IV.
İŞKENCENİN HUKUKİ AÇIDAN SORUŞTURULMASI
A.
Giriş
B.
İşkence Soruşturmasının Amacı
C. İşkence ve Diğer Zalimane,
İnsanlık Dışı ya da Aşağılayıcı Muamele
veya Cezaların Etkin Soruşturulması ve Belgelendirilmesine İlişkin İlkeler
D.
İşkence Soruşturmasında Usuller
1.
Uygun Soruşturma Biriminin Belirlenmesi
2.
İşkence Gördüğü İddia Edilen Kişi ve Diğer Tanıklarla Görüşme
2a).
İşkence Gördüğü İddia Edilen Kişinin Bilgilendirilmiş Onamı ve Diğer Koruma
Biçimleri
2b)
Araştırmacının Seçimi
2c)
Soruşturma Bağlamı
2d)
Tanıkların Güvenliği
2e)
Tercüman Kullanımı
2f) İşkence Gördüğü İddia Edilen Kişiden
Alınacak Bilgi
2g)
İşkence Gördüğü İddiasında Olan Kişiden Alınacak İfade
2h)
İşkence Zanlısının İfadesi
3.
Fiziksel Delillerin Toplanması ve Korunması
4.
Tıbbi Deliller
5.
Fotoğraflama
E.
Soruşturma Komisyonu
1.
Soruşturma Kapsamının Tanımlanması
2.
Komisyonun Yetkileri
3.
Üyelik Başvuruları
4.
Komisyon Üyelerinin Sayısı
5.
Komisyona Hukuki Danışmanların Seçimi
6.
Uzman Danışmanların Seçimi
7.
Araştırmacıların Seçimi
8.
Tanıkların Korunması
9.
İşlemler
10.
Soruşturma Duyurusu
11.
Delillerin Toplanması
12.
Tarafların Hakları
13.
Delillerin Değerlendirilmesi
14.
Komisyon Raporu
15.
Devletin Yanıtı
IV. İŞKENCENİN HUKUKİ AÇIDAN
SORUŞTURULMASI
A. Giriş
Uluslararası hukuka göre Devletler,
rapor edilen işkence olaylarını hemen ve tarafsız olarak soruşturmakla
yükümlüdürler. Delillerin işkenceye işaret ettiği durumda, toprakları dahilinde
işkence suçu işlemiş ya da bu suça katılmış olduğu iddia edilen bir kişi bulunan
Devlet, zanlı olduğu iddia edilen kişiyi ya gerekli yargılamayı yapabilecek bir
başka Devlet'e iade etmeli veya söz konusu olayın, yetkili hukuk makamlarınca ulusal
ya da yerel ceza hukukuna göre soruşturulmasını sağlamalıdır. Geçerli herhangi bir
işkence soruşturmasının temel ilkeleri, hukuki yeterlilik, tarafsızlık,
bağımsızlık, anında ve kapsamlı araştırmadır. Bu ilkeler, her tür hukuk
sistemine dahil edilebilir ve bütün işkence soruşturmalarına rehberlik eden temel
ilkeleri oluştururlar.
Devletler kaynak eksikliği, uzman
eksikliği, önyargı, belirgin bir ihlal biçiminin var olması veya başka temel
nedenlerle soruşturma usul ve süreçlerinin yetersiz kaldığı durumlarda,
soruşturmalarını bağımsız araştırma komisyonu veya benzer usüllerle
yürütmelidirler. Böyle bir komisyonun üyeleri, tarafsızlıkları, yetkinlikleri ve
bağımsızlıkları kabul edilen kişiler arasından seçilmelidir. Bu kişiler
özellikle soruşturmanın konusu olabilecek herhangi bir kurum, kuruluş veya kişiden
bağımsız olmalıdırlar.
Bölüm B, işkencenin
soruşturulmasının amacını geniş anlamıyla tanımlar.
Bölüm C, işkencenin ve diğer
zalimane, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamelenin ya da cezanın etkin
soruşturulması ve belgelendirilmesine ilişkin temel ilkeleri ortaya koyar.
Bölüm D, işkence iddiaları
hakkında yapılacak herhangi bir soruşturmada, soruşturma için tavsiye edilen
usülleri açıklar. Bu bölümde ilk önce soruşturmayı yapacak uygun soruşturma
makamının ne olduğuna ilişkin karar verilmesi, daha sonra mağdur olduğu iddia edilen
kişi ve diğer tanıkların sözlü
ifadesinin alınması ve fiziksel kanıtların toplanması için kurallar açıklanır.
Bölüm E, özel bir bağımsız
soruşturma komisyonu oluşturulmasına yönelik kuralları açıklar. Bu kurallar,
yargısız infaz, işkence ve kayıplar da dahil olmak üzere insan hakları ihlalleri
iddialarını soruşturmak için bağımsız
komisyonlar kurmuş birkaç ülkenin deneyimlerine dayanılarak geliştirilmiştir.
B. İşkence
Soruşturmasının Amacı
Soruşturmanın geniş anlamdaki
amacı, iddia edilen işkence olayı ile ilgili delillerin, olayın sorumlularının
belirlenmesi ve yargılanmalarının sağlanması ya da işkence görenlerin
koşullarının iyileştirmesini sağlamak amacıyla geliştirilmiş prosedürler
kullanılmasıdır.
Burada değinilen konular, başka
işkence soruşturmaları içinde geçerli olabilir.
Soruşturmayı yürütenler bu
amaçları gerçekleştirmek için en azından aşağıdaki hususları yerine getirmeye uğraşmalıdır:
1) İşkence
gördüğü iddia edilen kişinin (kişilerin) ifadesini almak;
2) Sorumluların
bir mahkemede yargılanması olasılığı için gerçekleştiği iddia edilen işkence
vakası hakkındaki tıbbi deliller de dahil
olmak üzere delilleri ortaya çıkarmak ve saklamak
3) Olası
tanıkları belirlemek ve iddia edilen işkence vakasıyla ilgili ifadelerini almak;
4) İddia
edilen işkence olaylarının nasıl, ne zaman ve nerede gerçekleştiğinin yanı sıra
işkencenin belli bir model veya uygulama biçimine uyup uymadığını belirlemek
C.
İşkence
ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Aşağılayıcı Muamele veya Cezanın Etkin
Soruşturulması ve Belgelendirilmesine İlişkin İlkeler
Aşağıdaki ilkeler, işkencenin
soruşturulması konusunda uzmanlaşan kişi ve örgütlerin üzerinde görüş birliği
sağladığı ilkeleri temsil eder.
1) İşkencenin ve diğer zalimane,
insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamelenin (metinde bundan sonra işkence veya
diğer kötü muamele olarak geçecektir) etkin soruşturulması ve belgelendirilmesinin
amaçları şunlardır:
(i) bulguların açıklığa
kavuşturulması ve işkence görenler ve aileleri için, işkence olayına karışan
bireylerin ve Devlet'in sorumluluğunun saptanması ve kabul edilmesi;
(ii) olayın tekrarlanmasını önlemek
için gerekli önlemlerin belirlenmesi;
(iii) Soruşturma sonucunda işkence
veya kötü muameleden sorumlu olduğu düşünülen kişilerin
yargılanmalarının ve/veya uygun disiplin cezalarına çarptırılmalarının
temin edilmesi; Devlet'in adil ve yeterli maddi tazminat ile tıbbi bakım ve
rehabilitasyon olanaklarını sağlaması da dahil olmak üzere, tam bir tazminatın ve
koşullarda iyileştirmenin gerektiğinin gösterilmesi.
