Hekimlerimize Sigorta Poliçeleri Satışı hakkında duyuru

doktor_stetoskop1Bu gün TTB’ye resmi olarak  “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesi” satmaya yetkili 30 sigorta şirketi bildirilmiştir.

TTB bildirilen sigorta şirketlerinin poliçe satışıyla ilgili yoğun bir bilgi edinme ve araştırma faaliyeti yürütmüştür.  Birliğimizce edinilen bilgi ve tespitlere göre bu gün itibariyle 30 sigorta şirketinden yalnızca bir şirketin poliçe satmaya başladığı öğrenilmiştir. Bu sigorta poliçesinin de Hazine Müsteşarlığı tarafından hazırlanan genel şartlara aykırı olduğu görülmüştür.

Pek çok sigorta şirketinin henüz poliçesini hazırlamadan “ön kayıt” adı altında kayıt aldığı, hekimleri poliçe koşullarını bilmeden “müşteri” olmaya zorladığı anlaşılmıştır. Bunun üzerine derhal Hazine Müsteşarlığı ve Sağlık Bakanlığı’na durumu bildiren ve görevlerini yapmalarını talep eden yazı gönderilmiştir.

Bu gün (29.07.2010) tarihinde Sağlık Bakanlığı İnternet Sayfasında Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin ‘Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Kurum Katkısına İlişkin Usul Ve Esaslara Dair Soru ve Cevaplar’ isimli bir yazı yayınlanmıştır.

SORU 3: Yapılacak sözleşme geçmişe ve geleceğe yönelik ne kadar süre teminat sağlayabilir?

CEVAP 3: Zorunlu mali sorumluluk sigortası:

   a) Sözleşme süresi içerisinde meydana gelen olay sonucu doğmuş olup bu süre içerisinde ya da 2 (iki) yıl sonrasına kadar talep edilen zararlar,
   b) Sözleşme yapılmadan önceki 1 (bir) yıl içerisinde meydana gelen olay nedeniyle sözleşme süresi içerisinde doğabilecek talepler,

İçin teminat sağlar. Diğer bir ifade ile sigorta teminatı (a) ve (b) bentlerinin tümünü kapsamaktadır.” açıklaması yapılmıştır.

TTB olarak Sağlık Bakanlığının bu açıklamasına katılıyoruz. Hazine Müsteşarlığı tarafından da 2010-24 sayılı duyuru ile sözleşmelerin seçenkli olarak yapılamayacağı bütün seçenekleri kapsayacak bir biçimde yapılması gerektiği sigorta şirketlerine bildirilmiştir (Yazı için tıklayınız). Ancak sigorta şirketleri tarafından iletilen teklifler ve düzenlenen poliçede bu açıklamaya aykırı olarak iki ayrı sözleşme türünden birine göre poliçe düzenleneceği anlaşılmaktadır.  

Sonuç olarak kısa sürede, yaklaşık 150.000 Hekim ve Diş Hekimini kapsamına alan zorunlu sigorta uygulamasından 50 Milyon TL civarında bir paranın sigorta şirketlerine aktarılması söz konusu olacaktır.  Oysa Sağlık Bakanlığı verilerine göre tıbbi zararlar nedeniyle sonuçlanan tazminat talepleri nedeniyle ödenen yıllık tutar 2 Milyon TL’yi aşmamaktadır. Böylece teminat altına alınan riskle ödenen prim arasında açıkça bir orantısızlık söz konusudur.

