Hastanelerimiz olağandışı durumlara ne kadar hazır?

altTürk Tabipleri Birliği, 12 Kasım 1999 Bolu-Düzce depreminin 10. yılında, 9-10 Eylül 2009 İstanbul- Batı Marmara selinin ikinci ayında, hastanelerin olağandışı durumlara hazırlıklılığı ile ilgili çalışma ve değerlendirmelerini açıklamak ve konuya tekrar dikkat çekmek amacıyla bir basın toplantısı düzenledi.



BASIN AÇIKLAMASI

HASTANELERİMİZ OLAĞANDIŞI DURUMLARA NE KADAR HAZIR?

Türk Tabipleri Birliği 12 Kasım 1999 Bolu –Düzce Depreminin 10. yılında, 8-13 Eylül İstanbul / Batı Marmara selinin ikinci ayında bir kez daha Hastanelerimizin Olağandışı Durumlara hazırlıklılığı ile ilgili sorun ve aksaklıklara dikkat çekmektedir.

On binlerce insanın yaşamını yitirmesine, sakat kalmasına yol açan 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999’da yaşadığımız deprem yıkımının üzerinden on yıl geçti. Görünen o ki geçen zaman sorumlu/yetkili konumda olanların yaşananlardan ders çıkarıp gerekli önlemleri alması için gereken duyarlılık ve görevi yerine getirmelerine yetmedi.

Bir kez daha vurguluyoruz:

Yapılması gereken örgütlü, sistematik bir bakışla yeni yıkımların öncesinde hazırlıklı olmaktır. Bu çerçevede hem en geniş boyutuyla toplumun hazırlıklı olması, hem de sağlık alanı özelinde tüm sağlık kuruluşlarının ve sağlık çalışanlarının hazırlıklı, donanımlı olmaları önem kazanmaktadır.

Hazırlıklı olmak fiziksel açıdan güvenli bir binada hizmet vermekten, olağandışı durumda kullanılacak tıbbi malzemenin depolanmasına, kriz anında nasıl işlev göreceğini, görev tanımını ve ne yapacağını bilmekten, bunun tatbikatlarını yapmış olmaya dek uzanan bir yelpazeyi kapsamalıdır.

Hazırlıklı olmak sağlık sisteminin vereceği hizmetin niteliğini yükseltip, acil duruma yanıt verme süresini kısaltacak, deprem sel ve diğer olağandışı durumlar sonrası oluşacak zararı en aza indirecektir.

Türk Tabipleri Birliği afet ve olağandışı durumlar alanındaki birikimiyle  1999 depremlerinin 10.yılında sağlık kuruluşlarını ve “hazırlıklı olmayı” mercek altına alan çalışmalar yürütmektedir.  “Hekimlerin Çalıştıkları Yataklı Tedavi Kurumlarının Olağandışı Durumlara Yönelik Hazırlıklılığını Değerlendirmeleri Araştırması” başlığını taşıyan ve 2009 Ağustos ayında kamuoyu ile paylaştığımız araştırmamızda hastanelerin olağandışı durumlara hazırlıklılığı konusunda düşündürücü bulgulara dikkat çekmiştik. Türk Tabipleri Birliği tarafından yürütülen ve yataklı tedavi kurumlarında çalışan hekimlerin, sağlık kuruluşunun kendi bünyesinde oluşabilecek ya da hizmet verdiği bölgede meydana gelebilecek olağandışı durumlara yönelik hazırlıklılığı ile ilgili değerlendirmelerini ortaya koymayı amaçlayan bu araştırmada Çalışmaya katılan hekimlerin çoğunluğu çalıştıkları kurumda “Hastane Afet Planı Eğitimi” verilmediğini bildirmişlerdir. Hastanelerinin hazırlıklılık sürecinin ve afet planlarının önemli aşamaları olan risk analizi, afet planı, afet planı eğitimi, afet planı tatbikatı, kitlesel yaralanma hazırlık planı, alternatif muayene ve tedavi alanları, tahliye planı ile ilgili çalışmaların araştırmaya katılan hekimler tarafından yeterli bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Çalışmaya katılan hekimlerin önemli bir kısmı çalıştıkları hastanenin “Olağandışı Durum Risk Analizi”nin yapılıp yapılmadığını ve afet planı olup olmadığını bilmemektedir. Çalıştıkları hastanede afet planı olduğunu belirten hekimlerin yarıdan fazlası, olmadığını belirtenlerin tamamı hastanelerini hazır bulmamaktadırlar. Bu durum, afet planlarının etkinliği ve uygulanabilirliğinin sorgulanmasını gerektirmektedir.  

