Diyabetes
Mellitusta Hasta Eğitimi ve İzlemi
Dr. Füsun
Ersoy* Dr. Murat Yılmaz**, Dr. Tamer Edirne***
* Doç.; Kırıkkale Ü
Tıp Fak. Aile Hek. AD
**Yrd. Doç.; Kırıkkale Ü.Tıp Fak. İç Hastalıkları
AD
***Uzm.; Kırıkkale Devlet Hast. Aile Hekimliği
Diabetes
mellitusun seyrini etkileyen etmenlerin temel olarak hastanın kontrolü altında olduğu
söylenebilir. Bu nedenle hastalığın başarılı bir biçimde tedavi ve izleminde
hastanın etkin rolünün sağlanabilmesi için hasta eğitimi ve hastanın kendi kendine
yardımı öğrenmesi büyük önem taşımaktadır. Bu konuda özelleşmiş diabet
eğitim ekip ve merkezleri, diğer sağlık kurumlarına göre hastaya çok daha yararlı
olabilmektedir.
Hasta eğitimine
başlama
Hasta eğitimi
çalışmaları hiperglisemi ya da glikozüri ilk saptandığında başlamalıdır. Eğer
hasta asemptomatikse ve idrarda glikoz ya da yüksek kan glikoz düzeyi rutin bir fizik
incelemede ortaya çıkmışsa, bu durumun önemi, olası nedenleri, yeniden ölçümü
gerektiren durumlar varsa bunların ne olduğu ve tüm değerlendirme sonuçları
anlatılmalıdır.
Tanının açıklanması
Hiperglisemi
kesin olarak saptandıktan sonra hastaya tanı ayrıntılı biçimde açıklanmalıdır.
Hasta belirtisiz ise tedavinin öneminin anlatılmasına özellikle özen göstermek
gerekir. Hasta hastalığın potansiyel riskleri ve komplikasyonları hakkında
aydınlatılmalıdır. Ancak bu yapılırken uygun olmayan, abartılı vurgulamalardan kaçınılmalıdır.
Tanı hakkında yetersiz bilgilenme, hastanın tedaviye katılımını engelleyen bir
konudur. Hastanın sağlıkla ilgili var olan inanç ve bilgilerini değerlendirmek için
de zaman ayırmalıdır.
Duygulanım,
tutum ve davranışların ortaya çıkarılması
Hekimin hastanın
durumu ciddiye almasını, bu konuya kişisel duyarlılık göstermesini sağlaması ve
tedavinin etkinliği için sağlıkla ilgili bilgi ve inanışlarını değerlendirmesi
gerekir. Sorular bu hedefe uygun sorulmalı, tanı ile ilgili olarak hastanın neler
hissettiği onunla konuşulup tartışılmalı, böylece hastanın var olan tutum ve
davranışlarıyla ilgili bilgi edinilmelidir. Bu yolla hastanın tedaviye ne kadar
yardımcı olabileceği, ne kadar uyum sağlayabileceği ve sorumluluğu ne kadar
paylaşabileceği hakkında görüş edinilir.
Diyet uygulaması
Diyet
tedavisinin amaçları hastayla tartışılmalıdır. Eğer diyet tedavisine başlanacaksa
hasta diyetisyen tarafından diyet eğitimi programından geçirilmelidir.
Fiziksel
aktivitenin özendirilmesi
Egzersiz planıyla
ilgili hasta eğitimine başlanırken öncelikle hastayı motive etmek amaçlanmalıdır.
Burada dikkat edilecek konu pek çok obez diabetik hastanın sedanter kalmayı
yeğlemesidir. Hekim, fiziksel aktivitenin hastalığın kontrolünde nasıl ve neden
olumlu etkisi olacağını hastaya anlatılmalıdır. Enerji metabolizması ve
depolanmasının basitleştirilmiş açıklamaları burada yardımcı olabilir. Fiziksel
aktivitenin her hasta için özel tipleri geliştirilip hastaya tanımlanabilir. Bu arada
hastaya fiziksel aktivitenin iştahı arttırdığı ve aşırı yemeye neden olduğuna
ilişkin bilgilerin doğru olmadığı da anlatılmalıdır.
