On Soru On Yanıt
Bu ayki konumuz; “İyot
Yetersizliği Hastalıkları ve Tuzun İyotlanması Programı“. Sorularımızı Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı ve
Aile Planlanlamasından Dr. Göksenin Aktulay’nden
yanıtladı.
1- İyot neden önemlidir?
İyot normal büyüme ve gelişme için gerekli bir eser elementtir. İyoda olan
gereksinme çok az olmakla birlikte, yetersizliği önlenebilir beyin hasarı ve zihinsel
geriliğin en önemli nedenidir. Beyin ve sinir sisteminin normal büyüme ve gelişmesi
ile vücut ısı ve enerjisinin devamı için gerekli olan tiroid hormonlarından
tetraiyodotironin (T4, tiroksin) ve triiyodotironin (T3) yapımında kullanılmaktadır.
Vücudumuzda 15-20 mg iyot bulunmaktadır.
2- İyot yetersizliğinin nedenleri nelerdir?
Yeryüzünde bulunan iyodun büyük bir bölümü buzul, kar ve yağmurlarla
toprağın yüzeyinden alınarak rüzgar, ırmaklar ve sellerle okyanus ve denizlere
taşınmakta ve buralarda buharlaşarak yağmur ile birlikte yeniden toprağa
dönmektedir. Bunun bir sonucu olarak özellikle deniz yosunları ve deniz ürünleri iyot
açısından iyi kaynaklar arasındadır. Ancak, doğada çok az olması nedeniyle bir ton
deniz suyunda bile yalnızca 50 mg iyot vardır. Besin kaynakları üretildiği ortamın
iyot içeriğini yansıtmaktadır. Sürekli yineleyen seller ve dağlık bölgelerdeki
toprak erozyonu toprakta iyot yetersizliğine neden olmaktadır. Özellikle dağlık
bölgelerdeki topraklarda yetişen bütün bitkiler yetersiz miktarda iyot içermekte,
sonuçta besin tüketimleri tamamen bu topraklarda yetişen yiyeceklere bağlı olan insan
ve hayvanlar da iyodu yetersiz almaktadırlar. Ayrıca, yiyeceklerde bulunan guatrojen
denen antitroid bileşiklerinin tiroid bezinde iyot taşınmasını engelleyerek iyot
yetersizliğinin oluşmasında rolü olduğu bilinmektedir. Antitiroid bileşiklerinin en
önemlileri; lahana, karnıbahar, brüksel lahanası, şalgam, turp vb. sebzelerde bulunan
glikosinolat türevi guatrinlerdir.
3- Dünyada iyot yetersizliği hastalıklarının durumu nedir?
Dünyada 130 ülkede önemli halk sağlığı sorunu olarak tanımlanmıştır.
Avrupa'dan bazı ülkelerin de bulunduğu pek çok ülkede sosyal ve ekonomik gelişme
için tehlike oluşturmaktadır. Yaklaşık olarak
1.5 milyar kişi (dünya nüfusunun %29) iyot yetersizliğinin olduğu riskli bölgelerde
yaşamaktadır.
DSÖ verilerine göre, ortalama günlük gereksinm 150 mcg iyot (bir toplu iğne
başı kadar) yeterince alınamadığı için 740 milyon (dünya nüfusunun %54) insanın
guatrdan, iyot yetersizliği
hastalıklarından etkilendiği belirlenmiştir. Yapılan tahminlere göre, her yıl
doğan yaklaşık 40 milyon çocuk, annelerinin diyetinde yeterince iyot olmadığından
farklı ölçülerde zihinsel gerilik riskiyle karşı karşıyadır.
4- Ülkemizde iyot yetersizliği hastalıklarının durumu nedir?
Türkiye' de endemik guatr ile ilgili çalışmalar Atay ve Onat'ın 1948'de
guatrın üç ilde endemik olduğunu bildirirler. 1960'lı yıllarda Ankara Ü. Tıp
Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hast. Kliniği’nin yaptığı çalışmada
Koloğlu ve ark. Karadeniz Bölgesi gıda ve suyunda iyot içeriğinin düşük olduğunu
saptamışlar, günlük tüketilen miktarlarda karalahananın önemli bir guatrojen
olmadığı kanısına varmışlardır. Aynı fakülteden Türkan Sungur ve ark. da
Türkiye içme sularındaki iyot konsantrasyonlarını düşük bulmuşlardır.
