Ana Sayfa | Eski Sayılar

Savaşın ve terörün kaynağı eşitsizliklerdir
Umudumuz insandadır



Türkiye halkına sesleniyoruz: Hepimiz gerçeği bütün çıplaklığıyla görüyoruz. Son yaşanan olaylar gerekçe gösterilerek hepimizin ekmeğine el uzatılmak istenmesini (2002 bütçesinin çalışanlar ve ülke aleyhine daraltılması), gündelik toplumsal yaşamın, varolan "demokratik" hayatın daraltılmasını kabul etmiyoruz.

Tabip odaları temsilcilerinin katılımıyla 23 Eylül'de toplanan Türk Tabipleri Birliği Genel Yönetim Kurulu (GYK)'nun gündemi "önümüzdeki dönem programının tartışılarak belirlenmesi" idi. Ne var ki 11 Eylül tarihinde ABD'ye yönelik saldırı ister istemez GYK gündemini etkiledi. GYK konu ile ilgili yaptığı değerlendirmenin kamuoyuna iletilmesini kararlaştırdı.
"11 Eylül 2001 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri'nde binlerce insanın yaşamının yitirilmesine, yaralanmasına yol açan şiddet (kim tarafından ve ne için gerçekleştirildigine bakılmaksızın) insanın varoluşuna yöneliktir.
Her şeyden önce insan yaşamını korumak ve yaşam kalitesini yükseltmek görevi olan biz hekimler;
Amerikan halkına sesleniyoruz:Acınızı anlıyor ve paylaşıyoruz.
Benzer şekilde, son yıllarda dünyanın pek çok yerinde ve ülkemizde TV ekranlarına yansımayan saldırılarda ölen, yoksulluğa maruz kalıp acı çeken milyonlarca insanın ve yakınlarının acılarını anlayıp paylaştığımız gibi.
Benzer şekilde, bugüne nasıl gelindiğinin herkes tarafından bilinmesine karşın, çeşitli gerekçelerle dünya gündeminin en önüne çıkarılan Taleban yönetimi altında insanlıklarından uzaklaştırılmaya çalışılan Afgan halkının acısını anlayıp paylaştığımız gibi.
Ancak biz hekimler;
Başta ABD yönetimi olmak üzere çeşitli odaklar tarafindan, 11 Eylül trajedisi gerekçe gösterilerek gerçeğin bulanıklaştırılmasını, düşünme sistemlerimizin, ruhlarımızın teslim alınmasını, geleceğe güven duygularının yok edilerek insanların seyretmeye mahkum edilmesini ve böylece "terörle mücadele" gibi  gerekçelerle  tüm dünyada şiddete tapınmayı, gündelik hayatın her açıdan tahribatını kabul etmiyoruz.
Bütün insanlara sesleniyoruz: Savaş çözüm değildir. Savaşın ve terörün kaynağı dünyanın bugün içinde bulunduğu eşitsizliklerdir, insanların büyük çoğunluğunun yaşadığı yoksulluklardır. Savaşa hayır demekle bunları çözme şansını kuvvetlendirebiliriz. Bunu görmeyen ve savaş çığlığı atan herkes sorumlu olacaktır. Biz inanıyoruz ki, insanlığın ortak birikimi ne Amerika'nin ne de Afganistan'ın "medeniyet" savaşını izleyecektir. İnsanlığın ortak birikimi; bunca zenginliğe, bunca olanağa ve bilgi birikimine rağmen giderek artan açlığa, yoksulluğa ve eşitsizliklere öfke duymaktadır, isyan etmektedir.Bu birikim, bu tablonun sorumlularını insan olmaya mahkum etmeye yetecek bir gücü ortaya koyacaktır. Umudumuz insandadır.
Türkiye halkına sesleniyoruz: Hepimiz gerçeği bütün çıplaklığıyla görüyoruz.Son yaşanan olaylar gerekçe gösterilerek hepimizin ekmeğine el uzatılmak istenmesini (2002 bütçesinin çalışanlar ve ülke aleyhine daraltılması), gündelik toplumsal yaşamın, varolan "demokratik" hayatın daraltılmasını kabul etmiyoruz. Türkiye herhangi bir maceraya ne kapılmalı ne alet olmalıdır, bu ortamın dışında kalmalıdır.
Gerçek güvenliğin, milyonlarca insanın  acılarının azaltılmasının yolu, adil, demokratik, eşitlikçi ve özgür bir yaşamdan geçmektedir. Herkesin ve Türkiye'nin de görevi bunu kurmaktır, bunun için dünden daha fazla çaba gösterebilmektir.
Türk Tabipleri Birliği; insan yaşamının korunup geliştirilmesinin mutlak inkarı olan savaşa karşı gereken her türlü çabayı gösterecektir."
11 Eylül gündeminin dünya ve Türkiye'de yarattığı gelecek belirsizliğinin de yansımasıyla krizin sağlığa olumsuz etkilerinin artarak sürdüğü bütün tabip odalarının ortak saptamasıydı. Söz konusu etkinin hekimler, sağlık çalışanları ve halk olmak üzere birbirinden ayrılamaz bileşenlere sahip olduğu söylendi. Tabip odalarının önümüzdeki bir aylık süre içerisinde, krizin etkilerini somutlamak, yapılacaklarla ilgili önerileri oluşturmak ve müdahil olacak kuvveti ortaya çıkarmak üzere etkinliklerde bulunması kararlaştırıldı. Etkinlikler birim toplantılarından anket düzenlemeye, ildeki halkın temsilcilerinin vd. katılımı ile toplantılar yapmaya kadar geniş bir yelpazede ön görüldü.
Ayrıca kamu görevlileri sendika yasasının kabulü nedeniyle hekimlerin de sendikalı olmak için özendirilmeleri, bu süreçte oluşabilecek idari baskılar konusunda duyarlı olunması dile getirildi.