Türk Tabipleri Birliği Nükleer Santral İstemiyor

Basın AçıklamasıTarihin bu en büyük nükleer kazasında Hiroşima ve Nagazaki"ye atılan atom bombalarının toplamının 200 katı radyasyonun atmosfere dağıldığını, kaza sonrasında enkazın kapatılmasında çalışan on binlerce kişinin kısa süre sonra öldüğünü, 400 bin kişinin evlerini terk etmek zorunda kaldığını, yarısı çocuk 7 milyon kişinin kazadan ağır biçimde etkilendiğini, unutmadık.

27.02.2008

BASINA ve KAMUOYUNA

Türk Tabipleri Birliği Nükleer Santral İstemiyor

Çünkü;

Tarihin bu en büyük nükleer kazasında Hiroşima ve Nagazaki"ye atılan atom bombalarının toplamının 200 katı radyasyonun atmosfere dağıldığını, kaza sonrasında enkazın kapatılmasında çalışan on binlerce kişinin kısa süre sonra öldüğünü, 400 bin kişinin evlerini terk etmek zorunda kaldığını, yarısı çocuk 7 milyon kişinin kazadan ağır biçimde etkilendiğini, unutmadık.

Çernobil"den yayılan radyasyona bağlı olarak 30 ile 60 bin kişinin kanserden öleceğinin hesaplandığını, Türkiye"de de Çernobil"den yayılan radyasyon nedeniyle kanser vakalarında artış olduğunu, Türk Tabipleri Birliği"nin geçen yıl yaptığı bir araştırmaya göre bu nükleer kazadan en ağır biçimde etkilenen Karadeniz Bölgesi"nde bulunan Hopa"da ölümlerin %47,9"unun kansere bağlı olduğunu, biliyoruz.

Aralarında ABD, İngiltere, Japonya, Rusya"nın da olduğu çok sayıda ülkede bulunan nükleer santrallerden bazıları son 50 yıldır çok ciddi sonuçlara yol açan irili ufaklı onlarca nükleer kaza ve radyasyon sızıntılarına yol açan yüzlerce olayın yaşandığını, bu kazalar nedeniyle santrallerde çalışan işçilerden, çevrede yaşayanlara kadar çok sayıda insanın radyasyon nedeniyle ortaya çıkan hastalıklara yakalandığını, kanser, doğumsal anomaliler ve ölümler görüldüğünü, unutmadık.

Kaza olasılığının nükleer santraller için tamamen kaçınılması olanaksız yapısal bir sorun olduğunu, bir nükleer santralin işleyişi sırasında her yıl üretilen yüzlerce ton ileri derecede radyoaktif atığın yüz binlerce yıl radyasyon yaydığını ve tüm dünyada bu radyoaktif atıkları güvenli bir şekilde çevreye ve insanlara radyasyon bulaştırmadan depolamanın bir yolunun bulunabilmiş olmadığını, atıkların depolanamaması ve taşınamaması nedeniyle nükleer santrallerin ayrıca tehlikeli birer radyoaktif atık deposu haline geldiğini biliyoruz.

Nükleer santrallerin kaza olmadığı durumlarda da çevrelerine radyasyon yayabildiklerini, Almanya"daki Krümmel Nükleer Santrali çevresinde ve ABD"de yapılan çalışmalarda, hiçbir kaza yaşanmamış nükleer santrallerin çevresinde yetişkin ve çocuklarda lösemi (kan kanseri) görülme sıklığının ciddi bir biçimde arttığının saptandığını, ayrıca çevredeki bitki ve hayvanlarda radyasyona bağlı mutasyonların görüldüğünü, biliyoruz.

Radyasyon, tiroid kanseri, lösemi (kan kanseri), akciğer ve kemik kanserleri gibi pek çok kanser türüne neden olur.

Radyasyon, çocukların sağlığı üzerinde çok daha ciddi bir tehlike oluşturur.  Çocukluk çağı kanserleri meydana gelir.

Radyasyon, erkek ve kadında kısırlığa yol açar.

Radyasyon, hamileler için de en önemli tehlikelerden biridir. İlk aylardaki düşüklerin, sakat doğumların ve doğuştan gelen hastalıkların en önemli nedenlerinden biridir.

Bugün çevreye yayılan radyasyonun en önemli kaynağı nükleer santrallerdir.

Değerli basın mensupları,

Akkuyu"da nükleer santral yapılmasından 2000 yılında vazgeçilmesinden yaklaşık 8 yıl sonra AKP hükümeti tekrar Mersin-Akkuyu ve Sinop"u adres göstererek nükleer santral ihalesi açmaktadır.

Yetmiş milyonun sağlığını hiçe sayarak, ülkemizi uluslar arası şirketlerin arka bahçesine çeviren, IMF / Dünya Bankası politikalarını bir bir yaşama geçiren AKP iktidarı böylece, sağlıklı yaşama hakkımıza karşı ciddi bir tehdit oluşturan yeni bir karara daha imza atmaktadır.

İnsan sağlığı için yarattığı sayısız tehdit bir yana,  pahalı, verimsiz, kaynak bağımlılığı yaratan, ülkeleri silahlanma yarışına sokan ve dünya ülkelerinin vazgeçmekte olduğu nükleer enerji çıkmazına ülkemizin tekrar sokulmak istenmesini kabul etmemiz düşünülemez.

Nükleer santrallere karşı çıkmayı, toplumumuzun sağlığı ve geleceğine ilişkin sorumluluğumuzun bir parçası olarak görüyoruz.

Çernobil"i, radyasyonlu çayları, İkitelli radyasyon kazası skandalını, Karadeniz"de Çernobil"den yayılan radyasyona karşı yeterli önlem alınmadığı için yaşanmakta olan kanser vakalarını yeniden yaşamak istemiyoruz.

AKP Hükümetini bu ihaleyi derhal iptal etmeye çağırıyoruz.

Türk Tabipleri Birliği geçmişte olduğu gibi bundan sonra da toplum sağlığını hiçe sayan tüm uygulamaları kamuoyu önüne getirme çabasını sürdürecek, çocuklarımıza güvenli bir gelecek yaratma kararlılığından vazgeçmeyecektir.

Başta Mersin ve Sinop olmak üzere, ülkemizde nükleer santral planları ortadan kaldırılıncaya dek, mücadele etmeyi sürdüreceğiz.

Tüm vatandaşlarımızı geleceğimize sahip çıkmaya, nükleer santral planlarına karşı çıkmaya çağırıyoruz.

Biz hekimler, nükleer santral istemiyoruz.

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ MERKEZ KONSEYİ
İSTANBUL TABİP ODASI
MERSİN TABİP ODASI
SAMSUN TABİP ODASI