Dr. Melikşah Ertem*,
Dr. Pervin Ergenokon* Dr. Ahmet Günel**, Dr. Murat Söker***,
Dr. Mustafa Efe****
*Dicle Üniv. Tıp Fak. Halk Sağ.
AD
** Bağlar 1 No’lu Sağlık Ocağı
***Dicle Üniv. Tıp Fak. Çocuk
Hast. AD.
**** İl Sağlık Müdürlüğü, Diyarbakır
Diyarbakır Olgusu
14.08.1999 tarihinde 10 yaşında bir
kız çocuğu iki gün içinde gelişen boğaz ağrısı ve gittikçe artan nefes
darlığı yakınmalarıyla Diyarbakır Ü.T.F. Çocuk Sağlığı ve Hast. AD Polikliniği’ne
başvurdu. Hastanın yapılan fizik incelemesinde genel durumunun kötü olduğu,
tonsillerinde sarı-gri renkte, kaldırıldığında kanayan membran olduğu saptandı.
Hasta difteri ön tanısı ile kliniğe yatırıldı. Mikrobiyolojik olarak
difteri tanısı kondu. İl Sağlık Müdürlüğü'ne hastalık bildirimi yapıldı.
Diyarbakır İli’nde daha önce difteri olgusu bildirilmemiş olduğundan bu
tek olgu salgın olarak değerlendirildi.
Difteri Hastalığı
Etiyolojik ajan: Cornebacterium diphtheria'nın
toksinidir.
Klinik görünüm: Respiratuar difteri subfebril
ateşle birlikte olan boğaz ağrısı, tonsil, farinks ve burunda yapışkan
mebranla birliktedir. Kutanöz difteri enfekte deri lezyonları gibi
görünür, karakteristik bir görünüm yoktur. Myokardit, polinevrit ve hava
yolu obstrüksiyonu respiratuar difterinin genel komplikasyonlarıdır. Respiratuar
olguların %5-10'unda ölüm oluşur. Komplikasyonlar ve ölüm kütanöz difteride
çok daha az görülmektedir.
Bulaşma yolu:Etken yakın solunum ve fiziksel
temasla doğrudan kişiden kişiye bulaşır. Kütanoz lezyonlar bulaşmada önemlidir.
Bulaş kötü sosyoekonomik durumlarda artmıştır.
Ilıman iklimlerde, aşılamanın yapılmadığı
dönemde, respiratuar difteri genellikle okul öncesi ve okul çağı çocuklarını
etkilerdi ve kalp gibi diğer organlarda eksotoksin ile hasar oluşturarak
ölümler oluştururdu. Aşılama öncesi dönemlere benzemeyen biçimdeki o dönemde
küçük çocuklar en sık etkilenirdi. Günümüzde pek çok olgu daha büyük çocuklar
ve yetişkinlerde görülür. %80'den yüksek aşılama hızına karşın bazı durumlarda
bakteri dolaşımı olabilir. Belirtisiz taşıyıcılık bağışık erişkinlerde
bile olabilir. İmmünite zamanla azalır, periyodik destek dozlara gereksinim
vardır.
Aşı hastalıktan korunmada tek etkili yoldur.
Epidemik kontrol için aşı uygulama stratejileri hastalığın epidemiyolojisine
göre değişebilir, booster doz bu durumlarda sıklıkla önerilir.
Salgının İncelenmesi
Yapılması gereken altı basamak vardır:
1. Salgın durumunun olup olmadığının saptanması:
Salgın bir toplumda ya da bölgede belirli bir hastalığın içinde bulunan
mevsim ya da ayda normalde beklenen sayıdan daha fazla kişide görülmesidir.
Ancak o bölgede söz konusu olan hastalık uzun yıllardır görülmemiş ise,
tek bir olgunun görülmesi bile salgında alınması gereken önlemlerin alınmasını
gerektirir.
2. Hastalık tanısının kesinleştirilmesi:
Kesin tanı klinik ve laboratuvar incelemeleri yapıldıktan sonra ortaya
konulabilecektir. Bu süre içinde olgular kesin, kuvvetle olası ve olası
diye sınıflandırılır. Salgının kaynağı ve bulaşma yolu konusundaki en iyi
bilgi kuvvetle olası ve kesin olan olgulardan elde edilebilir. Bu nedenle
olguların sınıflanmadan önce tanı kriterlerinin geliştirilmesi gerekmektedir.
Difteri hastalığı için standart olgu tanımı psödo membran ile birlikte
akut faranjit, akut nazofaranjit ya da akut larenjit biçimindedir. Kaba
tanım boğazda gri leke ya da lekelerle boğaz ağrısıdır.
3. Tüm hastaların yer, kişi, zaman özelliklerinin
belirlenmesi: Bu belirleme yapılırken kaynak, bulaşma yolu ve salgının
süresi hakkında hipotezler gelişebilir.
