Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi,13 Aralık 2018 günü Ankara’da meydana gelen tren kazası ile ilgili açıklama yaptı.

Son derece güvenli olan ve ölüm oranının otomobile göre 28 kat daha düşük olduğu raylı ulaşımın, Türkiye’de ne yazık ki diğer ülkelerde olduğu kadar güvenli olmadığına dikkat çekilen açıklamada, son 73 yılda Türkiye’de 22 önemli tren kazası meydana geldiği, bunun 5 tanesinin de son 3 yılda gerçekleştiği kaydedildi.

Türkiye’deki kötü gidişin aksine, tren yolculuklarının Avrupa Birliği ülkelerinde yıllar içerisinde daha güvenli hale geldiğine yer verilen açıklamada, “Dünyadaki azalma eğilimine karşın AKP hükümetleri döneminde büyük tren kazalarının giderek sıklaşmasının nedenleri ve çözüm yolları üzerine düşünmek ertelenemeyecek ve ihmal edilemeyecek bir meseledir” denildi. Açıklamada, Türkiye’de tren kazalarının AB’ye göre 7 kat sık olduğu, bu kazalarda ölümlerin yine AB’ye göre 9.3 kat fazla olduğu belirtildi.

Güvenli ulaşımın bir sağlık hakkı olduğunun vurgulandığı açıklamada, tekerleğe dayalı ulaşım biçimlerine göre çok daha sağlıklı olan raylı sistemlerin hem şehir-içi hem de şehirler-arası ulaşımda hızla yaygınlaştırılması gerektiği belirtilirken, bununla birlikte raylı ulaşımın planlanması, yapımı ve işletilmesi süreçlerinin bütününün bilimsel ve teknik olarak yeterli yöntemler vasıtasıyla ve konuya egemen, yetkin ve liyakatlı kadrolar tarafından yürütülmesi istendi.

Açıklamanın tam metni aşağıdadır:

 

Tren kazalarında Avrupa Birliği’ne göre 9,3 kat daha fazla ölüyoruz!

Dün sabah saatlerinde Ankara’da Yüksek Hızlı Tren’in kılavuz trene çarpması sonucunda aralarında meslektaşımız Dr. Tahsin Ertaş’ın da yer aldığı 9 yurttaşımızı yitirmiş olmanın üzüntüsünü yaşıyoruz. Kaybettiğimiz yurttaşlarımızın yakınlarına başsağlığı diliyor, kazada yaralanan 86 yurttaşımızın bir an önce sağlığına kavuşmasını umuyoruz.

8 Temmuz’da Çorlu’da 25 yurttaşımızın yaşamına mal olan kaza ile birlikte bu yıl iki kez katliam sayılabilecek nitelikte çok ciddi tren kazası meydana gelmiştir.

Kamuoyu ne tekil kazaların nedenleri hakkında yeterince bilgilendirilmiş, ne de kazaların niçin giderek arttığı konusunda aydınlatılmıştır. Dünkü kazanın sinyalizasyon eksikliğinden kaynaklandığına dair iddialar halen yetkililer tarafından yanıtlanmış değildir. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı sayın M. Cahit Turhan’ın kaza ile ilgili söyledikleri ölü ve yaralı sayılarını duyurmakla ve ölenlere rahmet, yaralananlara şifa dilemekle sınırlı kalmıştır.

Bilindiği üzere raylı ulaşım genel olarak son derece güvenlidir. İstatistiklere göre bir milyar yolcu kilometresine düşen yolcu ölüm oranı trende 0.16’dır ve otomobile göre 28 kat daha düşüktür.

Öte yandan maalesef ülkemizde raylı ulaşım diğer ülkelerde olduğu kadar güvenli değildir. Avrupa Birliği rakamlarına göre 2016 yılında 28 AB ülkesinde 450,7 milyar yolcu kilometresine karşılık 1787 kaza meydana gelmiş, 1742 ölüm ve yaralanma olmuştur. Aynı yıl ülkemizde sadece 4.3 milyar yolcu kilometresine karşılık 120 kaza olmuş, 153 yurttaşımız ölmüş veya yaralanmıştır. Bu rakamlar ülkemizde tren kazalarının AB’ye göre 7 kat daha sık olduğunu, bu kazalarda 9.3 kat daha fazla öldüğümüzü veya yaralandığımızı ortaya koymaktadır. 

Ülkemizin tarihi ölümcül tren kazaları ile doludur. 7 Ekim 1945’ten bu yana raydan çıkma ve çarpışma niteliğinde tam 22 büyük tren kazası yaşanmıştır. 73 yılda meydana gelen toplam 22 önemli tren kazasının 5’i sadece son üç yılda, 2’si içinde bulunduğumuz senede olmuştur. Ülkemizdeki kötüye gidişin tersine, tren yolculukları Avrupa Birliği ülkelerinde yıllar içinde daha da güvenli hale gelmektedir. Avrupa Birliği Demiryolu Organı (European Union Agency for Railways) 1990-2011 yılları arasında ortalama tren kazası sayısının 4.4’ten 1.3’e gerilediğini bildirmiştir. Dünyadaki azalma eğilimine karşın AKP hükümetleri döneminde büyük tren kazalarının giderek sıklaşmasının nedenleri ve çözüm yolları üzerine düşünmek ertelenemeyecek ve ihmal edilemeyecek bir meseledir.

Ülkemizde raylı ulaşımın toplam ulaşım içindeki payı olması gereken düzeyin epey altındadır. Güvenli ve çevreci bu ulaşım biçiminin çok daha fazla yaygınlaştırılması gerektiği açıktır. Ancak bu yapılırken hem bilimsel ve teknik denetim mekanizmaları kurulmalı, hem de süreçlerin tamamı alanının uzmanı olan, yetkin ve işi hak eden kadrolarca yönetilmelidir. Tren kazalarının modern dünyada azalırken ülkemizde artması bunların yeterince yapılmadığı konusunda yaygın bir kamuoyu kuşkusu doğurmaktadır.

Türk Tabipleri Birliği güvenli ulaşımın bir sağlık hakkı olduğu gerçeğinden yola çıkarak;

  1. Tekerleğe dayalı ulaşım biçimlerine göre çok daha sağlıklı olan raylı sistemlerin hem şehir-içi hem de şehirler-arası ulaşımda hızla yaygınlaştırılmasını,
  2. Raylı ulaşımın planlanması, yapımı ve işletilmesi süreçlerinin bütününün bilimsel ve teknik olarak yeterli yöntemler vasıtasıyla ve konuya egemen, yetkin ve liyakatlı kadrolar tarafından yürütülmesini talep etmektedir.


Saygılarımızla,

Türk Tabipleri Birliği
Merkez Konseyi