Ana Sayfa | Eski Sayılar

Türk Tabipleri Birliği
Genel Pratisyenlik Enstitüsü
Genel Pratisyenliğin Felsefesi ve
Temel Özellikleri Eğitici Eğitimi

Dr. Mustafa Sülkü
Genel Pratisyenlik Enstitüsü

Türk Tabipleri Birliği Genel Pratisyenlik Enstitüsü Genel Pratisyenliğin Felsefesi Ve Temel Özellikleri Eğitici Eğitimi İstanbul (24-27 Kasım)  ve Diyarbakır (1-4 Aralık) Kursları Yapıldı.
Her iki kursa toplam 35 pratisyen hekim katıldı. Katılımcıların çoğunluğunu sağlık ocağında çalışan hekimler oluşturmakla birlikte SSK ve çeşitli kamu kuruluşları ilk basamak sağlık ünitelerinde çalışan hekimler de kurs katılımcıları arasında yer aldı.
Katılımın gönüllülük temelinde olması daha başından kursların verimli olacağının göstergesiydi. Nitekim küçük grup dinamiğine dayalı aktif eğitim yöntemi ile gerçekleştirilen kurslarda mesleki deneyime sahip pratisyen hekimler soruları ve katkıları ile tartışmaların oldukça yüksek düzeyde tuttular.
Kursa gelirken bu eğitimi aldıktan sonra bizi ne gibi işler bekliyor ya da bir görevimiz olacak mı sorularını kendilerine soran hekimler kafalarında hala cevap bekleyen ya da yeni oluşan bir çok soru sormakla birlikte kurs sonrası şu ortak duyguları dile getiriyorlardı;
Kurs süresince hekimliğin ve genel pratisyenliğin tarihsel gelişim süreçlerini tartışarak, genel pratisyenlikle ilgili uluslararası örnekleri görerek, diğer ülkelerdeki mesleki eğitim süreçleri hakkında bilgi edinerek pratisyen hekimliği ayrı bir tıp disiplini olduğunu kavradık. Gördük ki ısrarcı olmaksızın ve mücadele edilmeksizin kazanım elde etmek kolay değildir. Bu nedenle bundan sonraki mesleki yaşantımızdaki davranışlarımızı bu gözle tekrar değerlendirecek ve buna uygun davranmaya özen göstereceğiz.
Yöneticiler ve toplum tarafından yeterince anlaşılamayan ve ekibimizle birlikte sunduğumuz işin ne denli önemli olduğunu başta diğer meslektaşlarımız ve sağlık ekibi olmak üzere tüm topluma anlatmanın ne denli gerekli olduğunu kavradık.
Toplumun sağlık sorunlarının %90'nının çözümlendiği I. Basamak Sağlık ünitelerinde çalışacak hekim insan gücünün yetiştirilmesinin artık kendi kendine öğrenme isteği ile değil bu işe uygun bir mesleki eğitim programı ile olacağı açıktır. Bu nedenle tıp fakültesi mezunlarının çoğunluğunun istihdam edilmesi gereken bu alana ilginin yönlendirilmesi bir zorunluluktur.
Mesleki statü, toplumsal statü, kimlik sorunu vb. kimi özlük sorunların ülkemizde de genel pratisyenlik mesleki disiplininin geliştirilmesi ve geçici bir süreç için burada yer alma duygusu ile değil bu alanın gerçek sahibi olarak sorunlara sahip çıkılmasıyla çözüleceği açıktır.
Kurslara katılan hekimler olarak çalışma ortamlarımızda meslektaşlarımızla bu duyguları paylaşarak sürekli eğitim etkinliklerinden başlamak üzere kendi koordinatörlüğümüzde önümüzdeki süreçte içinde yer alacağımız mesleki eğitimin zeminini şimdiden hazırlamalıyız.
Sürece emeği geçen meslektaşlarımıza, bu ortamı hazırlayan Türk Tabipleri Birliği yöneticilerine ve Genel Pratisyenlik Enstitüsü'ne teşekkür ediyoruz.