Onurlu ve Sağlıklı Çalışmak Mümkün Değil mi?

Patlama Dünyanın kaç ülkesinde bir metropolün merkezinde patlayıcı üreten bir fabrika kurulabilir? Dünyanın kaç ülkesinde bu fabrika ruhsatsız, önlemsiz, tedbirsiz çalışma olanağı bulabilir? Dünyanın kaç ülkesinde göz yumulmuş "güvenliksiz çalışma" nedeniyle bir anda 23 çalışan yaşamını yitirir?

01.02.2008

BASIN AÇIKLAMASI

ÖLÜMÜNE İSTİHDAM!

ONURLU VE SAĞLIKLI ÇALIŞMAK MÜMKÜN DEĞİL Mİ?

Dünyanın kaç ülkesinde bir metropolün merkezinde patlayıcı üreten bir fabrika kurulabilir? Dünyanın kaç ülkesinde bu fabrika ruhsatsız, önlemsiz, tedbirsiz çalışma olanağı bulabilir? Dünyanın kaç ülkesinde göz yumulmuş "güvenliksiz çalışma" nedeniyle bir anda 23 çalışan yaşamını yitirir?

Bunun adı "iş kazası mıdır?", "İş cinayeti midir?" , yoksa bu bir  " katliam mıdır?"

Dünyanın kaç ülkesinde yılda yaklaşık kayıtlı 80.000 iş kazası bildirimi yapılır ve bunların sonucu 1600 kişi maalesef ki yaşamını yitirir? Yani dünyanın hangi ülkesinde 5 dakikada bir iş kazası olur ve günde 4 kişi hayatını iş kazalarından ve meslek hastalıklarından dolayı kaybeder?

Evet, yaşanan olay bir iş kazası değildir. Bu bir "cinayettir" hatta "katliamdır".

Yetkili ve sorumlu makamlar hemen yüreklere su serpen açıklamayı yaptılar:"işyerleri ruhsatsızdı". Sanki ruhsatı olsaydı sonuç değişirmiş gibi.

Oysa yakın zaman Tuzla Tersanelerinde kaybettiğimiz insanlar ya da Bursa tekstil fabrikalarında yangın nedeniyle kaybettiğimiz kadın işçiler ruhsatlı işletmelerde çalışmıyorlar mıydı?

Sorun ülkemizin iş sağlığı ve güvenliği konusundaki yaklaşımlarda gizlidir.

Çiçeği burnunda Çalışma Bakanı"nın ilk açıklamaları "işverenler üzerindeki işçi sağlığı iş güvenliği yükünü azaltmak" üzerine olmadı mı? Gerekçe ise daha can sıkıcı;  "İşveren yükü azalırsa istihdam artacakmış!". Ne uğruna?

Oysa ülkemizde 50 ve üzeri işçi çalıştıran işyerlerinin halen 15.000"den fazlası asgari iş sağlığı ve güvenliği konusunda yasal zorunlulukların gereğini yerine getirmemektedir. Yani işverenler bu yükü zaten sırtlarına almış bile değilken bu alanı denetleyip yaptırımları yerine getirmesi gereken Çalışma Bakanlığı halen daha yükü azaltmaktan bahsedebilmektedir. Yani cinayete göz yummaktadır, yeni kazaları doğuracak koşullara yasal zemin hazırlamaktadır.

Şimdi olacaklar belli!

Başta Çalışma Bakanı olmak üzere, yetkili ve sorumlu merciler ölenlerin cenaze törenlerine katılacak, ölenlerin yakınlarına taziye ziyaretleri yapacak, iktidar partisinin ilgili teşkilatları ölenlerin ailelerine "ayni" ve " nakdi" yardım yapacak. Böylece ödeşilmiş olacak.

Bir nevi kan parası!

Sonra her şey unutulacak.

Ve Bakan yine iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarının işverenler üzerinde yarattığı yükten bahsetmeye devam edecek.

Çalışma Bakanı"nın işverenlere vermiş olduğu sözün gereği yükü hafifletilebilir, ancak katliam gibi kazalar karşısında yüreğimizdeki acının yükünü kim hafifletebilir?

Türk Tabipleri Birliği olarak İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda sertifikalandırdığımız 30 bine yakın hekimle birlikte tüm birikimimizi ve enerjimizi iş kazalarının önlenmesi ve güvenli bir çalışma ortamı yaratılması yönünde sarf etmeye hazır olduğumuzu ilan ediyoruz.

Sağlıklı, onurlu çalışma ve yaşama hakkının korunması ve geliştirilmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı"nı göreve çağırıyoruz.

Çalışanların yaşama hakkı kimsenin üzerinde yük olamaz.

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ
İŞÇİ SAĞLIĞI İŞYERİ HEKİMLİĞİ KOLU