Ana Sayfa | Eski Sayılar

Bugün Türkiye'de "benim çocuklarım 3 milyar dolardan
daha değerlidir" diyecek anne-babalara, insanlara ihtiyaç var.
Savaş, televizyonda seyrettiğimiz
bir oyun değildir!


Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi ve Tabip Odaları 16 Ekim 2001 tarihinde bir Basın Toplantısı yaptı. Türk Tabipleri Birliği'nin 11 Eylül sonrası Genel Yönetim Kurulu'nu topladığı, 11 Eylül'ü ve olası gelişmeleri değerlendirdiği ve kamuoyuna düşüncelerini 24 Eylül 2001 tarihinde yapılan Basın Açıklaması ile ilettiği dile getirilerek aşağıda metnine yer verdiğimiz açıklama okundu:
" 24 Eylül 2001'den bu yana geçen sürede Amerika Afganistan'a saldırmış ve 57. Hükümet TBMM'den Türkiye'den asker gönderme yetkisi almıştır.
Amerika kime, niye saldırmıştır?
Afganistan, doğurganlığın 6-7 olduğu,
Afganistan, doğumda beklenen yaşam süresinin erkeklerde 45.3, kadınlarda 47.2 yıl olduğu,
Afganistan, doğan her bin bebekten 165'inin birinci yaşına, her bin bebekten 257'sinin 5 yaşına ulaşamadığı,
Afganistan, 15 yaş ve üzeri okur-yazarlık oranının  %36 olduğu,
Afganistan, nüfusun en az  %70'inin iyi beslenemediği,
Afganistan,  nüfusun ancak %13'ünün iyileştirilmiş su kaynaklarından yararlanabildiği,
22 milyon  nüfuslu açlık ve sefalet içinde bir ülkedir ve Amerika böyle bir ülkeye teröre karşı savaş bahanesiyle saldırmıştır.
Bu gerekçeye kimsenin inanması beklenmemelidir. Amerika dünyadaki büyük çoğunluk karşısındaki egemenliğini daha da kuvvetlendirmek için, sermayenin ihtiyaçları ve para için saldırmıştır.
Böyle bir saldırı ortamında da 3 milyar dolar borç için Türkiye'nin çocuklarının kanı istenmektedir.
Bugün Türkiye'de "benim çocuklarım 3 milyar dolardan daha değerlidir" diyecek anne-babalara, insanlara ihtiyaç vardır.
Bugün Türkiye'de kendi maaşlarını artırmaya çalışıp, Türkiye gençlerini savaşa sürebilecek duyarsızlıkta "vekillere" seslenecek ve dur diyecek insanlara ihtiyaç vardır.
Bugün Türkiye'de savaşın en çok öldüren, en çok sakat bırakan bir tablo olduğunu söyleyen ve karşı çıkan hekimlere ihtiyaç vardır.
Ve böyle hekimler kuşkusuz mevcuttur. Ülkemizdeki hekimleri temsilen bu konudaki duygu ve düşüncelerini ifade etmek için Türkiye'nin çeşitli bölgelerinden gelen Tabip Odası başkanlarımız da bunun kanıtıdır.
Ülkemizde ve dünyada çok büyük bir çoğunluğun "Savaşı istememesine" karşın bu savaş NİYE sürdürülüyor?
Savaşın bugün ve gelecekte başta çocuk ve kadınlar olmak üzere tüm insanların fiziksel-ruhsal yıkımına, doğanın tahribine yol açtığı bilinmesine karşın bu savaş NİYE sürdürülüyor?
Türkiye'nin yakın tarihinde ilk kez böyle bir "savaş ortamına" asker göndererek, doğrudan taraf olma ısrarı NEDEN sürdürülüyor?
Ülkemizde ve dünyada savaşı istemeyen büyük çoğunluktan daha "akıllı" insanlar olabileceğini biz HEKİMLER kabul etmiyoruz.  Bu konuda bizim yerimize karar verme yetkisini kimseye vermediğimizi duyuruyoruz.
Ve tüm insanları UYARIYORUZ!
Savaş ortamı tüm benliğimizi, ruhumuzu, vicdanımızı, geleceğimizi yok ediyor. Dahası savaş gerekçe gösterilerek gündelik tüm hayatımız (ekonomik, toplumsal) tahrip edilmeye çalışılıyor.
En örgütlü şiddet olan savaşla (ABD ve yanlıları) ve her türlü şiddetle (Taleban vb.leri) başetmenin yolu adil, demokratik, eşitlikçi ve özgür bir yaşamdan geçmektedir.
İnsanlığın her türlü şiddeti etkisizleştirecek birikimi vardır. Bunun için ölümün soğuk yüzleri ile yaşamı kurmak gibi adalet dışı, hukuk dışı ilkellikler değil, insanın sıcaklığı öne çıkartılmalıdır.

TTB; insan yaşamının korunup geliştirilmesinin mutlak inkarı olan savaşa karşı gereken her türlü çabayı gösterecektir.