KKKA hekim ve sağlık çalışanlarına bulaştı?

Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Kulak Burun Boğaz ve Enfeksiyon kliniklerinde çalışmakta olan 3 asistan hekim ve 1 yardımcı sağlık personeline, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığının bulaşması ile ilgili olarak, Türk Tabipleri Birliği Asistan Hekimler Eşgüdüm Kurulu (AHEK) 14 Haziran 2008 Cumartesi günü basın açıklaması düzenledi…


Değerli basın mensupları,

            Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Kulak Burun Boğaz ve Enfeksiyon kliniklerinde çalışmakta olan 3 asistan hekim ve 1 yardımcı sağlık personeli arkadaşımıza, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığının bulaştığını üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz. Arkadaşlarımız, 1 hafta önce genel durumu kötüleşen bir KKKA hastasına müdahale etmişler, bir süre geçtikten sonra hastalık belirtileri ortaya çıkması üzerine, müdahaleyi yaptıkları kliniğe, bu sefer hasta olarak yatırılmışlardır.

Hastane poliklinik girişlerinde görmeye aşina olduğumuz ve üzerinde “hasta hakları” yazan albenili yazıları okumuşsunuzdur. Hekimlerin, çalışma koşulları ve çalışma ortamının neden olduğu riskleri gündem yapabilmek için öncelikle “hasta” olmaları gerekmesinin biz hekimlerin canını ne denli acıttığı ile başlamak istiyoruz sözlerimize. Evet, gerek Sağlık Bakanlığı, gerekse siz değerli basın mensupları bugün bu arkadaşlarımızla ilgileniyorsunuz. Çünkü arkadaşlarımız artık “hekim” değil, birer “hasta”. Hekim ve diğer sağlık çalışanlarının çalışma ortamının düzenlenmesi, çalışma ortamından kaynaklı riskleri en aza indirecek önlemlerin alınması için daha kaç meslektaşımızın ölümcül hastalıklara yakalanması gerekiyor? Bugüne kadar mesleki uygulamalar nedeniyle AİDS, Hepatit, KKKA gibi daha bir çok hastalık bulaşan ve kaybettiğimiz nice meslektaşımızın olması bile, bugüne kadar gereken tedbirlerin alınmasını sağlayamadı.

Değerli basın mensupları,

Gerek hastalığın bulaştığı arkadaşlarımızdan, gerekse sorumlu meslektaşlarımızın ifadelerinden, KKKA’li hastaya müdahale sırasında arkadaşlarımızın bireysel korunma tedbirlerini aldıklarını öğrendik. Ancak buna rağmen aynı hastaya müdahale eden arkadaşlarımızın tamamında hastalık belirtilerinin ortaya çıkması, hastalığın görevini yapmakta olan sağlık personeline bulaşını engelleyecek önlemlerin tam olarak alınmadığı ve çalışma ortamının bu önlemleri almaya elverişli olmadığı kaygısını uyandırmaktadır. Basına yönelik yapılan açıklamalarda, tüm tedbirlerin alınmasına rağmen hastalığın arkadaşlarımıza bulaştığı iddia edilmiş ise de, alınan önlemlere rağmen hastaya müdahale eden 4 arkadaşımızın tamamına nasıl oluyor da hastalığın bulaştığına açıklık getirilememiştir. “Eldiveni maskesi vardı” demenin, ölen tersane işçileri için “kaskları vardı” diyen yetkililerin indirgemeci anlayışından ne farkı vardır?

Değerli basın mensupları,

Asistan hekimler çoğu zaman dinlenme izni verilmeksizin günaşırı nöbete varan sıklıkta nöbet tutmakta, bu yoğun iş temposu içinde çeşitli hastalık riskleri ile iç içe yaşamaktadır. Yoğun iş yükü altında kimi zaman hatalar yapılabilmekte, dikkat dağılabilmekte ve bulaşın önlenmesini sağlayacak tedbirlerin alınmasında aksaklıklar oluşabilmektedir. Asistan hekimlerin çalışma koşulları ile ilgili düzenlemeler her türlü tutarlılıktan yoksundur. Bu denli çalışmanın “eğitimin gereği” olduğu iddia edilse de, yoğun iş yükünün mesleki ve bireysel gelişime olanak tanımayacağı ve zaten hastalık riski taşıyan çalışma ortamının riskini daha da arttıracağı açıktır.

 Bu nedenle TTB-Asistan Hekim Eşgüdüm Kurulu olarak,

  • Asistan arkadaşlarımızın hastalığı kapmasına yol açan nedenlerin araştırılarak, benzer olayların yaşanmaması için önlemlerin alınmasını
  • Asistanların daha insani koşullarda çalışmalarını sağlayacak yasal düzenlemelerin yapılmasını
  • Çalışma ortamının risklerine denk bir maaş ve ek mesai ücreti için gereken adımların atılmasını talep ediyoruz.
Saygılarımızla…

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ
ASİSTAN HEKİMLER EŞGÜDÜM KURULU (AHEK)