Seller Ne Tür Sağlık Sorunlarına Yol Açabilir?

SelSellerin yol açabileceği sağlık sorunları ve sel sonrasında alınması gereken önlemler konusundaki değerlendirmelere  ve 1 Kasım 2006 Sel Felaketi Raporu"na ulaşmak için...

 

 

02.11.2006

BASIN AÇIKLAMASI

                Türk Tabipleri Birliği olarak sel felaketinde yaşamını yitirenlerin yakınlarına başsağlığı, etkilenenlere geçmiş olsun dileklerimizi iletiriz. Türk Tabipleri Birliği Olağandışı Durumlarda Sağlık Hizmetleri Kolu sel felaketinin etkisini en çok hissettirdiği Diyarbakır ve yöresine süratle bir ekip görevlendirerek ilk incelemesini yapmış ve Acil Durum Değerlendirme Raporunu ilgili kurum ve kuruluşlarla paylaşma yoluna gitmiştir. Gerekli tedbirlerin alınması yolunda ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile yakın işbirliği gayretimiz devam edecektir.(Bölgeye ilişkin İlk Değerlendirme Raporu ektedir.)

                Dünyada en sık görülen doğal afet seldir. Tüm “doğal nedenli olağandışı durumlar” a bağlı mal kayıplarının % 40’ı sel nedeniyledir. Sellerin sayısı ve olumsuz etkisi artsa da, ölüm sayısı yıldan yıla azalmaktadır. Ancak yine de tüm dünyada “doğal nedenli olağandışı durumlara” bağlı ölümlerin yarısından fazlası sellere bağlıdır.

            Ülkemizde ölüme yol açan doğal nedenli olağandışı durumlar arasında seller 2. sırada yer almaktadır.

                Sellerin yol açtığı toplam maddi zarar açısından doğal nedenli olağandışı durumlar arasında 2. sırada olduğu görülmektedir. Ülkemizde seller etkilediği toplam kişi sayısında ise olağandışı durumlar arasında 3. sıradadır.

            Sellerin yol açabileceği sağlık sorunları ve sel sonrasında alınması gereken önlemler konusunda bir değerlendirme kamuoyunun dikkatine sunulmuştur.

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ
MERKEZ KONSEYİ

 


SELLER NE TÜR SAĞLIK SORUNLARINA YOL AÇABİLİR?

Pek çok  olağandışı durumda olduğu gibi sellerde de  çevre sağlığı hizmetleri, sağlık hizmetleri yönetiminde önceliğe sahiptir. Her zaman özenle yürütülmesi gereken koruyucu sağlık hizmetleri, sel sonrasında da  aksatılmadan sürdürülmelidir.

Sellerden sonra :

  • Yeterli miktarda sağlıklı su sağlanması ve “atık su zararsız hale getirme” önem kazanmaktadır.Seller, su ve kanalizasyon sistemlerini bozabilmekte ve biyolojik ve kimyasal kontaminasyon oluşturabilmektedir.
  • Katı atıkların toplanması önemlidir.Sel suları ile dağılan atıklar kirliliğe sebep olmakta, enfeksiyon riskini artırmaktadır.
  • Vektör ve kemirici kontrolü önemlidir.Sellerden sonra vektör üreme alanları genişlemektedir.

Seller ne tür sağlık sorunlarına yol açabilir?

Sele bağlı ölümlerin çoğu (% 93’e varan oranda) boğulma nedeniyle olmaktadır.Seller, trafik kazası dahil temizleme çalışmaları sırasında yaşanan çeşitli travmalar, emosyonel ve fiziksel stres sonucu miyokard enfarktüsü, elektrik çarpmalarına bağlı ölüm ve bulaşıcı hastalıklara yol açar.

1997 yılı Ocak ayında İzmir’de yaşanan sel sonrası bir Sodyum Hiposülfit deposuna su girmesi sonucu yangın ve gaz sızıntısı olmuş ve bölgede görev alan 17 itfaiyeci, ambülans personeli ve güvenlik görevlisi solunum yolu maruziyeti nedeniyle tedavi görmüştür.

Selin ardından etkilenen insanların sağlıklı suya ulaşamaması, en temel problemdir ve suyla ve gıdayla bulaşan hastalıkların  artması beklenir.

Sel ile bulaşıcı/salgın hastalık ilişkisi, şöyle seyretmektedir;

“Doğal nedenli olağandışı durumlar” arasında en çok bulaşıcı hastalık görüleni sellerdir.Çünkü su şebekeleri ve arıtma sistemleri hasar görür,kanalizasyon taşmaları oluşur ve kontamine gıda, su ve eşyalarla bulaşan enfeksiyöz hastalıklar daha çok ortaya çıkar.

1.       dönem : İlk üç gün, bulaşıcı/salgın hastalık pek görülmez.

2.       dönem :Dördüncü günden dördüncü haftaya kadar olan bölümdür.Bulaşıcı hastalıkların görülmesi, sık karşılaşılan bir durumdur. Genellikle sel bölgesinde, selden önce tek tek bulunan hastalıkların salgın yaptığı görülmektedir.

