Söyledik bir kere daha söylüyoruz

Cumhurbaşkanlığı Seçim Biz neoliberalizme, gericiliğe ve ırkçılığa karşı, emektenve halktan yana tavır alacak bir cumhurbaşkanı istiyoruz.Cumhurbaşkanlığıseçim sürecinde -halkın günlük yaşamına yeterince değmeden- sürdürülentartışmalar, yönetenler arasındaki iktidar çatışmasının yansımasıyla, toplumulaik-anti laik ekseninde kamplaşmaya itiyor. Yaşanan bu tartışmalar örgütlerive bireyleri bu kamplaşmanın bir tarafı olmaya zorluyor. Emek ve meslekörgütlerinin görevi ve sorumluluğu; bu saflaşmanın dışında emekten, halktanyana bir çözüm oluşturmak ve bu eksende bir gücü açığa çıkarmaktır. Gazete ilanı için tıklayınız...

 

 

SÖYLEDİK BİR KEREDAHA SÖYLÜYORUZ

BİZNEOLİBERALİZME, GERİCİLİĞE VE IRKÇILIĞA KARŞI

EMEKTEN VE HALKTANYANA TAVIR ALACAK

BİR CUMHURBAŞKANIİSTİYORUZ

Cumhurbaşkanlığıseçim sürecinde -halkın günlük yaşamına yeterince değmeden- sürdürülentartışmalar, yönetenler arasındaki iktidar çatışmasının yansımasıyla, toplumulaik-anti laik ekseninde kamplaşmaya itiyor. Yaşanan bu tartışmalar örgütlerive bireyleri bu kamplaşmanın bir tarafı olmaya zorluyor.

Emek ve meslekörgütlerinin görevi ve sorumluluğu; bu saflaşmanın dışında emekten, halktanyana bir çözüm oluşturmak ve bu eksende bir gücü açığa çıkarmaktır.

Cumhurbaşkanı,Anayasa'da yazılı olduğu biçimiyle TBMM'de seçilecektir. Oysa"Cumhur"un yani "Halk"ın başkanını seçecek parlamentonunyapısı temsil özürlüdür. AKP toplam seçmenin %25'inin oyuyla parlamentoda %65çoğunluk sağlamıştır. AKP bu antidemokratik temsile dayanarak Cumhurbaşkanınıtek başına belirlemek istemektedir. Bu süreçte bütün toplum Başbakan RecepTayyip Erdoğan'ın ağzından çıkacak Cumhurbaşkanı adayının adını beklemektedir.Ve ne yazık ki bunun adı da "milli irade" olacaktır. AKP'nin busüreci, halkın %75'inin iradesini karşısına alarak, tek başına belirleme isteğidemokratik değildir.

Diğer yandan,%10'luk seçim barajını savunup "Bu Parlamento Cumhurbaşkanı'nıseçemez" demek de başka bir çelişkidir. Yapılması gereken en kısa zamandasiyasi partiler yasasının ve seçim yasasının değiştirilmesi ve barajlarınkaldırılmasıdır.

12 EylülAnayasası'nda Kenan Evren için belirlenen "Cumhurbaşkanı'nın görev, yetkive sorumlulukları" demokratik parlamenter sistemle uyuşmamaktadır.Yetkileri tartışılmadan, bu yetkileri kimin kullanacağını tartışmak da,yetkileri kullanmaya talip olmak da kabul edilebilir bir durum değildir vesorunu çözmeyecektir. Anayasa değişikliğine gidilerek, Cumhurbaşkanı'nınyetkileri sınırlandırılmalıdır.

Cumhurbaşkanlığıseçimi sürecinde sorun laiklik ekseninde "Rejim Sorunu" olaraksunulmakta, konu Recep Tayyip Erdoğan ismine indirgenerek tartışılmaktadır.Oysa toplumun muhafazakârlaştırılması, 12 Eylül'ün ortaya koyduğu politikalarındoğrudan bir sonucudur. Bu politikaları sistematik biçimde uygulayarak"Siyasal İslam"ın gelişmesine katkı sunanların bugün laiklikten sözetmesi ironiktir. Oysa laiklik karşıtları ile mücadele 12 Eylül ilehesaplaşmaktan geçmektedir.

Biz gericilikve gericiliğin beslendiği 12 Eylül uygulamalarının devamından yana olanlararasında bir tercih yapmayacağız. Başta 12 Eylül olmak üzere bütün darbelerinöncelikli mağduru emekçiler ve halk olmuştur. Anti demokratik yönelimlerinkarşısında olmak her demokratın öncelikli görevidir.

CumhurbaşkanıTaraf Olmalıdır!

Biz,neo-liberalizme, gericiliğe ve ırkçılığa karşı eşitlikten, özgürlükten,laiklikten, demokrasiden yani emekten ve halktan yana tavır alacak birCumhurbaşkanı istiyoruz.

Biz, emperyalizme karşı tambağımsızlıktan yana tavır alacak bir Cumhurbaşkanı istiyoruz.

Biz yurtta ve dünyadabarıştan yana tavır alacak bir Cumhurbaşkanı istiyoruz.

Biz, kırkkatır, kırk satır dayatmalarına karşı "Özgür ve Demokratik Bir Türkiye" diyoruz.

Biz tüm demokrasigüçlerini, hepimize dayatılan bu karanlığı birlikte yırtmaya ve dağıtmaya davetediyoruz.

 

TTB- Türk Tabipleri Birliği

KESK - Kamu EmekçileriSendikaları Konfederasyonu

TMMOB - Türk Mühendis veMimar Odaları Birliği