TTB Şehir Hastaneleri İzleme Grubu’ndan Elazığ Şehir Hastanesi değerlendirmesi

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Şehir Hastaneleri İzleme Grubu temsilcilerinden oluşan bir heyet, geçtiğimiz Ağustos ayında açılan Elazığ Şehir Hastanesi’nde incelemelerde bulundu.

TTB Genel Sekreteri Dr. Bülent Nazım Yılmaz, TTB önceki dönem Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel ve Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala’dan oluşan heyet, 10 Mayıs’ta gerçekleştirilen ziyarete ilişkin tespitlerini raporlaştırdı. TTB Şehir Hastaneleri İzleme Grubu heyetine Elazığ Tabip Odası Başkanı Dr. Özcan Uçar ve Dr. Deniz Söğüt de eşlik etti.  

Raporda, diğer şehir hastanelerinde olduğu gibi Elazığ Şehir Hastanesi’nde de, binanın aşırı büyüklüğü, kullanışsızlığı, yer seçiminin yanlışlığı gibi sorunların yanı sıra, yönetsel güçlükler ve sağlık hizmetinde aksamalar yaşandığı belirtildi.

Raporda ayrıca, hekimler ve sağlık çalışanlarının karşılaştıkları sorunları, diğer şehir hastanelerinde olduğu gibi, Başhekim ile değil, ihaleyi alan şirketin yöneticileri ile konuşmak durumunda bırakıldıkları, ancak şirket yöneticilerine ulaşmak mümkün olmadığı gibi, sorunların çözümü için yetkili herhangi bir kişiye de ulaşılamadığı kaydedildi.

İzleme Grubunun değerlendirmeleri şöyle:

 

Türk Tabipleri Birliği Şehir Hastaneleri İzleme Grubu
Elazığ Şehir Hastanesi Değerlendirmesi 

Elazığ Şehir Hastanesi kentin doğu sınırına, iktidar partisi milletvekili olan bir kişinin arazilerinin yakınına kurulmuştur.

Hastane açılırken kentte bulunan iki devlet hastanesi Elazığ Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Harput Devlet Hastanesi (Harput Devlet Hastanesi daha önce EAH’ye bağlanmış) kapatılmıştır.

Elazığ Şehir Hastanesinde fiili olarak açık olan yatak sayıları, kapatılan hastanelerle kıyaslandığında kayda değer bir yatak sayısı artışı söz konusu değildir.

Hastaneye yeterli kamu ulaşımı olmaması, hastanenin yerleşim yerlerine uzaklığı  hasta ve hasta yakınlarının hastaneye ulaşımını zorlaştırmaktadır.

Sağlık çalışanları hastane binasını “kullanışsız” olduğunu belirtmektedir. Hastanenin sağlık hizmeti sunulacak bir mekândan ziyade, otel tarzında yapılmış olduğu belirtilmekte ve devasa büyüklüğü eleştirilmektedir. Çalışanlar hastanede zaman zaman kaybolduklarını dile getirerek, bölümler arası uzaklıkların özellikle konsültasyon hizmeti sunan birimlerde çalışanlar açısından büyük sorunlara neden olduğunu ifade etmektedir. Aynı zamanda binada çok fazla ölü alan var olduğu bir diğer gözlemimizdir.

Elazığ Şehir Hastanesi’nde yangın merdiveni dışında kullanıma açık her hangi bir merdiven yoktur. Hekimlerin hizmet sunumu sırasında acilden/polikliniklerden klinik katlarına, yoğun bakımlara ya da ameliyathanelere giderken karşılaştıkları en önemli sorunlardan birisini asansörlerin kullanılmasındaki zorluklardır. Elazığ Şehir Hastanesi’nde  asansör beklemek önemli sorunlardandır.

Yeni açılmış olmasına karşın, hastanenin 7-8 ayda eskidiğine ilişkin gözlemler vardır. Hastane yöneticilerinin de kabul ettiği gibi, hastanede özellikle zemin katlarda yoğun bir kanalizasyon kokusu vardır. Zaman zaman otoparkların bir bölümünün kanalizasyon suyu ile dolduğu bildirilmektedir. Kentin doğusundaki kanalizasyon alt yapısının bu büyüklükte bir binanın sıvı atık kapasitesini kaldıramadığı, ciddi bir altyapı sorunu olduğu anlaşılmaktadır.

Elazığ Şehir Hastanesi yöneticilerinin de dile getirdiği gibi, hem hekimler ve sağlık çalışanları hem de hasta ve hasta yakınları Elazığ Şehir Hastanesi’ni sahiplenmemiş durumdalar; her iki kesimin de sağlık hizmetinin sunulması bağlamında yakınmaları bulunmaktadır.