3.       dönem : Dördüncü haftadan sonrasıdır. Kuluçka süresi uzun olan hastalıklar, bu dönemde görülür.

Hangi hastalıklar görülür?

Suyla bulaşan enterotoksijenik E-Coli enfeksiyonları, Şigellozis, Hepatit-A, Leptospirozis hatta Giardiazis salgınları görülme riski artar. Genellikle sel bölgesinde, sel öncesinde görülen hastalıkların salgın yaptığı görülmektedir.

Öncelikle su ve besin kaynaklı ishalli hastalıkların ortaya çıkmasını beklenir. Burada temel etken, su, kanalizasyon altyapılarının zarar görmesi, özellikle de sağlıklı içme ve kullanma suyu sağlanmasında görülen aksaklıklardır.

Bir başka temel etmen, vektör üreme alanlarının artmasıdır.Vektör ve kemiricilerin kontrolü önemlidir.Olağan koşullarda vektörle bulaşan hastalıkların sağlık riskleri oluşturduğu bölgelerde olağandışı durumlar sonrasında vektör üreme alanlarında genişleme ve insan vektör ilişkisinde artış  görülmesi, buna bağlı olarak vektörlerle bulaşan hastalıkların çoğalması beklenir.

Sellerden sonra yuvaları bozulan fare gibi kemiricilerin ve yılan, akrep gibi canlıların oluşturduğu sağlık risklerinde artış görülebilir.Fare gibi kemiriciler sel ortamında artar ve enfekte fare idrarı ile kirlenen sel suları ile bütünlüğü bozulmuş ciltlere temas sonrası “leptospirozis” olguları görülebilir.İzmir’de 1995 yılı kasım ayında yaşanan ve 62 kişinin öldüğü selden sonra toplam yedi kişide leptospirozis saptanmış ve bu hastalardan  bir kişi ölmüştür.

Sivrisinek üreme alanlarında bir artış olması, sıtma olgularını artırır.

Suların içindeki sıvı ve katı atıkların cilde temas etmesi sonucu deri enfeksiyonlarının da artmasını beklenir.

Selin ev ve ev eşyalarını etkilemesi, sel geçtikten sonra da etkili olur. Bu etkileme, sağlık sorunlarını uzun döneme yayar. Bu arada, sel sırasında yaşanan sağlık sorunlarının zamanında tedavi edilmemesi, sağlık sorunlarını ağırlaştırır, komplikasyonlara yol açar, tedaviyi zorlaştırır.

Peki, neler yapılabilir?

1-  Sel riski olan bölgede, hangi sağlık sorunlarının yaşanabileceği önceden değerlendirilmelidir.

2-  Düzenli bir bilgi toplama sistemine sahip olmak, kritiktir. Yoksa, oluşturulmalıdır.  Bu salt bürokratik bir işlem olarak kabul edilmemelidir; bununla, olası hastalıkların/sağlık sorunlarının erken belirlenmesi ve zamanında müdahalesi mümkün hale gelir.

3-  Selden etkilenen evlerde yaşayanlar hergün ziyaret edilerek, sağlık sorunları izlenmelidir.

4-  En önemli ihtiyaç, sudur. Sel bölgesindekilere, günlük ihtiyacı kadar temiz su sağlanmalıdır. Su dezenfeksiyonu için en kolay ve en hızlı etki gösteren yöntem klor uygulamasıdır. Suların sürekli dezenfeksiyonu sağlanmalı, sağlıklı olmayan sular için, evlere klor tabletleri dağıtılmalıdır.

5-  Halk, kaynağını bilmediği suları kullanmamaları konusunda uyarılmalıdır. Sel sularıyla temasın önlenmesiyle ilgili eğitim yapılmalı, bu durumla karşılaşanların ciltlerini sabunlu suyla yıkaması önerilmelidir.

6-  Kısa sürede, vektör kontrol önlemleri alınmalıdır. Sıtma için, bu çok önemlidir. Fare ve benzeri kemiricilerin risk durumu da değerlendirilmelidir.

7-  Aşılama hizmetleri aksatılmadan sürdürülmelidir. Özellikle gebe ve çocukların rutin aşıları aksatılmamalıdır. Sel sırasında toprak, çamur, vb. ile kirlenmiş, derin yarası olanların tetanos bağışıklaması yapılmalıdır.

Selin yol açabileceği sorunlar açısından, halkımıza  bazı hatırlatmalar yapmak istiyoruz.

  • Yüksek yerlerde bulunmaya dikkat edin ve sel basmış yolda araç kullanmayın.
  • Aracınızdayken sel içinde kalırsanız, hemen aracı kapatın ve yüksek bir yere çıkın. Suyun 30 cm. yükselmesi araç üzerinde 700 kiloluk itmeye neden olur. 60 cm.lik yükselme bir aracı sürüklemeye yeter.
  • Dizinizi geçen suya girmeyin. Kopmuş elektrik tellerinden uzak durun ve ilgili yerlere bildirin. Sele bağlı ölümlerin önemli bir kısmı elektrik çarpması sonucu görülür.
  • Çocukların su birikintilerinde oynamasına izin vermeyin, kimyasal madde ya da kanalizasyon karışmış olabilir.

