Siz Olsaydınız
Eylül Sayımızda yayınlanan Dosya 19’u anımsatıp
görüşlerinizi ve Y.O.K.’nun görüşünü sunuyoruz.
Dosya 19:
Dr. T.A.Erkek, Radyoloji Uzmanı, muayenehanesi var. Dr. T.A muayenesine gelen
hastalara yalnızca radyolojik incelemeyle tanı koyabildiğini iddia ettiği hastalıklar
arasında, disk hernisi, romatizma, osteomyelit ve Ewing sarkomu bulunmaktadır. Ayrıca,
bu hastalıkların tedavisi için radyoterapi uygulanmaktadır. Daha önce üniversiteden
sağlıklı olduğuna dair rapor alan ve kendisine başvuran bir gazete muhabirine de
aynı tanı ve tedavi yöntemi uygulamaya çalışınca, olay açığa çıkar.
Muhabirin şikayeti üzerine, Tabip Odası Onur Kurulu Dr. T.A. hakkında
soruşturma açar ve hekime ceza verilmesine karar verir. Ayrıca, Sağlık Bakanlığı
hekim hakkında soruşturma açar ve konuyu Cumhuriyet Savcılığına iletir. Hekimin
itirazı üzerine dosya YOK’a verdiği dilekçede, radyoterapi ile tedavi yöntemini
4.000 hastada uygulandığını ve iyi sonuç aldığını belirtir.
Dr. T.A.’nın hatalı olup olmadığı Yüksek Onur Kurulu’na sorulmaktadır.
Siz olsaydınız kusur olup olmadığına, varsa derecesine nasıl karar
verirdiniz?
Dosya 19’a gelen yanıtlardan:
Yanıt 1: Dr. T.A. Radyoloji uzmanı; bense konunun uzmanı olmayan hekim olduğum
için bu hastalıklara radyolojik tetkikle tanı konulamaz diyemem. Ama bildiğim kadarı
ile bu hastalıkların tanıları yalnızca radyolojik tetkikle konulamaz. Bu
görüşümü gazeteci olayı da doğruluyor.
Dr. T. A. Para kazanma amacıyla vatandaşın bilgisizliğini kullanarak olmayan
hastalığı varmış gibi gösterip sonra da tedavi ettim diye paralarını almaktadır.
Doktorun verdiği 4000 vakada da olayın başarısını değil; ne derecede korkunç
boyutta olduğunu gösterir.
Burada yapılan eşeği önce kaybettirip sonra buldurma değil; önce saklayıp
sonra ortaya çıkartmadır.
Dr. T.A. mesleğini bilerek ve isteyerek kötüye kullanmıştır. Kanser için
predispozan faktör olan radyasyonu gereksiz yere hastasına vererek sağlıklarına zarar
vermiştir. Dr. T.A. 6/8 oranında kusurludur.
Dr. Alfert Sağdıç/ Görele Devlet Hastanesi
Yanıt 2: Bu dosyadaki olaya benzer tutumlarla ne yazık ki sıkça karşılaşır
olduk. Yazılı, görsel basında yer alan sağlık haberleri ya bu tür biz hekimlerin
duyduğunda ciddiye almadığı bilimsellikten uzak ya da tıp ortamını çoğunlukla
bilgisiz, bilinçsizce (!) eleştiren haberler oluyor. Bu konunun çoğunlukla bir
tarafında da bir meslektaşımız yer alıyor. Bize düşen böyle anlarda kızsak da,
gülümsesek de olayın halk sağlığı ve mesleğimize yansımalarını ayrıntılı
düşünüp tepkimizi bireysel ya da tabip odalarımız üzerinden göstermeliyiz. Tepki
göstermeyen odalarımızı uyarmalıyız.