2) Devletler, işkence ya da kötü
muameleye ilişkin şikayet ve raporların derhal ve etkili bir biçimde
soruşturulmasını sağlamak zorundadırlar. Açık bir şikayet olmasa da, işkence ya
da kötü muamele vakası olduğuna ilişkin belirtiler varsa soruşturma yapılmalıdır.
Soruşturmayı yürütenler, zanlılar ve onların hizmet verdiği kurumlardan bağımsız
olmanın yanısıra, konularında yetkin ve tarafsız kişiler de olmalıdırlar. Bu kişilerin, tarafsız tıp veya diğer
uzmanlarının yaptığı araştırmalara da ulaşabilmesi veya bu uzmanlardan soruşturma
yapmalarını isteme yetkilerinin de olması şarttır. Bu tür soruşturmalarda
kullanılacak yöntemler, en yüksek profesyonel standartlara uygun olmalı ve bulgular
kamuoyuna açıklanmalıdır
3a) Soruşturma için gerekli tüm
bilgilere ulaşmak, soruşturmayı yürütecek yetkililerin yetkileri ve görevleri
dahilinde olmalıdır.[1] Etkili bir soruşturma için,
gerekli her tür finansal ve teknik kaynak soruşturmayı yapan kişilerin kullanımına
sunulmalıdır. Ayrıca bu kişilerin, işkence ya da kötü muameleye karıştığı
iddia edilen ve resmi görevli olarak hareket eden herkesi ortaya çıkıp, ifade vermeye
zorlama yetkileri de olmalıdır. Bu yetki herhangi bir tanık için de geçerlidir. Bu
amaçla, soruşturma yapan yetkili, işkenceye karıştığı iddia edilen herhangi bir
yetkili de dahil olmak üzere tüm tanıklara celp göndermeye ve delillerin sunulmasını
istemeye de yetkili olmalıdır.
3b) İşkence ya da kötü muamele
gördüğü iddia edilen kişiler, tanıklar, soruşturmayı yürütenler ve bunların
aileleri, soruşturmanın ardından gelebilecek her tür şiddete, şiddet tehditine ya da
herhangi bir göz dağına karşı korunmalıdır.
Doğrudan veya dolaylı olarak işkence ya da kötü muameleye karışmış olma ihtimali
bulunanlar, şikayetçiler, tanıklar, ve aileleri üzerinde kontrol veya güç
sağlayabilecekleri her tür konumdan uzaklaştırılmalıdırlar.
4) İşkence ya da kötü muamele
mağduru olduğu iddia edilen kişiler ve yasal temsilcilerinin tüm duruşmalardan, aynı
zamanda soruşturmayla ilgili tüm bilgilerden haberdar edilmesi ve bunlara erişimleri
sağlanması ve delil sunmaya yetkili kılınmaları gereklidir.
5a) Varolan soruşturma süreçlerinin
yetersiz uzmanlık ya da önyargı şüphesi, ya da belirgin bir biçimde belli bir ihlal
kalıbının varlığı ya da önemli başka bir sebeple yetersiz kalması durumunda
Devletler, soruşturmanın bağımsız bir komisyon ya da benzer bir usülle
yapılmasını temin etmekle yükümlüdürler. Böyle
bir komisyonun üyeleri, tarafsızlıkları, yetkinlikleri ve bağımsızlıkları kabul
gören kişiler arasından seçilmelidir. Bu kişiler özellikle zanlılardan ve onların
çalıştığı kurum ve kuruluşlardan bağımsız kişiler arasından seçilmelidir.
Komisyon gerekli her türlü bilgiyi almaya yetkili olmalı ve soruşturmayı bu ilkelerde
tanımlandığı şekilde yürütmelidir. [2]
5b) Soruşturma sonucunda makul bir
zaman içinde, soruşturmanın kapsamını, delilerin değerlendirilmesinde kullanılan
işlemler ve yöntemlerin yanısıra elde edilen bulgular ve uygulanabilir hukuk
kurallarına dayanan sonuçlar ve tavsiyeleri içeren bir rapor hazırlanmalıdır. Rapor
tamamlandıktan sonra kamuya açıklanmalıdır. Rapor ayrıca gerçekleştiği tespit
edilen belli olayları detaylı bir biçimde tanımlamalı, bu bulguların dayandığı
delilleri, kendilerini korumak amacıyla kimlilikleri gizli tutulanlar istisna olmak
kaydıyla tanıklık yapan şahitlerin adlarını sıralamalıdır. Devlet, makul bir
zaman içinde soruşturma komisyonu raporuna yanıt vermeli ve uygun durumlarda bu rapora
yanıt olarak atılacak adımları da belirtmelidir.
6a) İşkence veya kötü muamele
soruşturmasında görev alan tıp uzmanları, her zaman en yüksek etik standartlara
uygun davranmalı ve özellikle her muayeneden önce kişiye bilgi vererek, onun
bilgilendirilmiş onamını almalıdırlar. Muayene, tıp pratiğinin varolan
standartlarına uygun yapılmalıdır. Muayeneler tıp uzmanının kontrolünde özel
olarak yapılmalı, muayene sırasında güvenlik görevlileri ve diğer hükümet
görevlileri bulunmamalıdır.
6b) Muayenenin ardından tıp uzmanı
hemen doğru bir yazılı rapor hazırlamalıdır. Bu raporda en azından şu bilgilere yer verilmelidir:
(I) Görüşme Koşulları: Rapora konu
olan kişinin adı ve muayene sırasında muayenehanede yer alan kişilerin adları
arasındaki bağlantı; muayenenin tam saati ve tarihi, yeri, muayenenin yapıldığı
kurumun özelliği ve (mümkünse muayenenin yapıldığı oda da belirtilerek) adresi
(örn. gözaltı merkezi, klinik, ev, vb.); kişinin muayene edildiği sıradaki durumu
(örn. Muayeneye getirilirken veya muayene esnasında kişinin herhangi bir kısıtlamaya
tabii olup olmadığı, muayene sırasında güvenlik güçlerinin var olup olmadığı,
tutuklu yada hükümlüye eşlik edenlerin tutum ve tavırları, muayene yapan kişiye
yönelik tehdit edici ifadeler vs.) ve konuyla ilgili diğer bilgiler;
(II) Öykü: Kişinin muayene
sırasında alınan, yapıldığı iddia edilen işkence ya da kötü muamele yöntemleri,
işkence ya da kötü muamelenin yapıldığı iddia edilen zamanlar ile fiziksel ve
psikolojik semptomlara ilişkin tüm şikayetleri de içeren öyküsünün ayrıntılı tutanağı;
(III) Fiziksel ve Psikolojik Muayene:
Klinik muayenede gözlemlenen, gerekli tanı koyucu testler, ve mümkün olduğu
durumlarda tüm yaraların renkli fotoğraflarını da içeren tüm fiziksel ve psikolojik
bulguların kaydı;
(IV) Görüş: Fiziksel ve psikolojik
bulguların olası işkence ve kötü muameleyle muhtemel ilişkisinin yorumlanması.
Gerekli tüm tıbbi ve psikolojik tedavi ve/veya daha sonra muayene yapılması için
öneriler;
(V) Kaleme Alan: Raporda, muayeneyi
yapanların kimlikleri açıkça belirtilmeli ve rapor bu kişiler tarafından
imzalanmalıdır.
6c) Rapor gizli tutulmalı ve kişiye
ya da kişinin atadığı temsilcisine iletilmelidir. Kişinin ve temsilcisinin muayene
süreciyle ilgili görüşleri talep edilmeli ve rapora yansıtılmalıdır. Uygun olduğu
durumlarda, işkence ya da kötü muamele iddialarını soruşturmakla sorumlu yetkili
merciye de rapor yazılı olarak sunulmalıdır. Raporun bu kişilere güvenli bir
biçimde ulaştırılması Devletin sorumluluğudur. Rapor, kişinin onayı ya da böyle
bir transfer emri verme yetkisi bulunan bir mahkemenin yetki vermesi istisna olmak
koşuluyla, başka hiç kimseye verilmemelidir.
