Günlüğümden
Bu ayki Günlüğümden sayfalarında, Çanakkale Merkez 1 No’lu
Sağlık Ocağı’ndan Dr. Durmuş Evcüman’in anılarına yer veriyoruz. Sizin
anılarınızı da bekliyoruz. Kendi sorunlarınızmış gibi görünenlerin pek çoğu
aslında hepimizin sorunu. Çözümleri de paylaşalım.
... Ekim 1992
Mezun oluyorum.
Bu duygunun adı hüzün olabilir. Hüzün, olumsuz bir duygudan uzaktı aslında. Bazı
olumsuzlukları içermesine karşın.
"Adına hüzün
deyin, ne olursa olsun, ömür uzun, yaşam kısa..."
... Ocak 93
Mecburi hizmet.
Hizmetin de mecburisi olur muymuş? Güneydoğu'ya yolculuk var. Pek çoğumuzun gittiği
uzun ve yorucu bir yolculuk. Bazen ilklerin boğucu olduğu, ilklerin çokluğuyla
bunalttığı bir yolculuk. Yaşanılası, belki de yaşanılması mecburi! olan, şiirsel
bir atmosferin yoğunlaştığı bir yolculuk.
Üzerinde yaşadığımız
toprakların önemli bir bölümüyle tanışma töreni.
... Şubat 93
Adli hizmetlerle
gerçekten tanışma. Toy bir hekimin, iyi niyetli, gayretli meslek yaşam sürecinden aslında
mesleğimizin en loş, karanlıkta el yordamıyla gidilen bir bölümü adli hekimlik
hizmetleri. Belki de en çok "..... hocam yanımda olsaydı da sorsaydım" bölümü.
Okudukça acemiliğimin arttığı konular oluyor...
... Mart 93
Hem sağlık
ocağında poliklinik yapıyorum. Hem de devlet hastanesinde nöbet tutuyorum.
Acile bir hasta
geliyor ama acil değil. Hastayı hatırlıyorum. Bir gün önce sağlık ocağında
muayene edip reçete yazdım. Hasta sahibi beni hatırlamıyor "geçmiş olsun,
buyrun" dedim. Beni onore etmek istedi herhalde. "Sağlık Ocağı'nın
doktorları iyi bakmıyorlar. Hastanenin doktorları iyi doktorlar "dedi" peki
dedim. Tekrar muayene edip, reçete yazdım.
... Mayıs 1993
Olağan üstü
hallerde olağan üstü koşullarda, olağanüstü hekimlik. poliklinik, adli hekimlik
arasında, olağanüstü sıkışmış bir yaşam. Koruyucu sağlık hizmetlerini eh işte
babından gidiyor. Üzülüyorum ama öyle işte. Birde sık sık İstanbul kaçamakları.
Çarşıda yolculuk alışverişi yaparken söylenen bir esnafın sözü geliyor aklıma.
"Benim gibi İstanbul hüzünbazları için" bunlar sudan çıkmış balık
gibidir ara sıra suyu görmeden yaşayamazlar" gülüyorum.
... Ekim 93
O güne kadar ki
hayatımın en kötü günü. Telefonla otopsiye çağrıldık. Lojman arkadaşım
Halil'le gidelim dedik. Arabayla şehir içine bırakmadılar döndük. Karakola gittik.
Polis otosu bulamadılar. Panzerle gidelim dediler. Mecburen tamam dedik. Panzer ara
sokaklara daldı. Otopsideki görevlileri almak için. Panzerdeki polislerin gerilimi bize
de taşındı. Hastaneye gidene kadar öldüm öldüm dirildim desem yeridir. Ama hayatımız
biraz daha uzunmuş. Daha kötü günler ilerde beklemekteymiş. Ama onları anlatmam,
onlar saklı kalsın.
... Kasım 93
Hep aşkı
kovalarken, aşk beni buldu. Hayat işte çoktan seçmeli, bol seçenekli. Mecburi
hizmetin son günlerinde bana aşk seçeneğini sundu. İşaretledim ve evlendim.
... Şubat 94
tayin. Kendimi şanslı kabul ediyorum.
... Yazının
sonu
Hekimlikten ve pratisyenlikten asla pişman
olmadım. Hekimlik bana, geçim sıkıntısı da dahil çok şey sundu.
"olursa bir
şikayet ölümden olsun"
Aslında
hekimliğin bir şiir olduğunu hissederek yaşıyorum. Beni besleyen hayat damarlarından
uzak kalmadan.
Hekimlerin, hakimlerin ve savcıların anıları çoktur.
Hekimlere yalnızca şiirleri kalır.
Sağlıkla, dostlukla... |