Bakanlıktan Kadrolaşma Israrı

HukukAKP, yargıdan dönen düzenlemelerini ufakdeğişikliklerle başka yasaların içinde yeniden gündeme getirme alışkanlığınısürdürüyor. AKP Hükümeti bu yeni yasa teklifiyle kadrolaşmaısrarının sürdüğünü ortaya koydu.

AKP, yargıdan dönen düzenlemelerini ufakdeğişikliklerle başka yasaların içinde yeniden gündeme getirme alışkanlığınısürdürüyor. Bilindiği gibi Sağlık Bakanlığı 2005 yılında yaptığı bir yasaldüzenleme ile 175 şef ve şef yardımcısınıherhangi bir bilimsel seçmeye tabi tutmaksızın doğrudan atamış, yasal düzenlemeAnayasa Mahkemesince iptal edilmiş, iptalin yapıldığı gün dahi Sağlık Bakanlığıhukuk tanımazlığını sürdürerek Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye doğruişlemezliğini fırsat bilerek yeni atamalarda bulunmuştu. Daha sonra bu kezbenzer bir yasal düzenleme kamuoyunda "Torba Yasa" olarak anılan düzenlemeiçerisinde yer almış ve dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafındanveto edilmişti. AKP Hükümeti aynı konudaki bu yeni yasa teklifiyle kadrolaşmaısrarının sürdüğünü ortaya koydu.

TBMM Sağlık, Aile,Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu'nda getirilen yasa teklifiyle 3359 sayılıSağlık Hizmetleri Temel Yasası'nın ek 1. maddesinin ikinci fıkrasınındeğiştirilmesi kararlaştırıldı. Buna göre, klinik şefi, klinik şef yardımcısı,başasistan ve asistan kadrolarına açıktan atama izni alınmaksızın ilgilimevzuat çerçevesinde atama yapılacak. Bir eğitim ve araştırma hastanesibiriminde açık bulunan şeflik veya şef yardımcılığı kadrosu, isteklilerinbaşvurması için ilan edilecek. Bu kadrolara tıpta uzmanlık unvanını kazanmış,profesör veya doçent olan adaylar başvurabilecekler. Başvuran adaylarındurumlarını incelemek üzere Sağlık Bakanlığı tarafından varsa biri ilgili birimyöneticisi ve biri de o eğitim ve araştırma hastanesi dışından olmak üzere 3profesör veya şef belirlenecek.

Sağlık Bakanlığı'ncabelirlenen bu profesör veya şefler başvuran adayların orijinal bilimselaraştırma, yayın ve eserlerini inceleyerek adaylar hakkında ayrı ayrıgörüşlerini öncelik sırası yaparak bakanlığa bildirecekler. Bakanlık şef ve şefyardımcılığı atamalarını bu görüşlere göre yapacak. Düzenlemeye göre, bu yollayapılacak atamalar varolan kadroların yüzde 35'ini geçemeyecek.

Kalkınmada öncelikliillerdeki eğitim ve araştırma hastanelerinde ilan edilen şef kadrolarına en azbeş yıl şef yardımcısı olarak çalışmış kişiler de başvurabilecekler. Bukişiler, atandığı kadroda beş yıl fiilen çalışmadan kalkınmada öncelikli illerdışındaki illerin şeflik kadrolarına atanamayacaklar.

Klinik ve laboratuvarşefi veya şef yardımcısı hekimler ile tıp alanında doçent veya profesör unvanlıhekimler, eğitim ve araştırma hastanelerine uzman hekimler veya tıp alanındadoktora yapmış hekimler veya hukuk, kamu yönetimi, işletme ve sağlık yönetimialanında lisans, yüksek lisans veya doktora eğitimi almış hekimler diğerhastanelere başhekim olarak atanabilecekler.

 

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ GÖRÜŞLERİ

Sağlık Bakanlığı'na bağlı eğitim ve araştırmahastanelerindeki klinik şef ve şef yardımcısı kadrolarına yapılacak atamalarlailgili, 2005 yılında 3359 Sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununa 5413 SayılıYasa ile eklenen Ek 1. maddenin Anayasa Mahkemesince yürürlüğünün durdurulmasıüzerine yeni bir Yasa Teklifi hazırlanmıştır.