İşkence
iddialarına ilişkin rapor yazımı konusundaki genel hususlar için bakınız V’inci
Bölüm. Bölüm VI ve VII'de, fiziksel ve psikolojik değerlendirmeler, sırasıyla
ayrıntılı olarak tasvir etmektedir.
D. İşkence
Soruşturmasında Usuller
1. Uygun Soruşturma Biriminin
Belirlenmesi
İşkence
vakasına kamu görevlilerinin de karıştığı şüphesinin olduğu durumlarda (bunun
içine bakanların, bakan yardımcılarının, bakanların bilgisiyle hareket eden
memurların, Devlet bakanlıklarındaki kıdemli memurların, kıdemli askeri liderlerin
işkence uygulanması yönünde verdikleri olası emirler veya bu gibi kişilerin
işkenceye göz yumması da girer ) özel bir soruşturma komisyonu kurulmadan nesnel ve tarafsız bir soruşturma yapmak mümkün
olmayabilir. Soruşturmacıların uzmanlıklarının ya da tarafsızlıklarının
sorgulandığı durumlarda da, soruşturma komisyonu gerekli olabilir.
Devletin
işkence olayına karıştığı veya özel durumların varolduğu inancını destekleyen
ve tarafsız özel bir soruşturma mekanizmasının kurulmasını gerektirebilecek unsurlar aşağıdakileri içerir:
1) Kişi,
polis nezaretinde veya gözaltında son olarak görüldüğünde zarar görmemiş ise;
2) Olayın
uygulanma şekli [modus operandi] belirgin bir biçimde, Devlet destekli işkenceye
atfedilebilir ise;
3) Devlet
içinden ya da Devletle bağlantılı kişiler, işkence soruşturmasını engellemeye ya
da geciktirmeye çalışmışlarsa;
4) Bağımsız
bir soruşturma kamu yararına olacaksa;
5) Normal
soruşturma birimleri tarafından yapılan soruşturmalar uzman eksikliği ya da tarafsız
olunamaması veya aşağıdakiler de dahil olmak üzere
başka nedenlerle zihinlerde soru işaretleri yaratıyorsa:
· Konunun önemi, ya da
· Belli bir ihlal kalıbının belirgin
varlığı, veya
· Kişinin şikayetçi olması ya da
yukarıda belirtilen eksiklikler, veya
· Diğer önemli sebepler.
Bağımsız bir
soruşturma komisyonu kurulmasına karar veren bir Devlet, kimi hususları gözönünde
bulundurmalıdır. İlk olarak, soruşturmaya konu olacak kişilere usül hakkında,
soruşturmanın her aşamasında uluslarararası hukuk güvencesi altında olan standart
asgari güvenceler temin edilmelidir. İkinci olarak, araştırmacılara, nesnel ve
tarafsız hukuki danışmanlığın yanısıra yeterli teknik ve idari personel desteği
sağlanmalıdır ki, soruşturma sonucunda cezai işlemler açısından kabul edilebilir
deliller üretilebilsin. Üçüncü olarak, soruşturmacılar, Devletin kaynaklarının ve
yetkilerinin bütününden yararlanmalıdır. Son olarak, soruşturmacıların,
uluslararası hukuk ve tıp uzmanlarından
yardım alma yetkisi olmalıdır.
2. İşkence Gördüğü İddia Edilen
Kişi ve Diğer Tanıklarla Görüşme
İşkence
olaylarının doğası ve kişilerin çoğu zaman yıkıcı bir güçsüzlük hissi de
içeren travma geçirmesi dolayısıyla, işkence gördüğü iddia edilen kişiye ve
diğer tanıklara duyarlılık davranmak özellikle önemlidir. Devlet, işkence gördüğü öne sürülen
kişileri, tanıkları ve ailelerini, soruşturma sonrasında ortaya çıkabilecek
şiddet, şiddet tehditi veya diğer korkutma yöntemlerine karşı korumalıdır.
Soruşturmacılar ayrıca tanıkları, soruşturmaya dahil olmanın sonuçlarından ve
soruşturmada sağlanan ve kendilerini etkileyebilecek olan gelişmelerden de haberdar
etmelidirler.
2a) İşkence gördüğü iddia edilen
kişinin bilgilendirilmiş onamı ve diğer koruma biçimleri
Soruşturmanın
en başından itibaren, işkence gördüğü iddia edilen kişiye yapılan işlemler,
kendisinden neden delil istendiği, sunulan delilin kulanılıp kullanılmayacağı ya da
nasıl kullanılacağı hakkında mümkün olduğunca çok bilgi verilmelidir.
Soruşturmacılar kişiye, soruşturmanın hangi bölümünün kamuya açık olacağını
ve hangi bölümünün gizli kalacağını açıklamalıdırlar. Kişinin, soruşturmanın
bütünü ve bir bölümünü kısmen red etme hakkı vardır. İşkence gördüğü iddia
edilen kişinin programına ve isteklerine uymak için elden gelen her tür çaba
gösterilmelidir.
İşkence
gördüğü iddia edilen kişinin, soruşturmada kaydedilen gelişmelerden düzenli olarak
haberdar edilmesi gerekir. İşkence gördüğü iddia edilen kişi, soruşturmadaki temel
duruşmalardan ve yargılamanın seyrinden haberdar edilmelidir. Soruşturmacılar
mağduru, zanlı olduğu düşünülen kişinin tutuklandığından haberdar etmelidirler.
İşkence
gördüğü iddia edilen kişilere, bu konuda kampanya yürüten ve tedavi konusunda
kendilerine yardım edebilecek grupların iletişim bilgileri verilmelidir.
Soruşturmacılar kendi yargı alanlarında faaliyet gösteren sivil toplum
kuruluşlarıyla birlikte çalışarak, işkence konusunda karşılıklı bilgi
alışverişi ve bilgilendirme/eğitim değiş tokuşu sağlanmalıdır.
2b) Araştırmacının seçimi
Olayı
soruşturan yetkililerin bir kişiyi, işkence gördüğü iddia edilen kişiyi
sorgulamakla görevlendirilmesi gereklidir. İşkence gördüğü iddia edilen kişinin
yaşadığı olayı, hukuk ve tıp alanında çalışan profesyonelerle enine boyuna
tartışması gerekebilir. Öte yandan soruşturma ekibi, kişinin hikayesindeki gereksiz
tekrarları en aza indirmek için elinden çabayı sarfetmelidir. Temel görevi işkence
gördüğü iddia edilen kişiyi sorgulamak olan kişiyi belirlerken, kişinin işkence
gördüğü iddia edilen kişi ile aynı cinsiyetten, aynı kültürel yapıdan gelen ve
kendi dilini konuşan birini tercih edebileceği hususuna özel önem verilmelidir.
Ana
araştırrmacı olarak belirlenen kişinin, işkencenin belgelendirilmesi ve işkence de
dahil olmak üzere travma görmüş kişilerle çalışma konusunda önceden eğitim almış olması veya deneyimli
olması gereklidir. Eğitim almış veya deneyimli bir soruşturmacının bulunamadığı
durumlarda esas soruşturmacı, kişiyle görüşmeden önce işkence ve işkencenin
fiziksel ve psikolojik sonuçları hakkında bilgi sahibi olabilmek için her tür
çabayı göstermelidir. İşkence hakkında bilgi, bu El Kılavuzu da dahil olmak üzere
çeşitli mesleki ve eğitici yayınlardan, eğitim kurslarından ve mesleki
konferanslardan elde edilebilir. Ayrıca araştırmacının uluslararası uzmanların
tavsiyelerine erişebilmesi ve soruşturma süresince yardım alabilmesi gerekir.