Yayımlanan Genel Şartlar uyarınca belirlenen asgari koşulların sigortalanacak hekimler lehine iyileştirilmesi mümkündür. Bu nedenle TTB’ye bildirilen bütün sigorta şirketlerine ivedi bir yazı göndermiştir. Yazısında; “Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ile Tarife ve Talimatında” belirtilen asgari koşulların yanı sıra başta;

  • Zararların karşılanmasında sözleşme süresi içinde yürütülen mesleki faaliyetlerden dolayı sözleşme dönemini takip eden iki yıllık bildirim süresi,
  • Azami Teminat tutarı olan 300.000.TL,
  • Adli Para Cezalarının teminat kapsamına alınması,
  • Peşin ödemenin taksitlendirilmesi,
  • Mevcut İhtiyari Sigortaların zorunlu sigortaya dönüştürülmesi bu kapsamda ödenen primlerin mahsup edilmesi,
  • Hekimlerden kısmi zamanlı olarak birden fazla işte çalışanlarla ilgili olarak tek sigorta yaptıracakları dikkate alınarak bütün mesleki faaliyetlerinin kapsam içinde olduğunun açıkça belirtilmesi olmak üzere,

Yapılabilecek tüm iyileştirmelerin yazılı olarak ivedilikle tarafımızdan öğrenilmesi önem taşımaktadır” belirtilerek önerileri istenmiştir.

Bu gün itibariyle;

  • Prim ödemelerinin taksitlendirilmesi.
  • Mevcut İhtiyari Sigortaların primlerinin mahsup edilmesi,
  • Hekimlerden kısmi zamanlı olarak birden fazla işte çalışanlarla ilgili olarak, tek sigorta yaptıracakları dikkate alınarak bütün mesleki faaliyetlerinin kapsam içinde olduğunun açıkça belirtilmesi

Konularında olumlu yanıtlar alınmakla birlikte, ihbar önelinin iki yıldan beş yıla uzatılması, teminat limitinin arttırılması olmak üzere diğer başlıklarda iyileştirme önerisi alınamamıştır.

Bu duruma;başta uygulamayı şekillendirecek kural ve bilgilerin açıklanmasının son günlere denk getirilmesi, 30 Temmuz 2010 günü sigorta yaptırmayanlara 5.000. TL idari para cezası verileceğinin Sağlık Bakanlığı kaynaklarından açıklanması ve sigortacıların bu açıklamalara dayalı hekimlere yönelik “korkutma” politikaları nedeniyle “sigortacılık piyasasının” hukuka aykırı tutum ve davranışlarla hekimler aleyhine kontrol altına alınması söz konusu olmuştur. Bu durum Anayasanın 167. maddesinde düzenlenen “Devlet, para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alır; piyasalarda fiilî veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önler” hükmüne açıkça aykırılık oluşturmaktadır.

“Bütün bu nedenlerle ivedilikle;

1-    Poliçe düzenlemeye yetkili olduğunu belirttiğiniz bütün Sigorta Şirketlerinin poliçelerini acilen denetlemeniz ve Genel Şartlar, Talimat ve Tebliğe aykırı hükümleri düzeltmelerini sağlamanız,

2-    Sigortacılık piyasasının sağlıklı ve düzenli işlemesi için idari yaptırımların uygulanmasının ertelenmesi”

Taleplerimizi Sağlık Bakanlığı’na ve Hazine Müsteşarlığı’na ilettik ve sonucunu bekliyoruz.

Meslektaşlarımıza bu “dayatmaya” fırsat vermemelerini, genel şartlara ve talimatnameye aykırı poliçeleri satın almamalarını öneriyoruz.  Meslektaşlarımızı bir kez daha bilgilendiriyoruz;  hekimlere bir gün içinde verilen bilgilerle, genel şartlara aykırı poliçeleri satın almadığı için para cezası verilmesi açıkça hukuka aykırı olacaktır.

 

_______________________________________________________________________________________

 

T.C. BAŞBAKANLIK
HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI
ANKARA

1091/2010
29.07.2010

T.C.BAŞBAKANLIK HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI’NA

ANKARA

Konu: Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçelerinin Genel Şartlara aykırılığı ve yürürlüğü hk.

Hekimlerin Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası yaptırmasını zorunlu kılan 1219 sayılı Kanunun Ek 12 nci maddesi 30 Temmuz 2010 tarihinde yürürlüğe girecektir.

Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları, Talimatnamesi ve Tebliği 21 Temmuz 2010 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

Türk Tabipleri Birliği 22 Temmuz 2010 Tarihinde Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliğinden Talimatın 7. maddesinde yer alan hüküm uyarınca gerekli koşulları oluşturmuş ve zorunlu sigorta poliçesi satmaya yetkili şirketlerin isimlerini ve iletişim bilgilerini istemiştir.

Aynı bilgiler sözlü olarak Müsteşarlığınızdan da istenmiştir. Müsteşarlığınız tarafından 28 Temmuz 2010,  Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği tarafından ise 29.07.2010 tarihli yazılar ekinde 30 adet sigorta şirketinin isminin yer aldığı liste Birliğimize iletilmiştir.

Bugün (29.07.2010) Sağlık Bakanlığı İnternet Sayfasında Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin ‘Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Kurum Katkısına İlişkin Usul Ve Esaslara Dair Soru ve Cevaplar’ isimli bir yazı yayınlanmıştır. Yazıda hekimlere yönelik sigorta yaptırma zorunluluğunun 30 Temmuz 2010 günü yürürlüğe gireceği belirtilmiştir. Sağlık Bakanlığı’nın yazısında yapılacak sözleşmelerin hem geçmişe yani sözleşme süresinden önceki bir yıl içinde hem de sözleşme süresi içinde meydana gelen olay sonucu sözleşme süresi içinde veya sözleşmeyi takip eden iki yıl içinde doğabilecek taleplere karşı teminat sağlayacağı belirtilmektedir.

Türk Tabipleri Birliği’ne gerek Sağlık Kuruluşları gerekse Hekimler tarafından çok yoğun başvuru gelmekte ve uygulamalara ilişkin bilgi ve belge aktarılmaktadır.

Ayrıca Birliğimiz sigorta şirketlerinden, sigorta poliçelerinde Genel Şartlar, Tarife ve Talimatlarda yer alan koşullara ilaveten yapılabilecek iyileştirmelere ilişkin tekliflerini ve poliçe örneklerini istemiştir.

Sonuç olarak pek çok sigorta şirketinin henüz poliçesini hazırlamadan “ön kayıt” adı altında kayıt aldığı, hekimleri poliçe koşullarını bilmeden 30 Temmuz 2010 baskısı nedeniyle “müşteri” olmaya zorladığı bilinmektedir.

Sigorta şirketleri tarafından iletilen tekliflerde hem sözleşmeden bir yıl önce hem de sözleşme süresinde mesleki uygulamalardan sözleşme süresi veya sözleşmeyi takiben iki yıl içinde ihbar edilmesi koşulu ile doğacak zararların teminat kapsamına alınmasının söz konusu olmadığı, iki olasılık olarak iki sözleşme türünün düzenleneceği anlaşılmıştır.  Hatta bize iletilen tek bir şirkete ait ileri tarihli olarak düzenlenmiş poliçede de poliçenin bu iki durumu kapsadığına ilişkin bir hüküm olmadığı görülmüştür.

Gelen teklif ve ileri tarihli olarak düzenlenen poliçelerde Müsteşarlığı’nız tarafından yayımlanan ve Sağlık Bakanlığı tarafından yorumlanan emredici hükümlere aykırı poliçe hazırlanıp satışa sunulduğu ve sunulacağı anlaşılmaktadır. Öte yandan yaklaşık 150.000 Hekim ve Diş Hekimini kapsamına alan zorunlu sigorta uygulamasında belirlenen primler nedeniyle, kısa süre içerisinde bir bölümü kamu kaynaklarından bir bölümü hekimlerin gelirlerinden olmak üzere yıllık 50 Milyon TL civarında bir paranın sigorta şirketlerine aktarılması söz konusu olacaktır. Sağlık Bakanlığı verilerine göre tıbbi zararlar nedeniyle sonuçlanan tazminat talepleri nedeniyle ödenen yıllık tutar 2 milyon TL’yi aşmamaktadır.