Söz konusu Teklifte; eğitim araştırma hastanesinde boşbulunan şef ve şef yardımcısı kadrosunun ilgililerin başvurması için ilanedileceği ve bu kadrolara tıpta uzmanlık unvanını kazanmış profesör ve doçentolan adayların başvurabileceği, adayların bilimsel araştırma, yayın veeserlerini inceleyerek adaylar hakkında değerlendirme yapabilecek jürinin biridışarıdan, biri varsa kadronun ilan edildiği kurumun ilgili biriminin yöneticisi olmak üzere üç kişilik şef veyaprofesörden oluşacağı, jürinin değerlendirmesine göre Bakanlığın atamalar hakkında karar vereceğibelirtilmektedir. Bu şekilde yapılacak atamaların mevcut kadronun en fazla%35'ini oluşturacağı da Teklifte yer almaktadır.

Teklifin gerekçesinde, yargı kararlarına uyulduğu, şeflik atamalarının doçentlik atama prosedürüile uyumlu hale getirildiği belirtilmektedir. Ancak getirilen yöntemin siyasalve sübjektif etkilerden tamamen uzak; olabildiğince objektif olduğunu söylemekmümkün değildir. Adaylar hakkındadeğerlendirmeyi yapacak jürinin belirlenmesinde doçentlik atama yöntemi yerine profesör atama yönteminin dikkatealınması gerektiği gibi uygulamanın objektif ölçütlerinin mutlaka biryönetmelik ile belirlenmesi gerekir. Jürideki bütün üyelerin atama yapılacak uzmanlık alanından olması ve kura yöntemiile oluşturulması nesnellik için ön koşuldur.

Kanun Teklifinin eleştiriye açık bir diğer noktası ise 1998yılından buyana neredeyse 10 yıldır eğitim hastanelerinde çalışan ve eğitimsorumlusu olarak görev yapan ancak akademik unvana sahip olmayan çok sayıdauzman, başasistan ve şef yardımcısı hekimin bu kadrolara atanmasına olanaktanımamış olmasıdır. Önerilen Teklif benzer durumda olan birçok kişiyi ilerlemeve yükselme hakkından yoksun bırakmakta; akademik unvana sahip olmayan eğitimsorumlularının kadro statüsündeki koşulları taşıyıp taşımadığına yönelik birdeğerlendirme yapılmasına dahi gerek duymamaktadır.

Oysaki yürürlüğü Anayasa Mahkemesi'nce durdurulan 3359Sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununa 5143 Sayılı Kanun ile eklenen Ek 1.maddeye dayalı yapılan atamaların iptali istemiyle açılmış bireysel davalardaDanıştay; "atama biçiminin ne şekilde ve hangi esaslara dayalı olarakkullanılacağı hususunun düzenleyici bir işlemle saptanıp yapılacak atamalardanhangilerinin sınavla, hangi kadrolara ise sınavsız gerçekleştirileceğininkurala bağlanmasından önce ve yalnızca sınav koşuluna tabi olmayanlar arasındanve herhangi bir ölçüt de gözetilmeden, duyurulmadan atama yapılmasını, Yasamaddesinde öngörülen yetkinin hiçbir hukuki sınıra tabi olmaksızın kullanılmasıanlamına geldiğini" ifade ederek atamaların hukuka aykırı olduğu kararınaulaşmıştır.

Söz konusu Teklif bu yönüyle Anayasa Mahkemesi tarafındanyürürlüğü durdurulan Yasa maddesine benzemekte; eğitim hastanelerindeki çoksayıda eğitim sorumlusunun şef ve şef yardımcılığı kadrolara atanmasına olanaktanımamaktadır. Kanun Teklifindeki bu noksanlık; bilimsel donanım ve meslekibeceri açısından en uygun uzmanların seçilerek atanması gerekliliğini göz ardıetmektedir.

Sonuç olarak temel işlevi öğretim, eğitim ve araştırmayapmak ve uzman ve ileri dal uzmanları yetiştirmek olan eğitim ve araştırmahastanelerinin görevlerini en iyi ve etkin biçimde yerine getirebilmelerinin, kliniklere şef ve şef yardımcısıolarak atanacak kişilerin nitelikleriyle doğru orantılı olduğu gözetildiğinde;Kanun teklifindeki atama ölçütünün olabildiğinde objektif hale getirilmesi vede akademik unvana sahip olmayan uzman, başasistan ve şef yardımcısı hekimlerede atanma olanağının tanınması gerekmektedir.