2c) Soruşturma Bağlamı
Araştırmacıların
çalıştıkları ortamı çok iyi değerlendirmeleri ve ona göre gerekli önlemleri
almaları, gerekli güvenceleri sağlamaları gereklidir. Görüşülen kişiler halen
hapisteyse ve misillemeye açık bir ortamdaysalar, görüşmecinin onları tehlikeye
atmamaya özen göstermesi gerekir. Soruşturma yapan kişiyle konuşurken görülmek
kişiyi tehlikeye atacaksa, kişisel görüşme yerine "grup görüşmesi"
yeğlenebilir. Diğer durumlarda, soruşturma yapan kişi, tanığın özgürce
konuşabileceği, kendini rahat hissedeceği özel görüşmeye uygun bir mekan
seçmelidir.
Görüşme,
farklı siyasi bağlamlara göre değerlendirilebilir. Bu bağlam farklılığı,
değerlendirmelerin ne şekilde yapılacağına ilişkin önemli farklılıklar
doğurabilir. Bağlam, soruşturmanın hangi hukuki standartlara göre yapılacağını da
etkiler. Örneğin, işkence zanlısına dava açılmasıyla sonuçlanabilecek bir
soruşturmada, en üst düzey kanıtlama gerekirken, üçüncü bir ülkeye yapılan
siyasi sığınma başvurusunu destekleyen bir raporun, işkenceyi görece daha alt bir
düzeyde ispatlaması yeterli olabilir. Soruşturmacının belli bir duruma ve
değerlendirmenin amacına göre, aşağıda sıralanan temel bilgileri uyarlaması
gerekecektir. Aşağıda değişik bağlamlar için geçerli olabilecek ama bütün
bağlamları da içermeyen örnekler verilmiştir:
1)
Kişinin kendi ülkesinde cezaevinde ya da gözaltında olması,
2)
Kişinin bir başka ülkede cezaevinde ya da gözaltında olması,
3)
Kişinin kendi ülkesinde gözaltında olmamakla birlikte düşmanca, baskıcı bir
ortamda
olması,
4)Kişinin
kendi ülkesinde barış ve güvenlik ortamında ve gözaltında olmadığı
durumlar,
5)
Kişinin dost ya da düşman olabilecek bir başka ülkede olması,
6)
Kişinin mülteci kampında olması,
7)
Kişinin savaş suçları mahkemesi ya da Gerçekler Komisyonunda olması.
Politik ortam,
işkence gören ve muayene eden kişiye karşı düşmanca olabilir; örneğin,
gözaltına alınan kişiler, hükümetleri tarafından cezaevinde tutuluyorsa veya
yabancı hükümetler tarafından sınırdışı edilmek için tutuklandılarsa ortam
düşmanca olabilir. Sığınma hakkı isteyenlerin, işkence kanıtlarının belirlenmesi
için muayene edildiği ülkelerde travma ve işkence iddialarını kabul etmedeki
isteksizlik siyasi olabilir. Gözaltındaki kişinin güvenliğinin daha fazla tehlikeye
atılması, çok gerçek bir olasılıktır ve her değerlendirmede bu durum dikkate
alınmalıdır.
İşkence
gördüğünü iddia eden kişilerin çok belirgin bir tehlike içinde olmadığı
durumlarda bile, soruşturmacılar, onlarla temasa geçerken çok dikkatli
davranmalıdırlar. Soruşturmacının kullandığı dil ve aldığı tavır, işkence
gördüğü iddia edilen kişinin görüşme yeteneğini ve isteğini büyük ölçüde
etkileyecektir. Görüşmenin yeri, mümkün olduğunca güvenli ve rahat olmalı, tuvalet
ve yeme içme olanakları bulunmalıdır. İşkence gördüğü iddia edilen kişiyle
görüşmek için yeterli zaman ayrılmalıdır. Soruşturmacılar, kişinin ilk
görüşmede bütün hikayeyi anlatmasını beklememelidirler. Özel nitelikteki sorular,
işkence gördüğü iddia edilen kişi için travmatik olacaktır. İfadenin travmatik
niteliğini gözönüne alarak soruşturmacı, ses tonunda, cümle kurma tarzında ve
sorularının sıralamasında duyarlı olmalıdır. Tanığa, istediği zaman sorulara son
verme hakkı olduğu, gerektiğinde ara verilebileceği ya da herhangi bir soruya cevap
vermemekte serbest olduğu söylenmelidir.
Mümkün olan
durumlarda işkence kurbanı olduğu iddia edilen kişi, tanıklar, ve soruşturma ekibi
üyelerinin işkence kurbanlarıyla çalışma konusunda eğitim görmüş, psikolojik
danışmanlık ve psikiyatri hizmeti veren kişilere erişebilmelidirler. İşkence
olayının tekrar tekrar anlatılması, kişinin işkenceyi ya da travmayla bağlantılı
diğer semptomları tekrar hatırlamasına sebep olur. (ayrıca bakınız Bölüm V.I).
İşkencenin
ayrıntılarını öğrenmek, görüşme yapan kişilerde ikincil travmaya yol açabilir;
bu kişiler gizlilikle ilgili mesleki etik gereklere saygı göstermek koşuluyla
tepkilerini birbirleriyle konuşmaya teşvik edilmelidirler. Mümkünse bu, deneyimli bir
kişinin yardımıyla yapılmalıdır. Farkında olunması gereken özellikle iki risk
sözkonusudur. Birincisi, görüşme yapanın kendisini işkence gördüğü iddia edilen
kişiyle özdeşleştirmesi ve böylece hikayeyi yeterince soğukkanlı ele alamama
tehlikesi vardır. İkincisi, görüşmeci, işkenceyle ilgili hikayeler duymaya öylesine
alışmış olabilir ki, görüşme yapıtğı kişinin deneyimlerini hafife alabilir.
2d) Tanıkların güvenliği
Devlet, işkence gördüğü iddia edilen kişileri,
tanıkları ve bunların ailelerini soruşturmanın ardından gelebilecek şiddetten,
şiddet tehditlerinden veya herhangi bir gözdağından korumakla sorumludurlar.
İşkenceye karışmış olma ihtimali bulunanların, şikayette bulunanlar, onların
aileleri ve soruşturmayı yürütenler üzerinde, doğrudan ya da dolaylı, kontrol ya da
güç uygulayabilecekleri her tür konumdan alınmaları gerekir. Soruşturmacılar
sürekli olarak, soruşturmanın işkence iddiasında bulunan kişinin ve diğer
tanıkların güvenliğine yapabileceği etkiyi gözönünde bulundurmalıdırlar.
Çatışma olan
ülkelerde, cezaevinde bulunan kişiler de dahil olmak üzere görüşme yapılan
kişilerin güvenliği için önerilen önlemlerden biri soruşturmacıların ziyaret
edilen kişilerin kimliklerini not alıp saklamalarıdır; böylece ileride tekrar
yapılacak bir ziyarette bu kişilerin güvenliği takip edilebilir. Soruşturmacıların,
herhangi biriyle ve herkesle, serbestçe ve özel olarak görüşmelerine; ayrıca, gerek
görüldükçe, aynı kişilere ziyaretlerini tekrarlamalarına da izin verilmelidir
(görüşülen kişilerin izlenebilmesi için bu kişilerin kimlikleri kaydedilmelidir).
