Uz. Dr Şehali Özer'e Yapılan Haksızlıklar

02.08.2007

Basın Açıklaması

ADLİ TIP KURUMU"NDAKİ KEYFİ UYGULAMALARIN SON HALKASI:
UZ. DR ŞEHALİ ÖZER"E YAPILAN HAKSIZLIKLAR
ADLİ TIP/BİLİMLER CAMİASININ VİCDANINI SIZLATMAKTADIR!

 

Adli Tıp Kurumu"ndaki (ATK)keyfi uygulamalar ne yazık ki dur durak bilmiyor .

Adli Tıp Kurumu Başkanı Dr. Keramettin Kurt döneminde yaşanılan olumsuz gelişmelerle ilgili olarak; daha önce 14.01.2004, 23.5.2006, 9.11.2006 ve 7.3.2007 tarihlerinde kamuoyuna yaptığımız basın açıklamalarında da dile getirdiğimiz eleştiriler bugüne kadar dikkate alınmadığı gibi; mesleki bağımsızlığı ve bilimselliğinden ödün vermeyen meslektaşlarımı z üzerindeki baskılar giderek artırılmış, birer birer sürgün edilmiş veya istifaya zorlanmışlardır.

Adli Tıp Kurumu; "hukuk" dışı, "adil" olmayan uygulamaların neredeyse sıradan bir olay haline geldiği; liyakatın değil, sadakatın hüküm sürdüğü, mesleki ve etik ilkelerin hiçe sayıldığı bir "daire" haline dönüştürülmüştür. Adli Tıp Kurumu Başkanlığı"nın adli tıp uzmanlarının haklarını savunması; mensuplarına eşit ve adil bir uygulama sergilemesi gerekirken, sudan bahane ve gerekçelerle bir biri ardı sıra yürütülen soruşturmalar ile adeta bir korku ve yılgınlık ortamı yaratılmak istenmektedir.

Bunun son ve çarpıcı örneği, yıllardır Adli Tıp Kurumu"nda görev yapan Uz. Dr. Şehali Özer"in son iki yıldır maruz kaldığı haksız ve keyfi uygulamalardı r:

- Dr. Şehali Özer Adli Tıbbın en emektar, kıdemli uzmanlarındandı r. Kendisi, önce mesnetsiz bir suçlama ile yıllarca görev yaptığı Bursa Adli Tıp Grup Başkanlığı görevinden alınarak; 3.5. 2005 tarihinde Diyarbakır Adli Tıp Grup Başkanlığı"na atanmıştır.

Burada, çoğu kez tek adli tıp uzmanı olarak yoğun bir iş temposu ile 2 yılı aşkın süre büyük bir öz veri ile görevini yapmıştır. Şöyle ki, yalnızca 2007 yılının ilk yarısında tek başına yaptığı otopsi sayısı 464, yaptığı muayene ve verdiği rapor sayısı 4.771"dir. Bu güç koşullarda fedakarca çalışan ve emekliliğine bir yılı kalmış meslektaşımıza bugün reva görülenler vicdanlarımızı sızlatmaktadır! Dr. Özer"in maruz kaldığı son iki soruşturma, bizlere karşı da yapılan mesleki ve etik ağır bir ihlal niteliğindedir:

- Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı"nca, 31. 03.2006 tarihinde 12- 15 yaşlarında 30 civarında "şüpheli" çocuğun göz altına alınması üzerine, Dr Özer"den güvenlik nedeni ile muayeneleri göz altı biriminde yapması istenmiştir. Meslektaşımızın, mesleki etik ilkeli yaklaşımı ve duyarlığı ile bu tarz bir muayeneyi reddetmesi üzerine, soruşturma başlatılmış, ancak açılan dava "beraat" ile sonuçlanmıştır.

- Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı"nın talebi üzerine, Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü"nün 21.6.2006 tarihli yazıları ile bu tarihten itibaren, Diyarbakır ilçelerinde meydana gelen olaylarda da merkezden adli tıp uzmanları görevlendirilmektedi r. Başsavcılık, Bakanlığın yalnızca Diyarbakır ilçeleri ile sınırlı bu kararını tüm bölge illerinde de uygulatmaya zorlamış, Dr. Özer"in itirazı üzerine Bakanlık Özer"i haklı bulmuştur. Dr Şehali Özer, bugüne kadar merkezdeki yoğun iş temposuna karşın, bu tip görevlerde daima elinden gelen çabayı göstermiştir. Ancak, son aylarda özellikle Diyarbakır ilçelerinde yapılan otopsilere ulaşımın ciddi bir sorun haline gelmesi nedeni ile can güvenliği açısından, benzer koşullardaki kamu görevlilerine sağlandığı üzere, ulaşımının helikopter ile sağlanma isteği üzerine, Başsavcılıkça hakkında soruşturma açılmış ve ne acı ki "suçlu" muamelesine tabii tutularak "tutuklama" istemi ile mahkemeye çıkarılmış, mahkemece bu istem reddedilmiştir.

Peki tüm bu hukuk dışı girişimler ortada iken, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı ne yapmıştır? Çalışanların haklarını savunmak ve sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunması gerekirken, 21.6.2007 tarihli yazısı ile Dr. Şehali Özer"i "Diyarbakır Adli Tıp Grup Başkanlığındaki sevk ve işleyişi engellediği, kamu hizmetlerini aksattığı, bulunduğu görevde işbirliği içinde çalışma imkanı bulunmadığı" tarzında ağır, onur kırıcı bir gerekçe ile görevinden alınarak ve iki kadro alta düşürülmek sureti ile Tunceli Adli Tıp Şube Müdürlüğü sağlık hizmetleri sınıfı kadrosuna atamıştır.

Adalet Bakanlığı"nı ve Adli Tıp Kurumu Başkanlığı"nı uyarıyoruz:

1- Uz. Dr. Şehali Özer"e karşı yapılan bu haksız hukuk dışı uygulama derhal kaldırılmalıdır!

Meslek yaşamının bu son yılına kadar güç koşullarda ve büyük bir fedakarlık ile çalışan saygın meslektaşımız Uz. Dr. Şehali Özer hakkında acımasızca yürütülen bu suçlayıcı, cezalandırıcı, onurunu zedeleyici ve hiç bir hakkaniyete sığmayan uygulamalardan vazgeçilmelidir! Bilakis, meslek etiği ve hukuk kurallarına; hakkındaki mahkeme kararlarına rağmen, bu keyfi işlemlerde bulunan görevliler hakkında derhal idari ve yasal işlemler başlatılmalıdır.

2- Adli Tıp çalışanlarının riskli görevlerde, öncelikle can güvenliklerinin ve olağan çalışma koşullarının sağlanması, temel insan hakları gereğidir.

3- ATK Başkanlığı tarafından mensuplarına karşı yürütülen keyfi "sürgün" atamalar, görevlendirmeler vb. hukuk dışı uygulamalara; özellikle ATUD ve üyelerine karşı sistemli bir şekilde sergilenen dışlayıcı, baskıcı ve ayrımcı tutumlara son verilmelidir.

4- ATK"ndaki keyfi uygulamaların son örnekleri ise, her hangi bir somut kriter, ihtiyaç gözetilmeksizin; "her ile bir adli tıp uzmanı" tarzındaki sığ bir anlayışla meslektaşlarımı zın adliyelerde "bir masa iki sandalye" usulü açılan adli tıp şubelerinde "sürgün" mantığı ile görevlendirilmeleri olmuştur. Bu şubeler, hastanelerin dışında; adli tıbbi muayeneler için uygun olmayan, konsültasyon ve laboratuar imkanları bulunmayan; otopsi salonu, gerekli ekipman ve çalışanı olmayan boş bir odadan ibarettir. Bizler, adli tıp hizmetlerinin tüm ülke sathına yayılmasının gerekliliğine inanmakla birlikte; uygun çalışma koşulları ve alt yapısı sağlanmaksızın alelacele yapılan bu tip uygulamalar, sağlık ve adalet sistemimize somut bir yarar sağlamayacak; bilakis ülkemizde yetişmiş az sayıdaki eleman ve kaynak savurganlığına yol açacaktır. Meslektaşlarımı zın ayrıca eş, aile, deneyim gibi hiç bir özel insani durumlarının göz önünde bulundurulmaksı zın bu tarz atamaların yapılıyor olması camiamızda vicdanen büyük rahatsızlık yaratmaktadır. Bu tarz atamaların, özellikle ülkemizdeki seçim öncesi bir döneme rastlaması, bir rastlantı kabul edilemez.