İstanbul Ü.’den Urgancıoğlu ve Hatemi değişik yörelerden getirilen içme
sularının %19'unda iyot konsantrasyonlarını düşük bulmaları sonrası guatr
epidemiyolojisini araştırmaya yönelik 1980 yılından başlayarak 8 yıl süren ve
73.757 kişide DSÖ'nün kriterlerine uyularak yapılan Endemik Guatr çalışmasında
bütün derecelerin birlikte değerlendirildiği guatr prevalansı %30.5 olarak
belirlenmiştir.
Ayrıca 1995 yılında Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı ve Aile
Planlaması Genel Müdürlüğü ile Hacettepe Ü. Beslenme ve Diyetetik Bölümü ile
birlikte yürütülen projede 15 ilde 6-12
yaş grubu 400'er okul çağı çocuğunun yine palpasyon ile taranması sonucunda, Türkiye geneli için guatr prevalansı
%30.3 olarak hesaplanmış ve Trabzon (68.5), Malatya (%46.5), Bayburt (%44.3) ve
Kastamonu (%35.3) sırası ile guatrın en sık rastlandığı 4 ilimiz olarak
bildirilmiştir.
ICCIDD ve Who tarafından önerilen yaşa göre günlük iyot alımları
YAŞ
Günlük İyot Alımı mcg/gün
0-12 Ay
50
1-6 Yaş
90
7-12 Yaş
120
12 Yaş ve Üzeri
150
Gebe
200
Laktasyon
200 |
5- Günlük olarak almamız gereken iyot miktarı ne olmalıdır?
6- İyot yetersizliği hastalıklarının önlenmesi için kullanılan yöntemler
nelerdir?
İyot yetersizliğinin olduğu bölgelerde alınacak başlıca önlem, kişilerin
günlük iyot alımlarını arttırmaktır. Özellikle bu önlem guatr bulgusunun henüz
bulunmadığı çocuklarda ve erişkinlerde daha etkili olup, iyot alımındaki artış
var olan guatrı tedavi etmekten çok, guatrın görülme sıklığının azalmasında
etkili olmaktadır. Bunu sağlamak için yapılan uygulamaların temeli, sık yenen
besinlerin iyotla zenginleştirilmesine dayanmakta ve pek çok ülkede aşağıdaki
yöntemler kullanılmaktadır :
a. Tuzun iyotlanması
b. Ekmeğe iyot katılması
c. İyot tabletleri kullanılması
d. İyotlu yağ enjeksiyonu ya da iyotlu yağ kapsülleri kullanılması
e. İçme suyunun iyotlanması
Dünyada en sık kullanılan yöntem tuzun iyotlanmasıdır.
Tuzun iyotlanmasının seçilmesinin nedenleri:
Yaygın kullanımlı bir tüketim ürünü olması ve pek çok faktörden
etkilenmemesi
Tuzun iyotlanmasının teknik olarak basit olması
Komplike araç-gereç gerektirmemesi
Tuzun iyotlanmasına yönelik global strateji geliştirilmesi, uygulanması ve
izleniminin kolay olması
Tuzun iyotlanması ile tuzda; renk, koku, tad değişikliği olmaması
Düşük giderli ve yıllık olarak kişi başına tüketim fiyatının ucuz
olması sayılabilir.
Dünyanın bir çok ülkesinde insanların günlük iyot alımlarını arttırmak
amacı ile iyotlu tuz kullanımlarının sağlanması çabaları başarılı sonuç
vermiş ve son yıllarda birçok ülkede bu yönde özel çalışmalar
başlatılmıştır.
7- Ülkemizde bu soruna yönelik olarak neler yapılmaktadır?
Ülkemizde Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı
ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü ve UNICEF' in işbirliğinde 1994 yılında,
"İyot Yetersizliği Hastalıklarının Önlenmesi ve Tuzun İyotlanması
Programı” başlatılmıştır.