Tüm ülkeler
bu koşulları kabul etmeyebilir ve soruşturmacılar benzer garantileri elde etmekte
zorluk çekebilirler. Tanıkların verdikleri ifadeler kendilerini tehlikeye sokacaksa,
soruşturmacı delil toplamak için başka yollar bulmalıdır.
Tutuklular,
gözlem altında olmayan kişilere göre daha fazla tehlike içindedirler. Tutuklular,
farklı durumlara farklı tepkiler
verebilirler. Bu durumlardan birinde tutuklular, “dışarıdan” bir soruşturmacının
bizzat varlığının koruma anlamına geldiğini düşünerek çok cüretkar konuşmakla, farkında olmadan kendilerini
tehlikeye atabilirler. Ama bu durum genel bir kural değildir. Başka bir durumda
tutuklulara, kimseye güvenemeyecekleri kadar çok gözdağı verildiyse,
araştırmacılar, özel konuşma önerildiğinde bile bir “sessizlik duvarıyla”
karşılaşabilirler. Bu durumda, “grup görüşmeleriyle” başlamak soruşturmanın
kapsamını ve amacını açıkça anlatabilmek için gerekli olabilir; ardından konuşma
arzusunda olan kişilere özel görüşme yapmaları önerilebilir. Misilleme korkusu
–haklı ya da haksız- çok fazlaysa, herhangi bir kişiyi mimlememek açısından
bütün tutuklularla belli bir gözaltı yerinde görüşmek gerekli olabilir.
Soruşturma,
yargılamaya ya da kamu önünde bir tür doğruyu söyleme platformuna yol açtığında,
soruşturmacı işkence gördüğü iddia edilen kişinin zarar görmesini engellemek
için önlemler önermelidir: örneğin kişinin ismini ya da kimliğini belli edecek
diğer bilgileri kayıtlardan çıkarmak, kişiye görüntü ya da ses değiştiren
araçlarla ya da kapalı devre kamera televizyon sistemleriyle ifade vermesini önermek
gibi. Bu önlemler, suçlanan kişinin haklarıyla da uyumlu olmalıdır.
2e) Tercüman kullanımı
İşkencenin
soruşturulmasında tercümanlarla çalışmak, profesyonel olsalar bile, kolay değildir.
Bütün farklı lehçeler ve diller için el altında tercüman bulmak her zaman mümkün
olmayacaktır, hatta bazen kişinin ailesinden veya kültürel grubundan tercümanlar
kullanmak gerekebilir. Kişi, tanıdığı insanlar aracılığıyla yaşadığı
işkenceden bahsederken kendini rahat hissedemeyebileceği için ideal olan bu değildir.
İdeal olan, tercümanın soruşturma ekibine dahil olması ve işkence hakkında bilgili
olmasıdır. Ayrıca bakınız Bölüm V.J ve VII.C.2
2f) İşkence gördüğü iddia edilen
kişiden alınacak bilgi
Soruşturmacı,
işkence gördüğü iddia edilen kişinin ifadesinden aşağıdaki bilgilerden mümkün
olan en fazlasını elde etmek için çalışmalıdır (ayıca bakınız Bölüm V.E)
1) Tutuklanma
ya da kaçırılma ve gözaltına alınma da dahil işkenceye götüren koşullar ve
ortam;
2) Son
işkence olayının ne zaman gerçekleştiği de dahil olmak üzere işkencenin
yapıldığı yaklaşık tarih ve zaman. İşkence yapılan farklı birkaç yer ve
işkence yapan farklı insanlar (ya da gruplar) olabileceğinden bu bilgiyi somut hale
sokmak kolay olmayabilir. Farklı yerler hakkında ayrı öyküler almak gerekebilir. Kronolojinin hatalı olması hatta bazen kafa
karıştırıcı olması beklenebilir: İşkence görmüş biri için zaman kavramı
üzerinde yoğunlaşmak genelde güçtür. Durum hakkında genel bir tablo çıkarmaya
çalışırken, farklı yerler hakkında farklı, birbirinden ayrı hikayeleri almaya
çalışmak yararlı olabilir. İşkence görenler, gözleri bağlı veya yarı baygın
olabileceklerinden nereye götürüldüklerini genelde bilmeyeceklerdir. Birbirine
yaklaşan ifadeleri biraraya getirerek belli yerlerin, yöntemlerin, hatta işkence
yapanların “haritasını çıkartmak” mümkün olabilir;
3) Tutuklama,
gözaltına alma ve işkenceye karışan kişi(ler)nin ayrıntılı olarak açıklanması;
iddiaya konu olan işkenceden önce herhangi birini tanıyıp tanımadığı; giyimleri;
yara izleri, doğuştan kalma lekeler, dövmeler, boyu, kilosu (kişi kendi vücut
ölçülerine göre tarif edebilir), işkence failinin anatomisinde farklı olan herhangi
bir şey, dili ve aksanı, failin herhangi bir zamanda sarhoş veya çıldırmış gibi
olup olmadığı;
4) Kişiye
anlatılanların ya da sorulanların içeriği. Bu şekilde, “gizli” ya da kabul edilmeyen gözaltı
yerlerini belirlemeye çalışırken, bu tür yerlerle ilgili bilgiler sağlanabilir;
5) Gözaltı
yerindeki günlük rutinin ve kötü muamele biçiminin tanımlanması;
6) İşkence
bulgularının, işkence yöntemleri de dahil olmak üzere tanımlanması.
Anlaşılabileceği gibi bu genellikle zordur ve soruşturmacılar ilk görüşme
sırasında bütün hikayeyi duyabileceklerini beklememelidirler. Kesin bilgi almak
önemlidir ama yaşanan derin aşağılanma ve saldırılarla ilgili sorular travmatik
olacaktır ve genellikle aşırı derecede travmatik olur;
7) Kişinin
cinsel saldırıya maruz kalıp kalmadığı. Çoğu kişi “cinsel saldırı” ile
ilgili sorulara, gerçek bir tecavüzün ya da anal ilişkinin kastedildiğini
düşünerek yanıt verir. Soruşturmacılar, sözlü saldırının, çıplak
bırakmanın, ellemenin, sapkın veya aşağılayıcı davranışların ya da genital
bölgelere darbe indirilmesi veya elektrik şoku verilmesinin, işkence görenler
tarafından genelde cinsel saldırı olarak alınmadığı gerçeğine duyarlı
olmalıdır. Bu davranışların hepsi kişinin mahremiyetini ihlal eden davranışlardır
ve cinsel saldırının bir parçası olarak düşünülmelidir. Cinsel saldırıya
uğrayan kişiler büyük ölçüde hiçbir şey söylemeyecekler, hatta ilk başta cinsel
saldırı olduğunu inkar edeceklerdir. Genellikle ikinci ya da üçüncü ziyarette,
soruşturmacı ve mağdur arasında empati kurulabilmiş ve kişinin kültürüne ve
kişiliğine duyarlı bir temas kurulabilmişse, hikayenin arkası gelecektir.
