büyüme ve gelişmeye yönelik olumlu gördüğü değişiklikleri aktardıktan sonra kısaca ona bu dönemin zihinsel gelişimin özelliklerini aktarmıştık. Aslında anne ve babaların danıştığı bu zorluklar çocukların ruhsal gelişimindeki değişikliklerin bilinmesi ve bulundukları gelişim dönemine ne kadar uyumlu olduğunun bilinmesi ile kaygı vermemekte, hatta onların gelişimin beklendiği düzeyle uyumlu olduğunu göstermesi açısından mutlu etmektedir. Sultan da bu  mutluluğunu bizimle paylaşmak istemişti.

 

Kaynaklar

1- Şener Ş, Yüksel N, Şenol S: Ruhsal ve Fiziksel Gelişim.

Ruhsal Hastalıklar (N.Yüksel) kitabı içinde. Hatiboğlu Yayınevi, 1995, Ankara. Sayfa: 13-36.

 

 

 

 

.......