Hastanın kan
glikoz düzeyini ölçmesi
Diabet tanısı
alan tüm bireyler kan glikoz düzeylerini kendi kendilerine ölçüp ölçemeyecekleri
konusunda düşünmeye başlar. İdrarda glikoz testi artık önerilmemektedir. Kendi
kendine kan glikoz düzeyinin ölçülmesi, hastaya gün boyunca kan glikoz düzeyini
kontrol altında tutma olanağını sağlar. Böylece hastalar hangi yiyeceklerin ve ne
tür aktivitelerin kan glikoz düzeyleri üzerinde etki yaptığını belirleyip ona göre
hareket edebilir.
Günümüzde
kullanılan glikometreler oldukça küçük, kullanışlı, hızlı olup, çoğunda kan
glikoz değerlerinin depolanabileceği bir bellek vardır. Eski glikometrelerde olduğu
gibi bekleme ya da kanın fazlasını alma gibi işlemlere de gerek yoktur. Ayrıca
hematokrit değerlerine ve kullanılan bir ilaç ya da uygulanan bir tıbbi tedavi olup
olmadığına göre geliştirilen test stripleri vardır, bunlar daha geçerli sonuçlar
alınmasını sağlamaktadır.
İnsülin
kullanan hastalardan kan glikoz düzeylerini yemeklerden ve yatmadan önce ölçmesi
istenir. Yalnızca diyet uygulayan ya da oral antidiabetik kullanan hastalar için bu
kadar sık ölçüm gerekmeyebilir. Bu hastalar için günde iki kez, yani yemek öncesi
ve yemekten iki saat sonra birer kez ölçülmesi yeterli olabilir. Günlük rutinde bir
değişiklik olduğunda, hastalıkta, herhangi bir ilaç kullanıldığında ya da tıbbi
uygulama yapıldığında (örneğin kan glikoz düzeyini etkileyebilecek kortikosteroid
gibi ilaçlar alındığında) ölçümlerin yapılması özellikle önem taşır.
Kendi kendine
kan glikoz düzeyi ölçümü öğretilen hastalarda periyodik olarak ölçme becerisi,
tekniği ve sonuçlar kontrol edilmelidir. Özellikle hastanın sonuçları ile HbA1c düzeyleri
arasında uyumsuzluk varsa bu kontrollere daha çok önem vermek gerekir.
Oral
antidiabetikler ve hasta eğitimi
Eğer ağızdan
antidiabetik kullanılacaksa bu ajanla ilgili bilgiler, ajanın potansiyel yan etkileri,
bu yan etkiler oluşursa hastanın ne yapması gerektiği, oral ajan kullanırken
yemeklerin düzenli öğünler şeklinde yenmesinin ne kadar önemli olduğu, bir dozu
unutur ya da atlarsa ne yapması gerektiği hastaya anlatılmalıdır.
İnsülin kullanımı
ve hasta eğitimi
İnsülin
kullanan hasta, kendi kendine insülin uygulama, özel durumlarda uygulaması gereken
kurallar, egzersize bağlı hipoglisemi ve glukagon kullanımı konularında
eğitilmelidir. Özel durumlarda, yani araya başka bir hastalık girdiğinde, hasta
verilen reçeteyi uygulamayı sürdürmeli, kan glikoz düzeyini daha sık aralıklarla
ölçmeli, yeterli miktarda sıvı alımına dikkat etmeli, eğer altı saatten fazla süreyle
sıvı ve karbohidrat alımında aksama ya da sıvı kaybında artma olursa, ya da bir günden
fazla süreyle sıvı ve diyetteki gıdalarını düzenli alamazsa, hekimine ya da sağlık
ekibine haber vermeli, hekim ve sağlık ekibi de belirgin kusma, diare, hızlı solunum,
sık hipoglisemik atak ve uyuklama-uyuşukluk hali olup olmadığını kontrol etmelidir.
