TTB Başkanı Gürsoy'dan Çalışma Bakanı Çelik'e yazı?

TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’e, Tuzla Tersaneleri’nde yaşanan olaylarla ilgili olarak bir yazı gönderdi.
Öldüren zihniyet...



TC ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK
BAKANLIĞI
SAYIN FARUK ÇELİK
İnönü Bulvarı No:42
Emek / ANKARA
15 Ağustos 2008
Sayın Bakan,

Bildiğiniz gibi -ne yazık ki- Pazartesi günü Tuzla GİSAN tersanesinde, ‘iş kazası’ sonucu,  3 çalışan daha yaşamını yitirdi.  Böylece son 8 ay içinde iş kazası sonucunda hayatlarını kaybedenlerin sayısı 19’a ulaştı.

Sayın Bakan,

Yine bilindiği gibi devlet tüm vatandaşlarının can güvenliğini sağlamakla yükümlüdür. Çalışma yaşamından, çalışanların can güvenliğinin sağlanması ve sağlıklı bir çalışma ortamının oluşturulmasından da Bakanlık sorumludur. Bakanlık adına da bu görevi İş Sağlığı ve Güvenliği Müdürlüğü yürütmektedir. Yaşanan bu üzücü olaylarda da yükümlülük ve sorumluluk –en azından- bu birime aittir.

Dolayısıyla,  İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Sayın Kasım Özer’in yaşanan gelişmelerden birinci derecede sorumlu olduğunu düşünüyoruz. Sayın Genel Müdür hem yasal, hem de moral olarak sorumludur.

3146 sayılıÇalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun,  İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü’nün görevleri içinde; 

a) İş sağlığı ve güvenliği konularında, mevzuatın uygulanmasını sağlamak ve mevzuat çalışması yapmak.

b) Ulusal politikalar belirlemek, bu politikalar çerçevesinde programlar hazırlamak.

d) Etkin denetim sağlamak amacıyla gerekli önerilerde bulunmak, sonuçlarını izlemek.

g) İş sağlığı ve güvenliği ile iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesi konularında inceleme ve araştırma çalışmalarını planlamak, programlamak ve uygulanmasını sağlamak.

            k)  İşyerindeki sağlık ve güvenlik risklerini önlemek ve koruyucu hizmetleri yürütmek üzere görevlendirilecek işyeri hekimleri, iş güvenliği uzmanları ve diğer görevlilerin iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili eğitim ve belgelendirme usul ve esaslarını belirlemek.’ (Madde 12)  olarak ortaya koymaktadır.

Sayın Bakan,

Genel Müdürünüz bunları sizin adınıza yapmakla yükümlüdür. Tüm iş yerlerinde, özellikle de Tuzla’da iş kazaları adı altında yaşatılan cinayetlere karşı Bakanlığınız yeterli ve etkin müdahalelerde bulunmamaktadır. Çalışma yaşamında ‘orman kanunlarının’ hakim olmaya başladığı bir dönem yaşanmaktadır. Artık kum torbası zahmetine girmek yerine işçilerin kullanıldığı bir zihniyetin gelişmesi de yaratılan bu ortam sayesindedir. İşini kaybetme korkusu içinde yaşayan işçiler, kendilerinin kum torbaları yerine konmasına karşı dahi çıkamayacak bir duruma düşürülmüşlerdir. Korkarız ki,   tıpkı ‘kötü paranın iyi parayı kovması’ tabirine uygun olarak, duyarlı ve sorumlu işyerleri de bu kötü gidişe uymak durumunda kalacaklardır.  

Sizin de bildiğiniz gibi, Genel Müdür Kasım Özer, Tuzla GİSAN Tersanelerinde durduramadığı iş kazalarını : “Tersanelerdeki kazaların artması, işin kötü olduğundan değil, işçi sayısının son iki yılda artmasından kaynaklanıyor. Dar alanlarda çok sayıda işçi çalışıyor. İnsanlarımız yüksekte çalışırken, ya kişisel koruyucu donanım kullanmıyorlar ya da fizyolojik olarak yüksekte bulunmadığı için dengesini kaybedip düşüyorlar. Tansiyonu düşüyor, gözü kararıyor, vesaire... Köyden hiç ayrılmamış insanlar, sanayiye girdiğinde üzüntü verici kazalar oluyor. Aslında diğer sektörler incelendiğinde tersanelerdeki iş kazaları çok küçük yer tutuyor. Maden ocağında gaz patlamasında 250 insan ölüyor. Tersanelerde son iki yılda peş peşe ölümlerin olması ve bu işin başka  nedenlerle gündeme getirilmesi, tersanelerde sanki ‘facialar varmış’ gibi gösteriliyor. Ama oranlara bakınca o kadar büyük değil.” sözleriyle hem basına hem de tarihe geçmiştir.

 İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Sayın Kasım Özer;

  1. Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi’nin hazırladığı ‘Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği  2006-2008 programın hayata geçirilmesi doğrultusunda çaba sarf etmemiştir.
  2. Bu Konsey bünyesinde oluşturulan ‘İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’ hazırlıkları için oluşturulan Çalışma Grubu’nda kamu adına taraf olması gereken müdürlük bu çalışma grubunda yer alan İşçi Sendikaları Konfederasyonları, İşveren Sendikaları Konfederasyonları, meslek odaları ve diğer katılımcıları rakip olarak görmüş ve geliştirilen ortak önerilerine ısrarla karşı çıkmış, süreci tıkamıştır.

Bilindiği üzere 4857 sayılı İş Yasası ve buna bağlı olarak kurulan Ulusal İş Sağlığı ve Konseyi Kararı uyarınca 2005 yılından başlayarak, ülkemizde bütün çalışanları kapsayacak, İş Sağlığı ve Güvenliği Yasa Taslağı çalışmaları başlatıldı. Bu amaçla Ulusal İş Sağlığı ve Konseyi üyesi (Türk İş, TTB, KESK, DİSK, TMMOB, TİSK, TOBB vb. ) olan kuruluşların temsilcilerinden oluşan