Eski Sayılar | Künye | Ana Sayfa

.

7 Mart 2002  Sayı: 87

Genel Yönetim Kurulu’ndan...

Türk Tabipleri Birliği Genel Yönetim Kurulu tüm tabip odalarına ve aracılığıyla hekimleri başta kendi çalıştıkları sağlık kurumu ve bölgeleri olmak üzere deprem öncesi görevler açısından sorumlu davranarak, yetkilileri uyarmaya çağırır.

9 Şubat 2002 tarihinde Adana, Afyon, Amasya, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bartın, Bursa, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Gaziantep, Hatay, İçel, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kayseri, Kırklareli, Muğla, Niğde, Samsun, Tekirdağ ve Tokat Tabip Odalarının katılımıyla toplanan Genel Yönetim Kurulu aşağıdaki metnin iletilmesine karar vermiştir:

1-Afyon’da 3 Şubat 2002 tarihinde yaşanan deprem nedeniyle ölenlerin yakınlarına başsağlığı diler, acılarını paylaşırız.

6 büyüklüğündeki deprem sonrası kısa sürede yardım ve kurtarma ekiplerinin bölgeye ulaşması ve yapılabilecek girişimlere başlanabilmesinin daha önceki deneyimler ışığında bir ilerleme anlamına geldiğini tespit eder ve bu olumluluğun hepimiz için sevindirici olduğunu belirtiriz.

Ancak halen deprem öncesi hazırlıklar konusunda arzu edilenin çok uzağında olduğumuz bir kez daha ortaya çıkmıştır. Başta olası İstanbul depremi olmak üzere, bütün Türkiye ölçeğinde kamusal bir yaklaşımla deprem öncesi hazırlıkların ivedilikle yerine getirilmesi gerektiği çok açıktır. Anlaşıldığı kadarıyla bu anlamda bir sorumlu yaklaşım söz konusu değildir.

Türk Tabipleri Birliği Genel Yönetim Kurulu tüm tabip odalarına ve aracılığıyla hekimleri başta kendi çalıştıkları sağlık kurumu ve bölgeleri olmak üzere deprem öncesi görevler açısından sorumlu davranarak, yetkilileri uyarmaya çağırır. Ayrıca Merkez Konseyi aracılığıyla TTB’nin başta Olağandışı Koşullarda Sağlık Hizmetleri ekibinin birikimleri ile tabip odalarının çalışmalarına katkı sunmaya hazır olduğunu hatırlatır.

2-GYK Türkiye’nin içinde yaşadığı kriz ortamının temel sorumlusunun, hükümetlerce  IMF’ye teslim olmuş bir çizgi izlenmesi olduğunu bir kez daha saptar ve yeni yapılmış stand-by anlaşması ile Türkiye’de sağlık alanında kamu sorumluluğunun bütünüyle bitirileceği endişesini dile getirir; bir başka ifadeyle hükümet sağlık alanındaki tüm sorumluluklarını terk ederek sağlık hizmeti ile hekimleri eşit olarak gösteren bir yanılsama yaratmaya çalışmaktadır. Türkiye’nin IMF ile yapılan anlaşma çerçevesinde %6.5 faiz dışı fazla vermesi demek sağlığa, eğitime kaynak ayrılmaması anlamını taşımaktadır.

3-TBMM gündeminde olan YÖK Yasası, tıp fakültesi öğrencilerini mezun olduklarında milyarlarca borç altına sokmayı öngörmektedir. Başta bu madde olmak üzere getirilen yasa taslağı kabul edilemez olup, derhal geri çekilmelidir.

4-İlaç başlığı Türk Tabipleri Birliği ve hekimlerin doğal bir gündemidir. Türk Tabipleri Birliği geçmişten bu güne (yan etki bildiriminden temel ilaç listesine, hekim-ilaç endüstrisi ilişkisinden akılcı ilaç kullanımına kadar) konuyla ilgili çalışmalar yürütmektedir. Ne var ki, siyasi iradenin bu konuda Türkiye’nin çıkarlarını gözeten bir çizgi izlememesinin sonucu olarak ortaya çıkan tablonun sorumlusu olarak hekimler gösterilmeye çalışılmaktadır. Türk Tabipleri Birliği bu tür çabaları konuyu çarpıtma olarak değerlendirmektedir.

Türk Tabipleri Birliği’nin ilaç konusunda bütünlüklü önerileri bulunmaktadır. Mevcut sorunları düzeltme açısından niyeti olanların bu bütünlük ışığında adım atmaları beklenir.

 5-14 Mart Haftası boyunca;

-”Kriz-Sağlık Ortamı-Hekimlik” başlığının temel gündem maddesi olması,

-”İlaç-Hekim İlişkisi, Döner Sermaye, Tam Gün” konularının özel olarak işlenmesi,

-8-9 Mart 2002 tarihinde Ankara’da yapılacak “Tıp Eğitimi Buluşması” toplantısına katılınması,

-14 Mart’a hazırlık ve süreçde kullanılmak üzere merkezi olarak afişler hazırlanması,

-14 Mart günü okunmak üzere ortak bir merkezi  metnin gönderilmesi,

-Türkiye gündemine daha fazla oturan olası bir savaş tehdidi nedeniyle savaşa karşı bir çabanın da 14 Mart gündeminde işlenmesine,

-14 Mart nedeniyle düzenlenecek panel vb. etkinliklere sorunların çözümünün netleştirilebilmesine de katkı amacıyla iktisatçı, sosyolog, politikacı, vb. katılımcıların davet edilmesi,önerilerinde ortaklaşılmıştır.