Elazığ’da sağlık hizmetlerinde, Şehir Hastanesi açılmasından sonra, açılmadan önceki hastanelerle kıyaslandığında tatmin edici bir iyileşme olmamıştır. Aksine hastane mekânının devasa büyüklüğüne karşı, başta hemşireler olmak üzere yeterince sağlık çalışanı görevlendirilmemiş olması hizmette aksamalara yol açmaktadır. (Örneğin ultrason randevusu üç ay sonraya veriliyor; pediatri yoğun bakımı çalışmıyor, mevcut, ancak hasta kabul edilmiyor). Tüm bu gelişmelerin farkında olmayan hastalar ise  sağlık hizmetindeki aksamalar için hekimleri suçlamaktadır.

Şehir Hastanesi sözleşmesinde yer alan yatak doluluk oranının tutturulabilmesi için tüm acil olgular şehir hastanesine yönlendirilmektedir. Hekimler kentin batısında yaşanan acil bir durumun o bölgeye yakın bir hastane yerine, Şehir Hastanesine yönlendirilmesinin hastalarda hayati tehlike yaratabilmesinden endişe duyduklarını belirtmektedirler.

Hekimler için klinik katlarda ayrılmış odalar, Şehir Hastanesinde en küçük odaları olarak belirlenmiştir. Odaların küçüklüğü ve kullanışsızlığı bir yana, hekimlerin epikriz, rapor, reçete vb. resmi belgeleri hazırlamak için odalarında kullanabilecekleri bilgisayarları bile yoktur.

Hekimlerin önemli bir sorunu sözleşmeli çalışanlar (4924) ile kadrolu çalışanlar arasındaki özlük haklarındaki büyük farklılıktır. 4924’ten sözleşmeli çalışanlar 657’den kadroda çalışanlara göre daha avantajlı, daha fazla ücret almaktadır. Üstelik  geçici görevlendirmelere 4924 kadrolu hekimlerin gönderilmeyip 657 kadroda çalışan hekimlerin  verilmesi ayrı bir huzursuzluk nedeni haline gelmiştir. Ayrıca 4924 kadroda çalışan pratisyen hekimlerin aynı işi yapan 4924 kadrolu uzman hekimlere göre döner sermaye ücretlerinde yaşanan eşitsizlikler, döner sermaye uygulanmasında pratisyen hekimlere en düşük katsayının uygulanması önemli sorunlardandır.

Diğer Şehir Hastanelerinde olduğu gibi, hekimler ve sağlık çalışanları karşılaştıkları sorunları Başhekim ile değil, ihaleyi alan şirketin yöneticileri ile çözmek zorunda bırakılmaktadır. Ancak şirket yöneticilerine ulaşmak mümkün olmamakta, sorunların çözümü için çoğunlukla yetkili bir kişiye ulaşılamamaktadır. 2323 no’lu telefon aranarak bildirilen sorunların talepleri karşılamadığı bildirilmiştir.

Elazığ Şehir Hastanesi’nde bunlara ek olarak Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri Hastanesi’nde güvenliğin yeterli olmaması önemli bir güvenlik sorunudur.

Sözleşmelerde yer almasına bazı tıbbi cihazların şirket tarafından verilmemesi gibi sorunlar da dile getirilmiştir. Ayrıca ekonomik krizin de etkisiyle son zamanlarda tıbbi malzeme alımlarında yaşanan sorunlar özellikle girişimsel tıbbi işlemlerde aksamalara yol açtığı belirtilmektedir.

Ayrıca evlilik, güvenlik personeli vb. raporu için psikiyatrinin istediği tetkiklerin Elazığ Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’nde yapılmak zorunda kalınması ve bir gün sonraya rapor verilmesi nedeniyle başvuranlarla çatışma yaşanması da bir başka sorun olarak belirtilmektedir.

Şehir Hastanesinde herhangi bir eğitim ve araştırma faaliyeti yürütülmemesine karşın, Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ne bağlı kadroda çalışan 10 akademik personel bulunmakta, ancak uzmanlık eğitimi verilmemektedir.

Döner sermayeden kira ve hizmet bedeli olarak şirkete para ödenmediği, bu tutarların Sağlık Bakanlığı bütçesinden karşılandığı Şehir Hastanesi yöneticileri tarafından belirtildi. Şehir Hastaneleri yöneticileri ödenen tutarlar hakkında bilgi vermese de Defterdarlık tarafından şirkete iki ayda bir 50 milyon TL üzerinde bir ödeme yapıldığı ifade edilmektedir. Bu ödemeler dışında kapatılan hastanelerin toplam giderleri ile kıyaslandığında, Elazığ Şehir Hastanesi’nde elektrik vb. giderlerinde on kata varan artışlar olduğu da bilinmektedir.

Elazığ Şehir Hastanesi de diğer Şehir Hastaneleri gibi, kamuya çok yüksek maliyeti, yer seçimin yanlışlığı, yönetsel güçlükleri ve sağlık hizmetlerindeki aksamalar ile gündemdedir.

Saygılarımızla.
Türk Tabipleri Birliği
Şehir Hastaneleri İzleme Grubu