8) İşkence
sırasında oluşan fiziksel yaralar;
9) Kullanılan
silahların ya da diğer fiziki nesnelerin tanımı;
10) İşkenceyi içeren
olaylara tanıklık eden kişilerin kimlikleri Soruşturmacı,
tanıkların güvenliğini korumada dikkatli davranmalı; tanıkların kimliklerin
şifrelemeyi ya da adlarını görüşme notlarından ayrı tutmayı düşünmelidir;
2g) İşkence gördüğü iddiasında
olan kişiden alınacak ifade
Soruşturmacı,
kişinin verdiği ifadeyi teybe kaydetmeli ve ardından çözümletmelidir. İfade,
yönlendirici olmayan sorulara verilen yanıtlara dayanmalıdır. Yönlendirici olmayan
sorular, varsayımda ya da yargıda bulunmaz ve kişinin tam ve önyargısız ifade
vermesine izin verir. Örneğin, yönlendirici olmayan soru “Hapishanede mi işkence
gördünüz?” yerine “Size nerede ne yapıldı?” olmalıdır. İlk soru, tanığa
yapılanın işkence olduğunu varsayar ve eylemin yerini de cezaeviyle sınırlar. Belli
bir listeye göre soru sormaktan kaçının çünkü yapılanlar seçeneklerde yer
almıyorsa bu, kişiyi hatalı yanıtlar vermeye zorlayabilir. Kişinin kendi hikayesini
anlatmasına izin verin, ancak netliği arttıracak sorular sorarak kendisine yardımcı
olun.
Kişiyi,
kendisine ne yapıldığını tanımlarken, bütün duyularını kullanması için teşvik
edin. Ne gördüğünü, ne kokusu aldığını, ne duyduğunu ve ne hissettiğini sorun.
Bu, örneğin kişinin gözlerinin bağlanmış olduğu ya da saldırıya karanlıkta
maruz kaldığı durumlarda önemlidir.
2h) İşkence Zanlısının ifadesi
Mümkünse
soruşturmacı, işkence zanlı(ları)sı ile görüşmelidir. Soruşturmacılar, bu
kişilere uluslararası ve ulusal hukukun garanti ettiği hukuki güvenceleri
sağlamalıdırlar.
3. Fiziksel Delillerin Toplanması ve
Korunması
Bir işkence
olayını veya belli bir işkence kalıbını belgelendirmek için soruşturmacının
mümkün olduğunca fazla fiziki kanıt toplaması gereklidir. Bütünlüklü ve tarafsız
bir işkence soruşturmasının en önemli yönlerinden biri, fiziksel kanıtların
toplanması ve analizidir. Soruşturmacılar, fiziki delillerin ortaya çıkartılması ve
korunmasıyla ilgili olarak gözaltı altında yaşanan olaylar zincirini
belgelendirebilmelidir ki, bu deliller cezai yargılamayı da içerebilecek ilerideki
olası hukuki işlemlerde kullanılabilsin.
İşkence
çoğunlukla, insanların bir biçimde gözaltında tutulduğu yerlerde yapılır;
fiziksel dellilerin korunması ya da bu yerlere kısıtlama olmaksızın girebilmek
başlangıçta zor hatta olanaksız olabilir. Soruşturmacıların herhangi bir yere ya da
binaya kısıtlama olmaksızınn girebilmelerini ve işkencenin yapıldığı iddia edilen
yeri muhafaza altına alabilmelerini sağlamak için Devlet'in kendilerine yetki vermesi
gerekir.
Soruşturmayı
yürüten personel ya da diğer soruşturmacılar, işkence yapıldığı iddia edilen
yerin derinlemesine soruşturulması girişimlerini koordine etmek için çaba
göstermelidirler. Soruşturmacılar, işkence yapıldığı iddia edilen mekan(lar)a
herhangi bir kısıtlama olmadan ulaşabilmelidirler. Erişim hakkı, işkence
yapıldığı iddia edilen binaları, araçları, ofisleri, cezaevi koğuşları ve
hücrelerini veya diğer mekanları içermeli ama bunlarla sınırlı da olmamalıdır.
1) Soruşturma
altındaki her bina ya da alan, olası delillerin kaybolmaması için kapatılmalıdır.
Herhangi bir alanın soruşturma kapsamına alınmasından itibaren o alana sadece
soruşturmacıların ve onların ekibinin girmesine izin verilmelidir.;
2) Söz konusu
mekanda maddi delil olup olmadığı incelenmelidir. Tüm deliller düzgün biçimde
toplanmalı, düzenlenmeli, paketlenmeli, etiketlenmeli ve delillerin bozulmasını,
kurcalanmasını ya da kaybını engellemek için güvenle saklanabileceklere yerlere
yerleştirilmelidir. Eğer işkence yeterince yakın bir zamanda gerçekleşmişse, kan ve
meni gibi bulunan vücut sıvısı, saç, tel, lif örnekleri toplanmalı, etiketlenmeli
ve düzgün biçimde korunmalıdır;
3) İşkence
yapmak için kullanılması olası her tür alet, ister işkence amacıyla tasarlanmış
ister duruma göre kullanılabilecek olsun, alınıp korunmalıdır;
4) Bulunan
tüm parmak izleri soruşturmayla ilintili olacak kadar yeniyse, alınıp korunmalıdır;
5) İşkence
yapıldığı iddia edilen binanın ya da yerin krokisi çıkarılmalı, kroki üzerinde
çeşitli mekanları gösteren yerler işaretlendirilmeli, kroki ölçeklendirilmelidir.
Kroki farklı katların yerleşimi, farklı odalar, girişler, pencereler, mobilya,
çevreleyen alan, vb. gibi olayla ilgili
olabilecek tüm ayrıntıları göstermelidir;. Ayrıca, yukarıda sayılanların renkli
fotoğrafları da çekilmelidir;
6) İşkence
yapıldığı iddia edilen yerdeki herkesin kimlikleri, tam adları, adresleri, telefon
numaraları ya da diğer iletişim bilgileri de dahil olmak üzere kaydedilmelidir;
7) İşkence
kısa bir zaman önce yapılmışa işkence yapıldığını iddia eden kişinin
kıyafetinin envanteri çıkarılmalıdır. Kıyafet örneği olanak varsa, vücut
sıvıları ve diğer fiziksel deliller için bir laboratuarda test edilmelidir.
8) Soruşturulan
binalarda veya alanda bulunan herkesten, iddia edilen işkence olaylarına tanık olup
olmadıklarına dair bilgi alınmalıdır;
9) İlgili her
tür kağıt, kayıt ya da belge delil olarak kullanılmak üzere ve el yazısı analizi
için saklanmalıdır.
4. Tıbbi Deliller
Soruşturmacı,
işkence gördüğü iddia edilen kişinin tıbbi muayeneden geçmesini sağlamalıdır.
Bu muayenenin zamanında yapılması özellikle önemlidir. İşkencenin üzerinden ne
kadar zaman geçtiğine bakılmaksızın tıbbi muayene yapılmalıdır; ama işkencenin
son altı hafta içinde yapıldığı iddia ediliyorsa muayenenin akut belirtiler
kaybolmadan önce, acilen ayarlanması gerekir. Muayene, yaraların ve hastalıkların
tedavisi için gereken psikolojik yardım, tavsiyeler ve izleme ile ilgili bir
değerlendirmeyi içermelidir. (Fiziksel muayene ve adli tıp değerlendirmesinin tasviri
için bkz. Bölüm VI.) İşkence gördüğü iddia edilen kişinin psikolojik yönden
değerlendirilmesi her zaman gereklidir ve bu, fiziksel muayenenin bir parçası
olabileceği gibi fiziksel izlerin bulunmadığı durumlarda kendi başına da
uygulanabilir. (Psikolojik muayene ve değerlendirme için bkz. Bölüm VII.)
İşkencenin
fiziksel ve psikolojik delillerini raporlama amacıyla, klinik izlenimler açıklanırken
sorulması gereken altı önemli soru vardır:
1) Fiziksel ve
psikolojik bulgular, yapıldığı iddia edilen işkence ihbarıyla uyumlu mu?
2) Klinik
tabloyu hangi fiziksel koşullar destekliyor?
3) Psikolojik
bulgular beklenen bulgular mı, yoksa kişinin içinde bulunduğu kültürel ve sosyal
ortamın getirdiği aşırı strese bağlı olarak verilen tipik tepkiler mi?
