TTB ve Tabip Odalarının Görevlerinin Engellenmemesi

ImageTürkiye sağlık ve hekimlik ortamının iyileştirilmesi ve sağlıkta yaşananolumsuz gelişmeleri durdurmak amacıyla hep birlikte gerçekleştirdiğimiz BeyazEylemler sürecinde Türk Tabipleri Birliği'nin yaptığı/yapacağı etkinliklerekatılımın engellenmemesi yönünde hukuki bilgi içeren ve Birliğimizce il sağlıkmüdürlüklerine gönderilen metin aşağıdadır.

TürkTabipleri Birliği ve Tabip Odalarının Görevlerinin Engellenmemesi

TTB Genel Yönetim Kurulu 10 Şubat 2007 günü Ankara'da toplanmış, Türkiye sağlık ortamını, Sağlıkta "Dönüşüm" Programı'nın geldiğiaşamayı değerlendirmiş,  Türkiye sağlık ve hekimlik ortamını tahrip edenbu politikalara karşı bir dizi eylem ve etkinlik yapılmasını kararlaştırmıştır.Bu kapsamda, Mart ayı boyunca gerçekleştirilecek beyaz eylemler iledüşüncelerini bütün kamuoyuna ve siyasi yetkililere duyurmayı, çözümönerilerini hep birlikte tartışmayı ve sağlıktaki olumsuz gelişmeleridurdurmayı amaçlamaktadır.

Bir program çerçevesinde pek çok hastanede referandum çalışmaları ve çeşitlietkinlikler yapılmaya başlanmıştır. Bu çalışmalar kapsamında çeşitli illerdetabip odaları tarafından yapılan Oda faaliyetlerinin kimi idari birimlerceengellenmeye çalışıldığına ilişkin şikayetler Birliğimize ulaştığından, bu konuyailişkin hukuksal durumun hatırlatılması gerekli görülmüştür.

Türk Tabipleri Birliği, etkinliklerinde; herkese gereksindiğince, eşit,ücretsiz, nitelikli ve ulaşılabilir sağlık hizmeti evrensel bir haktırkavrayışından hareketle istek ve görüşlerini toplumla kamuoyu ilepaylaşmaktadır. Yapılan etkinlikler,  Anayasa ve 6023 sayılı TürkTabipleri Birliği Yasası uyarınca TTB'ye verilen görevlerin yerine getirilmesiniteliğindedir.

TTB, Anayasa'nın 135 maddesine göre kurulmuş, Kamu Kurumu Niteliğinde Bir MeslekKuruluşudur. Hekimler, Cumhuriyetin kuruluşundan hemen sonra 14 Nisan 1928'de1219 Sayılı Yasa ile kurulan "etıbba odaları", daha sonra 1953yılında 6023 sayılı Yasa ile yeniden düzenlenen Türk Tabipleri Birliği Yasasıile verilmiş görevlere sahiptirler. 6023 sayılı Yasanın 1. Maddesiuyarınca  Türk Tabipleri Birliği "... tabipler arasında meslekideontolojiyi ve dayanışmayı korumak, tabipliğin kamu ve kişi yararına uygulanıpgeliştirilmesini sağlamak ve meslek mensuplarının hak ve yararlarını korumakamacıyla..." kurulmuştur.  Yasa uyarınca Birlik ve Odalar,üyelerinin maddi ve manevi hak ve menfaatleri ile halk sağlığını korumak vegeliştirmekle yükümlüdürler. Planlanan eylemler bu amaçlar içingerçekleştirilmektedir.

Yapılan etkinlikler Anayasa,Uluslararası Sözleşme ve diğer hukuk normlarıışığında hukuksal haklarını kullanımı niteliğindedir.

Bilindiği gibi, Anayasanın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik,laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Sosyal devlet;Anayasa'sının  2. maddesinin gerekçesinde "fertlere yalnız klasikhürriyetleri sağlamakla yetinmeyip, aynı zamanda  onların insan gibiyaşamaları için zaruri olan maddi ihtiyaçlarını karşılamalarını da kendisinevazife bilen devlet" olarak tanımlanmıştır. Sağlık,"insan gibi yaşamak" için zaruri olan ihtiyaçların belki de enönemlisidir.

