Dosya 8’e Gelen Görüşlerden:
Görüş 1: Bence bu olguda, hekimin hastayı değerlendirme ve izlemesi
açısından kusuru var. Başlangıçta tedavi protokolünü hasta yakınlarının
tepkisi üzerine değiştirmesi ve sonrasında da hastayı görmeden telefonla
görüşme sonucunda 3. kuşak sefalosporin eklemesi uygunsuz bir davranış
biçimi diye düşünüyorum. Aslında olayda bir yanlışlıklar zinciri var:
1.Hasta yakınlarının tepkisiyle tedavi değiştirmesi,
2. Telefonla görüşerek tedaviye ilaç eklenmesi,
3. Yakınmaların sürmesi üzerine yeniden ilk tedaviye (kısmen)
dönmesi,
4. His kaybı yakınmasını önemsemeyerek hastayı yeniden değerlendirmemesi.
Bütün bu kusurların sonunda ne yazık ki hastanın sağlığı ciddi
olarak bozulmuş, istenmeyen bir sonuç oluşmuştur.
Hekim bu olayı yönlendiren kişi, ancak uygulayıcı değil. Enjeksiyonu
yapan kişinin kendisi olmamasından dolayı kusurunun sekizde altı olduğunu
düşünüyorum.
Bu olaydan sonra alınacak ders ise hastaya tedavi verdikten sonra
artık işimizin bittiğini değil, tam tersine ortaya çıkabilecek sorunlar
konusunda da hastayı bilgilendirmemiz ve ona sahiplenmemiz gerektiğidir.
Ayrıca her enjeksiyon bir risk taşır. Halk arasında bu penisilin enjeksiyonu
olarak tanınmış olsa da her tür ilacın parenteral uygulanılmasında, vitamin
enjeksiyonunda bile benzer sıkıntılar olabileceği bilinmeli ve gerekli
önlemler alınmalıdır. Yalnızca parenteral tedavilerde değil her tür tedavinin
kullanım biçimi hem anlaşılır biçimde reçeteye yazılmalı hem de hastanın
anlayabileceği bir dilde hastaya anlatılmalıdır. Bütün bunlardan sonra
hastanın bilgilendirilmiş onayı istenmelidir.
Dr. Gülden Aykanat
SSK Karamürsel Hastanesi
Görüş 2: Bu olguda doktor hastayı muayene ederek tedaviye karar
vermiş. Ama aile tedaviye itiraz etmiş. Bunun üzerine bu hastalığın birincil
tedavisi olan penisilinden vazgeçilmiş. Oysa doktor verdiği tedavinin arkasında
olmalıydı.
İkinci hata telefonla ilaç önerisi yapılmış olmasıdır. Telefonda
anlaşılma hataları olabilir. Bu tıbbi facialara yol açabilir.
Üçüncü hata penisilin gibi ilk etapta düşünülecek olan bir antibiyotiğin
yerine Rocephin gibi sonraya saklanması gereken bir antibiyotiğin seçilmesidir.
Dördüncü hata iğnenin 20 saniye kas içinde bırakılarak doku travmasına
yol açılmasıdır. Bu olguda doktorun kararsız ve ihmalkar davrandığını düşünüyorum.
Dr. Beril Ünalacak/Ankara
Görüş 3: Doktorun Novaljin+Penisilin karışımı seçimi gereksiz
ve yüksek riskli. Sürekli reçete değiştirmesi ve telefonla bile bu değişikliği
yapması büyük hata.
İğneyi kasta bırakması ise en büyük hatası. Pronapen sonrası
iğne ucunu değiştirmek bile gerekebilir (ilacın donma riski açısından).
Pronapen yapılmasa bile enjektör ucu kasta bırakılmaz. Ayrıca en iyi tedavi
en az ilaçla yapılan tedavidir.
Dr. Tuba Vardar/Ankara
Dosya 8’le İlgili YSŞ’nın Görüşü:
Olay tek siniri tutan mononöropatidir. Enjeksiyon sonrası olduğu
belirgindir. Enjeksiyon yapımına bağlı değil, ilaçların kullanımına bağlıdır.
Bu olay Dr.'un intragluteal enjeksiyonuna bağlıdır.
Kasıt yoktur ancak dikkatsizlik ve özensizlik vardır. Kemisetin
kullanılmasının pediatride son derece sınırlı endikasyonu vardır. Penisilin+Novalgin+Kemisetin
karışımı literatür bilgisi olmasa da uygun karışım değildir(Bilir kişi
raporuna dayanılarak).
Dosya 10’a ilişkin görüşlerinizi bekliyoruz. Yanıtlarınızı
ve Yüksek Sağlık Şurası’nın görüşünü Şubat 2000 sayımızda yayınlayacağız
Yeni Dosya: Dosya 10:
Olay: K.S.(49) sağ göz kapağı üstündeki
kist nedeniyle özel bir sağlık kuruluşuna başvuruyor. Protokol sayısıyla
muayene edilerek operasyona alınıyor. Operasyonu Dr. Y.Y.'nin yaptığı ve
Hemşire K.G'un yardımcı olduğu, saat 15:30’da hastaya operasyon sonrası
Voltaren amp. im ve Duabactan flakon im yapıldığı ayrıca reçetesinin düzenlendiği,
saat 16:30’da hastanın taburcu olacağı sırada ağrısı olması nedeniyle doktorun
isteğiyle hastaya Novaljin amp. intravenöz yapıldığı, enjeksiyonları Hemşire
K.G.’nin yaptığı ancak enjeksiyon sonrası fenalaşan hastanın şok tablosuna
girdiği, acilen hastaya serum takılarak dekort amp. ve systral amp. uygulandığı
ancak hastanın kurtarılamayarak öldüğü anlaşılmaktadır.
Dr. Y.Y’nin hatalı olup olmadığı Yüksek
Sağlık Şurası’na sorulmaktadır.
Siz olsaydınız kusur olup olmadığına, varsa
derecesine nasıl karar verirdiniz?
|