Dr. Orhan Odabaşı/Ankara
Tabip Odası Onur Kurulu karar gerekçesi:
* Çıkar amacıyla, bilim dışı bir yöntemi kullanmak,
* İnsan yaşam ve sağlığına saygı ve özen göstermemek,
* Mesleğini kötüye kullanmak,
YOK Kararı: Onay
Hekim savunma dilekçesinde yönteminin geçerliliğini iddia etmeyi sürdürerek,
radyoterapi ile tedavi yöntemini 4 000 hastada uyguladığını ve “iyi” sonuç
aldığını belirtmiştir. Rakam tartışmalı olsa bile, disk harnisi ya da
osteomiyeliti olan bir kişinin vücuduna radyasyon verildiğini düşünmek bile
ürkütücüdür. Hekimin savunmasından, uyguladığı yöntemin bilimsel dayanağa sahip
olması gerektiği gibi bir kaygısının ve hatta bilgisinin olmadığı
anlaşılmaktadır. “iyi sonuç aldığı” iddiası da tamamen belirsiz ve en iyi
olasılıkla kişisel gözleme dayalı bir ifadedir.
Dosya 21’e ilişkin görüşlerinizi
bekliyoruz. Yanıtlarınızı ve TTB Yüksek Onur Kurulu’nun kararını Ocak 2001’de
yayınlayacağız.
Yeni Dosya: Dosya 21:
Dr. A. A. Erkek, anestezi uzmanı, devlet hastanesinde çalışıyor. Muayenehanesi
var.
35 yaşında bir bayan, karın ağrısı ve midede dolgunluk hissi yakınmasıyla
Dr. A. A'nın muyenehanesine başvurur. Dr. A.A, yakınmalarının nedeninin, küçükken
hastanın karnına kaçan bir yılan olduğunu söyler ve bir operasyonla yılanı
dışarı çıkarır. Hasta rahatlamıştır ve sorununun çözüldüğüne inanmaktadır.
Olay basına yansır; hekim hastaya yaptığı açıklamayı basına da yapar;
"Z.U. adında 35 yaşında bir kadın, çok yiyip içmesine karşın, gündün
güne zayıfladığını, midesinde dolgunluk ve karnında ıslık sesine benzer sesler
geldiği şikayeti ile başvurdu. Yapılan röntgen tetkiki sonucu, hastanın midesinde
yabancı bir unsurun olabileceği düşünüldü. 24 saat aç ve susuz bırakılan hastada
önce nazogastrik tüp yutturularak, yılan özel ilaçlarla zararsız hale getirilerek
ağız boşluğuna çıkarılmaya zorlandı. Laringoskop ve Magil pensi yardımıyla
yılan ağızdan dışarıya çekilerek çıkarıldı ve hasta sağlığına
kavuşturuldu.”
Karnından yılan çıkarılan Z.U. şunları söyledi: Bundan 15-16 yıl önce
köyümüzde bir gece kanaldan akan suya eğilerek içtim ve o anda karnıma bir şeyin
gittiğini hissettim. Durumu hemen evdekilere söyledim. Aradan zaman geçtikçe karın
ağrılarım artmaya başladı. Kocam ve kardeşlerim, beni götürmedik doktor
koymadılar. Bir netice alamadım. Karnımdaki gurultular beni korkutuyordu. Bir şey
olduğunu biliyordum. Bugünlere geldim. Gördüğünüz gibi doktor bey karnımdan bir
yılan çıkartarak beni bu azaptan kurtardı, rahatlattı. Allah ondan razı olsun.”
Anestezi mütehassısı Dr. A.A., kadının midesinden çıkarılan yılanın,
zararsız su yılanı olduğunu sözlerine ekledi.
Başka bir hekimin şikayeti üzerine hakkında soruşturma açılır. Tabip Odası
Onur Kurulu hekime ceza verilmesine karar verir. Hekimin itirazı üzerine dosya YOK'a
gönderilir.
Siz olsaydınız, kusur olup olmadığına, varsa derecesine nasıl karar
verirdiniz?
|