Anayasanın 56. maddesindeki düzenlemenin yanı sıra, 4867 uygun bulma kanunuile kabul edilerek iç hukukumuzun bir parçası olan Ekonomik, Sosyal ve KültürelHaklara İlişkin Uluslararası Sözleşmenin 12. madde düzenlemesine görede;   "Bu Sözleşmeye Taraf Devletler, herkesin erişilebilir enyüksek bedensel ve ruhsal sağlık standardından yararlanma hakkını"tanıyacak ve gerekli önlemleri alacaktır.

Çok açık ki, örgütlenme özgürlüğü sadece bir araya gelmeyi, aynı çatıaltında toplanmayı değil, "çıkarlarını korumak için" bir baskı grubuoluşturmayı da kapsar ve dahası gerekli kılar. Avrupa İnsan HaklarıSözleşmesi'nin 8. maddesinde düzenlenen toplantı ve örgütlenme özgürlüğü, üyedevlete, üyelerin mesleki faaliyetlerini korumak için sendika ve diğerörgütlerin mücadelelerine ulusal mevzuatın olanak tanıması görevinivermiştir.  

Öte yandan, Anayasa'nın "milletlerarası andlaşmaları uygun bulma"başlıklı 90. maddesine , 5170 sayılı yasa ile son fıkra düzenlemesinde;

"Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanunhükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile AnayasaMahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak veözgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklıhükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşmahükümleri esas alınır."

O halde uluslararası sözleşmelere aykırı hüküm içeren yasa düzenlemelerinindeğil, gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8. maddesi, gerekse ILO'nun 87ve 151 sayılı sözleşmelerinin, iç hukukumuzda doğrudan uygulanacağı tartışılmazaçıklıktadır.

Uluslararası Çalışma Örgütü'nün 09.07.1948 tarihli Büyük Genel Konferansındakabul edilen ve 3847 sayılı Uygun Bulma Kanunu ile onaylanarak iç hukukumuzdayerini alan 87 No'lu Sendika Özgürlüğüne ve Örgütlenme Hakkının Korunmasınaİlişkin Sözleşme'nin 3.  maddesinin 2. fıkra düzenlemesine göre;

"2. Kamu makamları bu hakkı sınırlayacak veya bu hakkın yasayauygun şekilde kullanılmasına engel olacak nitelikte her türlü müdahaledensakınmalıdır."

8. maddenin 2. fıkra düzenlemesine göre de

"2. Yasalar, bu sözleşme ile öngörülen güvencelere zarar verecekşekilde uygulanamaz"

Keza 27.06.1978 tarihinde, Uluslararası Çalışma Örgütü'nün Büyük GenelKonferansında kabul edilen ve 3848 sayılı Uygun Bulma Kanunu ile onaylanarak içhukukumuzda yerini alan 151 No'lu Kamu Hizmetinde Örgütlenme Hakkının Korunmasıve İstihdam Koşullarının Belirlenmesi Yöntemlerine İlişkin Sözleşme'nin, "örgütlenmehakkının korunması" başlıklı  4. madde düzenlemesinin 2. maddesinin bbendine göre de;

"2-b.Bir kamu görevlisini, bir kamu görevlileri örgütüne üyeliğiveya böyle bir örgütün normal faaliyetlerine katılması nedenleriyle iştençıkarmak veya ona zarar vermek"

sözleşmenin müsaade etmediği haklar kapsamında sayılmıştır.

 Türk Tabipleri Birliği ve Tabip Odaları tarafından üyelerinin vemesleğin sorunlarına dikkat çekmek, öneri ve taleplerini kamuoyu ve ilgili makamlaraduyurmak üzere yaptığı etkinliklerin "normal faaliyetler" olduğutartışılmaz açıklıktadır. Hatta bu tür etkinlikleri gerçekleştirmek, örgütselsorumluluğun, yani baskı grubu oluşturarak, "ortak çıkarları koruma"amacının olmazsa olmaz bir gereği ve sonucudur. Aksi halde, örgütlenmehakkının, temel insan hakları kategorisinde düzenlenmesinin de, bir özgürlükolarak güvence altına alınmasının da, bu hakkın İLO'nun yukarıda aktarılansözleşmeleri, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve pek çok sayıdaki uluslararasısözleşme ile düzenlenmiş olmasının da bir anlamı kalmayacaktır.