İlk olarak, Türkiye'de bu konuda yapılan çalışmalar toplanmış, risk
altındaki nüfus ve iyot yetersizliği hastalıkları prevelansı ile var olan durum
saptanmaya çalışılmıştır. Ülkede yapılacak çalışmalarda sektörlerarası
işbirliğinin sağlanması amacı ile "teknik danışma komitesi" kurulmuş ve
aktiviteler başlatılmıştır.
1994 yıllından bu yana yürütülen bu program kapsamında; sağlık personeli,
tarım il müdürlükleri, iyot analizi yapan laboratuvar personeli, tuz üreticileri,
halk ve market yetkililerini kapsayan eğitim çalışmaları, tuzun iyotlanması
konusunda yasal değişiklikler, izleme ve değerlendirme çalışmaları
düzenlenmiştir.
8- Tuzun iyotlanması ile ilgili yürütülen çalışmaların başarıya
ulaşmasında yasal düzenlemelerin rolü nedir?
Ülkemizde 1593 sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanunu' nun 199. maddesine dayanarak
çıkarılan 18.10.1952 Tarih ve 8236 sayılı Resmi Gazete' de yayınlanan Gıda
Maddeleri Tüzüğü' nün 30.4.1968 tarih ve 6/9942 sayılı Kararname ile değişiklik
yapılan 624. maddesinin B bendinin 3. fıkrasına uygun olarak " İyotlu Tuz"
üretilmeye başlanmıştı ancak bu uygulama zorunlu değildi. Bu yasa tuzun tamamının
iyotlanması için yeterli değildi.
Dünyanın pek çok ülkesinde, iyot yetersizliği hastalıklarının önlenmesi
için en önemli basamaklardan birisi olan tuzun iyotlanmasının yasal olarak zorunlu
hale gelmesi çok eski yıllara dayanırken, ülkemizde 1994 yılında programın
başlaması ile bu yöndeki çalışmalara ağırlık verilmiş, 9 Temmuz 1998 tarih ve
23397 sayılı Resmi Gazete ile Türk Gıda Kodeksi Yemeklik Tuz Tebliği'ne göre sofra
tuzlarının iyotlanması zorunlu olmuştur. Buna göre sofra tuzlarına 50-70 mg/kg
potasyum iyodür ya da 25-40 mg/kg potasyum iyodat katılması zorunludur. Sofra tuzu,
doğrudan tüketiciye sunulan, ince toz haline getirilmiş, iyotla zenginleştirilmiş
rafine edilmiş ya da edilmemiş tuzlardır.
Kanun hükümlerine göre üretim aşamasında Tarım ve Köyişleri Bakanlığı,
üretimden tüketiciye ulaşıncaya dek Sağlık Bakanlığı'nın yasal işlem yapması
karara bağlanmıştır.
9- Programın izleme ve değerlendirmesi nasıl yapılmaktadır?
Programın başarısı ve kontrolünün sağlanması için bir izleme ve
değerlendirme sistemi oluşturulmuştur. Sistemin 2 bileşeni vardır.
A- Kişi Bazında İzleme Aktiviteleri
a. İyot yetersizliği prevalansının belirlenmesi
b. İdrarda iyot ölçümü
Gerek iyot yetersizliğinin önlenmesinin izlenmesi, gerekse özellikle iyot
yetersizliğinin büyük boyutlarda olduğu yerlerde, iyoda bağlı indüklenmiş
hipertroidizm görülme durumunun değerlendirilmesi için kişi bazında etkin bir izlem
sisteminin oluşturulması gerekmektedir.
Bu kapsamda, A.Ü. Endokrinoloji AD işbirliğiyle çalışmalar
sürdürülmektedir.
Düzenli iyot profilaksisine başlamadan önce, guatrın endemik olduğu bilinen 20
ilden örneklem olarak 9-11 yaşlarında 5948
okul çağı çocuğu çalışma kapsamına alınmıştır. Ultrasonografi ile tiroid
volümü ve üriner iyot konsantrasyonu ölçümleri yapılmıştır. Ayrıca, boy, vücut
ağırlığı ve okul başarıları saptanarak iyot eksikliği ile guatr prevalansı ve
fiziki mental gelişim arasındaki ilişki incelenmeye çalışılmıştır.
