Ana Sayfa | Eski Sayılar

AÇIK MEKTUP
Lütfen reçetemden elinizi çekin!

Dr. Meltem TAŞDEMİR


  Bundan üç, dört hafta önce sağlık biriminde reçete ettiğim ilaçları almak üzere, SSK hastanesine giden fabrika kuryesinin eline sıkıştırılmış, hatta -bunu işyeri doktorunuza ver- diye talimatlandırılmış iki sayfalık, nereden geldiği, kime gönderildiği belli olmayan '2001 Yılı İlaç Listesinde Dikkat Edilecek Kurallar' başlıklı iki sayfa yazı geçti elime. Bu yazı ile depresyon, hipertansiyon, asthma gibi bir takım hastalıkların tedavi ve takibi işyeri hekimlerinin elinden alındı.
    SSK gerçekten sosyal güvence olmaktan çok, güvensizliğin bir kurumsal sembolü olma yolunda. Hep, bir şeyleri üzerinden atmaya çalışıyor. Birinci basamak sağlık hizmetlerini yok sayıyor. Bir de çıkardığı kurallarla hastaları 2. Basamaktaki hastane keşmekeşine mahkum ediyor. Evet, hastaneye gidip antidepresan ilacını yazdırmak zorunda bırakılan iki depresyon hastası gidip o çileyi çekmeme gerekçesiyle tedavilerini yarım bıraktılar. SSK'nın yükü iki kişi azaldı! Bunların olası suisid girişimlerinde SSK'nın hiç rolü yoktur diyebilir miyiz? Aynı gerekçeyle antihipertansif ilacını almayan hastanın olası cerebral kanamasında SSK yine sorumlu değil midir? Yani birileri bana bu ilaçları niye yazamadığımı bilimsel bir dayanakla anlatabilir mi? lütfen.
    Bu gün çok daha vahimi oldu. Tahminen sağlık çalışanı olmayan birisi tarafından kaleme alınmış, el yazısı ile yazılmış (üstelik okunaklı değil!) iki sayfa, yine nereden geldiği nereye gittiği belli olmayan (altında imza, mühür hiçbir şey yok!) büyük harflerle koca bir başlığı olan (başlık: Antibiyotik Kullanma İlkeleri) bir yazı geldi. Sağlık çalışanı olmayan biri tarafından yazılmış diyorum. Çünkü yazıda şu cümle geçiyor: 'bir aydan küçük yenidoğan...'Yenidoğan dönemi doğumu izleyen ilk dört haftayı kapsar. Dolayısıyla bir aydan büyük bebeğe zaten yenidoğan denemez, bunu da her hekim bilir.
   Bu ikinci yazı şu endikasyonlarda şu antibiyotikleri yazabilirsiniz, şu antibiyotikleri reçete edemezsiniz, kültür antibiyogram gerekenler, gerekmeyenler, antibiyogram yapılması mümkün olmayan durumlarda uzman hekimin el yazısı ile olmak kaydı ile... diye devam edip gidiyor. Bir hatırlatma ben tıp fakültesi mezunuyum, bu yazıyı gönderdiğiniz insanlar da tıp doktoru. Hangi endikasyonda hangi antibiyotik seçilir donanımına sahip insanlarız biz. Hem ne zamandır reçete yazmanın el yazısı kullanmak dışında bir yöntemi var? Rp: diye başlayıp devam eden şey Hipokrat (İÖ 460-380) zamanından beri hep aynı şekliyle günümüze kadar gelen bir gelenek değil mi? Saatlerce amfi sıralarında Rp süperkripsiyon latince "alınız" anlamındadır, reçeteye böyle başlanır, reçete şöyle yazılır diye dinlemiştik biz bu dersi zaten farmakolojide.
    Efendimmm! 'Enfeksiyon Komitesi' kurulmuş. Bir başka deyişle 'Antibiyotik Kontrol Komitesi'. İyi, vatana millete uğurlu olsun. Özellikle SSK'ya hayırlı olduğu kesin. Bir etik dışı tavırla, zorlamayla SSK'nın ilaç giderleri kalemi azaltılmış olacak. Diğer taraftan antibiyotiklerin bilinçsizce tüketildiği ortada. Gerek hastalar, gerekse anlaşılmaz çıkar ilişkileri ile veya bilgi eksikliği ile hekimler tarafından. Antibiyotiklere karşı rezistans en ciddi sağlık sorunlarından biri olmaya aday. Yani dert 'Rasyonel Antibiyotik Kullanımı' mı? İlacın etkinliğinin, güvenirliğinin (yan etkiler vs.), uygunluğunun (hastanın alım gücü, ilacın fiyatı) gibi unsurların altını çizmek mi asıl tasa. ANLAMADIM! Ama bu bana gönderilen yazı Rasyonel antibiyotik kullanımı ile ilgili bilimsel bir konferanstan çıkmış bir metin değil ki! Tavsiye mektubu da değil! Öneride de bulunmuyor üstelik, dikte ettiriyor! Yasal bir düzenlemeden çalışanların haberdar edildiği bir metin mi? Belli değil, belirtilmemiş çünkü. Ne peki bu yazı? Yerli yersiz tüketilen 2.-3. kuşak antibiyotiklerin bir sonucu mu? Hayır, hayır, bir yanlış bir başka yanlışla telafi edilmeye çalışılıyor.
   Yanlış, çünkü reçetedeki ilacın seçimi tamamen hekimin beyni ve vicdani kararıyla şekillenmelidir. Hiçbir şey ama hiçbir şey buna müdahale etmemelidir. Reçetedeki ilacın takdiri bir tek hekime ait olmalıdır. Aksi tıbbi etikle bağdaşmaz. Yanlış; Çünkü epikriz, konsültasyon gibi iletişim geleneği olan bir meslek grubu içinde bu yöntemle, böyle özensiz, çalakalem yazılarak, tepeden inme kurallarla kimseye derdinizi anlatamazsınız, kimse sizi ciddiye almaz.
    Açık mektup başlığını koydum özellikle. Belki bana yazıyı gönderen okur, duyar, hatta alınır da bir yazı yazma nezaketini bu sefer hiç olmazsa gösterir ümidiyle.