Kronik
komplikasyonlar
Diabetik hastanın
eğitimi, hastalığın göz, böbrekler, sinir sistemi ve vasküler sistemde oluşturabileceği
hasarlar ve diğer komplikasyonlarla ilgili bilgileri içermelidir.
Ayak bakımı
Uygun ayakkabı
ve ayak bakımı hakkında ayrıntılı bilgi hasta eğitiminde yer almalıdır.
Özellikle ayak hijyeni (tırnakların doğru biçimde kesilmesi, çok sıkı konçlu
çoraplar ve dar ayakkabılar giyilmemesi, ayakların düzenli yıkanması, nasırların düzeltilip
temizlenmesi, lanolin gibi kuruyan deriyi yumuşatıcı maddeler kullanılması, çıplak
ayakla gezilmemesi, ayakların ısıtılması için soba ve kalorifere yaklaştırılmaması)
üzerinde durulmalıdır. Ayakların her gün gözden geçirilmesi ve herhangi bir ayak
lezyonu görüldüğünde hemen tıbbi yardım istenmesi özenle anımsatılmalıdır.
Akut
komplikasyonlar
Hiperglisemi,
hipoglisemi, ketoasidoz, hiperozmolar koma ve enfeksiyonlar gibi diabetin akut
komplikasyonları hakkında hastaya bilgi vermelidir.
Hastanın
tedaviye uyum ve katılımının desteklenmesi
Tedavi
genellikle hastanın yaşam biçiminde pek çok değişiklik oluşturur. Bununla birlikte
hekimin hastayı herhangi bir kontrol sırasında gereğinden fazla bilgilendirilmesi
olumsuz sonuçlar doğurabilir. Hastanın morali bozulabilir, sıkılabilir, umutsuzluğa
kapılabilir, tedaviye uyumu azalabilir. Hastanın eğitimini öncelikle hekim
üstlenmeli, diğer sağlık çalışanları ise dengeli, planlı ve ölçülü bir
şekilde buna katkıda bulunmalıdır.
Ailenin eğitimi
Diyabetli
hastaların tedavisinin başarılı olabilmesi için aile bireylerinin tedavi planına
uymaları ve hastanın eğitimi için yapılan etkinliklere katılmaları gerekir. Aile
desteği olmazsa ya da ailenin anlayış göstermediği durumlarda, hastanın tedaviye
uyum ve katılımını sürdürmesi de güçleşmektedir.
Hastanın
ailesi kendileri için de diyabet riskinin artmış olabileceğini göz önünde tutmalı
ve bu riski azaltmak için yaşam biçimlerinde değişiklik yapmaları yönünde eğitilmelidir.
Psikososyal
destek
Diyabet
dernekleri ve bu tür gönüllü organizasyonlar hasta ve ailesinin günlük streslerle başetme
eşiğini yükselten yalnız olmadıklarını ve sorunlar için pratik çözümler
bulabileceklerini anlatıp hissettiren ve onlar için çok gerekli olan psikososyal desteği
sağlayabilen kuruluşlardır.
Diyabetik hasta
izlemi/Periyodik izlem
Tedavinin ilk
birkaç haftasında denetimler haftalık ya da gerekiyorsa (özellikle ilaç dozları
ayarlanıyorsa) daha sık olmalıdır. Eğer insülin başlanan hastanın ayaktan izlemi
ve doz ayarlaması zor oluyorsa yatış yapılabilir. Belirtiler düzelme gösteriyorsa ve
kan glikoz değerleri yaklaşık normal değerlerde ise daha sonraki kontroller üç ile
altı ayda bir olabilir. Metabolik kontrolün sağlandığını gösteren göstergeler Tablo 1'de yer almaktadır.
