Hekimlik mesleğini engellemek toplum sağlığını engellemektir!

15 KASIM 2007

Hekimlik mesleğini engellemek toplum sağlığını engellemektir!

Değerli Basın Mensupları,

Türkiye"de insan ve toplum sağlığını olumsuz bir şekilde etkileyecek ve insan haklarının ayrımcılık yaparak çiğnenmesine, geriye dönüşü mümkün olmayan olumsuzluklara yol açacak kötü bir gelişme 15 Aralık 2007 tarihinde yürürlüğe girecek.

Sosyal Güvenlik Kurumu"nun özel sağlık kurumlarıyla yapacağı sözleşme hükmü gereğince 65 yaşını dolduran hekimler artık çalışamayacak. Devlet bir şekilde özel sağlık kurumlarını kullanarak pratik olarak "65 yaş üzeri hekim mesleğini ifa edemez" hükmünü yürürlüğe sokmuş olacaktır.

Genelde branşında tek uzman hekimle çalışan sağlık kurumlarının, bu hükmün yürürlüğe girmesiyle birlikte ülkemizde sağlık alanında önemli bir açığı dolduran hekimlerin çalışmalarına son vereceği görülmektedir.

Sözü edilen kurumların esas olarak ruhsatlandırılması ve çalışma izinlerinin verilmesi ile ilgili yasa ve yönetmeliklerde yaşla ilgili bir kısıtlayıcı hüküm bulunmamasına rağmen SGK"nun bu tavrı yasal açıdan önemli bir çelişki yaratacaktır. Ayrıca bu tutumun gerçekleşmesi halinde olay yalnız SGK ile sınırlı kalmayıp sağlık alanının diğer çalışma alanlarına da olumsuz yönde yansıyacaktır.

65 yaş sınırlaması, her ne kadar şu anda 65 yaşını doldurmuş ya da dolduracak olan hekimleri ilgilendiriyor gibi gözükse de esas olarak ülke sağlık politikası ve tüm hekimleri doğrudan ilgilendiren, tüm hekimlerin geleceğini olumsuz yönde etkileyecek bir durumdur.

SGK"nun 65 yaşla ilgili tutumu bilimsel gerçekler ve sağduyu ile çelişmektedir.

Sağlık Bakanlığı ve hükümet yetkilileri sürekli olarak Türkiye"de hekim sayısının yetersiz(!) olduğunu ileri sürerek yeni tıp fakültelerinin açılması ve yabancı hekim ithal edilmesi için girişimlerde bulunmaktadır.

Sağlık Bakanı Akdağ Yalova gezisi sırasında "Her yıl tıp fakültelerine alınan öğrenci sayısı gerilemektedir. Oysa ülkemizin hekime ihtiyacı vardır. .....YÖK üstüne düşen görevi yerine getirmeli, Türkiye"de hekim sayısını artırmak için gerekli girişimlere başlamalıdır" demiştir.

Yine Sayın Akdağ, "Türkiye"de hekim açığının 50.000" olduğunu, "sağlık yatırımı yapacak olanların hekimini, hemşiresini, ebesini beraber getirmek istediğini" ve "yasaların buna olanak sağlayacak şekilde değiştirilerek, yabancılara bu olanağın sağlanacağını" belirtmiştir. (27 Şubat 2006 Basın)

Hekim açığı iddialarında bulunan, üniversiteleri daha fazla hekim yetiştirmek için zorlayan ve yabancı hekim ithaline yol açacak yasalar hazırlayan bu görüşün ileri sürdüğü hekim açığının daha da artmasına yol açacak böylesi bir girişimde bulunulması sağduyu ile bağdaşmamaktadır

Oysa hekim açığının geçerli olduğu ya da yakın bir gelecekte böylesi bir eksikliğin gerçekleşeceği düşüncesinde olan ülkelerde tutulan yol bunun tamamen tersidir.

