Türk Tabipleri Birliği (TTB) Aile Hekimliği Kolu (AHEK), aile sağlığı merkezlerinin (ASM) artan cari giderleri, ülkenin yaşadığı ekonomik problem, zamlar ve bunların aile hekimlerine olan yansımasıyla ilgili basın açıklaması gerçekleştirdi.

Çevrim içi olarak gerçekleştirilen ve TTB’nin sosyal medya kanallarından canlı olarak yayımlanan basın açıklamasını AHEK Başkanı Dr. Emrah Kırımlı yaptı. Aile sağlığı merkezlerinin yönetiminin gittikçe zorlaştığını dile getiren Dr. Kırımlı, ASM’lerin kamu binalarında hizmet vermesi, giderlerinin genel bütçeden karşılanması ve çalışanlarına kadro sağlanması gerektiğini söyledi. “Durmak bilmeyen zamlar sonucu aile sağlığı merkezleri kapandı, binlerce yurttaş hekimsiz kaldı” diyen Dr. Kırımlı, “Aile sağlığı merkezleri kapanırken paralar şirketlerin kasasına akmaya devam ediyor. Halkın sağlık hakkı ve çalışanların hakları için mücadele etmeye devam edeceğiz. Tüm sağlık örgütlerini ortak mücadeleye, halkımızı desteğe çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamanın ardından söz alan TTB Merkez Konseyi II. Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten, “Birinci basamak kamu hizmetlerinden çıkarılarak bir ticari kurum haline getirilmiş. Biz TTB olarak şu anda uygulanan aile hekimliği sistemini tamamen reddediyoruz. Bunun yerine birinci basamağı koruyucu, toplumsal sağlık hizmetlerini oluşturacak ve bunları yapmak için de kamu kurumu niteliğine bürünecek yeni aile hekimliği sisteminin oluşturulması gerekir” dedi.

TTB Merkez Konseyi Üyesi Dr. Adalet Çıbık, “Ülkenin içinde bulunduğu şiddetli bir ekonomik krizde bütün sıkıntılar çalışanların sırtından çıkarılmaya, emek gücü üzerinden tasarruflar yapılmaya çalışılıyor. Hele ki sağlık üzerinden bunun yapılması doğru değil. Sorunlarımız katlanarak büyüyor ve büyüyen sorunlarımıza kamu otoritesinin kulak tıkaması artık kabul edilemez” ifadelerini kullandı.

Birinci basamak sağlık hizmetlerinin sağlıkta dönüşüm politikaları, pandemi ve depremden ile birlikte ekonomik krizin getirdiği sorunlarla mücadele ettiğini dile getiren Çıbık, “Hem hekimler/sağlık emekçileri açısından hem de toplumun sağlık hakkına ulaşması açısından tıkanmışlığı yaşayan bu sağlık sisteminde artık gerekli adımlar atılır diye düşünüyorum. Bizim bu konudaki kararlılığımız ve mücadelemiz devam edecek” dedi.

TTB Merkez Konseyi Üyesi Dr. Kazım Doğan Eroğulları, “Depremde aile hekimliği sistemine baktığımızda birinci basamağın göçük altında kaldığını ve halkımızın koruyucu sağlık hizmetlerine ulaşamadığını gördük. Aile hekimliği bir kamu hizmetidir, kamu binalarında verilmelidir diye defalarca uyarımızı yaptık. Fakat Bakanlık bu alandaki rantı yetersiz bulacak ki, bu alanı değersiz buluyor. Hâlbuki şehir hastanelerine 6 ayda verilen kira karşılığında tüm Türkiye’de yurttaşlarımıza yakışır şekilde birinci basamak sağlık hizmetlerinin yürütülebileceği aile sağlığı merkezleri kamu tarafından yaptırılabilir” ifadelerini kullandı. Aile hekimlerinin ekonomik krizle birlikte aile sağlığı merkezlerini çalıştıramaz duruma geldiğini dile getiren Eroğulları, “Bakanlık aile hekimlerine hesap sormaya gelince memur, para ödetmeye gelince işveren olarak görüyordu. Şu anda bütün aile sağlığı merkezleri ciddi anlamda bir ekonomik krizin içerisinde. İktidar krizin faturasını da bizlere çıkarmaya çalışıyor. Bakanlık iş isterken Avrupa’dan örnekler verirken ödemeyi Afganistan şartları üzerinden yapmaya çalışıyor" dedi.

