Ana Sayfa | Eski Sayılar

Halk, sağlık kurumları, hekimler ve sağlık
çalışanları'dan gözlemler
Kriz derinleşiyor, sağlık
ortamı zorlanıyor

Türkiye'de hükümetlerce izlenen ekonomik politikaların olumsuzlukları kriz dönemlerinde dramatik bir seyir gösteriyor. Son olarak Şubat krizi ile birlikte sağlık hizmetleri, hekim ve diğer sağlık çalışanları açısından da yaşananın böyle olduğu kuşkusuz. TTB Halk Sağlığı Kolu krizin etkilerini izlemek ve değerlendirmek için bir çalışma başlattı. İlk olarak tabip odalarının gözlem ve ilettikleri veriler üzerinden bir değerlendirme dökümanı çıkarttı.
TTB Halk Sağlığı Kolunun "2001 Şubat Krizi ve Sağlık Sektörüne Etkileri/İlk Değerlendirme" Raporu kamu ve özel sağlık sektörü başlığında kurumlara yönelik değerlendirmeleri içeriyor. (Ayrıca 1994 krizi üzerinden 2001 krizi için öngörüleri içeren bir başlık bulunuyor. Bu başlığa gelecek Tıp Dünyası'nda yer vereceğiz.)
Kamu Sağlık Sektörü başlığında devlet hastaneleri, SSK hastaneleri, üniversite hastaneleri ile birinci basamak sağlık kurumları değerlendirildi.
* İlk gözlemler poliklinik başvurularının azaldığı şeklinde olmakla birlikte, ulaşılabilen kayıtlar bu azalmanın ileri sürülen oranların altında olduğunu göstermektedir.
* Resmi sevkle gelen hastalarda önemli bir değişiklik bulunmadığı, ancak üniversitelerin sözleşme iptalleri nedeniyle Bağ-Kur hastalarının devlet hastanelerine başvurularında artış yaşanmıştır.
* İhalelerde genel olarak problem olmadığı bildirilmekle birlikte, verilen bedellerin düşüklüğü nedeniyle ihalelerin iptal edildiği ya da ihaleye giren firma sayısında azalma olduğu da aktarılmaktadır.
* Personel ücret ödemelerinde sıkıntı yaşanmamış, ancak ücretlerde iyileştirme gereken oranda yapılmamıştır. Emekli Sandığı ve Bağ-Kur ödemelerinde gecikmelere karşın Yeşil Kart ödemelerinde böyle bir bildirim olmamıştır. Tüm illerde tasarruf tedbirleri alınmıştır.
* SSK hastanelerinde hastaların ilaçların katkı paylarını hesaplatarak "en önemli ilaç" tercihine yönelme eğilimlerinde artış bildirilmiştir. Acil başvurularda artış söylenmektedir. Kriz öncesi ihale alıp kriz sonrası malzemeyi temin edemeyen medikal firmaların dava edildiği örnekleri de yaşanmaktadır.
* Üniversite hastanelerinde poliklinik sayısında artış söylenmektedir. Yeşil Kart'lı hasta sayısında belirgin artış olduğu bildirilmektedir.
* Birinci basamak sağlık kurumlarında hasta sayısında azalma olduğu ileri sürülmüştür. Özellikle de sağlık güvencesi olmayan hastaların sayısında azalma olmuştur. İlaç olarak talebin arttığı belirtilmekte, sağlık ocağı ebeleri çocuk ve gebelerin beslenmesinin aksadığını, işten çıkarmalar nedeniyle gelecek kaygısının arttığını vurgulamaktadırlar.
* Özel Sağlık Sektörü başlığında eczaneler, medikal firmalar, tıbbi laboratuvar ve görüntüleme merkezleri, muayenehaneler, özel hastaneler ve poliklinikler değerlendirilmiştir. Reçetesiz ilaç satışlarında belirgin azalma olduğu, resmi reçetelerde bir değişiklik olmadığı, ancak hastaların reçete fiyatını hesaplatıp daha sonra satın almaya ya da almamaya yöneldikleri belirtilmektedir. Eczacılar kriz öncesi rafa ilaç alma problemi yaşamıyorken şu anda özellikle pahalı antibiyotikler ve bazı ithal ilaçları almama eğiliminde oldukları belirtilmiştir. Eczacıların, kar payının düşürülmesi ve KDV'nin artması nedeniyle gelirlerinde belirgin azalma olduğu, kurum ödemelerinde gecikmenin daha da uzaması ve depo alımlarında sıkıntılar bildirilmektedir.
* Büyük medikal firmalar ihalelerde riske girmemeye yönelmişler, kurum ihalelerinde ilişkiler sınırlanmış, bazı ihalelere girmeme eğilimi artmıştır. Krizden en fazla etkilenenlerin başında  medikal firmalar anılmaktadır.
* Tıbbi laboratuvar ve görüntüleme merkezlerine başvuran hasta sayısında belirgin bir azalma olmuştur. Ancak sevkli gelen hastalarda bir değişiklik gözlenmemiştir. Pazarlık yapmayan hasta kalmadığı, muayenehaneden gelen hasta sayısının çok düştüğü söylenmektedir. Tıbbi laboratuvar ve görüntüleme merkezlerinin malzemelerinin ithal olması nedeniyle fazla etkilendikleri, faturalama ve Maliye ile ilgili problemlerde artış dile getirilmiştir. Kimi görüntüleme merkezlerinin kapandığı da bildirilmiştir. Merkezlerin belirgin fiyat indirimi yaptığı, bunun gelirlerde azalmayı doğurduğu, rutin giderlerde artış yaşandığı kaydedilmiştir. Personel çıkarma yoğun yaşanmamış ancak ücretlerde iyileştirme yapılmamıştır.
* Kriz öncesi günde 13-15 hasta potansiyeli olan muayenehanelere kriz sonrası en fazla 5-6 hasta geldiği bildirilmektedir. Muayenehane gelirlerinde azalma, rutin giderlerde artma yaşanmaktadır. Kimi illerde muayenehane kapatmalarının gündeme geldiği, kimilerinde ise kapatmamakla birlikte bir "bekleyişin" hakim olduğu söylenmektedir. Hekimlerin bir diğer hekimden konsültasyon talepleri azalmıştır.
* Özel hastanelerde ve polikliniklerde de kriz sonrası başvuran hastada azalma görülmüştür. Bu özellikle özel hastanelerde belirgindir. Önlem olarak personel giderleri, malzeme alımları, nöbet tutan hekim ücretleri düşürülmüş, yatırımlar azaltılmıştır.
* Hekimlerin yaşam koşullarına ilişkin olarak alım güçlerinde dramatik bir azalma gerçekleşmiştir. Kriz dönemi ile birlikte, hekimler dahil olmak üzere bütün sağlık çalışanlarının gelir düzeyleri %50 oranında azalmıştır. Hastaların krize bağlı tedavilerini uygulayamamaları da hekimler üzerinde psikolojik bir etki yapmaktadır.