4. Risk altındaki toplumun tanımlanması:
Yer, zaman ve kişi özellikleri saptanarak toplumda
başka hangi grupların salgına neden olan hastalık için risk altında olduğu
saptanabilir.
Risk altındaki nüfus salgın incelemesinde
ve kontrolünde iki nedenle önemlidir:
Salgının kontrolünde alınacak önlemler
bu gruba yoğunlaştırılır.
Salgına neden olan kaynağın bulunmasında
büyük önem taşıyan atak hızlarının hesaplanmasında kullanılır.
5. Salgın olan bölgedeki çevre koşullarının
incelenmesi: Salgın sırasında çevre koşullarının belirlenmesi ve salgın
öncesi durumla karşılaştırılması salgının kaynağı ve bulaşma yolları hakkında
önemli bilgiler verebilir.
6. Salgının kaynağı ve bulaşma yolunun saptanması:
Olguların, risk altındaki nüfusun, çevre koşullarının incelenmesi sonucu
salgına neden olan hastalığın kaynağı, bulaşma yolu hakkında hipotezler
geliştirilir ve bu hipotezler test edilerek doğru olup olmadıkları saptanır.
Salgın kontrolü için gerekli önlemlerin
incelenmesi
Bir salgının kontrolünde üç önemli nokta
vardır:
* Hastalığın kaynağının ortadan kaldırılması
ve hastaların tedavisi,
* Bulaşmanın önlenmesi,
* Risk altındaki sağlam kişilerin korunması.
Salgın Kontrol Çalışmaları
Sağlık Bakanlığı danışmanlığı ile D.Ü.T.F.
Halk Sağlığı AD, Pediatri AD, Sağlık Müdürlüğü, Sağlık Ocakları ve İl Hıfzısıhha
Laboratuvarı çalışanlarından ekip oluşturuldu.
A. Hastanın tedavisi ve izolasyonu:
Hastalığın tedavisi için seçilen antibiyotikler
penisilin ve eritromisindir. Klinik durumuna göre karar verilecek dozlarda
antitoksin uygulaması yapılır. Ayrıca klinik olarak hastalığı geçirmenin,
her zaman doğal bağışıklığa yol açmadığı, bu nedenle difterili hastaların
hastaneden taburcu edilmeden önce aşılanmaları önerilmektedir. Boğaz ve
burundan en az 24 saat ara ile ve antimikrobik tedavi bittikten en az 24
saat sonra alınan kültürlerde difteri basilleri görülmeyinceye dek, kültür
yapılamıyorsa, uygun antibiyotik tedavisinden 14 gün sonra ayırım kaldırılabilir.
Hastanın değindiği ve çıkardıkları ile kirlenen tüm eşyanın dezenfeksiyonu
sağlanmalıdır.
Yukarıdaki bilgiler ışığında hastanın tedavisi
ve izolasyonu sağlanmıştır.
B. Yakın temaslıların belirlenmesi ve
kontrolü:
Toksijenik C. diphtheriae olgusu ile son
yedi gün içerisinde yakın teması olan herkesin risk altında olduğu kabul
edilmelidir. Yakın temaslılar arasında özellikle ev halkı, evi düzenli
ziyaret eden arkadaşlar, akrabalar, okulda sınıf arkadaşları, olgunun orofarengial
sekresyonu ile karşılaşan sağlık çalışanları önemlidir. Tüm yakın temaslılar
klinik olarak difteri belirti ve bulguları açısından değerlendirilmeli
ve olgu ile son temas tarihinden başlayarak yedi gün süre ile günlük izlem
altında tutulmalıdırlar. Olgu ve taşıyıcıların aranması amacıyla gerçekleştirilen
çalışmalarda tüm yakın temaslılardan aşılanma durumları dikkate alınmaksızın
nazal ve farengial sürüntü alınmalıdır. Kültür alındıktan sonra antibiyotik
tedavisine başlanması önerilmektedir. Yakın temaslılardan kültür almak
ve toksijenik C. diphtheriae saptananları tedavi etmek diğer seçenektir.