Çalışma yapılan illerden önemli
ve orta derecede iyot yetersizliği saptanan 9 il seçilmiş ve iyot
profilaksisi öncesi kord kanı TSH ve ST4
düzeyleri ve annenin idrarındaki iyot ölçümleri yapılmıştır. Bu çalışmada
amaç okul çağı çocuklarında iyot durumu iyi
belirlenmiş ciddi ve orta derecedeki iyot eksikliği
bölgelerimizde doğan çocukların,
iyot profilaksisi öncesi kord kanı TSH ve
ST4 düzeylerini ve annelerin idrar iyot konsantrasyonlarını
belirleyerek bu parametreleri yeterli ve etkili bir proflaksi sonrası yinelemek,
populasyon düzeyinde yenidoğan TSH'sının
bölgenin iyot durumunu ortaya koymaktaki güvenilirliğini
belirlemektir.
Riskli bölgelerde iyotlu yağ
kapsülü kullanılması ve izlenmesi çalışması da yine üniversite işbirliğinde
gerçekleştirilecektir.
B- Tuzda iyot miktarının izlenmesi ve kalitesi ile ilgili izleme aktiviteleri
Gelişmekte olan ülkelerdeki üretilen tuzun pek çok şekilde iyotlanmasına
karşın, tuzdan alınan iyodun yetersiz olduğu, iyotlama tekniklerinin uygun şekilde
kullanılmadığı ya da tuzun nem, ışık, ısı ve diğer etkenlere maruz kalması sonucu, alınan iyodun yetersiz olduğu
görülmektedir. Bu koşullar altında, üretim aşamasından tüketime kadar iyot
kayıpları %50 düzeyinde olabilmektedir.
İl Sağlık Müdürlükleri, Tarım İl Müdürlüklerine ve belediyelere tuzda
iyot olup olmadığının kalitatif olarak ölçmek için titrasyon kitleri
dağıtılmıştır. Bu yöntemle iyot miktarının uygun olmadığı saptanan tuzlar
ileri analiz için laboratuarlara gönderilecektir.
Özellikle üretimden tüketime yapılacak kontrollerde iyot
kayıpları olup olmadığı, tuzdaki iyotun tam miktarının kantitatif yöntemlerle
saptanması önemlidir. Ülke düzeyinde yürütülecek programa genel anlamda yön
verecektir, çünkü iyotun yetersiz alımı olduğu kadar, fazla alınması da bazı
hastalıklara neden olmaktadır.
Bakanlığımız bu konuya önem vermekte olup Kalite Kontrol
için, Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü'nün bir Merkez, 7 Bölge Hıfzısıhha
Enstitüsü Müdürlüğü (Adana, Antalya, Diyarbakır, Erzurum, İstanbul, İzmir,
Samsun ) ve Enstitüye bağlı olmayıp
teknik açıdan işbirliği yapılan 10 il halk sağlığı laboratuvarı (Bursa, Edirne,
Kayseri, Kütahya, Van, Zonguldak, Denizli, Trabzon) ve tüm illerdeki halk sağlığı
laboratuarlarında ilgili personelin bilgilendirilme ve malzeme desteği çalışmaları
sürdürülmektedir.
10- İyotlu tuz kullanımının
sakıncalı olduğu durumlar var mı?
Bazı tiroid hastalarının, örneğin Graves Hastalığı, Hashimoto Tiroiditi ve
sıcak nodülü olan hastaların iyotlu tuz kullanmaları sakıncalıdır. Bu nedenle
15.08.2000 Tarih ve 24141 Sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan "Türk Gıda Kodeksi
Yemekli Tuz Tebliğinde Değişiklik Yapılması Hakkında Tebliğ" ile bu tür
hastaların kullanımı için 250 g'lık ambalajlarda iyotsuz sofra tuzu üretilmesine
düzenleme getirilmiştir. |