Hasta Mahpusların Yaşam Hakkı Korunmalıdır

İnsan hakları ve hukuk örgütleri; hapishanelerde işkence-kötü muamele yasağı ve yaşam hakkı ihlaline sebep olan uygulamalara son verilmesi, hasta mahpusların yaşam hakkının korunması için 23 Eylül 2022 günü Mülkiyeliler Birliği’nde bir basın toplantısı düzenledi.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) İnsan Hakları Kolu Yürütme Kurulu üyelerinin de katıldığı basın açıklamasında Av. Hülya Yıldırım tarafından okunan ortak açıklama şöyle:

Hasta Mahpusların Yaşam Hakkı Korunmalıdır

Adalet Bakanlığı, yargı ve ATK’nin infaz rejimini eza rejimine çevirmesi ile birlikte hapishanelerden sürekli ölüm ve hastalık haberleri gelmektedir.

Son zamanlarda yaşamını yitiren mahpuslardan astım hastası olan Bazo Yılmaz tek başına hayatını idame ettirememesine ve oksijen cihazına bağlı yaşamaya çalışmasına rağmen Adli Tıp Kurumu'na 2021 yılında yaptığı başvurusu “Cezaevinde kalabilir” denilerek reddedildi.

Bazo Yılmaz’ın ölümünden beş gün önce Elazığ 1 No'lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan hastane raporlarına rağmen beş yıldır tahliye edilmeyen hasta ve yüzde 96 engelli Zülküf Yıldırım yaşamını yitirdi. Beş yıldır hastalıklarına ve hastane raporlarına rağmen tahliye edilmeyen Yıldırım’ın beyninde tümör bulunuyordu ve geçirdiği ameliyatlar nedeniyle sağ gözünü kaybetmişti. Sol gözünde ise yüzde 49 görme kaybı vardı.

Zülküf Yıldırım’ın ölümünden iki gün önce ise 60 yaşındaki Mehmet Candemir, tutuklu bulunduğu Giresun Espiye L Tipi Kapalı Cezaevi’nde yaşamını yitirdi.

Sadece 2022 yılının başından bu yana cezaevlerinde aralarında tahliyeleri ATK tarafından engellenen hasta mahpusların da bulunduğu en az 55 tutuklu ve hükümlü yaşamını yitirmiş olup yaşamını yitiren mahpusların 27’si ise hastalıkları sebebiyle yaşamını yitirdiği bilinmektedir.

Bu ölümlerin hiçbiri doğal ölüm değildi ve adeta düşman ceza hukukunun devamı olan düşman infaz rejiminin sonucuydu. Hasta mahpusların erken tanı alması, tedavi süreçlerinin aksamaması, sağlıklarının düzenli olarak izlenmesi, tedavi olabilmeleri konusunda insani bir yaklaşımın esas alınması gerekliyken bunun aksi uygulamalar gerçekleştirilmesi cezaevi yönetimlerinin sorumluluğunu doğurmaktadır.

Hastalıkları son aşamaya gelen ve cezaevinde tek başına bırakın yaşamını idame ettirmeyi yürüyemeyen ağır hasta mahpuslar için gerçek dışı “Cezaevinde kalabilir” raporları veren ATK’nin sorumluluğunun da altını çizmek gerekir.

Yüzde 87 engellilik raporu bulunan 83 yaşında konuşamayacak kadar hasta olan Mehmet Emin Özkan ve Kocaeli Adli Tıp Kurumu’nun “Cezaevinde kalamaz” raporuna rağmen Aysel Tuğluk hakkında “Cezaevinde kalabilir” raporu veren ATK’nin bağımsızlığını ve bilimselliğini sorguluyoruz. ATK’nin verdiği raporlar sonucu birçok mahpus ya cezaevinde ya da infaz erteleme kararı sonucu tahliyesinden çok kısa zaman sonra hayatını kaybetmektedir.

Hasbelkader ATK’nin cezaevinde kalamaz raporu verdiği hasta mahpuslar bu sefer yasadaki  “toplum güvenliği” düzenlemesi sebebiyle emniyet müdürlüklerinin yazdığı raporlar yüzünden ölüme terk edilmektedir. Bunun en canlı örneği, ATK’nin “Cezaevinde kalamaz” raporuna rağmen Kızıltepe TEM Şube Müdürlüğü’nün, “Toplum güvenliği bakımından tehlikeli” yanıtı sebebiyle tahliye olması engellenen Metris R Tipi Cezaevi’nde tutulan yüzde 98 engelli hasta tutuklu Serdal Yıldırım’dır. Yani sistemin her bir parçası bu tahliyeleri ve aslında yaşam hakkını engellemek üzere tavır geliştirmektedir.

Hiç şüphesiz bu ölümlerin sorumlusu siyasi kararlar veren yargı, mahpusların sağlığa erişim hakkını engelleyen cezaevi yönetimleri, hukuk dışı raporlara imza atan ATK ve tüm bunlarında üstünde bulunan Adalet Bakanlığı’dır.

Bizler ölümlerin olağanlaştırılmasına asla izin vermeyeceğiz. Buradan tüm hukuk kurumlarına, STK’lere, siyasi partilere, hak savunucularına, hekimlere çağrıda bulunuyoruz.  Sizleri, bu hukuki, vicdani ve etik sorumluluğu olan ölümler karşısında duyarlı olmaya ve cezaevlerinden tabutlar çıkmasın diye aylardır adalet nöbetinde olan, sık sık darp edilip gözaltına alınan mahpus ailelerinin yanında olup mücadele etmeye davet ediyoruz.

Ve bir kez daha yetkililere sesleniyoruz: Bu konuda sorumluluk almalı ve işkence, kötü muamele yasağı ve yaşam hakkı ihlaline sebep olan bu uygulamalara son vermek için gerekli adımları atmalısınız.

Adalet İçin Hukukçular

Ankara Tabip Odası İnsan Hakları Komisyonu

Çağdaş Hukukçular Derneği Ankara Şubesi

İnsan Hakları Derneği Ankara Şubesi

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Ankara Şubesi

Toplumsal Hukuk

Türk Tabipleri Birliği İnsan Hakları Kolu