Örnekler çoktur; bir kaçının sunulması yeterlidir:

Hindistan Kerala Eyalet Hükümeti ve Merkezi Hükümet sağlık hizmetlerinin daha da yaygın ve etkin olabilmesi için hekimlerin emekli olma yaşını yükseltme kararı vermiştir. (12.05.2004 The Hindu, Gazetesi)

Norveç"te emekli hekimler, çalışma yaş sınırı olan 75 yaşını yetersiz bulmakta, yaş sınırının yükseltilmesi yönünde açıklamalar yapmaktadır. (Tidsskr Nor Laegeforen, 1994 Oct. 30)

İskoç hükümeti gelecekteki hekim sayısının ihtiyacı karşılamayacak kadar azalmaması için hekim emeklilik yaşının yükseltilmesi ve hekimleri görev başında tutabilmek için onlara cazip gelecek koşulların sağlanmasını planlamaktadır. (www.scotlan.gov.uk/puplications/2002)

ABD"de en önemli cerrahi girişimleri yapmakta olan hekimler için bile yaş sınırı yoktur.

ABD, CBS televizyonu Eylül 2007"de yapmış olduğu bir yayında "1975"te 65 yaş üstü hekimlerin %13"ü çalışırken, 2004"te bu oranın %18"lere yükseldiğini ve bu rakamın zamanla daha da artacağının anlaşıldığı" yönünde haber yapmıştır.

Sağlığa önem veren ve sağlık hizmetlerini akılcı bir şekilde planlayanlar 65 yaş üstü grubunda yer alan ve yeteneğini sürdüren hekimlerden yararlanma yollarını ararken Türkiye"de bunun tersi yapılmak istenmektedir.

Kendi tarihimize de baktığımızda Mimar Sinan"ın Süleymaniye Camisini bitirdiğinde 70, Selimiye Camisini bitirdiğinde ise 86 yaşında olduğu gerçeğini görmemiz mümkün olur.

Konu Türkiye"de var olduğu ileri sürülen hekim açığının daha da güç duruma sokulmasından ibaret değildir. Burada esas olan, maaş ve gelir düzeylerinin yetersizliği yüzünden çalışması zorunlu olan emekli hekimlerin sonuçta yaşamlarını sürdürebilmeleri için kendi meslekleri dışındaki işlere yönlendirilmesi, meslekleri dışında işler yapmalarının zorunlu kılınmasıdır.

Bugün ülkemizde emekli hekimler ortalama olarak Emekli Sandığı"ndan 900-1000, SSK"dan 600-650 ve BAĞKUR"dan 350-450 YTL maaş almaktadır. Bu rakamların çeşitli kurumlarca ilan edilen açlık sınırlarının da altında olduğu ise acı bir gerçektir.

İstanbul Tabip Odası"nın emekli hekimler arasında yaptığı bir anket çalışmasında; 65 yaş üstü hekimlerin; %20"sinin ihtiyacı olduğu halde iş bulamadığı ve hasta olduğu için çalışamadığı, %56"sının ise çalıştığı göz önüne alınırsa, emekli hekimlerin %75 oranında yaşamlarını sürdürebilmeleri için çalışmalarının gerekliliği gerçeği ile karşı karşıya kalınır.

AB ve uygar ülkeler çerçevesinde insan haklarına saygı konusunda gelişme ve ilerleme kaydedileceği iddialarını öne süren yöneticilerin, insan haklarının bir bölümü olan "yaşlı haklarını" çiğneme yoluna gittiği ve yaş ayrımcılığı da yaptığı üzülerek gözlemlenmektedir.

Hekimlik mesleğinin, bilgi ve becerisinin yaşla sınırlandırılamayacağı, bunun bilimsel bir gerekçesinin olamayacağı gerçeği yanı sıra kişisel ve mesleki olarak hak ve özgürlükleri kısıtlamak, pratik olarak ortadan kaldırmak her yönüyle Anayasa"ya aykırı bir davranıştır.

İlgili sözleşme maddesinin yürürlüğe girmesi ile toplum sağlığı ve tüm sağlık ortamı açısından önemli sorunların ortaya çıkacağı, tüm hekimlerin özlük haklarında ciddi kayıpların oluşacağı gerçeğinden hareketle ilgili hükmün uygulanmaması gerekmektedir.

Bu konuda toplumun tüm kesimlerini, ilgilileri ve meslektaşlarımızı uyararak konuya duyarlı olmaya çağırıyoruz.

Saygılarımızla,

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ - İSTANBUL TABİP ODASI