Sağlık Hizmetinin Özelleştirilmesinde Anayasa Mahkemesinin Tutumu

Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu 15 Mayıs 1987’de yürürlüğe girdi. Sağlık hizmetinin sözleşmeli sağlık çalışanları eliyle verilebilmesinin önünü açan, genel sağlık sigortası sisteminin kurulmasını, sağlık çalışanlarının mesai sonrası kamu sağlık kuruluşlarında özel muayene yapmasını, sağlık çalışanlarına “teşvik primi” verilerek ücretlerinin ödenmesini kabul ediyordu. Anamuhalefet partisi Anayasa Mahkemesine başvurdu. Anayasa Mahkemesi 19 Nisan 1988’de sağlık çalışanlarının sözleşmeli çalıştırılmalarına ve prim dağıtılmasına ilişkin düzenlemeyi iptal ederken diğer hükümler yönünden oyçokluğuyla iptal isteminin reddine karar verdi.

1999 yılında Anayasa değişikliği yapılarak kamu hizmetlerinin özel hukuk hükümlerine göre özel kişilere yaptırılmasının yasa ile düzenlenebileceği hükmü getirildi, özelleştirme kelimesi ilk kez Anayasaya girdi.     

4924 sayılı Eleman Temininde Güçlük Çekilen Yerlerde Sözleşmeli Sağlık Personeli Çalıştırılması İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun 10 Temmuz 2003’te kabul edildi. Denizli Devlet Hastanesinin belirli süreli hekim çalıştırmak için ihaleye çıkmasının ardından Türk Tabipleri Birliği ihalenin iptali ve dayanak düzenlemenin Anayasaya aykırılığı itirazıyla dava açtı. Davayı görüşen Danıştay Dairesi Anayasa Mahkemesine başvuru kararı aldı. Anayasa Mahkemesi’nde üç sene gündeme alınmayan davada iptal talebinin reddine karar verildi.

Tam 20 sene sonra Anayasa Mahkemesi sağlık hizmetlerinin özel kişilere gördürülmesinde bir sakınca olmadığına, sağlık çalışanlarının sözleşmeli olması önünde bir engel olmadığına hükmetti, karar oyçokluğu ile verildi. Bu iki karar Anayasa Mahkemesinin aldığı tutumu, tutum değişikliğinin zamansal aralığını, dönemlerini gösterir. Kamu özel ortaklığının bir imtiyaz modeli olduğunu kabul eden Anayasa Mahkemesi, imtiyaz hukukunun gereklerine bile aykırı düzenlemeler yapılmasını, ihalelere karşı açılan davalarda verilecek iptal kararlarına idarenin uymayacağına ilişkin düzenlemeyi, sözleşmelerde çıkacak uyuşmazlıkların yabancı tahkime tabi olmasını ve diğer kabulleri Anayasaya aykırı bulmamıştır.

Anayasa Mahkemesi 3359 sayılı ve 4924 sayılı yasalar için verdiği kararların sağlık hizmetinin ve sağlık çalışanlarının statüsüne ilişkin bölümlerini tek metinde, kamu özel ortaklığı başlığı altındaki kararlarını bir diğer metinde ve kanunların çıktığı dönemleri gösteren çizelgeyi de bir başka metinde gösterdik.

Sağlık hizmetinin dönüşümü, idarenin, kamu hizmetine yaklaşımın, devletin işlevinin ve kamusal alanın değişimini de göstermektedir. Yargının bu dönüşüme her kademede nasıl eşlik ettiğinin görünmezliği tartışmanın hukuksal derinliğini eksik bırakmaktadır. Anayasa Mahkemesinin 1987 yılında karşıoy yazan muhalif üyelerinin 20 yıl içinde çoğunluk olduğunu, bu kez kamu hizmetinin korunması yönünde görüş belirten üyelerin azınlıkta kaldığını görüşlerinden takip edebilmek için kararlara muhalif kalan üyelerin görüşlerini de özellikle metinlere aldık.

Anayasa Mahkemesi kararlarıyla kamu hizmetinin dönüştürülmesinde kilit bir rol oynamasına karşın bu etki görünür değildir. Sağlık alanında kamu özel ortaklığı uygulamalarının mevzuatındaki değişim, dönüşüm ve Türk Tabipleri Birliği’nin bu sürece müdahalesi mevzuat derlemesinde yer almaktadır.

Sağlık alanı ve özel olarak kamu özel ortaklığı uygulamasına çalışan, bilgi edinmek isteyen herkes için yararlı bir derleme olmasını dileriz.

3359 ve 4924 Sayılı Kanunlar Hakkında Anayasa Mahkemesinin Kararı

İlgili Kanunlar ve Hükümetler

Kamu Özel Ortaklığı Hakkında Anayasa Mahkemesi Kararları