Tuzla'da Bulunan Zehirli Kimyasal Atık İçerek Variller
Tuzla’da Toprağa Gömülmüş Olarak Bulunan Zehirli Kimyasal Atık İçeren Variller
Sinop kıyılarında bulunan zehirli atık içeren varillerle ilk kez toplumun gündemine gelen tehlikeli kimyasal atıklar; İstanbul İkitelli’de hurdalıkta bulunan nükleer atıklar; İskenderun açıklarında sulara gömülen, Krom VI’dan zengin termik santral atıkları içeren ULLA Gemisi; Tuzla’da daha önce (Temmuz ayında) sahilde (5 varil), Akfırat Beldesinde (15 varil) ve son olarak Orhanlı Beldesi’nde bulunan tehlikeli kimyasal atıklar içeren variller göstermektedir ki:
“Türkiye, giderek bir tehlikeli atık çöplüğü haline getirilmeye çalışılmaktadır.”
Diğer yandan ülkemizin değişik yerlerinde bulunan, kullanımı yasaklanmış pestisitlerin depolandığı alanlar, insan sağlığı ve çevre için önemli tehlike kaynağıdır. Çünkü toprağa, havaya, suya ve gıdalara bulaşarak insanlara ulaşma riski vardır.
Evsel, kentsel ve tehlikeli sanayi atıklarının yakılarak bertaraf edilmesi Dioksinler, Furanlar ve PCB’ler gibi insan ve çevre için tehlikeli kimyasalların ortaya çıkmasına neden olmaktadır; bu maddelerden Dioksinler kanserojen olarak kabul edilmektedir.
Tehlikeli atıkların toplanması, taşınması ve depolanması konularında14.03.2005 tarih ve 25755 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan “Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği (TAKY)”’nin uygulanmadığı, denetim yapmakla yükümlü kurumların denetim işlevini yerine getirmediği görülmektedir.
24 Aralık 2005 tarihinde Çevre İçin Hekimler Derneği tarafından düzenlenen ve Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) de katılarak bugün bir kez daha ifade ettiği görüşlerini açıkladığı; uluslararası katılımlı “Kalıcı Organik Kirleticiler Sempozyumu”’nda bir bildirge toplumun ve medyanın dikkati çekilmiş olan konu, bugünlerde Tuzla’daki varillerle canlı bir örnek olarak gündeme gelmiştir.
Bu çerçevede, biz Türk Tabipleri Birliği ve Çevre İçin Hekimler Derneği olarak; Tehlikeli Atıklar Konusunda aşağıdaki önlemlerin en kısa zamanda hayata geçirilmesi gerekliliğini önemle vurgularız:
- Yurtdışından ülkemize atık girmesi önlenmelidir.
- Yerli sanayi atıklarının TAKY’de yer belirlenmiş (madde 3140) şartlara uygun depolama alanlarında tutulmalıdır.
- Mevcut tehlikeli atık depolama alanlarındaki maddelerin ve pestisitlerin, insan sağlığı ve çevre için yeni tehlikeli maddeler oluşturmayacak şekilde bertaraf edilmelidir.
- Atıkların bertaraf edilmesinde yakma yönteminden vazgeçilmelidir.
- Bir atık yakma tesisi olan İZAYDAŞ’ın kapatılmalı; yeni atık yakma tesislerinin açılmamalıdır.
- Tehlikeli atıkların uluslararası standartlara uygun depolarda tutulması; tehlikeli atık miktarını düşürecek başta geri kazanım projelerine ağırlık verilmesi; insan sağlığı ve çevre için zararlı tehlikeli maddeler üretmeyen alternatif bertaraf yöntemlerinin kullanılmalıdır.
- TAKY’de gerekli değişikliklere gidilerek, özellikle yer altı su kaynaklarını kirlenme riski ile karşı karşıya bırakan derine enjeksiyon ve eski maden ocaklarına terk yönteminden vazgeçilmelidir.
- Önlem ilkesinin yaşama geçirilmelidir. Bugün zararını bilmediğimiz maddelerin gelecekte zararlı etkileri ortaya çıkabilir. Bu nedenle olası zararlı etkilerine karşı tüm sanayi atıklarına şimdiden temkinli yaklaşmalıdır.
- 2001 yılında imzalan; en tehlikeli kimyasalların üretimi, satışı ve kullanımını durduran ve ülkemizin de imzaladığı Stokholm Konvansiyonu’nun TBMM tarafından onaylanarak uygulamaya geçirilmelidir.