Böylece teminat altına alınan riskle ödenen prim arasında açıkça bir orantısızlık söz konusudur. Yayımlanan düzenlemeler uyarınca belirlenen asgari koşulların sigortalanacak hekimler lehine iyileştirilmesi mümkündür. Ancak uygulamayı şekillendirecek kural ve bilgilerin açıklanmasının son günlere denk getirilmesi; 30 Temmuz 2010 günü sigorta yaptırmayanlara 5.000. TL idari para cezası verileceğinin Sağlık Bakanlığı kaynaklarından açıklanması ve sigortacıların bu açıklamalara dayalı hekimlere yönelik “korkutma” politikaları nedeniyle “sigortacılık piyasasının” hukuka aykırı tutum ve davranışlarla hekimler aleyhine kontrol altına alınması söz konusu olmuştur. Bu durum Anayasanın 167. maddesinde düzenlenen “Devlet, para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alır; piyasalarda fiilî veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önler” hükmüne açıkça aykırılık oluşturmaktadır.

Bütün bu nedenlerle ivedilikle;

1-    Poliçe düzenlemeye yetkili olduğunu belirttiğiniz bütün Sigorta Şirketlerinin poliçelerini acilen denetlemeniz ve Genel Şartlar, Talimat ve Tebliğe aykırı hükümleri düzeltmelerini sağlamanız,

2-    Sigortacılık piyasasının sağlıklı ve düzenli işlemesi için idari yaptırımların uygulanmasının ertelenmesi,

Konusundaki talebimizi bilgilerinize sunarız.

Saygılarımızla,

Dr. Eriş Bilaloğlu
TTB Merkez Konseyi
Başkanı


_______________________________________________________________________________________

 

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI
Sıhhiye/ANKARA

1092/2010
29.07.2010

T.C.SAĞLIK BAKANLIĞI’NA

ANKARA

Konu: Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçelerinin Genel Şartlara aykırılığı ve yürürlüğü hk.

Hekimlerin Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası yaptırmasını zorunlu kılan 1219 sayılı Kanunun Ek 12 nci maddesi 30 Temmuz 2010 tarihinde yürürlüğe girecektir.

Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları, Talimatnamesi ve Tebliği 21 Temmuz 2010 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

Türk Tabipleri Birliği 22 Temmuz 2010 Tarihinde Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliğinden Talimatın 7. maddesinde yer alan hüküm uyarınca gerekli koşulları oluşturmuş ve zorunlu sigorta poliçesi satmaya yetkili şirketlerin isimlerini ve iletişim bilgilerini istemiştir.

Aynı bilgiler sözlü olarak Başbakanlık Hazine Müsteşarlığından da istenmiştir. Müsteşarlık tarafından 28 Temmuz 2010,  Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği tarafından ise 29.07.2010 tarihli yazılar ekinde 30 adet sigorta şirketinin isminin yer aldığı liste Birliğimize iletilmiştir.

Bugün (29.07.2010) Sağlık Bakanlığı İnternet Sayfasında Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin ‘Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Kurum Katkısına İlişkin Usul Ve Esaslara Dair Soru ve Cevaplar’ isimli bir yazı yayınlanmıştır. Yazıda hekimlere yönelik sigorta yaptırma zorunluluğunun 30 Temmuz 2010 günü yürürlüğe gireceği belirtilmiştir. Sağlık Bakanlığı’nın yazısında yapılacak sözleşmelerin hem geçmişe yani sözleşme süresinden önceki bir yıl içinde hem de sözleşme süresi içinde meydana gelen olay sonucu sözleşme süresi içinde veya sözleşmeyi takip eden iki yıl içinde doğabilecek taleplere karşı teminat sağlayacağı belirtilmektedir.

Türk Tabipleri Birliği’ne gerek Sağlık Kuruluşları gerekse Hekimler tarafından çok yoğun başvuru gelmekte ve uygulamalara ilişkin bilgi ve belge aktarılmaktadır.

