1 Aralık Dünya AIDS Günü
Bugün Dünya AIDS günü. Bugün, milyonlarca insanın hayatını etkilemeye devam eden büyük bir halk sağlığı sorunu ile, HIV enfeksiyonu ile mücadeleyi hatırlamak, artıları ve eksileri yan yana koyup yeniden düşünmek için bize fırsat sunan bir gün.
2016 sonu itibarıyla dünyada 35 milyon insanın yaşamına mal olmuştur ve halen HIV ile yaşayan 37 milyon kişi söz konusudur. HIV enfeksiyonu hızla gelişen tanı ve tedavi yöntemleri sayesinde günümüzde artık diğer kronik hastalıklardan farksızdır. Nasıl kronik hastalıklar düzenli tedavi altında kontrol altına alınabiliyorsa, HIV enfeksiyonu da aynı şekilde tedavi edilir. Ancak hala HIV sözcüğü korkutucu ve trajik çağrışımları olan, daha da kötüsü AIDS ile eşanlamlı, ölümcül bir hastalık olarak düşünülüyor. Oysa HIV bir enfeksiyon etkeni. AIDS ise 8-10 yıl boyunca tedavi edilmeyen HIV enfeksiyonun bağışıklık sistemini çökerterek, bireyi tüberküloz gibi fırsatçı enfeksiyonlar ve değişik kanserlere açık hale getiren, hastalık evresidir. Kesin tanıdan sonra hızla etkili bir tedavi başlandığında, HIV ile yaşayan bireylerin gerek ortalama yaşam süresi, gerekse yaşam kaliteleri HIV ile yaşamayan bireyler ile benzerdir. Tıbbın bugünkü imkanları, HIV’i kontrol edilebilir bir sağlık sorunu haline getirdi. Kontrol edilemeyen sadece kaygılarımız ve önyargılarımız!
Dünyada hem yeni HIV enfeksiyonu, hem de AIDS nedenli ölümlerin sayısı düşme eğiliminde iken Türkiye’de düzenli ve kararlı bir artış söz konusudur. 2016 sonunda 14.695 kayıtlı vaka olduğu açıklandı; üstelik vakaların %49’u 25-49 yaş aralığında. Türkiye dünyada son 10 yılda HIV ile yaşayanların sayısında %465 artış kaydeden tek ülke! Daha da kötüsü ülkede yaşayan 100 kişiden 77’si, ne HIV ne de AIDS hakkında bilgi sahibidir.
Diğer yandan Türkiye, göç hareketleri kesiştiği bir coğrafya bulunuyor. Bu durum kaçınılmaz olarak yoksul, sağlık hizmetine ulaşamayan hatta kayıtsız pek çok kişi olduğu anlamına geliyor.
Tüm bu can yakıcı tablo bize açıklıkla şunu söylüyor:
HIV/AIDS’ın toplumda kontrol altına alınabilmesi için öncelikle, HIV enfeksiyonu hakkında sağlık yöneticileri ve sağlık çalışanları başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin yeterli bilgiye sahip olması ve sorunun önemini kavraması geliyor. Bunu yaparken, gereksiz önyargı ve endişeler yerine bilimsel ve uygulanabilir önlemlerin yaşama geçirilmesi ve ayrımcılıkla kapsamlı bir mücadele yürütmesi gerekiyor.
Diğer yandan gençlerin ihtiyaç duyduğu cinsel sağlık eğitimlerini bir an önce okullara sokmalı, en etkin korunma yöntemi olan kondoma ücretsiz erişimi yaygınlaştırmalı, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak adına kararlı adımlar atmalıdır.
En önemlisi ise anonim test hizmeti sunan merkezlerin çoğaltılması, göçmenler de dahil olmak üzere sağlık güvencesi olmayan herkesin HIV tedavisine erişiminin sağlanması için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
Unutmayalım;
HIV öldürmez, önyargılar öldürür.
HIV öldürmez, ayrımcılık öldürür.
HIV öldürmez, sağlık hizmetinden yararlanamamak öldürür.
TTB Halk Sağlığı Kolu