Her kontrolde
Hastanın
kilosu, kan basıncı ölçülmeli, kan ve idrarda glikoz düzeyi bakılmalıdır. Hasta
ve hekim, diyet ve egzersize ne kadar uyulduğunu, hastanın evde ölçtüğü kan glikoz
düzeylerini, günlük gıda tüketimine ilişkin hasta kayıtlarını, kilo yitimini ve
fiziksel aktivite durumunu gözden geçirmelidir. Eğer araya giren yeni bir hastalık
varsa ilaç tedavisi buna göre yeniden
düzenlenmelidir. Hastanın sağlık durumuyla ilgili endişe ve sıkıntısı
giderilmelidir. Hipoglisemik reaksiyonlar olup olmadığı sorulmalıdır. Önceki
bulgular ve hastanın yakınmaları ile son kontroldeki duruma bağlı olarak gerekiyorsa
tam bir fizik inceleme yapılabilir. Eğer diyabet komplikasyonlarının geliştiğini düşündürecek
bulgular varsa daha ayrıntılı bir gözlem, ek laboratuvar incelemeleri ve tedavide değişiklikler
gerekebilir. Diyabetik ayak sorunu gelişme riski yüksek olan hastalarda (diyabetik
nöropatisi olan, 40 yaşın üstünde, sigara içen, 10 ya da daha fazla yıldır
diyabeti olan, önceden ayak sorunları ya da kladikasyo intermitantı olan hastalar), her
kontrolde ya da en az yılda bir kere dikkatli bir ayak muayenesinden geçirilmelidir.
Her kontrolde
hasta eğitimiyle ilgili kavramlar ve bunun hasta ile ailesi tarafından nasıl
algılandığı gözden geçirilmelidir. En uygun kontrolü sağlamak için hastanın
kendisine verilen bilgiyi anlayıp anlamadığı, aklında tutup tutamadığı uygun bir
biçimde sorgulanmalıdır.
HbA1c
ölçümleri
Her 3-4 ayda bir
HbA1c düzeyine bakılmalıdır. Diyabet kontrolü için iyi bir gösterge olan bu test,
normal hemoglobin değerleri baz alınarak değerlendirilmekte olup, son 3 ila 8 hafta içerisindeki
kan glikoz düzeylerinin ortalamasını yansıtır.
Bu testin
önemi, kontrolden bir iki gün önce "sıkı diyete girip" doktora böyle başvuran
ve yalnızca o gün için normal kan glikoz düzeylerinin saptanmasına yol açan hastaların
gerçek durumlarının değerlendirilmesinde etkili olmasıdır. Tablo 2'de HbA1c düzeylerini
etkileyen etmenler gösterilmiştir.
Böyle
durumlarda fruktozamin düzeylerine bakmak daha doğru sonuçlar verecektir.
Hasta yılda bir
kez tam bir fizik bakıdan geçirilmelidir. Bu kontrolde rutin idrar analizi ya da
mikroalbumin düzeyi ölçülmesi önerilir. Proteinürisi olan hastalar için BUN ve
serum kreatinin düzeyleri istenmeli ve kreatinin düzeyleri yüksek olanlar için ileri
inceleme ve konsültasyon istenmelidir. Anjiotensin konverting enzim inhibitörlerinin
diyabetik nöropatinin ortaya çıkışını ve ilerlemesini geciktirdiğine ilişkin
kanıtlar vardır. Bu durum mikroalbuminürisi olan normotensif diyabetik hastalar için
de geçerlidir.
Tedavi
düzenlemeleri
İnsülin ya da
ağızdan antidiyabetik kullanan bir hastanın açlık plazma glikoz düzeyi 3 ay boyunca
100 mg/dl'nin altında seyrederse, dozajın azaltılması düşünülmelidir. Diyet ve
egzersiz rejimine uyumun yüksek olduğu ve glisemik kontrolün bu şekilde gerçekleştirilebildiği
durumlarda oral antidiyabetiklerin tamamen kesilmesi düşünülebilir ve istenen de
budur. Ancak emosyonel ve fiziksel stres ile enfeksiyon durumlarında kısa dönemli ilaç
tedavisinin gerekli olabileceği unutulmamalıdır. İnsülin alerjisi olasılığına
karşı, insülin tedavisinin aralıklı olarak yapılabileceği akılda
bulundurulmalıdır. Tedavi değişiklikleri mutlaka kayda geçirilmelidir.