Bolu-Düzce depreminin 10. yılında deprem sonrası sağlık hizmet sunumu ile ilgili yaşanan sıkıntılar aklımızdayken yöneticilerin geçmişten hala ders çıkarmadıklarını gösteren yeni örnekler sürmektedir.

8-13 Eylül İstanbul / Batı Marmara seli bölgede sağlık kuruluşlarında önemli sıkıntılara yol açmıştır. Türk Tabipleri Birliği bölgede selin ardından değişik zamanlarda inceleme ve değerlendirmelerde bulunmuş ve bulgularını kamuoyu ile paylaşmıştır. Türk Tabipleri Birliği tarafından selden iki ay sonra Silivri Devlet Hastanesinde yapılan değerlendirmede sağlık hizmet sunumu ile ilgili önemli sıkıntıların yaşandığı anlaşılmaktadır. Hastanenin selden etkilenen bölümleri -radyoloji birimi dışında- halen kullanılmamaktadır. Hastane bodrum katında selden zarar gören kalorifer sistemi henüz onarılamamıştır. Kış koşullarının yaşanmaya başladığı hastanede ısınma elektrikli (infrared) ısıtıcılarla sağlanmaya çalışılmaktadır. Hastanenin elektrik dağıtım panelleri henüz onarılamamıştır. Bu sebeple tüm hastanenin enerji gereksinimi hastane dışındaki bir trafodan çekilen elektrik kablolarıyla sağlanmaktadır. Kablolar özellikle servis ve diğer birimlerin giriş çıkışlarında, sedye ve sandalyeyle hasta taşımada ve özellikle ayaktan hasta dolaşımının olduğu birinci katta fiziksel ve teknik risk taşımaktadır. Hastanenin poliklinik ve acil servisinde hekimler ve sağlık çalışanları gece ve gündüz bu koşullarda hizmet vermektedir. Hastanede halen acil durumlar dışında –cerrahi servisi olarak ayrılan 10 yatak dışında-genel olarak yataklı tedavi hizmeti verilememektedir. Cerrahi servisi olarak düzenlenen bölümde cerrahi girişim sonrası yatarak tedavi gören hastaların ısınması elektrikli (infrared) ısıtıcılarla sağlanmaya çalışılmaktadır. Kan istasyonu selden sonraki ikinci ayın sonunda henüz hizmete açılmamıştır. Hastanenin mahkum koğuşu kullanılamaz durumdadır. Hastane çamaşırhanesi kullanılamaz durumdadır. Hastane mutfağı kullanılamaz durumdadır ve personele dışarıdan yemek getirtilmektedir. Hastanenin morgu kullanılamaz durumdadır. Bunlar hastanede hala olağandışı durumun bitmediği anlamına gelmektedir.

Beklenen Marmara depremine hazır olması mutlak zorunluluk olan İstanbul’da, Silivri Devlet Hastanesinin selden iki ay sonra hala olağan çalışma temposuna dönememiş olması ve sağlık hizmet sunumunda eksikliklerin sürüyor olması kaygı vericidir.

Hastanenin eksiklikleri ivedilikle giderilmeli, elektrik ve ısıtma sistemleri ile ilgili onarımın ivedilikle yapılıp bölgede yataklı tedavi hizmeti ile ilgili kısıtlılıklar giderilmeli, hastane sonrası için olağandışı durumlara hazır hale getirilmelidir.

Neoliberal politikaların ne olağan ne de olağandışı durumlarda halkın sağlığını gözetme kaygısı yoktur. 1999 depremlerinin üzerinden 10 yıl geçmesine karşın hastane binalarının güçlendirilmemiş, Hastane Afet Planları ve tatbikatlarının yetersiz olması bunun kanıtıdır. Hastane binalarının güçlendirilmesi, afet planlarının hazırlanması ve tatbikatlarının yapılması, yeni can kayıplarının önlenmesi konusunda hükümete bir kez daha sorumluluklarını hatırlatıyoruz.

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ
MERKEZ KONSEYİ

İstanbul/Batı Marmara Seli ikinci ay değerlendirmesi için...

İstanbul/Batı Marmara Seli birinci ay değerlendirmesi için...