İstanbul Tabip Odası'nca krizin etkilerine yönelik sadece hekimlerle sınırlı bir anket yapıldı. Ankete toplam 507 hekim katıldı. Yanıt verenler arasında pratisyen hekimler, uzmanlar, asistanlar ve akademisyen - eğiticiler var. Çoğunluğu kamu kesiminde görev yapıyor. Anketi yanıtlayanların %57'si 10 yıldan az bir süredir hekimlik yapıyor. %10'u ise meslekte 20 yılını aşmış, %64'ü evli, %45'i çocuk sahibi. İkiden fazla çocuk sahibi olan hekimlerin oranı %3.4. %65'i ise bir çocuklu. Değişik aşamalarda okul çağında çocuğu olanların oranı ise %30.
Genç hekimlerin çoğu arabasız...
Ankette hekimlere arabaları olup olmadığı, varsa arabalarının yaşı soruldu. Kriz döneminde araba sahibi oldukları anlaşılan hekimlerin oranı %10.6. Buna karşın ankete katılanların %29'u araba sahibi değil. %13'ü ise 5 yaşından daha eski model araba kullanıyor. Yanıtlar incelendiğinde arabası olmayanların büyük kısmının 1-5 yıllık hekimler olduğu görülüyor. 20 yılı aşkın süredir hekimlik yapanlar arasında da araba sahibi olmayanlar yok değil.
En çok tepki çeken soru...
"Birikimlerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna %73'e yakını "dalga mı geçiyorsunuz" diye yanıt verdi. Gelirlerinden artırabilenler arasında en çok döviz ve vadeli hesapların tercih edildiği görülüyor. Krize rağmen hekimlerin %27'si para biriktirebiliyor. Borcu olmayan hekimlerin oranının %37 olduğu ortaya çıkıyor. Borçluların çoğu kredi kartı yoluyla borçlanmış durumda.