Hastanın Tedaviye
Uyumunun İzlenmesi
Hiperglisemi
kontrol altına alınamıyorsa ya da kan glikoz düzeyinde ani bir yükselme olmuşsa,
hekim hastayla bunun olası nedenleri konusunda konuşmalıdır. Kan glikoz düzeyindeki
yükselmeler, üriner sistem enfeksiyonu, pnomoni, miyokard infarktüsü gibi araya giren
birçok hastalığa bağlı olabilir, hekim tüm bu olasılıkların üzerinde durmalıdır.
Yaşamboyu izlem
Etkin bir
diyabet tedavisi için hastanın ömür boyunca, hekimin de güçlü bir hekim-hasta ilişkisini
sürekli kılmak için çaba göstermesi gerekir.
Tablo 1.
Glisemi Kontrolünün Hedefleri
Biyokimyasal
Gösterge Normal Hedef
Olmaması
Gereken
Açlık
Plazma Glikozu < 115 mg/dl <
120 mg/dl <80 ya da
>140 mg/dl
Tokluk
Plazma Glikozu <140 mg/dl <180
mg/dl >180mg/dl
Gece
Yatarken Ölçülen <120mg/dl 100-140mg/dl <100 ya da
>160mg/dl
Glikoz Değeri
Glikolize
hemoglobin
(HbA1c)
Değeri*
<%6
<%7
>%8
*Diyabetik
olmayan bireyler için %4-6 (ortalama%5, standart sapma %0.5) referans değer
alınmıştır. |
Eğitim ile ilgili işlemlerin ve bilgilerin kaydı
*Eğitimin ne zaman başladığı,
*Eğitimin içeriği,
*Hastaya eğitimini desteklemesi için verilen materyaller,
*Hastanın karşılaştığı güçlükler ya da sorunlar,
*Hasta izlemi için nelere gerek duyulduğu kaydedilmelidir. |
Tablo 2.
HbA1c Düzeylerini Etkileyen Etmenler
Arttığı
Durumlar Azaldığı
Durumlar
Kronik böbrek
yetmezliği Hemolitik
anemiler
HbF'in
normalden yüksek HbS, HbC, HbD'nin
olması varlığı
Demir
eksikliği anemisi
Kongenital sferositoz
Splenektomi
Akut ya da kronik kan
kaybı
Serum
trigliseridlerinde artma
Gebelik
Alkol bağımlılığı
Kurşun
zehirlenmesi |
Kaynaklar
1- Bergenstal
RM, Haugen JA. Patient educ.and follow up. ABFP Guides: Diyabetes Mellitus. 5. Baskı.
1994.
2- Deichmann RE,
Castello E at al. Improvements in diyabetic care as measured by HbA1c after a physician
education project. Diyabetes Care 1999; 22(10):1612-6.
3- Freeman J,
Loewe R. Barriers to communication about diyabetes mellitus. Patients' and physicians'
different views of the diseases. J Fam Prac 2000 ; 49 (6): 507-12.
4-
Howorha K, Pumprla J, Schabmann A ve ark. Enpowering diyabetes outpatients with structured
education: short term and long term effects of functional insülin treatment on percieved
control over diyabetes. J Psychosom Res 2000 ; 48 (1): 37-44.
5- Graziani C,
Rosenthal MP, Diamond JJ. Diyabetes education program use and patient-perceived barriers
to attendance. Fam Med 1999; 31(5): 358-63.
6-
Timmer JW, Schuling J. Patient education to users of oral hypoglicemic agents: the
perspective of Dutch community pharmacists. Pharm World Sci 1999; 21 /5): 200-4. |