Ayrıca Birliğimiz sigorta şirketlerinden, sigorta poliçelerinde Genel Şartlar, Tarife ve Talimatlarda yer alan koşullara ilaveten yapılabilecek iyileştirmelere ilişkin tekliflerini ve poliçe örneklerini istemiştir.

Sonuç olarak pek çok sigorta şirketinin henüz poliçesini hazırlamadan “ön kayıt” adı altında kayıt aldığı, hekimleri poliçe koşullarını bilmeden 30 Temmuz 2010 baskısı nedeniyle “müşteri” olmaya zorladığı bilinmektedir.

Sigorta şirketleri tarafından iletilen tekliflerde hem sözleşmeden bir yıl önce hem de sözleşme süresinde mesleki uygulamalardan sözleşme süresi veya sözleşmeyi takiben iki yıl içinde ihbar edilmesi koşulu ile doğacak zararların teminat kapsamına alınmasının söz konusu olmadığı, iki olasılık olarak iki sözleşme türünün düzenleneceği anlaşılmıştır.  Hatta bize iletilen tek bir şirkete ait ileri tarihli olarak düzenlenmiş poliçede de poliçenin bu iki durumu kapsadığına ilişkin bir hüküm olmadığı görülmüştür.

Gelen teklif ve ileri tarihli olarak düzenlenen poliçelerde Müsteşarlık tarafından yayımlanan ve Sağlık Bakanlığı tarafından yorumlanan emredici hükümlere aykırı poliçe hazırlanıp satışa sunulduğu ve sunulacağı anlaşılmaktadır. Öte yandan yaklaşık 150.000 Hekim ve Diş Hekimini kapsamına alan zorunlu sigorta uygulamasında belirlenen primler nedeniyle, kısa süre içerisinde bir bölümü kamu kaynaklarından bir bölümü hekimlerin gelirlerinden olmak üzere yıllık 50 Milyon TL civarında bir paranın sigorta şirketlerine aktarılması söz konusu olacaktır. Sağlık Bakanlığı verilerine göre tıbbi zararlar nedeniyle sonuçlanan tazminat talepleri nedeniyle ödenen yıllık tutar 2 milyon TL’yi aşmamaktadır.

Böylece teminat altına alınan riskle ödenen prim arasında açıkça bir orantısızlık söz konusudur. Yayımlanan düzenlemeler uyarınca belirlenen asgari koşulların sigortalanacak hekimler lehine iyileştirilmesi mümkündür. Ancak uygulamayı şekillendirecek kural ve bilgilerin açıklanmasının son günlere denk getirilmesi; 30 Temmuz 2010 günü sigorta yaptırmayanlara 5.000. TL idari para cezası verileceğinin Sağlık Bakanlığı kaynaklarından açıklanması ve sigortacıların bu açıklamalara dayalı hekimlere yönelik “korkutma” politikaları nedeniyle “sigortacılık piyasasının” hukuka aykırı tutum ve davranışlarla hekimler aleyhine kontrol altına alınması söz konusu olmuştur. Bu durum Anayasanın 167. maddesinde düzenlenen “Devlet, para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alır; piyasalarda fiilî veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önler” hükmüne açıkça aykırılık oluşturmaktadır.

Bütün bu nedenlerle ivedilikle;

1-    Poliçe düzenlemeye yetkili olduğunu belirttiğiniz bütün Sigorta Şirketlerinin poliçelerini acilen denetlemeniz ve Genel Şartlar, Talimat ve Tebliğe aykırı hükümleri düzeltmelerini sağlamanız,

2-    Sigortacılık piyasasının sağlıklı ve düzenli işlemesi için idari yaptırımların uygulanmasının ertelenmesi,

Konusundaki talebimizi bilgilerinize sunarız.

Saygılarımızla,

Dr. Eriş Bilaloğlu
TTB Merkez Konseyi
Başkanı