Sağlık Bakanlığı’nın Hazırladığı Özel Hastaneler Yönetmeliği ile Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkındaki Yönetmelik Değişikliği Kabul Edilemez!

Sağlık Bakanlığı tarafından 6 Ekim 2022’de Özel Hastaneler Yönetmeliği’nde yapılan ve muayenehanesi olan hekimlerin mesleklerini serbestçe yapabilmelerini engelleyip hastaneler zincirinin sömürüsüne terk eden düzenlemelere karşı Türk Tabipleri Birliği olarak 12 Ekim 2022 tarihinde Danıştay’da dava açtık. Geçici madde düzenlemesinin içeriğinden bahisle bazı il sağlık müdürlüklerinin uygulamayı derhal başlatmasının pek çok yerde hasta yatışlarının ve planlı ameliyatların iptaline yol açtığına, hem hekimler hem de hastalar nezdinde mağduriyetlere neden olduğuna dikkat çektiğimiz dilekçemizde yürütmenin ivedilikle durdurulması istedik.

TTB kayıtlarına göre sayıları 7 bini bulan muayenehane hekimlerinin özel hastanelere hasta yatırmaları birtakım koşullara bağlanarak imkansız hale getirilmiş, 7 bin hekimden en fazla 500’ünün özel hastanelerle sözleşme yapabileceği (takip ve tedavi için hasta yatırma, cerrahi işlem yapma vb.) görülmüştür. Bu durum, geriye kalan 6 bin küsur muayenehane hekiminin her alanda olduğu gibi bu alanda da sıkıştırılmasına,  yurtdışında çalışmaya bizzat devlet eliyle yönlendirilmesine neden olacaktır.

Soruyoruz:

En can yakıcı sorunumuz olan şiddetin sonlandırılması için hiçbir gerçek adım atılmamış hastanelerinizde, aynı dakikaya verilmiş üç randevulu hastaya aynı ayda bakmaya zorlanan, zihnen ve bedenen emek yoğun olarak icra edilen hekimlik mesleğini mesai dışına da taşımaya kalkan sağlık sisteminizde çalışmaya daha ne kadar zorlayacaksınız?

Hekimlerin serbest çalışma hakkını adeta ortadan kaldırarak, kamuda ve özel hastanelerde çalışan hekimlerin, asistanların, tıp öğrencilerinin ve hatta tıp eğitimini seçecek adayların çalışma isteklerini daha ne kadar yerle bir edeceksiniz?

7 bin muayenehane hekimi, istihdam ettikleri sağlık çalışanları ve ayaktan, yatarak teşhis ve tedavi ettikleri hastalarını mağdur etmek, tedavilerini yarım bırakılmasına zorlamakla ne gibi bir kamu yararı gözetmektesiniz?

Gelirlerinin çoğunu serbest hekimlerden elde eden özel hastaneler, cerrahi tıp merkezleri, tıbbi laboratuvar, görüntüleme merkezleri ve çalışanlarının durumdan olumsuz etkileneceğini ve hatta kapanabileceğini, çalışanlarının işsiz kalabileceğini düşündünüz mü?

Bu düzenlemeyle, kamu malı olmasına rağmen özel ortaklığına açılmış, pek çok imtiyaz ve vergi istisnası tanınan şehir hastanelerinin ve bazı özel zincir hastanelerin kartelleşmeleri mi hedeflenmektedir?

Şehir hastaneleri veya bir kısım özel hastaneler gibi devletten arazi tahsisi ne herhangi bir vergi istisnası, teşvik, gelir anlaşmalı yatırım bedeli almadan vergisini, çalışanlarının SGK primini ödeyen, düzenli denetimlerle izlenen hekimlerin ruhsatsız, kayıtsız, denetimsiz, hekimsiz işlem yapan sözde sağlık merkezleri kadar değeri yok mudur?

Hiçbir şekilde kamu yararı olmayan, hekimlerin serbest çalışma özgürlüklerini engellemeyi amaçladığı anlaşılan; birçok hekim ve çalışanın ekmeğine el uzatan, Anayasa ve yasalara aykırı bu yönetmelik derhal geri çekilmelidir.

Türk Tabipleri Birliği Özel Hekimlik Kolu