TTB’nin diğer sağlık emek meslek örgütleri ile birlikte ortak eylem kararı oluşturmaya devam edeceğini söyleyen Eroğulları, “Bu birliktelik ve eylemler karşısında Sağlık Bakanlığının söylediği beyaz reformların aldatmaca olduğunu gördük. Yeni bir ak reformdan bahsedildi. Biz bu ak reform kandırmacasına inanmıyoruz. Sağlık Bakanlığı hekimlerin/sağlık emekçilerinin hakları, çalışma şartları ve ekonomik durumları için bir şeyler yapmak istiyorsa bizimle görüşmesi gerekiyor. Biz beyaz eylemlerimizi sürdüreceğiz” dedi.

AHEK Sekreteri Dr. Sibel Uyan ise, “İstanbul Havalimanı için mevcut kira 20 sene ötelemeye uğrarken alacakları kiranın küsuratı ile bile yüzlerce aile sağlığı merkezi yapılabilir. Bunlar tercih meselesidir. Tasarrufun şekli de yöntemi de tercih meselesidir. Maalesef bu tercihlerde her zaman zararlı çıkıyor” ifadelerini kullandı.

AHEK Başkanı Dr. Kırımlı’nın okuduğu basın açıklamasının tamamı şöyle:

Zamlardan Sonra Aile Sağlığı Merkezleri Kapanıyor

"ASM kamu binalarında hizmet versin, giderleri genel bütçeden karşılansın, çalışanlara kadro sağlansın!"

Hükümetin eliyle oluşturduğu, çalışanların kursağından alıp bir avuç zenginin sermayesine katan yüksek enflasyon, dolaylı vergilerde ciddi artış tüm toplumu olumsuz etkilediği gibi aile sağlığı merkezlerini (ASM) kapatma noktasına getirdi.

Durmak bilmeyen zamlar sonucu aile sağlığı merkezleri kapandı, binlerce yurttaş hekimsiz kaldı

Bugün mahallemizde gördüğümüz bir aile sağlığı merkezinin kapısındaki paspastan, reçete yazılan kâğıdına, temizlik malzemesinden, kullanılan elektriğine, çeşmeden akan suyundan, muayenede kullanılan dil basacağına kadar aile sağlığı merkezi içinde gördüğünüz tüm malzemeler aile hekimleri tarafından tedarik edilmekte ve satın alınmaktadır.

Sağlık Bakanlığı ASM’de güvencesiz çalışan sekreterinden, hizmetlisine ebe ve hemşiresine, binanın bakım onarım kirasına ve yukarıda yazdığımız tüm giderleri için aile hekimlerine bir ek ödeme yapmaktadır. Anacak bu ek ödeme durmak bilmeyen muazzam fiyat artışları karşısında eriyip gitmiş, aile hekimleri bu durum karşısında ASM’lerini kapatma durumuna gelmiştir.

Hükümet, aile hekimlerine aile sağlığı merkez binalarını kiralayarak ücret almaktadır. Üstelik ek ödemeleri ancak %17 oranında artış yaparken kiralara  %72 gibi yüksek oranda zam yapılmıştır.

Halkın parasıyla genel bütçeden besleyip büyüttükleri şirketlerin kiraları bile ötelenir, kira artışı %25’lerde tutulurken ASM kiralarına yüklü oranda yapılan zamlar, aile hekimlerini çalışamaz duruma getirmiştir. Halkın vergileriyle veya bağışlarıyla yapılan aile sağlığı merkezleri için bile Sağlık Bakanlığı yüksek zamlı kira almaktadır. Özel şahıslardan kiralanmak zorunda kalınan binaların kira artışları ev sahiplerinin insafına terkedilmiştir. Sonuç olarak bu gider artışlarına dayanamayan aile hekimleri hizmet verdikleri aile sağlığı merkezlerinin kapanmasıyla bu birimlerden hizmet alan halk cezalandırılmıştır.

İşveren ve işletmeci hekimlik artık son bulsun

Aile hekimleri 18 bin gruplandırma çalışanının işvereni haline getirilmiştir. Hekimlik yapmaya ayırmamız gereken zamanı, işvereni haline getirildiğimiz ASM çalışanların maaş, sigorta, kıdem tazminatlarını hesaplamayla, yetersiz cari ödemenin maaşlara ve diğer tüm giderlere yetip yetmeyeceğini düşünerek geçirmeye ayırmak zorunda kalmaktadır.