4) Travmaya
bağlı ruhsal bozuklukların, zaman içindeki değişken seyri gözönüne
alındığında işkence olayıyla bağlantılı zaman çerçevesi nedir? Kişi, iyileşme
sürecinin neresinde?
5) Kişiyi
başka ne türlü stres faktörlerinin etkisi altında? (örneğin süregelen baskı,
zorunlu göç, sürgün, aile ve toplumsal rol kaybı vs.)
6) Klinik
tablo işkence iddiasının yanlış olduğuna mı işaret ediyor?
5. Fotoğraflama
İşkence
gördüğünü iddia eden kişilerin yaralarının, işkencenin yapıldığı iddia edilen
(iç ya da dış) mekanların ve oralarda bulunan diğer fiziki delillerin renkli
fotoğrafları çekilmelidir. Fotoğraflar için bir ölçüm bantı ya da ölçeği
gösterecek başka araçlar da gereklidir. Bazı fiziki bulgular çok çabuk kaybolduğu
ve çeşitli yerlere müdahale edilebileceği için, fotoğraflar çok basit bir kamerayla
da bile olsa hemen çekilmelidir. Anında basılan fotoğraflar zaman içinde bozulabilir.
Daha profesyonel fotoğraflar tercih edilmeli ve ekipman sağlandığında bu tür
fotoğraflar çekilmelidir. Fotoğraflar, mümkünse, tarihi otomatik olarak belirtme
özelliğine sahip 35 milimetrelik bir kamerayla çekilmelidir. Filmlerin izlediği
işlemlerin sırası, negatifler ve basımlar tam olarak belgelendirilmelidir.
E. Soruşturma
Komisyonu
1. Soruşturma Kapsamının
Tanımlanması
Soruşturma
komisyonu kuran Devletlerin ve örgütlerin, komisyonu yetkilendiren sözleşme metninde
soruşturmanın kapsamını tanımlamaları şarttır. Komisyon sözleşmesinin
içeriğinin tanımlanması, yapılacak işlemlere meşruiyet kazandırmak, komisyon
üyelerinin soruşturmanın kapsamı üzerinde görüş birliği sağlanmasına yardım
etmek ve komisyonun nihai raporunun değerlendirmek için bir ölçüt sağlamak suretiyle
komisyonun başarısını büyük ölçüde artırabilir. Sözleşme hükümlerinin
tanımlanması hususundaki tavsiyeler şunlardır:
1) Soruşturmanın,
sonucun önceden belirlendiği imalarına neden olmaması için yansız biçimde
düzenlenmesi gerekir. Soruşturmanın yansız olması için de, sözleşme hükümleri
soruşturmayı işkencede Devlet sorumluluğunu ortaya koyabilecek alanlarla
sınırlamamalıdır.
2) Hangi
olayların ve konuların soruşturulacağı ve komisyonun nihai raporunda ele alınacağı
tam olarak ifade edimelidir;
3) Çok
kısıtlayıcı ya da çok geniş sözleşme hükümlerinin, komisyonun bütünsel soruşturma yürütmesini engellememesi için
soruşturma kapsamı bir ölçüde esnek olmalıdır. Gereken esneklik, örneğin,
komisyona sözleşme hükümlerini gerektiğinde değiştirme izni verilerek elde
edilebilir. Ancak komisyonun göreviyle ilgili olarak yaptığı tüm değişikliklerden
kamuoyunu haberdar etmesi şarttır.
2. Komisyonun Yetkileri
Genel olarak
ifade edilen ilkeler, komisyonun yetkilerini belirler. Komisyon spesifik olarak aşağıda
belirtilen yetkilere ihtiyaç duyacaktır:
1) Soruşturma
için gerekli olan tüm bilgileri elde etme yetkisine sahip olmak; bu yetki, hukuki
yaptırımla ifade vermeye zorlama, Devlet kayıtları ve tıbbi kayıtlar da dahil olmak
üzere belgelerin ortaya konmasını emretme ve tanıkları, mağdurun ailesini ve diğer
bilgi kaynaklarını koruma yetkisini de içermelidir;
2) Kamuoyuna
açık rapor çıkarma yetkisine sahip olmak;
3) İşkencenin
yapıldığından şüphelenilen yer(ler) de dahil olmak üzere yerinde (in situ) ziyaretlerde bulunma yetkisine sahip
olmak;
4) Ülke
dışında bulunan tanıklardan ve örgütlerden delil toplama yetkisine sahip olmak.
3. Üyelik Başvuruları
Komisyona,
tarafsızlıkları, yetkinlikleri ve bağımsızlıkları kabul görmüş kişiler üye
olarak seçilmelidir:
1) Tarafsızlık: Komisyon üyeleri, işkenceye
karışmış olması muhtemel herhangi bir kişi, Komisyon üyesi, siyasi parti ya da
diğer örgütlerle yakından ilişkili kişiler olmamalıdır. Aynı zamanda, komisyonun
güvenilirliğine zarar vermemesi bakımından mağdurun üyesi olduğu bir örgüt ya da
kuruluşla da yakın ilişkiler içinde olmamalıdırlar. Ancak bu durum, örneğin,
mağdurun da üyesi bulunduğu geniş örgütlerin üyelerinin ya da işkence görenlerin
tedavisine adanmış örgütlerle bağlantılı kişilerin, komisyon üyeliğinden
koşulsuz dışlanması için bir mazeret de oluşturmamalıdır.
2) Yetkinlik: Komisyon üyeleri delilleri
değerlendirme, tartma ve mantıklı yargıda bulunma yeteneğine sahip olmalıdır. Eğer
mümkünse soruşturma komisyonu üyeleri hukuk, tıp ya da gerekli diğer uzmanlık
alanlarından kişileri içermelidir.
3) Bağımsızlık: Komisyon üyeleri, kendi
toplulukları içinde dürüstlük ve adil kişilikleri ile tanınan kişiler olmalıdır.
4. Komisyon üyelerinin sayısı
Soruşturmanın
ve komisyonun bulgularının nesnelliği, başka şeylerin yanısıra, bir ya da iki üye
yerine üç ya da daha fazla üyesi olup olmadığına dayanır. İşkenceyle ilgili bir
soruşturmayı genellikle tek bir komisyon üyesinin yürütmemesi gerekir. Tek,
yalıtılmış bir komisyon üyesinin tek başına yürüteceği bir soruşturmanın
derinliği de kısıtlı kalacaktır. Ayrıca tek başına çalışan komisyon üyesi,
çelişkili, önemli kararları tartışma yapmadan almak zorunda kalacak ve Devlet'e ve
diğer dış baskılara karşı daha savunmasız kalacaktır.
5. Komisyona Hukuki Danışmanların
Seçimi
Soruşturma
komisyonunun tarafsız, uzman hukuk danışmanlarının olması gerekir. Komisyon,
Devlet'e yönelik usulsüzlük iddialarını soruştururken, Adalet Bakanlığı
dışından hukuk danışmanlarının atanması akla yatkındır. Komisyonun baş
danışmanının, politik etkilerden arınmış olması gerekir; bu kişi örneğin sivil
bir görevi olan ya da Baronun tamamıyla bağımsız bir üyesi olan bir kişi olabilir.
6. Uzman Danışmanların Seçimi
Soruşturma
esnasında sık sık uzman danışmanlara gereksinim duyulacaktır. Komisyona, patoloji,
adli bilim, psikiyatri, psikoloji, jinekoloji ve pediatri alanlarını da kapsayacak
şekilde teknik uzmanlar sağlanmalıdır.
