.......

.........
 
 
 
On Soru On Yanıt


Bu ayki konumuz; “Doğal Afetler” Sorularımızı  Dünya SağlıkÖrgütü , Acil ve İnsani Yardım Birinci Sorumlusu 
Dr. Michel Thieren yanıtladı.

 1. Olağanüstü durumlarda sağlık kurumlarına hasta akışı nasıl olmaktadır?
 Sağlık kurumlarına genelde en yoğun başvuru ilk 24 saatte olur. Yaralıların çoğu ilk 3-5 günde görülür, ondan sonra başvurular olağanüstü durum öncesine döner. Hastalar genelde iki dalga halinde gelir; birinci dalgada başvuranların çoğunluğu, sağlık kuruluşuna yakın yerlerde oturan kişilerdir. İkinci dalga ise özellikle insani yardım başladıktan sonra sevk edilenlerdir. İkincil felaketlerin (artçı şoklar, yangınlar gibi) kurbanları daha ileri bir aşamada gelirler. 

 2. Enkaz altından kurtulanlarla ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz?
 Çöken binaların altında kalan kişilerin %85-90’ı depremden ilk 24-48 saat sonra çıkarılır. Genel kural olarak, depremden sonraki ilk haftada cerrahi ve yoğun sağlık hizmeti gereksinmesi olanlar normale döner. 

 3. Hasta profili nasıldır?
 Ölü sayısı ne olursa olsun, yaralanmaların çoğu küçük kesiler, künt taravmalardır. Küçük bir grupta basit kırıklar, daha da küçük grupta cerrahi ve yoğun bakım gerektiren ciddi travmalar görülür. 

 4. Doğal afetler hastalık da getirir mi?
 İnanışın tersine doğal afetler, o yörede bulunan hastalıklar dışında bir hastalık taşımazlar. Ancak özellikle kentlerde epidemi seviyesi altında bir bulaşıcı hastalık görülme riski vardır.  Çünkü halk sağlığı hizmetleri örneğin bağışıklama, temizlik, vektör ve fare denetimi kolay yapılamaz. 

 5. Peki, bunları önlemek için en temel ilke ne olmalıdır?
 Genelde hastalık sürveyansın sisteminin güçlendirilmesiyle birlikte felaket sonrası temizlik önlemleri epidemi yaratabilecek hastalıkların kontrolü için yeterlidir. 

 6. Cesetler ile ilgili pek çok soru gündeme geliyor, örneğin salgınlara neden olduğu gibi. Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?
 Olağandışı durumlarla ilgili en önemli görüşlerden biri “cesetlerin salgın yapması”dır. Pekçok yerde cesetlerle ilgili tutum, eğer hemen yakılmaz ya da gömülmezse salgın tehlikesi yaratır görüşü üzerine kurulmuştur. Ölülerle ilgili sağlık tehlikesi umursanamayacak kadar küçüktür. 

 7. Peki cesetlere ne yapılmalı?
 Ölülerin toplanması, gömülmesi çok önemli bir konudur. Şu unutulmamalıdır ki ölü ve salgın arasında bilimsel bir ilişki kurulamamıştır. Ancak, bilimsel tartışma kültürel inanışlara üstün değildir. Bu nedenle hem kültürel gerekçeler, hem de toplanmamış cesetlerin toplum üzerindeki olumsuz etkisi nedeniyle acilen bu konuyla ilgilenmek gereklidir. 

 8. Deprem sonrası yardımlar konusunda ne dersiniz?
 Gereksinimlerin genel olarak sağlanması, ithal yardımdan daha sağlıklıdır. Bu gereksinmelerin parasal katkı ile yerel olarak satın alınması anlamına gelir. Hedefsiz biçimde tıbbi malzemelerin gönderilmesi kaynakların kötü kullanımına yol açar. Bu nedenle istenen bir durum değildir. Örneğin, yurtdışından kullanılmış giyecek eşyası gönderilmesinin hiç gereği yoktur. 

 9. İlaç yardımı konusunda ne düşünüyorsunuz?
 Evlerden toplanan ilaçlar gönderilmemelidir, bunlar tıbben uygun olmayabilir. İlaçlar çok yer kaplar ve sağlık çalışanlarının diğer işlerle ilgilenmesini engeller, bunları sınıflandırmak, etiketlemek çok zaman alıcıdır. 

10. Kan ve kan ürünleri gönderilmeli mi? 
 Yaygın inancın tersine depremlerde kana çok fazla gereksinim olmaz. Yurtdışından kan gönderilmesi gereksizdir. Acil kan bağışı; güvenlik önlemlerinin alınmaması, gerekli  testlerin yapılamaması nedeniyle uygun değildir. Budurum sahra hastaneleri için de geçerlidir. 
 

................................................................