Ekonomik krizi yaratanlar bedelini çalışanlara ödetiyor

Ekonomik kriz tüm toplumu derinden etkilemektedir. Bunun sonucu halkın yeterli ve dengeli beslenme, sağlıklı ve güvenli barınma gibi temel insani ihtiyaçlarını karşılaması ve zamanında ve yeterli bir sağlık hizmeti alması giderek zorlaşmaktadır. Halkın en rahat gelebildiği birinci basamak ve koruyucu sağlık hizmeti alabildiği aile sağlığı merkezleri de artan zamlar ve karışlanamayan giderlerden dolayı kapanma durumunda getirilmiştir.

Sağlık Bakanlığı uyguladığı aile hekimliği sistemiyle çalışılanları performansa dayalı sözleşmeli çalışmaya, işletmeci olmaya zorlarken mevcut sistemi bile cari ödemelere sadece  %17 gibi komik bir artış yaparak işlemez hale getirmiştir.

 Türkiye modeli ile aile sağlığı merkezlerinin idamesini aile hekimlerinin sırtına yıkmıştır. Bütçe uygulaması olarak da cari gider yöntemini seçmiştir. Ekonomik krizin bedelini de yurttaşların sırtına yıkıp kamu çalışanlarına %17 zammı layık görmüş, bu zam oranını cari gider kalemine de uygulamıştır.

ASM giderleri yayımlanan resmi enflasyonun çok üstünde iken cari giderlere yapılan yetersiz artış, bir buçuk ay geriden gelen ödemesi henüz yapılmadan iğneden ipliğe her şeye yapılan zamlar karşısında erimiş, değersizleşmiştir.

Aile sağlığı merkezleri kapanırken paralar şirketlerin kasasına akmaya devam ediyor

Aile hekimleri kiralar, faturalar ve çalışan maaşlarını ödeyemez hale geldikçe aile sağlığı merkezlerindeki yangın büyümekte ve giderek artan sayıda aile sağlığı merkezi kapanma noktasına gelmektedir. Oysa sadece yüz milyonlarca dolar kar ettiği Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığınca açıklanan şirketlerin ertelenen havalimanı kiralarının yarısı ile ya da şehir hastanelerine ödenen 6 aylık kira ile ülkenin tüm mahallelerinde binlerce yeni ASM binaları yapılabilir, temel ihtiyaçları karşılanabilir.

Halkın sağlığı ve çalışanların hakları için mücadele etmeye çağırıyoruz!

Sağlık temel ve anayasal bir haktır ve halkın sağlığının korunması, herkesin sağlıklı bir hayat sürdürmesi yönetenlerin temel amacı ve esas görevidir. Birinci basamak sağlık hizmetlerinin kamu eliyle, kamu binalarında tüm ihtiyaçları eksiksiz karşılanarak ücretsiz sunulması halkın yararınadır. TTB Aile Hekimliği Kolu tarafından yıllardır savunulduğu üzere, aile sağlığı merkezi binaları kamu tarafından yapılmalı ve tüm çalışanları güvenli ortamda, güvence içeren emeğinin karşılığı ücretle çalıştırılmalıdır. ASM gidereler için yapılan ödemler yerine genel bütçeden tüm ihtiyaçların yeterli düzeyde ve zamanında karşılanması artık bir zorunluktur.

Sağlık Bakanlığı bu ekonomik kriz ortamında ilk etapta aile hekimlerinden kira kesintilerini durdurmalıdır. Başta deprem bölgelerinde ve özel şahıslara ait binalarda hizmet vermeye çalışan ASM’ler yerine kamu binaları yapmalı, tüm ihtiyaçları karşılanmalı ve bu sürede kira bedelleri kamu tarafından karşılanmalıdır. Çalışanların maaş, tazminat, sigorta gibi ödemeleri cari değil gerçek gider olarak bütçelenmelidir.

Halkın sağlık hakkı ve çalışanların hakları için mücadele etmeye devam edeceğiz. Tüm sağlık örgütlerini ortak mücadeleye, halkımızı desteğe çağırıyoruz.

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ
AİLE HEKİMLİĞİ KOLU