7. Araştırmacıların Seçimi
Komisyonun
tamamiyle tarafsız ve derinlikli bir
soruşturma yapabilmesi için hemen hemen her zaman, ipuçlarını takip edip delilleri
bulacak komisyona bağlı araştırmacılara ihtiyaç duyulacaktır. Soruşturmanın
güvenilirliği komisyon, kendi araştırmacılarına güvenebildiği ölçüde
artacaktır.
8. Tanıkların Korunması
1) Devlet,
işkence şikayetinde bulunanları, tanıkları, soruşturmayı sürdürenleri ve
bunların ailelerini şiddette, şiddet tehdidine veya diğer göz korkutma biçimlerine
karşı korumalıdır. (ayrıca bakınız Bölüm IV.D.2d);
2) Komisyon
tanıklara ya da olası tanıklara yönelik baskı, saldırı, taciz veya başka bir tür
zarar riski olduğuna karar verirse şu tavsiyelerde bulunabilir:
· Kanıtları gizli olarak dinleme
· Bilgi veren kişinin ya da tanığın
kimliğini gizli tutma;
· Sadece, tanığın kimliğini ortaya
çıkarma riski taşımayacak delilleri kullanma;
· Uygun olan tüm önlemleri alma.
9. İşlemler
Tanığın
güvenliği için gizli oturum yapılması gereken durumlar dışında duruşmalar genel
ceza usülü ilkelerine uygun olarak kamuya açık yapılmalıdır. Gizli duruşmalar
kamuoyuna kapalı yapılmalı ve oturumun kayıtları tutularak, görüşme raporu
bilinmeyen bir yerde tutulmalıdır.
Kimi zaman,
ifade vermeyi teşvik etmek için tam bir gizlilik gerekebilir ve komisyon, tanıkları
özel olarak, gayri resmi ve ifadeyi kaydetmeden dinlemek isteyebilir.
10. Soruşturma Duyurusu
Bir soruşturma
komisyonunun kurulduğu ve soruşturma konusu geniş biçimde duyurulmalıdır. Duyuru,
komisyona konuyla ilgili bilgi ve/veya yazılı ifade verilmesi için kamuoyuna açık
daveti ve ifade vermek isteyenler için yol gösterici bilgileri de içermelidir. Duyuru,
gazeteler, dergiler, broşürler ve afişlerle yayınlanabilir.
11. Delillerin Toplanması
Delil isteme yetkisi: Soruşturma
komisyonlarının, ifade verilmesini ve belgelerin ibraz edilmesini isteme yetkileri
olmalıdır; bu yetki, işkenceye karıştığı iddia edilen devlet görevlilerinden
ifade almayı da içermelidir. Pratikte, bu yetki, kendilerinden ifade ya da belge
istendiğinde bu isteğe uymayan Devlet görevlilerine ya da kişilere para veya başka
cezalar verilmesi yetkisini de içerebilir.
Tanık ifadelerinin kullanılması: Soruşturma komisyonu delil toplamanın ilk adımı olarak,
kişileri ifade vermeye ya da yazılı ifade sunmaya davet etmelidir. Kişi ifade
vermekten çekiniyorsa, sorgulama işlemleri için seyahat edemiyorsa ya da kişiyle
başka bir şekilde görüşülmesi mümkün değilse, yazılı ifadeler önemli bir delil
kaynağı haline gelebilirler.
Diğer işlemlerden elde edilen delillerin
kullanılması: Soruşturma komisyonu, konuyla ilgili bilgi sağlayabilecek başka
işlemleri de gözden geçirmelidir.
12. Tarafların Hakları
İşkence
gördüğü iddiasından olanlar ve onların hukuki temsilcileri, tüm duruşmalardan ve bilgilerden haberdar
edilmeli, duruşmalara girebilmeli, bilgilere ulaşabilmeli ve delil sunmaya yetkili
olmalıdırlar. İşlemlerin bir tarafı olarak mağdurun rolüne verilen bu özel önem,
soruşturma yaparken onların çıkarlarının oynadığı önemli rolün gereğidir.
Ancak, diğer tüm tarafların da dinlenme fırsatı olmalıdır. Soruşturmayı yürüten
birim, olaya karışmış olduğu iddia edilen görevliler de dahil olmak üzere bütün
tanıklara celp gönderme ve delillerin ortaya konmasını talep etme hakkına sahip
olmalıdır. Soruşturmanın tanıklara zarar verme ihtimali varsa; örneğin, ifadeleri
sonucu haklarında cezai işlem uygulanabilecekse veya sivil yükümlülük altına
girebileceklerse, tüm tanıkların hukuki danışmana başvurmalarına izin verilmelidir. Tanıklar, kendileri aleyhine ifade vermeye
zorlanamaz.
Komisyonun
tanıkları etkin biçimde sorgulama fırsatı olmalıdır. Soruşturmanın tarafları,
komisyona yazılı soru sorma hakkına sahip olmalıdır.
13. Delillerin Değerlendirilmesi
Komisyon, elde
ettiği tüm bilgileri ve delilleri, bu bilgi ve delillerin güvenilirliğini ve
doğruluğunu belirlemek üzere değerlendirmelidir. Komisyon, sözlü ifadeleri,
tanığın tutumu ve genel olarak inandırıcılığını temel alarak
değerlendirmelidir. Komisyon, kişinin tutumunu etkileyen sosyal, kültürel ve
cinsiyetle ilgili konulara duyarlı olmalıdır. Delillerin farklı kaynaklar tarafından
onaylanması doğruluk değerini artırır. Farklı kaynaklardan gelen kulaktan duyma
delillerin güvenilirliği, bu delillerin doğruluk değerini artıracaktır. Kulaktan
duyma delilleri olgu olarak kabul etmeden önce komisyon, bu delilleri çok iyi gözden
geçirip değerlendirmelidir. Sorgulamayla denetlenmemiş ifadeler de temkinle ele alınmalıdır. Gizli oturumlarda verilen ve
kamuoyuna kapalı kayıtlarda tutulan veya kaydedilmeyen tanık ifadeleri için genellikle
çarpaz sorgulama yapılamadığı için, bu tür ifadelere daha az değer verilebilir.
14. Komisyon Raporu
Komisyon, makul
bir zaman içinde kamuya açık bir rapor yayınlamalıdır.
Komisyon kararlarında oybirliği sağlanamadıysa, azınlıkta kalan komisyon
üyesi/üyeleri farklı görüşlerini bildirmelidir.
Soruşturma
komisyonunun raporları en azından şu bilgileri içermelidir:
1) Soruşturmanın
kapsamı ve hangi kurallara atıfta bulunarak soruşturmanın yapıldığı,
soruşturmanın çerçevesi ;
2) Delilleri
değerlendirmede kullanılan usul ve yöntemler;
3)
Korumak amacıyla kimlikleri
gizli tutulan ve gizli ifade veren tanıklar hariç, tüm tanıkların, yaşları ve
cinsiyetlerini de içeren listesi ve bu tanıklardan delil olarak alınan şeylerin
sergisi;
4)
Her oturumun zamanı ve yeri
(bu rapora ek olarak verilebilir);
5)
İlgili sosyal, politik ve
ekonomik koşullar gibi soruşturmanın arka planı;
6)
Meydana gelen tek tek
olaylar ve bulguların dayandığı deliller;
7)
Komisyona yetki veren yasa;
8)
Komisyonun, uygulanan hukuk
ve bulgular hakkındaki görüşleri;
9)
Komisyonun bulgularını temel alan
tavsiyeler.
15. Devletin Yanıtı
Devlet, komisyonun raporuna kamuya açık
bir yanıt vermeli ve uygun durumlarda rapora karşılık atmayı düşündüğü
adımları belirtmelidir.
|