e-posta

   Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

TIP DÜNYASI
 

.

1 Şubat 2003  Sayı: 98

 

Kamu üniversitelerinin şirketleştirilmesine kılıf:

“Yeni YÖK yasa tasarısı”

9.jpg (35969 bytes)Tıp Dünyası - ANKARA - Ankara Tabip Odası Halk Sağlığı ve Sağlık Politikaları Komisyonu tarafından beş yıldır güncel sosyal/siyasi/ekonomik konulardaki tartışmaları hedefleyen Düşünce Mutfağı toplantılarının sonuncusu 9 Ocak 2003 tarihinde yapıldı. Yeni YÖK Yasa Tasarısını konu alan ve panel tarzında düzenlenen toplantıya İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. İzzettin Önder ve Zeynep Güler, Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Sibel Özbudun konuşmacı olarak katıldılar. Toplantı Halk Sağlığı ve Sağlık Politikaları komisyonundan Prof. Dr. Dr. Erhan Nalçacı tarafından yönetildi.

Dr. Nalçacı açış konuşmasında toplantının genel seçimlerden önce planlandığını, üniversitelerdeki fiili olarak oluşturulan şirketleşmenin bu tasarısı ile yasal ve çok daha vahim hale getirilmek istendiğini söyledi. Ancak AKP hükümetinin kurulması ve hükümetin “üniversitelerde özgürlük” söylemi ile olaya müdahil olmasının durumu daha da karmaşıklaştırdığını, YÖK düzenini savunmakla, dinci gericiliğin işini kolaylaştırma ikileminin topluma dayatıldığını, konuşmacıların bu kafa karışıklığına açıklık getireceklerini umduğunu sözlerine ekledi.

İzzettin Önder, üniversitelerin, beşeri sermaye olan insan üretimi ile kapitalizme çok önemli bir girdi sağladığını, araştırmalarla sermayenin  monopol oluşturmasını kolaylaştırdığını ve ideoloji üretim merkezi oluşuyla sistem için son derece önemli olduğunu söyledi. Önder, 1980 Askeri rejiminden sonra 1402 nolu yasa ile öğretim üyelerinin üniversiteden uzaklaştırıldığını, daha sonra YÖK’ün kurulması ile bir baskı rejimi oluşturulduğunu ve şimdi üniversitelerin ticarileştirilmesiyle operasyonun tamamlanacağını ve bir baskıya gerek duyulmaksızın üniversitelerin sistemle tümüyle bütünleştirilmek istendiği bildirdi.

Sibel Özbudun, şu anda YÖK üzerinden kopan gürültünün bir “kayıkçı kavgasına” benzediğini ve YÖK tarafının da, AKP iktidarının da özünde liberal olduğunu, eninde sonunda YÖK yasa tasarısı üzerinde uzlaşacaklarını ifade etti. Özbudun bu uzlaşmanın, paralı eğitimi, üniversitelerin piyasa koşullarına göre kaynak yaratacakları şirketlere dönüştürmeyi, bu şirketlerin akademik personel yerine profesyonel yöneticiler istihdam edilmesini, üniversitelerin faiz karşılığı öğrencilerine borç para vermeyi kapsadığını bildirdi. Özelleşmenin kaliteyi artıracağı tezinin bir safsata olduğunu, kamu üniversitelerinin bilimsel üretimde özel üniversitelere göre çok daha ileride olduğunu söyledi.

Zeynep Güler ise, nasıl bir üniversite sorusunun, siyasi bir soru olduğunu ve ancak  paylaşımcı, eşitlikçi ve sömürüye dayanmayan bir toplumda özlediğimiz üniversitenin mümkün olabileceğini bildirdi. Böyle bir toplumda eşit ve parasız eğitimin sağlanabileceğini, üniversitenin aydın ve ilerici insanlar üreteceğini, piyasaya değil emekçilerin yararının gözetileceğini ve bilimsel eğitimin söz konusu olacağını sözlerine ekledi.

İzleyicilerin bir çok katkıda bulunduğu ve konuşmacılara sorular yönelttiği görüldü. İdari ve mali özerlikle ilgili olarak yöneltilen sorulara karşılık olarak, konuşmacılar “özerk bütçenin kendisinin yanlış bir kural olduğunu ve denetleme diye bir şeyin kalmayacağını” ve “esas sorgulanması gerekenin bütçeden yüksek öğretime ayrılan %1.2’lik payın olduğu” vurguladılar. Son olarak üniversitelere yapılan bu yoğu neoliberal saldırıya daha fazla siyasallaşarak yanıt verilmesi gerektiği vurgulanarak bir Düşünce Mutfağı toplantısı daha sonlandırıldı.

 

TIP DÜNYASI

Sayfa başına git         Başa dön