.......

.........
 
 
 
Deprem Bitti Ektileri Sürüyor


Dr. M. Sezai Berber*
* Psikiyatri Uzmanı, SSK Ankara Eğitim Hastanesi

 Travmatik yaşantılar sıklıkla psikiyatrik hastalıkları açığa çıkarır. Travmatik yaşantılara yanıtın üç bileşeni vardır: Emosyonel yanıt, somatik yanıt ve psikolojik yanıt. Bu yollarla stresli deneyimin etkileri azaltılmaya çalışılır. Emosyonel ve somatik yanıtlar ankisiyete ve depresyon olarak iki çeşittir. Otonomik uyarılma, taşikardi, artmış kas tonusu ve ağız kuruluğu anksiyete belirtileridir ve bu belirtiler tehtid eden durumun sürmesiyle daha da belirginleşir. Depresyon belirtileri ise daha çok ayrılma ve kayıplarla ilgilidir. Travmatik yaşantıya üçüncü yanıt ise psikolojik mekanizmalardır ki başa çıkma stratejileri ve savunma mekanizmaları olarak iki başlıkta incelenebilir. 
 Başa çıkma stratejileri: 
 1. Adaptif başa çıkma mekanizmaları 
 Problem çözücü stratejiler: 
 * Başka birinden yardım arayışları ve problem çözümüne yönelik bilgi, rehberlik arayışları, 
 * Problemi çözmeye ve dağıtmaya yönelik plan yapma, 
 * Problemle yüzleşme, kendi haklarını savunma, 
  Emosyon azaltıcı stratejiler;
 *Emosyonun paylaşılması, diğer kişilerle emosyonun konuşulması ve açığa vurulması 
 * Kaçınma: Problem ve problemi anımsatacak konuları düşünme ve konuşmaktan kaçınma, 
 * Pozitif yeniden değerlendirme, 
 * Travmatik deneyimin olgunlaşma vb. gibi bazı olumlu çıktılarını düşünme, 
 *Sorumluluğu kabul ya da reddetme. 
2. Maladaptif başa çıkma stratejileri stresli yaşantıda emosyonel yanıtı kısa dönemde azaltır, fakat uzun dönemde daha büyük zorluklar yaratır.
 *Alkol ya da reçete edilmemiş ilaç kullanımı, 
 *Kendine zarar verici davranışlar: Aşırı doz ilaç alımı, saç yolma, jilet atma, vb. 
 *Histriyonik davranışlar, 
 *Ağıt yakma, dövünme, abartılı hareketler ve ilgi odağı olmaya çaba gösterme gibi, 
 *Agresif davranış: Agresyonun açığa çıkması, yakınlarına, kurtama ya da tedavi ekibine yönlenmesi. 
 Kişisel başa çıkma stratejileri farklı durumlarda yineleyen ve daha önceki kullandığı mekanizmalarla yakından ilişkilidir.   Savunma mekanizmaları Ferud’un tanımladığı gibi çatışma ve bunaltıya karşı kullanılan benlik işlemleridir. Genellikle bilinçdışı süreçlerdir. Birey kullandığı savunmaların bilincinde değildir. 
 Sık kullanılan savunma mekanizmaları bastırma, inkar, yansıtma, yer değiştirme, reaksiyon-formasyon, rasyonalizasyon, sublimasyon ve identifikasyondur. 
 Kişinin travmatik yaşantıya verdiği yanıt daha önceki stresli yaşantılarına verdiği yanıt ile de ilişkilidir. Daha önceki yaşantılar kişinin yanıtının hızlı ve pratik olmasının sağlayabileceği gibi daha incinebilir-zedelenebilir durumda olmasına neden olabilir. 
 Burada her ne kadar travmatik yaşantıdan sonra gelinen hastalıklardan söz ediliyor olsa da stresli yaşantı ve kayıp sonrası gelişen yas normal bir tepkidir ve yas tepkisinin çok az bir kısmı patolojik yas ya da uzamış yasa dönüşebilir. Normal ve anormal reaksiyon ayrımını yapmak çoğu zaman zordur ve işlevsellikte bozulma, aşırı olması ile sürenin uzaması tanıda yardımcıdır. 

 Akut Stres Bozukluğu
 a) Aşağıdakilerden her ikisinin bulunduğu bir biçimde kişi travmatik bir olayla karşılaşmıştır. 
 1. Kişi, gerçek bir ölüm ya da ölüm tehdidi, ağır bir yaralanma ya da kendisinin ya da başkalarının fizik bütünlüğüne bir tehdit olayı yaşamış, böyle bir olaya tanık olmuş ya da böyle bir olayla karşı karşıya gelmiştir. 
 2. Kişinin tepkileri arasında aşırı korku, çaresizlik ya da dehşete düşme vardır. 
 Not: Çocuklar bunların yerine dezorganize ajite davranışlarla tepkilerini dışa vurabilirler. 
 b) Sıkıntı doğuran olayı yaşarken ya da bu olayı yaşadıktan sonra kişide aşağıdaki dissosiyatik semptomlardan üçü (ya da daha fazlası) bulunur. 
 1. Öznel uyuşukluk, dağınıklık, duyumları ya da duygusal tepkisizlik, 
 2. Çevrede olup bitenlerin farkına varma düzeyinde azalma (örneğin afallama), 
 3. Derealizasyon, 
 4. Depersonalizasyon, 
 5. Dissosiyatif amnezi. 
 c) Travmatik olay sürekli yeniden yaşanır. 
 d) Travma ile ilgili anıları uyandıran uyaranlardan belirgin kaçınma. 
 e) Belirgin anksiyete ya da artmış uyarılmışlık belirtileri. 
 f) Bu bozukluk klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, mesleki alanlarda ya da işlevselliğin önemli diğer alanlarında bozulmaya neden olur. 
 g) Bu bozukluk en az 2 gün, en fazla 4 hafta sürer. 