Keza, Anayasal ve uluslararası sözleşmelerin güvencesinde bir hak olan"hak arama özgürlüğü" kapsamında, demokrasinin kurumsallaştığıülkelerde kişilerin ve/veya onların üyesi olduğu örgütlerin "hakaraması" olağan ve sık rastlanan olgulardır. Bilindiği gibi bu hak veözgürlükler kamu düzenini bozmak yerine, kamu düzenini güçlendiren,demokrasinin kalıcılaşmasına hizmet eden özgürlüklerdir. Anayasa Mahkemesininkamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları ile ilgili olarak bir kararındadeğinildiği üzere;  "Kamu Kurumu NiteliğindekiMeslek Kuruluşları 1961 ve 1982 Anayasalarının ‘yürütme' bölümünde ‘idare'başlığı altında özel olarak düzenlenmiştir. Öğelerinin çokluğu, ürettikleri iş vehizmetlerinin toplumun genel ihtiyaçlarına yönelik olması ve ülke genelindeyaygınlığı; çoğulcu demokratik gelişim ortamında etkili birsivil toplum örgütü rolünde bulunmaları; örgütlülüğün üyelere getirdiğiyararlar ile toplum çıkarlarının uygun düzeyde dengelenebilmesi ve demokratiktoplum kültürünün kamu düzeninde olumsuzluk yaratmadanderinleştirilebilmesi nedeniyle bu kuruluşlara kamusal nitelik kazandırılarakAnayasada yer verilmiştir"

Kısacası Türk Tabipleri Birliği demokratik bir toplumun olmazsa olmazönemdeki haklarını kullanarak, "sağlık hakkının" ihlal edilmesinekarşı haklarını aramaktadır. Türk Tabipleri Birliği'nin görev ve yetkilerineilişkin Anayasa ve yasa hükümlerinin, sadece Türk Tabipleri Birliği'ni değil,hukuksal düzenlemelerin uygulanması hususunda yetkili ve görevli bütün idarimakamları da bağlayıcı nitelikte olduğu, Hukuk Devletinin bir gereği olup,tartışmasızdır.  Nitekim yukarıda sayılan demokratik bir toplumungerekleri dikkate alınarak, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınındemokratik yaşam içindeki yerine verilen önem kapsamında Türk Ceza Yasası'nın113. maddesinde kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarının faaliyetininyürütülmesine engel olunması, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasınıgerektiren bir suç olarak  düzenlenmiştir.

Sonuç

Bu çerçevede değerlendirme yapıldığında; yasa ile kurulmuş, kamu kurumuniteliğinde meslek kuruluşu olan Türk Tabipleri Birliği ve tabip odalarınınyasalara aykırı olmayan ve demokratik hak kullanımı niteliğinde bulunan eylem veişlemlerinin engellenmemesi; bütün idari makamlar tarafından Anayasal birkuruluşun görevini yerine getirmesine gerekli yardım ve kolaylığın gösterilmesigerektiğinde kuşku bulunmamaktadır.

Uluslararası sözleşmeler ile Ulusal mevzuatımız kapsamındaki haklarınkullanımına yönelik engellemelerin, demokratik katılımı ve demokrasininişleyişini engelleyeceği açık olduğu gibi bu davranışlarda ısrar edilmesihalinde, engelleyici tutum ve davranış sahibi kamu görevlilerinin hukuka aykırıdavranış nedeniyle sorumluluklarının da doğacağı açıktır. Bu tür davranışlarayer verilmemesi ve Türk Tabipleri Birliği ve Tabip Odalarının görevleriniyerine getirmelerinin engellenmemesi zorunluluğunu bilgilerinize sunarız.

Saygılarımızla,
TTB Merkez Konseyi a.
Dr. Altan Ayaz
Genel Sekreter