Akkuyu Nükleer Santral İhalesi 24 Eylül'de...

Mersin Akkuyu"da yapılması planlanan nükleer santral için 24 Eylül"de ihaleye çıkılacak. Bazı çevrelerin küresel ısınmaya çözüm olarak önerdikleri nükleer santraller, çevre ve insan sağlığını olumsuz etkiliyor. Küresel ısınmaya olumlu katkısı olacağı savı ise bilimsel gerçekleri yansıtmıyor.

Enerji ve biz

Türkiye, enerji politikalarını ağırlıklı olarak geleneksel enerji kaynaklarına dayandırarak ülkenin enerji gereksinimini karşılamaya yönelmiş bulunmaktadır. Bunun anlamı gelecekteki ekonomik maliyetleri büyütmek, asla geri ödenemeyecek çevresel riskleri ve çevrenin geri dönüşümsüz yıkımını artırmaktır. Bunun yanında kömür ve nükleer enerji gibi en tehlikeli merkezi enerji kaynaklarına alım garantisi verilerek yatırımı özendirilmektedir. Bugün alınacak bu kararlar, enerji yatırımları uzun dönemli yatırımlar olduğu için, Türkiye’nin ekonomisi ve çevresini en az yarım yüzyıl boyunca derinden etkileyecek, toplumsal maliyetleri çok fazla artıracaktır.

Nükleer endüstrinin beşiği Amerika Birleşik Devletlerinde son 30 yılda hiç nükleer santral yapılmadı. Avrupa’da birçok ülke (Almanya, Belçika, İsveç, Fransa vb.) enerji kaynağı olarak yeni nükleer santral yapmaktan vazgeçmiş ve yenilenebilir enerji kaynaklarına (rüzgâr, güneş, gibi) ciddi yatırımlar yapmaktadırlar.

Nükleer enerji teknolojisinin santrallerde uygulamaya geçmesinden bu yana meydana gelen büyüklü küçüklü çok sayıda santral kazasının varlığı ve bu kazalardan etkilenen insan sayısının çokluğu bu kaynağın kullanımına dair sıkıntıların çok fazla olduğunu göstermektedir. Nükleer santraller çevresinde yapılan araştırmalarda;

  • nükleer santrallerin yılda bir milyon kişide 600-1000 ölüme neden olduğu, bunların %80 gibi büyük çoğunluğu santral çalışanları olduğu,
  • her yüz bin kadında ortalama 26-28 meme kanserinden ölüm görüldüğü,
  • çocukluk dönemi kanserlerinde (özellikle kan kanserleri) artış olduğu saptanmıştır.

Nükleer santrallerin;

  • yapım maliyetlerinin yüksekliğini,
  • kuruluş süresinin uzunluğu,
  • kullanım ömrü tamamlandığında söküm ve saklama maliyetlerinin kuruluş maliyetlerinin kat kat fazla olması,
  • kullanılan yakıtların zararsızlaştırılmasına dair geçerli bir yöntemin bulunmayışı,
  • kullanılan yakıtların depolanma süresinin yüz yıllarla ölçülmesi ve güvenli bir saklama yönteminin bulunmaması önemli sorunlar olarak önümüzde duran sorunlardır.
Bazı çevrelerce (Nükleer Lobi) günümüzün önemli çevre sorunu olan küresel ısınmaya çözüm olarak nükleer santraller önerilmektedir. Ancak uranyumun madenden çıkarılıp nükleer santrallerde kullanılabilecek yakıt çubuklarına dönüştürülmesine kadar geçen süreçte harcanan enerjinin elde edilmesinde kullanılan fosil yakıtlar nedeniyle atmosfere salına karbondioksit miktarının büyüklüğü, nükleer enerjinin küresel ısınmaya olumlu katkısının olacağı savının bilimsel gerçekleri yansıtmadığını göstermektedir.
 
Türkiye çok zengin yenilenebilir enerji kaynaklarına (rüzgâr, güneş, jeotermal) sahip ve enerji verimliliği potansiyeli açısından dünya’nın önde gelen ülkelerinden birisidir. Bu şansımızı değerlendirip daha az maliyetle ülkenin gerek duyduğu enerji sağlanabilir.

Nükleer Santrallar Yakınında Çocukluk Çağı Kanserleri: Alman KIKK Araştırması

Dr. Alfred Körblein
 
Nükleer santrallar, normal çalışmaları sırasında sağlık riski yaratıyorlar mı?

Almanya’da yıllardır süren bilimsel araştırmalar, nükleer santralların yakınında yaşamanın çocukluk çağı lösemisi riskini arttırabileceğini gösteriyor.

Bu ilginç bilimsel araştırmanın bu yıl yayınlanan son dönem sonuçlarını sunmak ve tartışmak üzere Dr. Alfred Körblein Türkiye’de.

Türk Tabipleri Birliği, Çevre İçin Hekimler Derneği ve IPPNW’nun düzenlediği bilimsel konferans 16 Eylül Salı günü 19:30’da İstanbul Tabip Odası’nda.

Konferansta İngilizce-Türkçe çeviri yapılacaktır.
Katılım serbesttir.

Türk Tabipleri Birliği
Çevre İçin Hekimler Derneği
IPPNW

16 Eylül 2008 Salı, 19:30
İstanbul Tabip Odası Sevinç Özgüner Konferans Salonu