ATK Başkanlığı, yasasında yer alan yeni uzmanlar için belirtilen 4 yıllık "mecburi hizmet" maddesini keyfi olarak kullanmakta; aynı durumdaki adli tıp uzmanlarına tarafsız eşit davranmamaktadı r. Örneğin, uzmanlığına yeni başlayan kimi kişileri "kurul üyeliği", "grup başkanlığı", "raportörlük" gibi üst görevlere getirirken; aynı durumdaki veya daha kıdemli uzmanlarına "mecburi hizmet" adı altında veya keyfi soruşturmalar yapılarak; Dr. Şehali Özer"e reva görüldüğü üzere kendi atama yönetmeliğine dahi aykırı bir tür "sürgün" niteliğinde görevler dayatılmaktadı r. Yine benzer tarzdaki atama ve soruşturmalar nedeni ile, ATUD Genel Sekreterimiz Uz. Dr. Ümit Ünüvar Atılmış ve Erzurum Adli Tıp Şube Müdürü Uz. Dr. Bülent Tokdemir ATK"ndaki görevlerinden istifa etmek zorunda kalmışlardır.

5- ATK Başkanı Dr. Keramettin Kurt ve Başkan Yardımcısı Dr. Mustafa Okudan"ın görev dönemlerinde kurumda yapılan atama, görevden alma, istifaya zorlama gibi defalarca kamuoyuna ve medyaya yansıyan Adli Tıp camiasında rahatsızlık verici olaylarla ilgili olarak, Uzmanlık Derneğimizin konuyu defalarca kamuoyunda dile getirmiştir. Ne yazık ki, Adli Tıp Kurumu"ndaki son yıllarda ağırlaşan bu yapısal sorunlarının çözümü konusunda Adalet Bakanlığı bir adım atmamaktadır. Sivil toplum örgütlerinin ve konu ile ilgili akademisyenlerin uyarılarına çözüm önerilerine kulak verilmemektedir.

Adalet Bakanlığı, ATK"nun güvenirliğini ve saygınlığını ağır bir şekilde zedeleyen ağırlaşan bu sorunlarla ilgili olarak her hangi bir işlemde bulunmamış; hatta konunun öncelikli muhatabı olan ATK Başkanı Dr. Keramettin Kurt ve Başkan Yardımcısı Dr. Mustafa Okudan"ı görev süresi dolduğu halde, adeta ödüllendirerek tekrar atamasını yapmıştır.

Sonuçta; Uz. Dr. Şehali Özer ve diğer meslektaşlarımı za karşı yapılan haksız, hukuk dışı uygulamalara son verilmeli; bu tarz keyfi işlemlerde sorumluluğu bulunan görevliler hakkında yasal işlemler başlatılmalıdır.

Adli Tıp Kurumu"ndaki ciddi sorunlarla ilgili olarak daha önce defalarca yaptığımız uyarılar dikkate alınmalı; ülkemizde gecikmeksizin, önümüzdeki yeni hükümetin kurulmasının hemen sonrasında, adli tıp/bilimler alanında çağdaş yasal ve idari düzenlemeler gerçekleştirilmelidir .

Kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.

Türk Tabipleri Birliği                                                      Adli Tıp Uzmanları Derneği