 Post Travmatik Stres Bozukluğu 
 Genel olarak Akut Stres Bozukluğundaki tablonun 4 haftadan uzun sürmesi durumudur ki, DSM III R’de bu PTSB tanısıyla tanımlanıyordu. Bu tanıda da uyarılmışlıkta artma (kalıcı anksiyete, irritabilite, uykusuzluk, konsantrasyon güçlüğü, motor huzursuzluk), intrusionlar (geri dönüşler, rüyalarla travmanın yeniden yaşanması, yineleyici düşünceler) ve kaçınma davranışları (travmaya eşlik etmiş olan düşünce, duygu, konuşmalardan kaçınma, bu anıları uyandıran etkinlik, yer ve kişilerden uzak durma, travmanın önemli bir yönünü anımsayamama, duygulanımda kısıtlılık, bir geleceği kalmadığı duygusunu taşıma) klinik olarak öne çıkan belirtilerdir. 

 Uyum Bozuklukları
 Uyum bozuklukları bir yaşam değişikliği ile şiddetlenir. Stres etkeninin başlangıcından sonraki üç ay içinde, gösterilebilir stres etkenine tepki olarak duygusal ya da davranışsal olguların gelişmesidir. Stres etkeni ile karşı karşıya kalma sonucu ortaya çıkması beklenene göre daha aşırı, belirgin sıkıntı ile toplumsal ya da mesleki işlevsellikte belirgin bozulma vardır. Ankisiyete, endişe, konsantrasyon güçlüğü, depresyon, irritabilite, çarpıntı ve titreme gibi fiziksel belirtilerle birlikte olabilir. Depresif duygu durum ile giden, anksiyete ile giden, karışık anksiyete ve depresif duygu durum ile giden, davranım bozukluğu ile gide, karışık duygu ve davranım bozukluğu ile giden alt tipleri vardır. 

Tedavi
 Tedavide herşeyden önce güven ortamının sağlanması, fiziksel ve ruhsal bütünlüğüne yönelik tehditlerin ortadan kaldırıldığının bilinmesi önemlidir. Psikoterapi ile birlikte farmakoterapinin  kullanılması daha etkilidir. 
 Erken dönemde, afete yönelik önlemlerin planlanması, önceliklerin saptanmasının yaşamsal önemi vardır. 
 1. Emosyonel yanıtı azaltmak: Anksiyete belirtileri fazla ise ilk birkaç gün, anksiyolitikler verilebilir, uzun süreli kullanım maladaptif davranışlara yol açacağı için önerilmez. Benzer şekilde uyku yakınmalarına yönelik hipnotikler ilk dönem için yararlı olabilir. Belirtilerin 15 günden uzun sürmesi durumunda depresif belirtilere yönelik SSRI grubu, reversibl MAO inhibitörleri ve trisiklik antidepressanlar yararlı olacaktır. 
 2. Anımsatmayı özendirmek: Kaçınma ve inkar davranışına yönelik fobik bozukluklar ve kronik PTSB gelişimini engellemek için gereklidir. 
 3. Etkili başa çıkma becerilerinin geliştirilmesi. 

 Geç Dönemde
 1. Danışma: Genel yaklaşım, emosyonların düzeltilmesi, travmatik olayın ayrıntılarını anımsatma ve emosyonel destektir. Özellikle yakınlarını kaybedip yas ve hayatta kalmanın suçluluğunu yaşayanlarda yaşam ve ölümün anlamına yönelik psikoterapötik yaklaşım gereklidir. 
 2. Davranışsal teknikler 
 3. Psikodinamik psikoterapi 
 4. Farmakoterapi 
 Özellikle yakınlarını kaybedenlerde de sakat kalanlarda başta olmak üzere Deprem bölgesinde PTSB, depresyon, uyum ve davranım bozuklukları, patolojik yas, alkol ve madde kullanım bozukluklarında artma görülebileceği düşünülerek tarama ve tedavi girişimleri yapılmalıdır. 
 Deprem sırasında özverili çalışmalarını sürdüren kurtarma ve tedavi ekiplerinin karşılaştığı sorunlara yönelik tedavi yaklaşımı ayrı bir başlıkta değerlendirilmelidir. Depremden sonra yeni bir sarsıntı beklentisi altında enkaz altına girerek; kokuşmuş, çürümüş, bozulmuş cesetleri çıkarmak, hele bu çıkarma sırasında herhangi bir cesedin kurtarıcı tarafından parçalanması durumuyla karşı karşıya kalan ekip üyelerinde acil olmak üzere, tüm ekip “bakım verenlerin bakımı” kavramı açısından öncelikle değerlendirilmelidir. 
 

.........................................................................