Yakın temaslılara uygulanması önerilen tedavi şeması şöyledir; tek doz
IM Benzatin penisilin ya da 10 gün süre ile Eritromisin. Daha önce üç dozdan
az difteri toksoidi aşısı yapılan ya da aşılanma durumu bilinmeyen tüm
yakın temaslılara difteri toksoidi içeren bir aşı hemen uygulanmalı, daha
sonra ulusal aşı takvimine göre aşıları tamamlanmalıdır. Daha önce üç kez
aşılanmış olan yakın temaslılara da son 12 aylık dönemde difteri toksoid
aşısı olmamışlarsa hemen bir doz rapel uygulanmalıdır.
a. Klinik çalışanların kontrolü;
Nazofarengial sürüntü almak üzere difteri
basili üremesine uygun eküvyonlü tüpler ve besi yerleri Hıfzısıhha Laboratuvarlarından
elde edilmiş ve klinik çalışanlarından alınan örnekler laboratuvarda incelenmek
üzere gönderilmiştir. Bunlardan hastanın bakımında görevli bir hemşirede
toksijenik difteri basili üretilmiş, kendisine ve ailesine penisilin tedavisi
uygulanmıştır. Ayrıca klinik çalışanlarına tek doz Td aşı uygulaması yapılmıştır.
b. Saha çalışmaları:
Sağlık Müdürlüğü’ne yapılan bulaşıcı hastalık
bildirimleri incelenmiş, kurumlardan yakın tarihte başka difteri olgusu
bildiriminin yapılmadığı saptanmıştır. Çocuk Hastanesi hekimlerine konu
hakkında bilgi verilmiştir.
Olgunun evi ziyaret edilmiş, evde yaşayanlara
bilgi verilmiş, incelenmiş, yakın temaslı olabileceği kişiler için bilgi
alınmıştır.
Hastanın bağlı bulunduğu sağlık ocağına
gidilerek kendisinin ve kardeşlerinin izlem kartları bulunmuş, aşısız oldukları,
ailenin aşıyı reddettiği anlaşılmıştır. Sağlık ocağı aşı çalışmaları incelenmiştir.
Sağlık ocağı bölgesi genel nüfusu 110 000’dir. Bölgenin 1997, 1998 ve 1999
ilk 10 aylık aşı oranları ve aşıya devamsızlık oranları aşağıdaki biçimdedir.
Tablo 1: Bağlar 1 No’lu Sağlık Ocağının Aşı
Oranları ve Aşıya Devamsızlık Oranları (%)
Aşı
1997 1998
1999 10 Ay
DPT 3
77.48 40.15
39.96
OPV 3
77.48 40.15
39.96
Kızamık
103.00 75.18 31.67
DBT için aşıya 13.70
32.74 23.99
Devamsızlık Oranı
Bölgede hizmet veren ebe sayısı altıdır.
Olgunun yaşadığı mahallede beş yaş altı
tüm çocukların aşılanmasına karar verilmiştir. Bir gün içinde tüm
bölgenin aşılanması için gerekli personel desteği Çevre Sağlığı Şube Müdürlüğü
ve diğer sağlık ocaklarından sağlanmıştır. Aşılama ekiplerinin bölgeleri
harita üzerinde belirlenmiştir.
Sağlık ocağı çalışanları ve aşılama ekibi
kuşkulu olguların saptanarak sağlık kurumuna başvurmalarını sağlamak üzere,
difteri hastalığı, bulaş yolları, olgu tanımı, aşılama konularında eğitilmiştir.
Olgunun çevresinde yapılan DBT ve DT aşılarının
yaş gruplarına göre dağılımı aşağıda tabloda gösterilmiştir:
Olgunun ailesinden ve aynı sokakta yaşayan
55 kişiden nazofarengial sürüntü alınmış, bunun sonucunda 18 kişinin kuşkulu
olgu olduğu saptanmış. Ankara Merkez Hıfzısıhha laboratuvarına serum örnekleriyle
birlikte nazofarengial sürüntü örnekleri de gönderilmişti.
Olgunun ev halkı temaslarına profilaktik
penisilin tedavisi uygulanmıştır.
Tablo 2: Olgunun çevresinde yapılan DBT ve
DT aşılarının yaş gruplarına göre dağılımı
Yaş grupları Yapılan aşı dozu
0-4
712
5-9
272
10-14 40
15-19 26
20-24 22
25-29 27
30-34 16
35-39 6
40+
18
Toplam 1139
Sonuç
Salgına neden olan temel sorun aşı oranlarının
düşük olmasıdır. Aşı oranlarının düşük olmasında kaçırılmış fırsatlar,
aşıya devamsızlık oranlarının yüksek olması ve erişebilirliğin düşük olması
etkilidir. Bölgede hizmet yapan sağlık çalışanları yeterli sayıda değildir.
Üstelik az sayıda olan sağlık çalışanları motivasyon ve eğitim açısından
da yetersizdir.
Bu sonuçtan hareketle sağlık ocağına lojistik
destek sağlanması için İl Sağlık Müdürlüğü ile görüşülmüş, ocak çalışanlarına
aşılama hizmetleri konusunda eğitim verilmiş ve Genişletilmiş Bağışıklama
Programına uygun bir planlama yapılmıştır.
Çalışmada emeği geçen Diyarbakır Hıfzısıhha
Merkezi çalışanlarına teşekkürler. |