.......

.........
 
 
 
Görkem Büyüyor


 “Yalnızca 45 saniye sürdü ama inanki 45 yıl gibiydi” diye ağlayarak aradı Sultan’ı arkadaşı Güler ”öylesine korktuk ki, donup kaldık, birbirimize sarılarak. Dersu günlerdir dalgın yalnız kalmaktan, karanlıktan müthiş korkuyor”. 
 Evet, Marmara depreminin hemen ardından oldu bu görüşme. Sultan’da Görkem’in, tatil arkadaşı Dersu’yu alıp Ankara’ya gelmesini önerdi, Güler’e. Böylece bir “iklim değişikliği yapabileceklerini” düşündü, hem de “Görkem” için de iyi olur” dedi. Dersu ve Gülen’i  İzmit otobüsünden karşılamaya gittiklerinde onun 2 ay önce gördükleri çocuktan ne kadar farklı davrandığını üzülerek gördüler. Dersu hiç de 7 yaşında gibi davranmıyor, annesinden ayrılmak istemiyor, Görkem’le oynarken inatçılık yapıyordu. Uyku düzeni bütünüyle değişmişti, çok geç saatlere kadar oturuyor, gece rüyasından bağırarak, korku içinde uyanıyor, Görkem’in yaptığı en ufak bir gürültüde ürküyordu. Gündüz saatlerinde karnının ve başının ağrıdığını söylüyor, yine sık sık tuvalete gitmek istiyordu. 2 ay önce Görkem’le yeme yarışı yapan Dersu gitmiş yerine işhahsız bir çocuk gelmişti. Oynarken dalgınlaşıyor, kapalı yerlere girmek istemiyordu. 
 Depremi ve sonrasını televizyonlardan Sultan’ın tüm engellemelerine karşın seyretmiş olan Görkem, Dersu’ya sürekli “anlatsana” diyor ama bu Dersu’nun korkma, bağırma, titreme ve hatta çarpıntı nöbeti geçirmesine neden oluyordu. Depremin üzerinden iki hafta geçmişti, artık Dersu daha “normal” davranmalıydı, annesine göre, Sultan’da uzmanlara sorma gereği duydu. Güler’le birlikte bir çocuk pskiyatristine gittiler ve şu önerileri aldılar: 

* Çocuklarınıza yardımcı olabilmenizin ilk koşulu sizin, duruma hakim, sakin, güven verici, tutarlı bir tutum içinde olmanızdır. 
 * Çocuklarınızı  yanınızdan uzaklaştırmayın, beslenme, barınma, ilgi gereksinimlerini doğrudan siz karşılayın. 
 * Çocuklarınızın sizin yakınlığınıza her zamankinden daha çok gereksinimi olduğunu unutmayın (bedensel yakınlığı, elini tutmayı, sarılmayı ihmal etmeyin). 
 * Öte yandan bu yakınlığınızı aşırı bir koruyuculuğa dönüştürmeden sürdürmelisiniz. Çocuklarınıza yaşlarına uygun yapabilecekleri işler, sorumluluklar vermenizin onların yararına olduğunu akılda tutun. 
 * Deprem sırasında ve sonrasında yaşadıklarını anlatması yönünde ona destek verin anlatmaya yüreklendirin. 
 * Korku kızgınlık gibi duygularını göstermesine izin verin hatta yüreklendirin, ağlamalarını önlemeyin, yineleyen sorularına yanıt verin. 
 * Yaşadıklarının son derece doğal olduğunu, bir hastalık olmadığını anlatın. 
 * Çocuklarınızı rahatlatmak için “Geçti” ya da “Bir şey olmaz” demek yerine olası depremlerde yapması gerekenler konusunda bilgi verin. 
 * Çocuklarınızın yanında depremle ilgili konuları konuşmaktan kaçınmayın. 
 * Çok fazla etkilenen, davranış değişiklikleri azalmayıp süren ya da gittikçe artan çocuklarınızı en yakın Ruh Sağlığı Uzmanına olanaklıysa Çocuk Ruh Sağlığı Uzmanına götürün. 
  Depremden beş hafta sonra Dersu eskisi gibi gülebiliyor, daha az korkuyor ve hatta geceleri “işemiyordu” 
 Güler artık evlerine (çadırlarına) dönme kararı verdi. Kentini özlemişti. İzmit bir defne yaprağı olsa da. 
 

................................................................