Son bir yıldır birikimlerinizi nasıl değerlendiri
yorsunuz?
Tasarruf yapamıyorum ........ % 73.0
Vadeli hesap......................... % 7.5
Repo .................................... % 1.0
Borsa .................................... % 2.6
Döviz .................................... % 9.9
Gayrimenkul.......................... % 1.3
Kombine ............................... % 4.7

Son altı ayda neler değişti?
Ankete yanıt verenlerin yaşam koşullarındaki en önemli değişiklik birikim yapamaz hale gelmek olmuş. Aileden destek almaya başlayanların oranı %9'a yakın. Krizden sonra borçlananlar ise % 6.2. Büyük bir kısım (%27.8) ise bu yolların bir-
den çoğuna başvurmak zorunda kalmış. Son altı ayda yeni bir iş bularak geçim düzeyini korumaya çalışanların oranı %5,2 .
Anketin sonuçlarına göre krizin ardından hekimler ilk olarak tatil ve gezi harcamalarını kısmış. İkinci sırada dışarıda yemek yemeden vazgeçme geliyor. Hekimlerin %56'sı giyim harcamalarında kesintiye gitmiş. Çocukların öğrenimleri ise en az kısıntı yapılan gider kalemi.

Geçen yılın son 6 ayına göre yaşam koşullarınızda değişiklik oldu mu?
İşten ayrılmak, işini kaybetmek.................  %0
Ek bir işe girmek......................................... %5.2
İş değiştirmek ............................................. %1.9
Yeni iş aramak ........................................... %2.3
Tasarruf yapamaz hale gelmek................... %47.9
Borçlanmak ................................................ %6.2
Aileden destek almak ................................ %8.7
Kombine (özellikle son 3 madde).............. %27.8

Son 6 ayda aşağıdaki harcama kalemlerinde kesinti yaptınız mı?
Tatil-gezi ......................................... %66.7
Giyim ............................................... %56.4
Sinema, tiyatro, kültür, eğlence ....... %20.9
Kitap, dergi, gazete ...........................%9.7
Dışarıda yemek yemek .....................%63.9
Otomobil kullanımı .......................... %7.5
İşe gidiş gelişte yöntem değişikliği....%5.7
Çocukların öğrenim harcamaları ...... %2.2
Mutfak harcamalarında ......................%20.3
Bilimsel etkinliklere kendi olanaklarıyla katılım  %40.8

Gelecek belirsiz...
Ankette hekimlere ekonomik krizin geleceği konusunda da soru yöneltildi. Krizin etkisinin azalacağı veya geçeceğini düşünenler (%6) azınlıkta.
%37'si ise krizin daha da derinleşeceğini düşünüyor. "Geleceği göremeyenler" ise bir hayli çok (%39.6).
Hekimlerin önemli bir çoğunluğu, iş güvencesinin olduğu kanısında. Her an işini kaybedebileceği endişesi taşıyanların oranı %1.4. Ancak gelir ve geçinme düzeyi konusunda durum bu kadar parlak değil. Ankete yanıt verenlerin %85.2'si ekonomik geleceğinden kaygılı .

Başka bir ülke?..
Hekimlere başka bir ülkede yaşamak konusunda düşünceleri de soruldu. Hekimlerin %43'ü başka bir ülkede yaşamayı düşünmüyor. %16'sı ise başka bir ülkeye gitmeyi planlıyor. "Tek başıma olsam giderdim" ve "Eskiden olsa giderdim" diyen hekimlerin oranı %34. Yani büyük çoğunluk, gerekçeleri farklı da olsa Türkiye'de tutunmaya ve yaşam kavgasına karar vermiş durumda.

Tabip Odası'ndan beklentiler
Ankete katılan hekimlere son olarak ekonomik kriz ortamında İstanbul Tabip Odası'ndan beklentileri soruldu. Bu soruyu yanıtlayanların %17'si bu koşullarda Tabip Odası'nın bir şey yapabileceğine inanmıyor. Ekonomik sorunların çözümü için Hükümet üzerinde sürekli bir kamuoyu baskısı oluşturulması, Sağlık Bakanlığı ile görüşmeler yapılması, medya olanaklarının daha etkin değerlendirilmesi ve özel hekimlik alanının denetlenmesi en çok gelen öneriler. Görüşler arasında süresiz grev yapmaktan, topluca istifa etmeye kadar varan bir dizi öneri de var.