 


1 KASIM 2006 SEL FELAKETİ  RAPORU

1 Kasım 2006 tarihinde Dr. Adem AVCIKIRAN, Dr. Melikşah ERTTEM ve Dr. Günay SAKA’dan oluşan ekibimiz afet bölgesine hareket etmiştir. Önce Çınar ilçesine gidilmiştir. Çınar ilçesinde 1 nolu Sağlık Ocağında ilk bilgiler edinildi. Dr. Metin bey’le görüşüldü, buradan Çınar’a bağlı 6 köy’ün (Ağaçsever, Ekimveren, Meydan, Yaprak başı, Aşağı Konak, Ballı Baba) etkilendiği burada bazı konutların hasar gördüğü, henüz bu köylere ulaşılamadığı öğrenildi. Çınar merkezde 329 hanede oluşan Cumhuriyet mahallesinde 60 – 70 hanenin sular altında kaldığı, bu mahallede yaşayan bir anne ve iki çocuğunun öldüğü öğrenildi. Bu mahallenin tamamen  boşaltıldığı, bireylerin akrabalarının yanına sığındığı belirtildi. Cumhuriyet mahallesindeki su baskınının nedeninin Çınar girişindeki karayolu köprüsünün tıkanmasının neden olduğu, bu köprü üzerinde karayolları ve köy hizmetleri ekiplerinin çalışmalarını sürdürdüğü gözlendi. Ekibimiz  sağlık ocağından kaymakamlık’taki kriz merkezine geçti. Kaymakamın yeni bir sel olasılığı nedeniyle sahaya çıktığı görüldü. Kriz merkezinde Sağlık Grup başkanı Dr. Rodar ANLI ile görüşüldü, buradan YİBO lojmanının selden etkilendiği ve yan yattığı bilgisi edinildi. Tarım İL Müdürlüğünün ve Bayındırlık elemanlarından oluşan 5 ekibin hasar tespitini yapmakta olduğu ifade edildi.

Çınar’a İl Sağlık Müdürlüğünce ambulans ve çevre sağlığı teknisyenleri gönderildiği, Çınar Sağlık Ocağı ve Çevre Sağlık Teknisyenlerince Çınar merkezindeki su depoları ve muhtelif noktalardan su örnekleri alındığı, halka suları kaynatılarak içilmesi konusunda duyuru yapıldığı, Çınar belediyesine sulardaki klor miktarının artırılmasının gerektiğinin bildirildiği öğrenildi. Çınar Merkez Sağlık  Ocağı personellerinin ve 112 istasyonu çalışanlarının görevlerinin başında olduğu görüldü.

Ekibimiz buradan Bismil ilçesine geçti. Bismil karayolunun 3 noktada selden etkilendiği gözlendi. Bismil’de önce Devlet Hastanesi Başhekimi ile görüşüldü. En büyük kaybın sele kapılan minibüsün içindeki kişilerde olduğu, bu şekilde 12-13 kişinin öldüğü bilgisine ulaşıldı. Devlet Hastanesi morgunda 3’ü Meydanlı köyünden 15 cesedin sahiplerine teslim edildiği belirtildi. Meydanlı köyünde 3 kişinin de kayıp olduğu bu şekilde Çınar’daki ölümlerle birlikte 21 kişinin ölü yada kayıp olduğu anlaşıldı.

Devlet Hastanesi morgunda saptanan 15 kişinin 4’nün 15 yaşın altında geri kalan 11’inin 15 yaş üzerinde olduğu saptandı.

Sel felaketinden etkilenen Bismil’in Meydanlı köyü  293(ETF) nüfuslu 30-40 haneli bir köy olduğu ve yaklaşık 10 hanenin selden etkilendiği öğrenildi. Meydanlı köyünün dere yatağında kurulduğu bu nedenle felaketin yaşandığı bilgisine ulaşıldı. Meydanlı köyünde sıcak aş dağıtmak amacıyla büyük bir çadır kurulduğu ve sıcak yemek dağıtılmaya başlandığı da belirtildi. Ayrıca Meydanlı köyünde gece boyunca Askeri Helikopterlerle havadan ve arazi araçlarıyla karadan kurtarma çalışmaları yürütüldüğü bilgisi verildi. Bu köye pet şişe içme suyu  gönderildiği ifade edildi.

Bismil’de yine kriz merkezinin oluşturulduğu, hasar tespit komisyonlarının oluşturulduğu, suların hiper klorlandığı, vatandaşa suların kaynatarak içmeleri için anonslar yapıldığı Sağlık Grup başkanlığı’ndan öğrenildi.

Dr. Adem AVCIKIRAN                  Doç. Dr. Günay SAKA              Prof.Dr. Melikşah ERTEM