İşçi Cinayetleri Hız Kesmeden Devam Ediyor

İki hafta önce Tuzla Organize Sanayi Bölgesi’nde tiner üretilen işletmede meydana gelen patlamada yaşamını yitiren iki işçimizin üzüntüsünü yaşarken bu kez Antalya’dan gelen işçi cinayeti haberi ile sarsıldık. Antalya Döşemealtı ilçesinde bulunan organize sanayi bölgesinde faaliyet sürdüren kimyasal gübre üretim fabrikasında yaşanan sıvı fosforik asit sızıntısı nedeniyle iki işçimiz yaşamını yitirdi, 13 işçimiz de yaralandı.

Yaralılardan üçü hastanede 10’u da ayaktan tedavi altına alınmıştır. Hastanedeki yaralılar da taburcu edilmiştir. Yaşamını yitiren işçilerimizin ailelerine başsağlığı diliyor, acılarını paylaşıyor, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz.

Kimyasal gübrelerin üretiminde sıvı organik fosfor bileşikleri kullanılmaktadır. Bu bileşikler ciddi düzeyde zehirli kimyasallar olup, etkilenen kişilerde ölümcül sonuçlara yol açmaktadır.

İki işçimizin yaşamını yitirdiği ve 13 işçimizin yaralandığı bu işletmede etkilenen işçilerin fazlalığı zehirli maddenin sızıntısının ciddi boyutlarda olduğu ve iş güvenliği önlemlerinin alınmadığını düşündürmektedir.

Olaydan sonra ilgililer işletme müdürünün tutuklandığı bilgisini vererek olayla ilgili “sorumluluklarını” üstlerinden atmış oldular. Çok tehlikeli sınıfta yer alan bu işletmede işçi sağlığı iş güvenliği ile ilgili önlemlerin alınmadığı olayın büyüklüğünden anlaşılmaktadır.

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası 2012 yılında, 10 yıl önce yayımlandı. Yasa çıkarılırken en temel sorunun neredeyse “müstakil” bir iş sağlığı ve güvenliği mevzuatının olmayışı olduğu söyleniyordu. Aşağıdaki tablo sorunun kaynağının “müstakil” mevzuat olmadığını bir kez daha gözler önüne sermektedir. Tabloda görüleceği gibi iş kazası sayısı her yıl “istikrarlı” bir şekilde artmaya devam etmektedir.

6331 sayılı yasa ve bu yasaya bağlı olarak yaşama geçirilen ortak sağlık güvenlik birimleri (OSGB) ile işçi sağlığı hizmetleri özelleştirildi/piyasalaştırıldı. İşçi sağlığı hizmetleri kâr elde edilecek bir alan haline getirildi. 10 yıl önce bakanlık yetkilileri bu yasa ile iş kazalarını da meslek hastalıklarını da en aza indireceklerini belirtmişlerdi. Aradan geçen 10 yılda işçi cinayetleri hız kesmeden devam ediyor. İşçi Sağlığı İş Güvenliği Meclisi 2022 yılının ilk dört ayında 479 işçi cinayetinin yaşandığını rapor etti. Yasa ile iş kazalarının en aza indirileceği söyleminin propagandadan öteye geçmediği de anlaşılmış oldu.

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası, işletmelerde gerekli önlemlerin alınmasını sağlayamadığı gibi, alınması gereken önlemlerin denetlenmesini de sağlamaktan uzaktır. Bu yasa, TTB, TMMOB gibi meslek örgütlerinin bu tür işletmelerde, kazalardan önce ve sonra bağımsız mesleki denetimlerini yapmasını sağlayamamaktadır. Meslek örgütleri, bağımsız mesleki denetimlerini yaparak kamusal-toplumsal görevlerini yerine getirememektedir.

Bu kazada da sıvı fosforik asit sızıntısı ile ilgili ne tür ölçümler yapılmış, hangi tedbirler alınmış bilinmemektedir. OSGB’ler üzerinden götürülmekte olan işçi sağlığı ve güvenliği hizmetleri, çoğu zaman bu tür ölçümlerin ve denetimlerin yapılmasına olanak sağlamamaktadır. Varsa bu bilgiler kamuoyu ile paylaşılmalıdır.

Yaşanan cinayetlerin sorumluları bu cinayetlere seyirci kalan siyasal iktidar ve sermaye sahipleridir.

Artık iş kazası ve işçi cinayetlerinin haberlerini vermek, işçilerimizin yasını tutmak istemiyoruz.

6331 sayılı yasa ve hizmet modeli olan OSGB ile işçi sağlığı hizmetlerinin verilemeyeceği görülmüştür. İvedilikle kamusal anlayışla işçi sağlığını önceleyen bir yasa çıkarılmalıdır.

İşçilerimizi ölümden ve meslek hastalıklarından koruyamayan, işçi sağlığı alanını taşeronlaştıran, işçi sağlığı hizmetlerini niteliksizleştiren ve işyeri hekimlerini en ağır koşullarda çalışmaya mahkûm eden bu düzen değişmelidir.

Onurlu yaşamak ve onurlu çalışmak için bu düzen değişmelidir.

Artık yeter!

Türk Tabipleri Birliği İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Kolu